klaus
Oluşturulan forum yanıtları
-
YazarYazılar
-
klausAnahtar yönetici
Sevgili aylinim,
Ablan için üzüldüm ama Rabbim ona şifa verecektir zaten. Rabbimin ellerinin işleyişini biliyoruz ve tanık oluyoruz. Ayrıca bu durumuda kullanacağını tahmin ediyorum şöyle ki şifa vererek adı yüceltilsin diye.
Gerçekden de ciddi bir durum. Bende annemi kanserden kaybettiğim için risk altındayım ve yılda bir kez tümör tarama testleri taptırıyorum.Her defasında, bu duygunun nasıl olduğunu (ki sadece tahlil sonuçlarını bekleyerek ) anlamam bana yeterde artar bile . Onun için ablana Rabbimden acil şifa ve yüreğine esenlik diliyorum.
Rabbim bütün hastalara ; hastanede ve evde yatan yatalak hastalara, makineye bağlı yaşayanlara, sokaklardaki aç ve hasta olan kadın ve çoçuklara, huzur evlerinde yatan kimsesiz terkedilmiş yaşlı yatalak hastalara…
Hem şifasını, hem kutsal ruhunu, hem bereketini döksün.
Göklerdeki Babam, oğlun İsa Mesih’ in adıyla istiyorum…amin.klausAnahtar yöneticiRabbin esenliği üzerinize olsun.
Dün akşam geç vakit bir kardeşin yazısı ilgimi çekti aslında rahatsız oldum. Fakat kardeşin rumuzunu hatırlayamıyorum ki ! Bu kardeş kiliselerde bazı ahlaksızlıklar olduğunu ve para desteği aldığını vs vs yazmış.
Hatta kendisi galiba Tuncelide. Demiş ki: ”Tuncelide Rabbin inayeti ile 26 topluluk kuruldu hemde para desteği almadan” sonra kiliselerde rahatsız olduğu konuları 7 maddede sıralamış ve genelleme yapmış. Hatta size hitaben cevabı vardı. Ama dediğim ki rumuzunu hatırlayamadım. Onun yazısını alıntı yaparak altına yazmışdım. Nasıl sizin buraya gelmiş anlamış değilim. Ben araştırıyorum o kardeşi ama sizde bulup yazımı ilgili yere taşırsanız minnettar olurum zira yazım size karşı yazılmış gibi duruyor ve bu beni son derece rahatsız ediyor.
Tekrar size yazacağım. Tanrıya emanet olun.klausAnahtar yöneticiArkadaşım senin bu yorumun okuyunca biraz rahatsız oldum açıkçası. Öyle bir genelleme yapmışsın ki. ” Kiliselerde göz yumulan ahlaksızlıklar ” demişsin.
Bunları açıklar mısın?
Bak kardeşim, benim kendi kilisem bu tarz değil. Ha var diyorsan ve bunları aklınla ve yüreğinle ayırdedebildiysen bunu bizler de yapabiliriz. Değil mi?
Senin bizden ne farkın veya fazlalığın olabilir ki? Rab bize akıl vermiş irade vermiş. Bir çok kiliseleri dolaşırsın ve sana hitap edeni bulursun. Bunu ayırt edebiliyoruz hamdolsun.
Ayrıca hiç bir kiliseye gitmeyip sadece evinde ibadetini yapan ve sadece Rabbin sofrasını almak için kendine hitap eden bir kiliseye ayda bir giden kardeşler de var. Tabi ki bazı şeyler olacaktır cemaatler içinde veya kilise liderlerinde. Ama biz daima insanlara değil Rabbe bakmalıyız.
Yani gözümüz hep yukarıda olmalı ki tökezlemeyelim.
Sana esenlik dolu günler diliyorum. İnan bana bizde İsa Mesih’ in dediği ve istediği gibi AYIK VE UYANIK durabilecek kapasitedeyiz.
Hoşçakal
Rabde kal, sevgide kal.klausAnahtar yöneticiTeşşekür ederim Kores kardeşim.
ikimizinde inandığı ademden kardeşiz.
Rab’bereketi ve lütfu seninle olsun.klausAnahtar yöneticiöncelikle gözlerimin iyi gördüğünü belirmek isterim.
neden yazıların büyük puntolarda yazıldığını anlamış değilim.
ayrıca yazdığım yazıların benim dışımda moderatörlerce değiştrilmesine ,düzenlenmesine de hiç anlam veremiyorum. lütfen bırakında özgürce yazabileyim.sevgili Kores kardeşim hristiyan inancını benimsemen benim için hiçbir anlam ifade etmediğini ifade etmek isterim. benim için önemli olan insan olmandır.
söylediklerinin karşısında bana ; kızmamamı ve kırılmamamı söylemişsin.
senin inanman ve inanmaman beni kırması mümkün değildir.
benim dinim bana senin dinin sanadır, diye düşünmekteyim.ayrıca “burası böyle bir sitedir istemeyen çeker gider” tazındaki sözler hristiyanlık inancının hoşgörü hakkındaki görüşleri bende soru işaretleri oluşturuyor.
Kores kardeşime tekrar teşşekür ediyorum. sorduğum soruyu gayet net bir şekilde açıklamıştır.
tanrı hepinizi korusun, hristiyantürk forum
klausAnahtar yönetici@agape07 8713 wrote:
Hristiyan Kutsal Kitap`ina gore, Mesihten baska bir Kurtarici gelmeyecegini ve ozellikle baska bir peygamber gelmeyecegini, Incil`in vahiy bolumu ilede Tanrinin vahiylerinin tamamlandigini savunurlar.
hristiyanlık inancı islam dinini kabul etmiyor anladığım kadarıyla.
peki Kuran insan eliyle mi yazılmıştır ve Hz. Muhammed peygamber değilmidir?klausAnahtar yöneticiOlup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. Aralarında Mecdelli Meryem, küçük Yakup ile Yose’nin annesi Meryem ve Şalome bulunuyordu.
İsa daha Galile ‘deyken bu kadınlar O’ nun peşinden gitmiş ve O ‘na hizmet etmişlerdi. O’ nunla birlikte Kudüs’e gelmiş olan daha birçok kadın da olup bitenleri izliyordu.Toplumun değişik katmanlarından çok sayıda kadın ta başlangıçtan beri İsa’ya eşlik etmişti ( Luka 8:2 ve 3 ) Eşsiz kişiliği, kadın erkek tüm öğrencilerini kutsallık ve saygıda birleştirmişti.
Sanırız öğrenciler kimi kez, İsa ‘dan tanrısal bir gücün kaynaklandığına inanan bazı zengin kadınların bağışlarıyla geçimlerini sağladılar. İsa şifa mucizelerine, karşılık istemedi. Yoksul ama kanaatkar bir hayat sürdü. Sözü edilen kadınlar Galile’ de, işkence zamanında öğrencilere eşlik edip bu seçkin topluluğa hizmette bulundular.
Adları dışında, onlar hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Luka incili (8:2 ve 3) onların bir kısmının İsa’ nın güç dolu sözüyle kurtulmuş, vaktiyle kirli ruhların tutsağı insanlar olduğunu bildiriyor. Henüz kutsal ruhu almamışlardı. O’ nun korumasına muhtaç olduklarının bilincinde kendisinden ayrılmıyorlardı.
Cesur insanlar olmasalar canlarını tehlikeye atıp çarmıhın dibinde beklemezlerdi. Rabbin nasıl ruhunu teslim ettiğine gözleriyle tanık oldular. Bu gerçek müjdecilere şükran borcumuz vardır.
Belki de İsa ‘yı çarmıhtan indiremeyeceklerini bildiğinden oracıkta oturmalarına bir roma subayı izin verdi. Onlar orada asılı öğretmenlerinin ayaklarının dibinde ağlaya dursunlar, başkahinler ve yaşlılar bu korku mahallini terk ettiler.
Bu kadınların sevgili öğretmenlerine duydukları bağlılık, onlardan her birini şeytanın pençesinden kurtarmış olan Rabbe sevgileriydi, ölüm anında bile
O ‘ nun yanıbaşında beklemelerine neden olan.
Ağlıyor, dua ediyorlardı. Dudaklarını kurutan sıcağa, korkutucu karanlığa rağmen sonuna dek O’ nun yanından ayrılmadılar.İsa onlar tarafından anlaşılamayan utku çığlığıyla ruhunu verdiğinde, içlerindeki son umut kıvılcımı söndü. Allahın oğlu öldü ! Akılları durdu, yürekleri kanadı, gözleri yaşlarla doldu. En üstün insan can verdi, sevgi canını yitirdi. Allahın gücü zayıf düştü. Cevabı imkansız bir soru, çözülmesi mümkün olamayan bir muamma vardı karşılarında. Henüz Kutsal Ruh yüreklerine yerleşmediğinden dolayı Mesihin çarmıhını anlayamadılar.
DUA
Şükürler olsun Baba, tarihi yalnızca erkekler yönlendirmiyor, Egemenliğinde kadınlar da can alıcı anlarda büyük görevler üstleniyorlar. Oğlunun yüceliği bu kadınları kendisine çekti, sen onlara İsanın ölümüne gözleriyle şahit olmaları ayrıcalığını verdin. İsanın son sözlerini onlar sayesinde biliyor, O’ nun ölümünü inkar edenlere gene onların tanıklığıyla cevap verebiliyoruz. İsanın sevgisini ve tanrısal yüceliğini kavrayıp imanla kurtulabilmeleri için bu gün de kadınlarımıza, kızkardeşlerimize yardım et. Amin.
kaynak : İsa Kimdir ? adlı kitap. yazarı Abdul Mesih.
klausAnahtar yönetici@Emine 8526 wrote:
Şahsen bugüne kadar, aranızdaki yazılımlara katılmasam da; hep sizlerin iletilerinizi izledim ve de okudum. Şu anda foruma katıldım. Neden ? Yaklaşık bir kaç saat önce; sayın nasıralı beni kameradan görmek isteyince onu kıramadım ve de göründüm.Bunun üzerine Rab’de ben de bir şeyler yazayım dedim. Eşim Fırat Çölgeçen, her daim Rab’de saygı duyulacak bir kişidir. Şu anda yazdığım tümce için; keşke yazmasaydın diyor ! Ama bazılarının gerçekleri yazması gerektiğini sanıyorum. Evet! Biz kadınlar, pastör ya da önder olamayız. Ama, Tanrı yolunda bazı gerçekleri de açıklamamızda da bir engel olamaz.Ben inanlı olmadığım zamanlarda bile İsa uğruna eşimin beni bile dinlemediğini biliyorum. Daha sonra onun düşünce ve davranışlarının nedenini anladım.Burada, bakıyorum da bazıları, eşime yazılarından dolayı kırılıyor ya da onu kuyunun en karanlık köşesine atmaya çalışıyor. Ama, o sizleri Rab’de çok seviyor. Ne denirse densin ya da ne derseniz deyin; onun yüreğinden Rab’bi sökemezsiniz ve de bir köpeğin kılı dahi olsa RAB’be hep güvenir.( Şu anda yazma diye bana söylüyor ki,anlaşılan bazılarınız onun yüreğini kırmışsınız ). Eşim Fırat olduğu için değil; gerçek bir inanlı olduğu için yanındayım.Bir pastör kardeşimiz dün geceki telefon konuşmasını bilir.Biz Rab’de biriz. Eşimin dediği gibi, neyse ! Sözü uzatmayayım. Rab, sizinle olsun . rabbe hamdolsun
Demişsiniz ki ” Evet biz kadınlar pastör ya da önder olamayız. Ama, Tanrı yolunda bazı gerçekleri de açıklamamızda da bir engel olamaz”
Göklerdeki babam sizi çoook bereketlesin ve kutsasın.
Her bir bayan kardeşimizin birer RUT ve ESTER olması dileği ile…
Rabde kalın, sevgide kalın ve esen kalın.
klausAnahtar yönetici”Sen nereye gidersen oraya gideceğim. Senin Tanrın benim Tanrım olacak”
Rut’ un öyküsü bir bayan olarak beni çok etkiler. Gerçekden güçlü, sadık ve imanlı bir kadın olarak geçer tevratta.
Rut bir İsrailli değildi. Erden nehrinin diğer tarafında olan MOAV’ dan geliyordu.
Moavlılar Tanrı halkından sayılmıyordu. Rut, kıtlık sonucu Moav’ a yerleşen bir
İsrailli ile evlenir.Kocası ölünce Rut, görülmemiş bir sadakatle İsrailli kaynanası NAOMİ’ ye, derin bir adanma duygusuyla da İsrail’in Tanrısına bağlanır.
Kayınvalide ve gelin Rut, İsraile (yahudiye’ye) geri dönecekdi.Rut, kayınvalidesine ” Bende seninle gelmek istiyorum ” dedi.
Kayınvalidesi ise ona ” Buna hiç gerek yok. Benim için gelecek yok.Hem biliyorsun, benimle gelecek olsan bir yabancı konumunda olacaksın.Hiç kimse seninle evlenmek istemeyecek. Sen kendi halkınla kal.İyi bir koca bulacaksın.”Rut ” Sen nereye gidersen ben de oraya gideceğim. Sen nerede kalırsan, ben de orada kalacağım. Senin halkın benim halkım, senin Tanrın benim Tanrım olacak” ne güzel değil mi?
”Sen nerede ölürsen ben de orada öleceğim ve orada gömüleceğim” ne güçlü bir ifade değil mi? Ölümde bile birlikte olmak !
Rut kimliğini seçti o an. Kimliğinin Tanrı ile ve onun halkıyla olmasını seçti.
Kimlik ile birlikte sadakati de seçti.
KİMLİK, SADAKAT, İMAN. Tanrı bu özellikleri de bizde arar.
Tanrının bu kadını çok özel bir şekilde onurlandırdığını görüyoruz.
Yahuda oymağından değildi. İsrail’ in hiç bir oymağından değildi.
İsrail’ in dışındandı.Ama Tanrı onu içeri aldı. Ona çok iyi bir koca verdi. (BOAZ) Boaz, Rut’ u anladı.Boaz İsrail’ li olmayan Rahav’ın oğluydu. Rut ve Boaz’ ın bir oğlu oldu.
Ve bu soydan Kral Davut geldi.
Ve Süleyman ve yahudiye’ nin kralları…
Ve İSA’ ya kadar ulaştı.Esen kalın.
klausAnahtar yöneticiÖlüme adresimi verdim,
Beni aramadan bulsun diye.
Arayıp da usanmasın
Ondan korkup kaçtım,
Sanmasın diye.
Hiç bırakmadığı halde
Tutsun diye,
Beni kötü bir zorba gibi
Götürmesin diye,
En yakın dost gibi
Yürek kapılarımda bekliyorum.
Küsüp darıldığımı sanmasın diye.
En güzel hislerimi besledim,
Gönül bahçemde
Hep onu anlattım,
Bir an olsun unutmasın diye.
Bedenimi ruhuma,
Ruhumu ölüme dost yaptım,
O sonda küsmesin diye.
Gel artık dostum, uzat ellerini,
Yeter arık bu hasret gemini çektiğim
Bak hatıralarıma,
Özlemini gözyaşlarıyla yeşerttim.
Gözlüyorum kapım açık,
Dün yine seni bekledim.
Beni sıcak nefesinle canlandırdın.
Ama hiç gelemedin.
Uzaktan uzağa el salladın.
Ancak seni sezmedim.
Sonra seni sessizce dinledim.
Duydum duydum fakat kimseye söyleyemedim.
Seni istedim, düşledim.
Şimdi yanımda değilsin,
AMA GELECEĞİNİ BİLİYORUM, MÜSTERİHİM…N E C A T İ A Y D I N
Canım arkadaşım ” Yaşamak Mesih ise, Ölmek Kazançtır.” amin.
klausAnahtar yöneticiSevgili Burç arkadaşım ben sizin ne demek istediğinizi anlıyorum. Şimdi anlatacaklarımı daha önce de yazmışdım galiba. Ama tekrar sizinle paylaşmak isterim.
Sizin dediğiniz gibi ateist bir kız arkadaşım var. 15 yıllık kız arkadaşım. Ama yaşam tarzı aynı İseviler gibi. Harika bir insan. En kötü günlerimin can yoldaşı ve çok çok iyi bir sırdaş. Ben ona derim ara sıra” sen farkında değilsin ama aynı bir imanlı gibi yaşıyorsun”
Fakat…ne yazık ki fakat diyorum, ne hayatında ( özel ve sosyal) ne de evinde
(ailesiyle yaşıyor) bir türlü berket ve esenlik yok. Her şey ters gidiyor. İş yerinde sorunlar oluyor, ailesiyle sorunlarını aşamıyor yıllardır, bedeni çok çok zayıf ve sağlıksız, istediği hiç bir şey yani umutları gerçekleşmiyor. Son 7 yıldır aynı sabit işde ve bekar. Yuva istiyor ama kuramıyor. Hayatı renksiz, boş ve arkadaşsız. Bana soruyor sürekli ” nasıl bu kadar mutlusun ? en kötü günlerinde bile dimdik ayaktasın ve sürekli umutlusun” Bende ona Babamdan bahsediyorum. Ve güzel İsamdan.
Geçen haftalarda iş yerindeki sorunlar yüzünden sinir krizi geçirdi ve vücudu gittikçe kötüleşmeye başladı. Bir akşam onu evinde ziyarete gittim ve dua ettim. Onun yanında, yüksek sesle ve uzun uzun. İsam ile konuşdum. Hayranlıkla beni dinledi. Sonra o da benimle beraber amin dedi. İki gün sonra onu sahil tarafında harika bir şubeye tayin ettiler. Hayatından çok mutlu.
Bende ” bana değil İsama teşekkür et çünkü o yaptı. Bundan sonra kime ve nasıl dua edeceğini biliyorsun değil mi? ” dedim.
Bundan sonra onun yüreğini ve ne yapacağını ben bilemem sadece Baba bilir.
Sadece onu Baba yargılayacaktır. Ben veya bizler bu insanlara İsayı anlatmak zorundayız. Eğer dediğiniz gibi çevrenizde bu tarz insanlar varsa bu zaten bizlerin görevi değil mi?
Rabbime şükürler olsun ki bizleri hak etmediğimiz halde seçti ve kurtardı.
rabbe hamdolsunklausAnahtar yöneticitanri sevgidir
Ben Malatya olayından sonra öğrendim incil’de ” Korkma ” buyruğunun çok geçtiğini ve : ”Ne mutlu denenmeye dayanan kişiye ! Denemeden başarıyla çıktığı zaman Rab’bin kendisini sevenlere vaat ettiği yaşam tacını alacaktır..”
dendiğini.Şimdi güvendiğim İsa, seni yaşam tacıyla ödüllendiriyor.
Kardeşlerim Tilmann, Uğur ve Necati… Son olarak şöyle avunduğumuzu söylemek istiyorum:
Acı çeksek de ardınızdan
bizler de geleceğiz bir gün
sizlerin yanına.
Ve o zaman camdan yollarda
yürüyeceğiz
birlikte,
oynayacağız sizinle
altın sokaklarda.
(vahiy 21:21’den esinlenerek)İsmail Kulakçıoğlu
”Gerçeğe Doğru” adlı dergi nisan ayı sayı:20
” Evet ,sabırlısın, adım uğruna acılara dayandın ve yılmadın ” vahiy2:3
”Sözüme uyarak sabırla dayandın. Bende yeryüzünde yaşayanları denemek için bütün dünyanın üzerine gelecek olan denenme saatinden seni esirgeyeceğim.
TEZ GELİYORUM. TACINI KİMSE ELİNDEN ALMASIN DİYE SAHİP OLDUĞUNA SIMSIKI SARIL ” vahiy 3:10
–amin
klausAnahtar yöneticiSevgili Orhan Hocamın dularına katılıyorum.amin.
Ve bizimle paylaştığı bu ayet ile ilgili çok sevdiğim ve gitarımla çalarken içimin titrediği bir ilahi var. Bunu sizinle paylaşmak istedim;
Eğer halkım alçalırsa,
Alçalıp duayla,
Günahlarından dönüp, benim
Yüzümü ararsa.
Onları işitip, ben affederim,
Onları işitip, şifa veririm.Rab şifa ver, Baba şifa ver
Ağlayışımızı duy ve halkına bak
Rab şifa ver, bizi işit Rab,
Ve şifa ver, affet bizi
Ve bize şifa ver.Rab eğiliriz, alçalarak
Duayla geliriz,
Yüzünü ararız, alçalarak
Günahtan döneriz
Baba merhametle bizi affet
Baba merhametle, gel,şifa ver.399 nolu ilahi
klausAnahtar yöneticiSevgili Sonsuzdiren,
Bu bilgileri bize aktardığın için çok memnun oldum. Gerçekden de ülkemizdeki kazılar teknolojiyi de kullanarak ilerlemekte.
Bende Ekrem Akurgal’ın kazılarında çalışmıştım. Bana ait olan bölgede bir ev çıkarttım. Gerçekden de harika bir duygu. Evin temelinden çömlekler fışkırmıştı. Orasının mutfak olduğunu anlamam uzun sürmedi. Zaten açmayı kazdıkça ‘açma=çalışılan alan’ elime gelen çeşitli dönem parçalar çok heyecan vericiydi. Katman katman olduğu için, çeşitli dönemlerden kalma parçalar hemen kendi özelliğini yansıtıyordu.
Ama yıllardır bir sorun vardır ki şöyle; ülkemizdeki bazı önemli kazı alanları yabancıların tekelinde. Bu durumdan da mezun olan genç arkeolog arkadaşlar pek memnun olmaz. Arkadaşlar kazılara başvuru yaptıkları zaman geri çevrilirdi.
Şu an durum ne aşamada fikrim yok. Pamukkale kazılarına başvurulur alınmazlar çünkü orada italyanlar çalışmakta. Efes kazılarına başvurulur olmaz çünkü orada Avusturyalılar çalışmakta. Afrodisias’a başvurulur olmaz çünkü orada Amerikalılar çalışmakta. Bergama’ya başvurulur olmaz çünkü orada Almanlar çalışmakta….Bu liste uzar gider.
Arkadaşlar eğer benim gibi üniversite boyunca yüksek puanlarla sınıfları geçtikçe, o yaz kendi hocalarının kazılarına katılabilirdi. Yani mezun oldukdan sonra elinizi kolunuzu sallayıp bir kazı yerine başvuru yapamazsınız. Almıyorlar çünkü kazıya yüklü miktarda hem maddi olarak yardım ediyorlar hemde kendi ülkelerinden uzman hocalar ve öğrenciler getiriyorlar. Yazıda da belirtilmiş bakın; Amerikalılar’dan kalma arazi aracı ve vinc vs vs.
Yani her türlü teknolojiyi onlar sağladıkları için bizim onların karşısında bir şey isteyecek durumumuz kalmıyor!! Kendi topraklarımızda genç arkeolog arkadaşlarım yetişemiyor!!
Ben üniversiteyi bitireli çok uzun yıllar oldu. Belki benden sonra bir değişiklik olmuştur. Belki sistem değişmiştir, bilemem. Ama öyle olursa çok mutlu olurum arkadaşlarım adına. Bunu paylaşmak istedim sizinle.
Rab sizinle olsun. Esen kalın.klausAnahtar yönetici@BURÇ 7454 wrote:
Sevgili KAYRAM, düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.Bu şekilde güzel cümleler okumak insanı mutlu ediyor.
Aslında gün geldi yetemediğim bir çok yerlerde bende protestanlara sorular sordum.Onların bilgilerinden yararlandım.İnsanın herhangi bir mezhebe ayit olması onu bilgili yada bilgisiz yapmaz.Protestan olupta ciddi anlamda bu işi çok iyi bilen ve kendilerine mutlaka danışılması gereken insanlar vardır ki Orhan Ant’a bu kişilerin en iyi örneklerinden biridir.Aynı zamanda Papa olupta kör cahil olanda insanlar vardır.Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi geçmişte Papalık makamı iki aile arasında gidip geliyordu.Bir şekilde babadan oğula geçme bir Papalık sistemi vardı.Şimdi bu insanların bilgisine mi bakılıyordu yoksa kan bağınamı?Elbetteki bilgisine yada yaşamışlığına bakılmadan Papa seçiliyordu ve çok yanlış bir şeydi.
Burada bir çok mesajlarımda belirttim.Ben kesinlikle Katolik değilim!Hatta ve hatta Kutsal Kitabın ta kendisi mezhep kavramına karşı çıkar.O mezheptenim yada bu mezheptenim demek çok büyük bir yanlıştır; çünkü bu bize bölücülükten başka bir şey vermez!
Sonuna kadar eleştirelim.Papaları eleştirelim, yada diğer mezhebe ait olan din adamlarını eleştirelim; ama eğer herhangi bir mezhepten diye bir insanı dinsiz yada Tanrı tanımaz olarak adlandırıyorsanız ben buna karşı çıkıyorum.
Sevgili KAYRAM, sözüm kesinlikle size değildir…Ama sizde çok iyi bilirsiniz ki bir çok protestan Kutsal Kitap’ta ki “dostunu sev, düşmanını da sev” mantığını baz alarak Katolikleri dinsiz ve en büyük günahkar görmelerine rağmen “Onlarda Tanrının yaratmış olduğu bir insandır ve onlarıda çok severim” derler.Oysaki Protestanların da Katolik mezhebine ait olan insanları, doğrularıyla yanlışlarıyla, Rab İsa yolunda yürüyen bireyler olarak görmeleri gerekmektedir.İşte benim kavgam budur :)Yoksa herhangi bir mezhebi övmek yada kötülemek değildir.
Aslında konu çok farklıydı, Hitlerdi…Sayın Çölgeçen’in mesajından sonra konu buralara kadar geldi…
Sevgili Burç, haklısın. Bir bütün olmalıyız ama sadece katolik kiliselerinde ayinlerde şunu görebilirsin (ki ben ailemle katılmak durumunda kalıyorum bazı durumlarda) ibadet için gelen insanlara broşürler dağıtıyorlar, ibadet sırasında takip edesiniz diye.
Dualar edilirken bende takip ediyorum oradan. Dualar ediliyor ediliyor ediliyor ve en sonunda ” sadece gerçek olan katolik kilisenin varlığına iman ediyorum ” diyorlar. Bende eşlik ederken bu cümleye geldiğim zaman hop atlıyorum.
Yani bu şekilde dua eden sadece katolikler, bizler değiliz ki. Bizler kendi kilisemizde her tapınmada demiyoruz ki ” biz de kutsal kitaba göre yaşıyoruz. Doğru olan protestanlıkdır ” falan demiyoruz.
Ha insanlar toplum içinde birbirleri için laf söyleyip, dinlerindeki ayrılıkları dile getirebiliyor. Bu ayrı bir şey, katoliklerin sürekli ibadetlerinde üstüne basa basa vurguladıkları olay farklı bir şey. Orada benim gibi misafir giden, yakınlarının düğününe veya vaftizine katılan protestanlar, o an( ben dahil) sence ne hissediyorlar ? İşte bizim kilisemize gelen katolik misafirler bunu hissetmiyorlar, çünkü hissettirmiyoruz.
Esen kal arkadaşım.tanri sevgidir
-
YazarYazılar