klaus
Oluşturulan forum yanıtları
-
YazarYazılar
-
klausAnahtar yönetici
Sevgili halleluya demişsiniz ki ;
” Sarkis Paşaoğlunun yazılarını okuyun…….
”Aykırı olan düşüncelerinizi de yine Kutsal Kitap ışığında bizlere yansıtınız …”Sevgili Haleluya kime göre aykırı düşünceler ? Sarkis ‘e göre mi ?
Biz düşüncelerimizi paylaştık. Biz dedik ki ”İsa yüreklere bakar, imana bakar. Bizi ancak yargı günü o yargılar, insanoğlu kim ki ? ” dedik.
Bu cümle yapınız bana enteresan geldi açıkçası.Esenlikle kalın.Sevgiyle kalın.
klausAnahtar yöneticiSevgili Burç kardeşim, ben de bu konuda seninle aynı fikirdeyim.
Ben bir protestan bayan olarak bebek vaftizi konusunda esnek düşünüyorum. Bebeklerimizi doğar doğmaz vaftiz etsek ne olur? Sonuçda yargı günü yüreklerimizi Rab İsa yargılayacak.
O gün bize Rab ” Neden böyle yaptın bilmez misin bu kutsal kitapta yoktur ” mu der ?
Yoksa ” Neden böyle yaptın bilmez misin bu günahtır mı ” der ?
Benim İsam eminim ki şöyle der ” Ne yaptıysan imanın için yaptın sevgili oğlum, sevgili kızım ” der ve sevgiyle , şefkatle bakar.
Evet bizim Rabbimiz bunu der. Madem öyle , biz insanoğlu kimiz ki başkalarını yargılayalım ? Ve neden Rabbin adına konuşup yorum yapalım ki ?Esenlikle kalın sevgili kardeşler.
Rabde kalın, Sevgide kalın.klausAnahtar yöneticiEvlilik, iş değiştirmek, göç etmek, kilisede yeni bir göreve başlamak gibi önemli kararlarda, günahlılığımızdan tövbe etmek istediğimizde, sevinçli ya da üzüntülü olaylarda, ruhsal konularda bilgelik ve hikmet kazanmak için, gururumuzun kırılması, Tanrı’yı hayatımızda ve düşüncemizde yüceltmek için, alçakgönüllük ile Tanrı’ya hizmet etmek ve O’nun lütfunu daha iyi anlamak için, ruhsal savaşta galip gelmek ve şeytanın tuzaklarını kırmak için, zayıflıklarımızın kaldırılması ve özdenetim kazanmak için, Tanrı’nın bize yol göstermesi, bizi kuvvetlendirmesi, hayatımızdaki kurak olan alanları yeşertmesi, bize destek olması ve her alanda bizi bereketlemesi için oruç tutabiliriz.
Hayatımızda eksik olan ruhsal meyvaların çoğalması, Rab’den dilediğimiz birşeyin O’nun isteğine uygun olup olmadığını anlamak için oruç tutabiliriz. Tanrı’nın yön vermesini, iyileştiren, kutsayan merhametli elinin dokunmasını istediğiniz her durumda; yani hayatın her alanında karşılaştığımız iyi ya da kötü durumlarda oruç tutabiliriz.klausAnahtar yöneticiİsa Mesih hizmetine başlamadan önce 40 gün süre oruç tutmuştu. Bu orucun sonunda denendiğinde galip gelmişti. İsa Mesih oruç tutarken ruhsal ve bedensel olarak Tanrı ile birlikteydi. Bu süre içinde dünyasal işlerden uzaklaştığı için Tanrısal ruhsal olana yoğunlaşabildi. Kendisi bu alışkanlığı hayatın her gününe yayabilmeyi iyi biliyordu.
Bu yüzden Yuhanna 4:34 ayetinde ‘Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve O’nun işini tamamlamaktır’ diyerek orucun meyvalarını hayatın tamamına ve her alanına nasıl taşıdığını gösterir. İsa Mesih’in buradaki ifadesinden orucun; yiyeceğini dolaba kaldırıp aç kalarak değil, Tanrı sözü ve işi ile meşgul olarak yapılan bir ibadet olduğunu görüyoruz.
İsa Mesih yaşamın her anına ve alanına taşıdığı orucun bu meyvası gereği, kendi etinden olandan kaçınmamış, bu yüzden vergi görevlilerinin ve günahkarların dostu olmakla suçlanmıştı.Yine Zakay’ın evine gittiği için günahkarlarla dost olamakla suçlanıyordu.
Bu örneklerden açıkca anlaşıldığı gibi öncelikle tuttuğumuz orucun meyve vermesi önemlidir. Bu yüzden yılın dilediğimiz ayında oruca başlayabiliriz.klausAnahtar yönetici18. ve 19. Yüzyıl Protestan Kiliseleri uyanış tecrübesi yaşamış oduklarından ruhsal açıdan durgun hissedilen dönemlerde Mesih’in huzurunu özleyerek oruç tutarlardı. Genellikle belli bir hafta sonu seçildikten sonra, cumartesi günü oruçlu dua iç18in toplanırlardı. Kendilerini Kutsal Sözün açıklanmasına ve duaya adayıp Pazar günleri ise oruçsuz olarak ibadet ederlerdi.
Kutsal Kitapta Tanrı halkının takvime göre (7. ayın 10. günü) tuttuğu en belirgin oruç, kefaret orucuydu1. Bundan başka 4.ayın 7.günü, 5.ayın 9.günü, 7.ayın 3.günü, 10.ayın 10.günü oruç tutmaktaydılar2. Buna karşın Kutsal Kitapta Tanrı halkı üzüntülü ve sıkıntılı oldukları durumlarda (1.Samuel 1:7), ülkenin geleceği içinendişe duyduklarında (2.Samuel 1:12), günahtan dönmek ve tövbe etmek istediklerinde (1.Samuel 7:6), Tanrı’dan ve O’nun öfkesinden korkulduğu zamanlarda (2.Samuel 12:6), günaha düştüklerinde (Ezra 10:6), endişe ve karışıklığın olduğu zamanlarda (Hakimler 20:26), tehdit ve korku olduğu zamanlarda (2.Tarihler 20:3), oruç tutmaktaydılar.
Yani orucu başlatan şey özel bir ay ya da gün değil, o an için yaşanılan özel durumlardı. Orucu başlatan şeyler takvimsel hesaplar değil, Tanrı ile aranan yakın ilişki ve Tanrı’dan yardım ve merhamet beklentisinin olduğu özel durumlardı
Mesela Kutsal Kitabın Yoel 1.14.ayetinde: ‘Oruç takdis edin, toplantıya çağırın, ihtiyarları ve memlekette oturanların hepsini Allahınız Rabbin evine toplayın ve Rabbe feryat edin’ sözleri ile görüyoruz ki, bunun gibi durumlarda Tanrı’nın halkı yılın herhangi bir gününde oruç başlatmaktaydı. Bu durumda orucu kilise uygun gördüğü her zamanda başlatabilir.
Gerek ülkenin içinde bulunduğu durum gerekse kilisenin içinde bulundu zorluk yada ruhsal bir bereket ve ruhsal uyanış, veya kilisenin tarihindeki herhangi önemli bir olay oruç sebebi olabilir. Bunun dışında kiliselerin ibadet takvimlerinde cemaati teşvik ve hatırlatma için oruç ve perhiz günleri belirlenmiştir. Ancak bu takvimlerde belirtilen oruç günleri bir düzen olması için önerilmiştir. Belirlenmiş dönemler dışında kişiler isterse ayrıca oruç tutabilirler.
Cemaatin tek bir beden olarak birlik içinde katıldığı orucun ruhsal bereketlerini yine bütün cemaat olarak birlikte paylaşması güzel bir tecrübe olacaktır. Bunun dışında elbette kişiler ayrıca oruç tutabilir.
klausAnahtar yöneticiOrucu Ne Zaman Tutmalıyız ? :
2.yüzyıldaki ‘Didake’ öğreti kitabında o dönem Mesih İnanlılarına çarşamba ve cuma günü oruç tutmaları öğretilmekteydi. Bu dualı bir oruçtu. Bazen bu oruç cumartesi günü de devam ederdi. İkinci yüzyıldaki kiliselerin Diriliş Bayramından önce (Paskalya) oruç tuttukları bilinmektedir.
4.yüzyılda ‘Quadragesima’ adıyla kırk günlük oruç tutulduğu bilinmektedir. Bazı yerlerde yeni imanlılar bu kırk günlük sürede vaftize hazırlanırlardı. Bazı kiliseler bu süreyeBazı kiliseler bu süreye bir hafta daha ilave ederek Diriliş Bayrımı (Paskalya) öncesinde 7 hafta oruç tuttular.J.Calvin Oruç :Hakkındaki Öğretişi:
Calvin; Kutsal Yasa ve Peygamberlerin örneğini izleyen Müjde Elçilerinin günlerinden beri kilisenin tuttuğu oruç ‘yararlı bir displindir’ diye yazmıştır. Ayrıca:
a) ‘Hiç oruç tutmamak batıl inanca bağlı oruç tutmaktan daha iyidir.’ demiştir.
b) Oruç kişisel amaçlı olarak bedenin kötü işlerini Ruh’la öldürmek için etkindir (Rom 8.13)
c) Tanrı halkının dua etmeye ve Tanrı sözü üzerinde derin düşünmeye hazırlanması için hem kişisel hem de topluluk olarak birlikte oruç tutması tavsiye edilir.
d) Kilise çobanları yaşanılan zamanın ihtiyacına göre oruçlu dua için cemaati toplamaya mecburdurlar. Kutsal Kitap bu toplantıların zaman ve şeklini emretmeyip kilisenin muhakemesine bırakmıştır.Oruç sebepleri:
Dini ihtilaf tartışılacağı zaman, önderler seçileceği zaman, önemli kararlar verilmeden önce, salgın, hastalık, kıtlık, savaş v.s. krizler olabilir.
e) Dirirliş Bayramından önce tutulan orucu putlaştırmamak gerekir. Çünkü Mosa, İlya ve Mesih’in kırk günlük oruçları Paskalya için örnek gösterilemez.
J.Calvin’in oruç öğretisinin batıl inançlar konusundaki hatırlatmasını gözönüne alaraktan, bu durumda orucu batıl inançları reddetme ve onlardan uzaklaşma gayreti olarak tanımlamamız yada bunları oruçtaki hedeflerden biri olarak görmekemiz esas olacaktır. Tanrı önünde yürüyen bir kişinin hayatında olmaması gereken batıl inançların üzerimizdeki etkisini ve yaptırımını reddetmemiz bunu çevremize böyle tanıtmamız gerekmektedir.
Kişi oruç tutarak sevap kazanamaz. Oruç tutarken orucun amacını hatırımızda tutmalıyız. Oruç yürekten olmalıdır.
klausAnahtar yöneticiMESİH MERKEZLİ ORUÇ
Kendi isteği ile birşeyler yapmayı sevmeyen insanoğlu oruç denince kendisini mecbur edecek bir takım şartlar aramaktadır. Bu yüzden oruç denince hemen sorulan sorulardan bir tanesi; orucun ne zaman tutlacağıdır. Oruç kaç gün tutulacak yada kaç gün tutulmalıdır, nasıl tutulacak, orucu ne bozar ya da neler bozmaz soruları ile insanoğlu hemen kendisine kurallar ve şartlar aramaya meyillidir.
Ancak Kutsal Kitap bize bu konuda bir cevap vermez. Bizlerin bu türden tutum ve anlayışımız oruçta hedeflenen ruhaniyeti engellemekten başka bir işe yaramaz.Orucumuz yaşadığımız dünyaya İsa Mesih’i ilan etmelidir.Gündelik hayatta karşılaştığımız her sorunda İsa Mesih’in merhamet yüreğine uygun bir davranışı sergilemek, O’nun sözlerini hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmeye çalışmak orucumuzu Mesih Merkezli bir oruç yapacaktır. Oruç boyunca İsa Mesih’in iradesini hayatımızda görünür kılmak, Kutsal Kitabı yaşamımız ve sözlerimizle yansıtmaya çalışmak gayreti orucumuzu Mesih Merkezli bir oruç yapacaktır.
Kutsal Yazılar İsa Mesih’i işaret ettiği gibi orucumuzda İsa Mesih’i işaret etmelidir. Oruç süresince düzeltmeye çalıştığımız sözleriniz ve davranışlarımızla İsa Mesih’in öğretişleriyle çelişmeyen bir davranış ve söz bütünlüğüne olabildiği orada sahip olmak oruçtan sonraki dönemde hayatımızı daha bir yenilenmiş hale getirecektir
Matta 6.16-18 ayetler:
“Oruç tuttuğunuz zaman, iki yüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm veririler. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.”
İsa Mesih’in verdiği bu örnekte başkalarına oruç tuttuğunu belli eden, bir anlamda elalem ne der korkusu ya da insanların övgüsü için tutulan orucun Tanrısal bir değeri olmadığını görüyoruz.İsa Mesih’in oruç öğretişi, orucu ne zaman tutacağız, nasıl tutacağız, ne kadar zaman tutacağız? gibi sorulardan uzaktır. İsa Mesih oruçtan bahsederken rakamlarla ve kurallarla ilgilenmiyor, O’nun dikkat ettiği nokta tutulan orucun ruhaniyetidir.
Bu ayette ‘Oruç tuttuğunuz zaman’ ifadesi sık sık sorulan ‘Hristiyanlıkta oruç var mı?’ sorusuna yeterli bir cevap olmaktadır. İncil’e göre oruç, bir hristiyanın Kutsal Kitap okumak, dua etmek, kilise faaliyetlerine katılmak gibi ruhsal solunum faaliyetlerinden biridir.
İncil, yılın şu ayında, şu şartlarda, şu kadar oruç tutun diye bir öğretiş vermez. İncil’in bahsettiği yürekten inanmış kişi zaten oruç tutmaktadır. Orucu yanlızca senenin bazı aylarına bölerek toplumsal bir zorunluluk, bir yarış gibi düşünmek, ya da tutulmadığı zaman bazı cezai yaptırımları öne sürerek uygulatmaya çalışmak İncil’in oruç anlayışında yoktur
Tanrı, bizlerin O’nunla olan ilişkimizde özgür olmamızı ister.
klausAnahtar yöneticiKutsal kitabın bu bölümünü çok severim. Rabbin bize verdiklerini anlayıp şükredebiliyor muyuz? Veya Kutsal değerlerimize ne kadar sahip çıkıyoruz? Bu bölüm buna ne güzel örnekdir.
Esav ile yakup kardeş ama anneleri Rebekka Yakup’ u, babaları İshak ise Esav’ ı daha çok severdi. Çünkü onun getirdiği av etlerini yerdi. ( yaratılış 25: 28 )
Bir gün avdan aç dönen Esav Yakup’ un çorba pişirdiğini görür.Ondan çorba ister. Yakup buna karşılık ilk oğulluk hakkını ister. Esav bir kase mercimek çorbası için ilk oğulluk hakkını satar. Büyük hata !
Annesi de bu konuda onu destekler. Yakup bir aldatmaca ile babası tarafından kutsanır ve kaçar. Kaçıp dayısına sığınır. Evlenir…çoçukları olur…zengin olur…
Bir gün Rab, Yakup’a evine dön der. Ama Yakup Esavdan korkmakda. Çünkü ailesine gelip saldıracağını düşünmekte ve Tanrıyla kendince pazarlık yapmakta.yaratılış 32:9-12
9: ” Seni kesinlikle başarılı kılacağım, soyunu denizin kumu gibi sayılamayacak kadar çoğaltacağım ‘ diye söz vermiştin bana ”Böyle söyleyerek ilk oğulluk hakkını da alarak Tanrının verdiği vaadi hatırlatıyor (yani ibrahime verilen vaadi)
yaratılış 32:24
” Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti”
Yakup gün ağarana kadar bu adamla güreşir. Yakup’u yenemeyeceğini anlayan adam onun uyluk kemiğine dokunuyor.
Adam : ” Bırak beni, gün ağarıyor ”
Yakup: ” Beni kutsamadıkça seni bırakmam ”
Adam : ” Adın ne ? ”
Yakup : ” Yakup ”
Adam : ” Artık sana Yakup değil , İsrail denecek. Çünkü Tanrı’ yla, insanlarla güreşip yendin ”
Adam sonra Yakup ‘u kutsar.
Ve ona İSRAİL adını verir.Esav neden o adamla güreşti ? Birincisi; adamı Tanrı yerine koyar.
Ayette adamın dediği gibi ” Çünkü Tanrı’ yla, insanlarla güreşip yendin ”
İkincisi; birinci kutsama hileliydi.Rab onun uyluk kemiğine dokunarak zayıflattı yani diz çöktürdü.
Alçakgönüllü olsun istedi. Dikbaşlı olmasını istemedi.Romalılar 9:13 ” Yazılmış olduğu gibi , ” Yakup’u sevdim, Esavdan ise nefret ettim ”
Neden nefret ettim dedi ? Çünkü Esav ilk oğulluk hakkını değersiz sayarak sattı. Saygısızlık etti.
İbraniler 12:16,17
”Kimse ilkoğulluk hakkını bir yemeğe karşılık satan Esav gibi kutsal değerlere saygısızlık etmesin ”Biz imanlılar acaba kutsal değerlerimize yeteri kadar değer veriyor muyuz? Doğan her yeni gün için ona şükrediyor muyuz?
9. Ekim 2008: 18:41 yanıtla: Gaziantep – Kahramanmaraş Diriliş Kilisesi için lütfen dua edelim! #31211klausAnahtar yöneticiRab,
Bu kiliselerimizi senin önüne getiriyoruz. Çeşitli zorluklardan geçseler de, çeşitli sınamalardan geçseler de senin isteğin doğrultusunda bir araya geldiler. Rab sen oradaki kardeşlerimizi bereketle ve koru. Kutsal ruhun hep onlarla olsun, ateşin yansın.
Sana ellerini açıp, RAB ! RAB ! diyen bu küçük kiliselerini daha da büyüt. Hatta bütün kiliselerini büyüt.Senin adın yüceltilsin, senin adına ezgiler ve ilahiler söylensin. Çünkü sen harikasın Ya Rab.
Rab kiliselerimizin güvenlik içinde çoğalması için sana yalvarıyoruz. Ve kapatılan diğer kiliselerimizin de hemen açılmasını isitiyoruz. Evet Rab bunu senden istiyoruz.
Göklerdeki Babam, oğlun İsa Mesih’ in adıyla
Amin.
klausAnahtar yöneticiSevgili kardeşler başka bir siteden aldığım bilgiye göre ödemiş kilisesi emniyet tarafından kapatılmış. Orada zor şartlar altında ibadet yapmaya çalışan kardeşler için yoğun dua talebi var.
Rabbimiz İsa Mesihin selameti hepimizin üzerinde olsun.
” Rab bizim çobanımızdır bize bir şey olmaz ! ”
Esenlikle kalın kardeşler.
Rabdeki kızkardeşiniz.
klausAnahtar yöneticiSevgili Halleluya yazılarınızı okuyunca Rabbimin o güzel ellerinin işleri için şükretttim. Her gün çalışıyor hamdolsun !
Benim de başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim.
Yurtdışına ablam ve eniştemi ziyarete gidiyordum. Hayatımda ilk kez ve yalnız başıma yurt dışına çıkacakdım. Ablam bana havaalanına ulaşana kadar karşıma çıkacak yönlendirme lehalarından tutun da en ufak ayrıntıya kadar yazdırmışdı. Elimde uzun bir liste vardı :)
Yol boyunca defalarca okuyup ezberlemeye çalışmışdım. Ama nafile bir türlü kafamdaki parçalar oturmuyordu heyecandan. Dış hatlar solda, düz yürü karşında asansör, yukarı çık gümrük kontrol vs vs :)
Eşyalarım o kadar çokdu ki inanılmaz. Annem yurtdışında sanki kıtlık var sanıyordu ! iki tane bavul, bir sırt çantam, çapraz vaziyette sola ve sağa takdığım spor çantalarım.Garajda turnikelerden geçerken başladı aksilikler. Metroya inmek için merdivenleri kullanmam gerekti. Yürüyen bir bant tabi ki yokdu orada. Önce eşyalarımın bir kısmını indirdim merdivenlerden sonra yukarı çıkıp diğer kısmını. Bir kaç dakika geçmedi ki bir adamcağız dedi ki ” kızım havaalanına gidiyorsun belli. Ama gidiş bu yön değil ! merdivenlerden geri çık öbür tarafdaki merdivenlerden in ” O an ne hissedebilirim tahmin edin :)
Tekrar bavulları iki posta yapıp yukarı çıkardım ve iki posta yapıp diğer tarafa indirdim. Saat gece vaktine geliyordu. Bu saati özellikle ayarlamışdım çünkü uçağım sabah 05.00 de idi. Metroya zar zor bindim. Metro, alana gelince bir ben bir de iki adam vardı metronun içinde. Bana uzakdan bakıyorlardı. Ben tekrar bavullarımı indirdim.
Ve merdivenlerin dibine geldim. Yukarı çıkmak için çok yorgundum. Artık kaslarım o kadar ağrıyordu ki hareket edemiyordum. Sanki donmuşdum. Dedim ” Tanrım eğer buradaysan yanımda olduğunu hissettir ! Buna ihtiyacım var ” O sırada o iki adam geldi bana yardım etmek istediklerini söyledi . Bende büyük bir minnetle kabul ettim.
Önce eşyalarımı bir el arabası bulup koydular ve asansöre taşıdılar.!
Nasıl da akıl edemedim ! :)) Sonra bütün o listedeki tarifleri ve yönlendirmeleri bir çırpıda geçirip hatta pasaport kontrolünde pasaport polisleriyle konuşup iki saniyede geçmemi sağladılar. Düşündüm ki bu iki adam bu alanda görevli ve tanınıyorlar.
Ben bavullarımla yüklü el arabamla artık rahat bir nefes alıp onlara teşekkür etmek için döndüğüm de ise o iki adamı göremedim! İnanın bana aniden yok oldular. Kocaman uzun koridora baktım yokdular ! O koridoru kaç saniyede yürüyebilirler ki ? En azından yürürken görülebilirler !
O an anladım ki o adamlar benim meleklerimdi ! Evet evet melekler.
Ben hergün Tanrının üzerimizde gözleri olduğu için şükür ediyorum.
Ve herkese diyorum ki ” Lütfen etrafınıza çok iyi bakın. Meleklerinizi görebilirsiniz ” :))
Esenlikle kalın.klausAnahtar yönetici@KAYRAM 10102 wrote:
Bu güzel fotoğrafları gördüğüm an çok heyecanlandım. Teşekkür ederim sevigili evangelist. Lütfen böyle şeyler vermeye devam edin. Babam sizi ve bütün kardeşlerimizi bereketlesin. Esenlikle kalın.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Sion kapısını yakından ilk bu resimde gördüm ve ellerim titredi. Geçen sene kasım ayında bir rüyamda aynı bu kapıyı görmüşdüm. Ama neresi olduğunu anlayamamışdım. Üzeri beyaz keten elbiseli insanlar bu kapıdan yani sol tarafdan içeri girip çıkıyordu. Sanki soldaki girişin içeri kısmında hemen sağ tarafında kapı ve büyük bir salon vardı. O salondaydım bende ve bekleme yeri gibiydi. Tabi resimden iç kısım görülemiyor.
O duvarın arkası yani soldaki girişin sonu avluya mı açılıyor çok merak ettim. Oraları gezip bilen bir kardeş bana detaylı bilgi yazarsa inanın çok mutlu olurum.Esenlikle kalın.
Tekrar tekrar inceledim resimleri de Şam ( Damaskus ) kapısı da olabilir. Aynı şekilde giriş solda.
klausAnahtar yöneticiBu güzel fotoğrafları gördüğüm an çok heyecanlandım. Teşekkür ederim sevigili evangelist. Lütfen böyle şeyler vermeye devam edin. Babam sizi ve bütün kardeşlerimizi bereketlesin. Esenlikle kalın.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Sion kapısını yakından ilk bu resimde gördüm ve ellerim titredi. Geçen sene kasım ayında bir rüyamda aynı bu kapıyı görmüşdüm. Ama neresi olduğunu anlayamamışdım. Üzeri beyaz keten elbiseli insanlar bu kapıdan yani sol tarafdan içeri girip çıkıyordu. Sanki soldaki girişin içeri kısmında hemen sağ tarafında kapı ve büyük bir salon vardı. O salondaydım bende ve bekleme yeri gibiydi. Tabi resimden iç kısım görülemiyor.
O duvarın arkası yani soldaki girişin sonu avluya mı açılıyor çok merak ettim. Oraları gezip bilen bir kardeş bana detaylı bilgi yazarsa inanın çok mutlu olurum.Esenlikle kalın.
klausAnahtar yöneticiHayatta olduğunu sakın unutma,ama bu senin kendi fikrin değil,nefes alıyorsun, bu senin kararın değil.
Sakın unutma, hayatta olduğun başkasının fikri ve senin nefes alman ise, onun sana hediyesi.
Sakın unutma, kimse senin gibi düşünmüyor,hissetmiyor ve hareket etmiyor ve de kimse senin gibi gülümsemiyor.
Sakın unutma, gökyüzünü kimse senin gördüğün gözle göremez.Ve kimse senin bildiklerini bilemez.
Sakın unutma, senin yüzünün aynısı dünyada kimsede yok. Ve böyle gözler yanlızca sende var.
Sakın unutma, paralı da olsan parasız da olsan zenginsin, Çünkü hayattasın, yaşıyorsun!
Kimse senin gibi yaşamıyor.
Sen tesadüf çocuğu değilsin, Tabiatın bir hevesi de değilsin.
Hayat şarkını zor veya kolay da söylesen, sen Tanrının bir düşüncesi idin, ve hatta, kusursuz olanı.
SEN SENSİN.
klausAnahtar yöneticiSevgili Halleluya bu bilgileri bizimle paylaştığınız için sağolun.
Alfabetik sıraya göre gidecek sanırım. Devamını bekliyoruz.Esenlikle kal.
-
YazarYazılar