İslamiyet ile dialog…
- Bu konu 4 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
21. Şubat 2010: 12:14 #26776AnonimPasif
Hristiyanlığın İslamiyet’e olan cevapları ile ilgili çok teferuatlı bir site (Türkçe bölümü de var):
http://www.answering-islam.org/
Bu konu çok büyük bir konu elbet ve çoğu kez sorulan bazı sorulara karşı koca kitaplara sığacak cevaplar verilmesi gerektiği hissi uyandırıyor çoğu Hristiyanlar’da. Bu adresi verilen site tam bu ihtiyaca cevap teşkil etmeye yönelik bir çalışma. Her isteyenin konuyla ilgili olarak başvurabileceği bir site. Not edeyim dedim.
22. Şubat 2010: 16:05 #34537AnonimPasif@Viran dede 17410 wrote:
Hristiyanlığın İslamiyet’e olan cevapları ile ilgili çok teferuatlı bir site (Türkçe bölümü de var):
http://www.answering-islam.org/
Bu konu çok büyük bir konu elbet ve çoğu kez sorulan bazı sorulara karşı koca kitaplara sığacak cevaplar verilmesi gerektiği hissi uyandırıyor çoğu Hristiyanlar’da. Bu adresi verilen site tam bu ihtiyaca cevap teşkil etmeye yönelik bir çalışma. Her isteyenin konuyla ilgili olarak başvurabileceği bir site. Not edeyim dedim.
dün akşam girdim çok güzel ir site tavsiye ederim.özellikle benim gibi yeni öğrenenlere..
23. Şubat 2010: 16:04 #34545AnonimPasifMesih İnancı’nda Tanrı’nın Birliği
Biz Mesih İnanlıları, eşi ortağı olmayan, sınırsız, yeri ve gökleri kuşatan, her şeyin yaratıcısı, öncesiz, sonrasız, mülkünün sonu olmayan tek bir İlâh’a inanırız.
Bu inanç Kutsal İncil’de de, Mesih İmanı’nın Yasası’nda da apaçıktır.
1. Mesih, bir Yahudi kendisine, ”Ey öğretmen, en büyük buyruk nedir?” diye sorduğunda bu inancı açıklamıştı: ”…En önemlisi şudur: Dinle ey İsrail! Tanrımız olan Rab, tek Rab’dir. Tanrı’n olan Rabbi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle sev. İkincisi de şudur: Komşunu kendin gibi sev. Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.” (Markos 12:29-31) Bu, Tesniye kitabında bildirilenlerin vurgulanmasıdır. Bu buyruğu Kuran dili ile söylemeye kalksak şöyle diyeceğiz: Allah, ilâhımız tektir, samettir. (Yok olmayan, sürekli)
2. Elçi Pavlus bu konuda şöyle diyor: ”Yoksa Tanrı yalnız Yahudilerin Tanrısı mıdır? Diğer ulusların da Tanrısı değil mi? Elbette, diğer ulusların da Tanrısıdır… Çünkü, …Tanrı tektir.” (Romalılar 3:29,30)3. Elçi Yakup ise aynı inancı açıklarken, ”Sen Tanrı’nın bir olduğuna inanıyorsun: İyi ediyorsun…” (Yakup 2:19) diyor.
4. Bu ve Kutsal Kitap’ın içinde bol miktarda bulunan diğer metinlerden Kilise’nin nesiller boyunca söylediği İman Yasası çıkarılmıştır: ”Tek bir İlâh’a inanırız… göklerin ve yerin, görülen ve görülmeyen her şeyin yaratıcısı.”
Mesih İnancında Kutsal Üçlük
Üçlük İnancı (kesinlikle) bazılarının sandığı gibi üç İlâh’ın varlığı anlamına gelmez. Bu inancın gerçek anlamı Allah’ın bir olmasıdır.
¨ Özü (Zat, öz benlik) ile vardır, kendisine BABA der.
¨ Sözü ile vardır, kendisine SÖZ-OĞUL der.
¨ Ruh’u ile diridir ve KUTSAL RUH olduğunu duyurur.
Bu adlardan bildiğimiz anlamda bedensel ilişki bağı anlaşılmaz. Açıkça gördüğün gibi, bunlar tamamen ruhsal anlamdadır. Bu adlar, insan eseri ya da buluşu değil, Kutsal Kitap’taki vahyin sözcükleridir.
1. Mesih öğrencilerine şöyle seslendi: “…Gidin, bütün ulusları öğrencim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin.” (Matta 28:19)
“Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin” sözünde birlik açıkça görülmektedir. “Onları, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adlarına…” şeklinde olmadığı için çoğul bir durumdan bahsetmek olanaksızdır. Ayrıca, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” ifadesinde de birlik göze çarpmaktadır.
2. Elçi Yuhanna, bu kavramı tüm açıklığıyla vurgular: “Şöyle ki, tanıklık edenler üçtür; Baba, Söz ve Kutsal Ruh. Bu üçü ‘bir’dir.” (1. Yuhanna 5:7,8)
İki ayeti karşılaştırdığımız zaman, Kutsal Üçlüğün Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adlarını görürüz. İşte iman ettiğimiz tek Tanrı’daki Kutsal Üçlük budur.
Birlik İçinde Üçlüğün Kesinliği
Şimdiye kadar anlatılanlardan, Üçlüğün Birlik olduğu açıklık kazanıyor. Buna göre:¨ Tüm varlığın yaratıcısı olan Allah’ın kendi varlığının bulunmaması olanaksızdır.
¨ Konuşan bir canlı olan insanın yaratıcısı Allah’ın “söz” ile konuşmaması olanaksızdır.
¨ Her canlı varlığa yaşam veren Allah’ın ruhsuz olması olanaksızdır.
O halde, “bir” olan Allah’ın, Kutsal Üçlük’te bulunması gerekiyor. Doğru iman, bundan başka bir şey değildir.KUTSAL ÜÇLÜĞÜN ADLARI
Baba
Oğul
Kutsal Ruh
BabaBiz Mesih İmanlıları, bu sözcük ile bedensel bir anlam gütmüyoruz.
Mecazi Anlam: Allah, tüm varlıkların kaynağı ve yaratıcısıdır. Bundan ötürü tüm varlıkların, özellikle akıllıların, babası olarak adlandırılır. Nitekim Musa, “…Sana sahip olan Baban, O değil mi? Seni yarattı ve pekiştirdi” diyor. (Tesniye 32:6) İşaya Peygambere kulak verelim: “Ey Rab! Sen Babamız’sın.” (İşaya 64:8) Elçi Pavlus şu duyuruda bulunur: “Bizim için tek bir Tanrı Baba vardır. O her şeyin kaynağıdır ve biz O’nun için yaşıyoruz…” (1. Korintliler 8:6)Dilde “ baba” sözcüğü için bu anlamda birçok örnek verebiliriz. Örneğin; devlet baba ya da devletimizin kurucusu Mustafa Kemal’e Atatürk derken kesinlikle bedensel bir ilişki anlamıyoruz.
Hukukî Anlam: Evlat edinme halinde baba, evlat edinilen çocuğun gerçek babası, onun doğmasına neden olan kişiymiş gibi, çocuğu kendi çocuğu yerine koymuş, ona tüm yasal hakları bağışlamış böylece kendisini ona karşı gerçek babasıymış gibi sorumlu ve yükümlü saymıştır. Elçi Pavlus bu anlamda şöyle der: “… Oğulluk ruhunu aldınız. Bu ruhla, Baba, Baba diye sesleniriz.” (Romalılar 8:15) “Öyle ki bizler, Oğulluk hakkını alalım.” (Galatyalılar 4:5) Demek, Allah’ın Babalığı ve bizlerin Oğulluğu Kutsal Yasal haklara dayanmaktadır.
Temel Anlam: Bu, Yüce Allah’ın uknumluğuna uyan biricik anlamdır. Buna göre, Oğul, sonsuzda Baba’dan kaynaklanmıştır. Mesih, Meryem’in karnında Ruh olan Allah’ın Ruhu idi. “Söz insan olup aramızda yaşadı. Biz de O’nun yüceliğini, Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul’un yüceliğini gördük.” (Yuhanna 1:14) İsa, Allah’a, bu gerçek ve eşsiz, yalnızca O’na uyan anlamda Baba olarak baktı. “…Oğul’u Baba’dan başka kimse tanımaz. Oğul’dan ve Oğul’un Baba’yı tanıtmayı dilediği kişilerden başkası da Baba’yı tanımaz.” (Matta 11:27)
Ruhsal Anlam: Allah Kutsal Ruh’unu Oğlu’na inananların tümünün kalplerine döktüğünde, insanlığa yeniden doğma şansını vermiş oluyordu. “Onlar ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne de insanın isteğinden doğdular; tersine, Tanrı’dan doğdular.” (Yuhanna 1:13) Mesih bize, “Ey göklerdeki Babamız! Adın kutsal olsun.” diye seslenmemizi öğretti. O halde hiçbir kimse, yasal Oğulluğu ve bize Allah’ın özünü duyuran Kutsal Ruh’u elde etmeden ne kendisine “Allah’ın Oğlu”, ne de Allah’a “Baba” diyebilir. Allah’ın Babalığına, bedensel açıdan değil; Mesih’in doğumu ve Kutsal Ruh’un yerleşmesi ile gerçekleşen kutsallık anlamında inanıyoruz.
OğulOğul Sözcüğünün Anlamı: Mesih “Allah’ın Oğlu’dur” derken, Mesih’in evlenme ya da bedensel ilişki yoluyla dünyaya geldiğini söylemek istemiyoruz. Mesih, yalnızca Allah’tan, Ruh olan Allah’tan gelmiştir. Bir başka deyişle, Mesih’in Oğul oluşu, Tanrı’nın Ruhsal Baba oluşundan kaynaklanır. Ancak, Mesih’in Oğulluğu mecazî bir oğulluk değildir. Bununla birlikte “oğul” sözcüğü birçok dilde bu şekilde kullanılır. Örneğin; “bu toprağın oğlu”, “bu yurdun çocuğu” deyimleri bu türdendir.
Kuran’da Oğul Sözcüğü: Oğul sözcüğü Kuran’da zaman zaman cinsel anlamı dışında kullanılmıştır. “De ki; maldan vereceğiniz şey; ananın, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların ve yol oğlunun (yolcu) hakkıdır.” (Bakara 215)Kuran tefsircileri, ayette geçen “yol oğlu” sözcüğünün yolcu anlamına geldiğini söylüyorlar. İmam Nesefî ve Şeyh Hasaneyn Mahluf, “yolcuya “yol oğlu” denmesinin nedeni; sürekli yolda kalmasıdır” diyorlar.¹
Kudsi Hadisde Oğul Sözcüğü²: Kutsal Hadislerinden birinde, Muhammet, Allah’ın şöyle dediğini bildiriyor: “Zenginler vekillerim, fakirler çocuklarımdır.” Bundan, hiç Allah’ın evlenme yolu ile çocukları olduğu sonucu çıkar mı?
O halde, Allah’ın Oğlu sözü cinsel bir anlama gelmemektedir. Bu sözden amaç, Mesih’in Allah’a ait olduğunu göstermektir. Bu ise; ne kâfirliktir, ne de Allah’a ortak koşmaktır. Zira, Mesih’in Oğul oluşu, Allah’ın ruhsal Babalığından kaynaklanır. Allah; Baba, Mesih; Oğul’dur ama, yalnızca O’na uyan anlamda bu böyledir.
Not:1. Tefsîru’n Nefesî, c:1 s:86 Abdullah b. Ahmed Safvatu’l-Beyan Li-Maani’l-Kuran, c:1 s:80 Şeyh Hasaneyn Mahluf.
2. Kudsî Hadis, anlatımı Kuran’dan farklı olmasına karşın, İslâm bilginlerine göre kaynağı doğrudan Allah olan hadis türü.
Kutsal Ruh
Kutsal Ruh’un, Allah’ın Ruhu olduğunu ve Kuran’da birçok kez O’ndan söz edildiğini anlatmıştık. Bunlara birkaç örnek verelim: “…Allah’ın Ruhu’ndan, yalnızca kâfirler ümit keser.” (Yusuf 87)
“Meryem oğlu İsa’ya açık kanıtlar verdik. O’nu Kutsal Ruh ile destekledik.” (Bakara 87)
İmam Nesefî, “Kutsal Ruh, Allah’ın en yüce adıdır” diyor.¹
“Sana ve annene verdiğim nimeti hatırla. Hani seni, Kutsal Ruh ile desteklemiştim.” (Maide 110)Abdulkerîm el-Cîlî, “Kutsal Ruh, yaratılmamıştır. Yaratılmamış olan sonsuzdur; sonsuz olan ise, Allah’tır, başkası değil” diyor.²
Şeyh Muhammet el-Harîrî de, “Kutsal Ruh, Allah’ın Ruhu’dur. Allah’ın Ruhu ise yaratılmamıştır” diyor.³İşte, inandığımız tek Allah’taki Üçlük, O’nun Baba, Oğul, Kutsal Ruh olarak adlandırılmasının sırrı budur.
Baba: Allah’taki temel Babalığın sırrı
Oğul: Allah’ın, bedene giren Sözü
Kutsal Ruh: Allah’ın RuhuKARŞI ÇIKILAN ÜÇLÜK
Meryemciler’in Üçlüğü
Bu Konuda Mesih İnanlıları’nın Tavrı
Müslümanlar’ın Tavrı Meryemciler’in Üçlüğü
İslâm’dan az önce, miladî beşinci yüzyılda sapık bir öğreti çıktı. Bu sapık öğretinin sahipleri, daha önce “gök kraliçesi” adını verdikleri Zühre yıldızına tapan, Mesih İnancı’nı kabul etmiş putperestlerdi. Bunlar daha sonra Mesih İnancı ile taptıkları şeyi bağdaştırmaya çalıştılar. Böylece, Meryem’i Zühre yıldızının yerine “gök tanrıçası” olarak benimsediler. Bundan ötürü Meryemciler diye bilinirler. Üç ilâha inanırlar: Allah, Meryem ve Mesih.
Mesih İnancı’nın Tavrı
Mesih Kilisesi, daha ortaya çıkar çıkmaz bu öğretiye karşı savaşmış, ona uyanları iman ortaklığından ayırmıştır.
Miladî yedinci yüzyıl bitmeden, bu sapıklık silinip yok olmuş, izleyicisi kalmamıştır.
Kilise, kız oğlan kız Meryem’in (sıradan) bir insan olup; ilâh olmadığını belirterek kutsal inancını dile getirmiştir. Allah tektir ve tek bir özü vardır. Sözü ile konuşur. Ruhu ile diridir. Tanrı’nın Sözü Mesih’in bedenine yerleşmiştir. “Kuşkusuz, Tanrı yolunun sırrı büyüktür. O, bedende göründü…” (1.Timoteyus 3:16)
İslâm’ın Tavrı
İslâm, miladî yedinci yüzyılda ortaya çıktığında, bu sapık öğretiye inananları henüz yok olmadan tanıyabildi. Ve onların üçlük inançlarına (Mesih İmanlıları’nın Üçlük İnancı değil) karşı savaştı. Bu, aşağıdaki ayetlerde açıkça görülecektir.1. “Allah, ‘Ey Meryem Oğlu İsa! İnsanlara, Allah’ı bırakıp beni ve anamı iki tanrı edininiz, diyen sen misin?’ dediği zaman…” (Maide 116)
İtiraz, Meryem’i tanrı edinen Meryemciler’e yöneliktir. Kaldı ki, böyle bir şeyi Mesih İnancı da kabul etmemektedir.
Ayet, görüldüğü gibi, Meryem’in ilâh ve Tanrı’nın eşi olduğuna, O’ndan, çocuk dünyaya getirdiğine inanan Meryemciler’e karşı çıkmaktadır.2. “De ki, O Allah’tır, bir tektir, kalıcıdır. Doğurmamış, doğrulmamıştır. Hiçbir şey O’na denk değildir.” (İhlas)
Bu sure de, baba, ana ve oğuldan oluşan üç tanrının varlığını, bu Oğul’un, doğumla dünyaya geldiğini öne süren Meryemciler’in sapık öğretisine cevaptır.3. “‘Allah üçün üçüncüsüdür’ diyenler kâfir olmuşlardır. Tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur…” (Maide 73) Burada da aynı anlam vurgulanıyor. Meryemciler’in üç tanrı inancı geçersiz kılınıyor.
Yukarıda anlatılanlardan çıkan sonuç şudur: İslâm, Mesih İnancı’nın özü olan, Söz’ü ile konuşup Ruh’u ile diri olan tek Allah İnancı ile savaşmamıştır. “…Meryem Oğlu İsa, ancak Allah’ın elçisi ve Sözü… O’ndan bir Ruh’tur.” (Nisa 171)İslâm’ın savaş açtığı “üçlük” bambaşkadır. Kız oğlan kız Meryem’i tanrılaştıran, O’nun, Tanrı tarafından eş edinildikten sonra doğum yolu ile İsa’yı dünyaya getirdiğine inanan Meryemciler’in sapık üçlüğü ile mücadele etmektedir.
Bu, Mesih İnancı’nın da şiddetle kınadığı bir sapıklıktır. Mesih İzleyicileri’nin imanı Üçlük’te tek bir Allah’adır.23. Şubat 2010: 18:20 #34548AnonimPasifKardeş hoşgelmişsin… yazdıkların çok bilgilendirici. Gerçekten de İslamiyet ortamlarında Hristiyanlık ile ilgili devasa yanlış anlaşılmalar vardır. Müslümanlar Hristiyanlar’a olmadık şeyler atfederler. Basit, derin kelam bilgisi olmayan bir Hristiyan’a bile, mesela, üç tanrıya taptığını, şarabı topyekün olarak kutsal saydığını, domuz eti yemesinin bir kural olduğunu söylesen ya şaşar ya da güler…
Hristiyanlığın Müslümanlarca bilinmemesinin başlıca nedenlerinden biri Müslüman toplumlarda yaşayan Hristiyanlar’ın ‘zımmilik’ statüsünde yaşamış oldukları (yani ikinci sınıf vatandaş oldukları) ve bu statünün kuralları gereğince kendi inançlarıyla ilgili en ufak bir izahta bulunmalarının misyonerlik sayılıp cezaya tabi tutulmuş olduğudur. Yani, özetle söylenecek olsa, Müslümanlar kendileri kendilerine bilgilenme yolunu kesmişlerdir.
Bu yanlış anlaşılmalar bir giderilse, çok daha sağlıklı bir anlaşma platformu sağlanmış olacaktır, şüphesiz…
24. Şubat 2010: 5:50 #34552AnonimPasifHoş geldin Gündelik Ekmeğimiz. Yazıların bereket dolu. Sana verilen ‘Ekmeği’ bizimle paylaştığın için teşekkürler. Rab daha da bereketlesin.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.