İsa’nın tekrar gelişini görenler?
- Bu konu 5 izleyen ve 6 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
7. Temmuz 2011: 17:00 #27350AnonimPasif
Mat.16: 27 İnsanoğlu*, Babası’nın görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptığının karşılığını verecektir.
Mat.16: 28 Size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, İnsanoğlu’nun kendi egemenliği içinde gelişini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.”
Ölümü tatmayacak olanlar var diyor ama ordakilerin hepsi öldü.İsa’nın 2. gelişine kadar ölmeyen kimse kalmadı ordakilerden.Bunu açıklar mısınız?
7. Temmuz 2011: 19:33 #36184AnonimPasifmeraklı çok güzel sorular soruyorsun?Lütfen bu irdelemelere devam et…Bende yanıtlarını konunun yetkinlerinden öğrenmek istiyorum.
8. Temmuz 2011: 9:46 #36185AnonimPasifYahya peygamber çölde ağzını açıp konuştuğunda, “Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır” dedi (Matta 3:2). İsa görevine başlar başlamaz, “Tövbe edin! Çünkü Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır” dedi (matta 4:17). Kullanılan kelime ‘yaklaşmıştır’ kelimesidir. Peki, ne zaman gerçekleşti? Cevap: Pentekost günü, Kutsal Ruh, yani İsa’nın Ruhu inananların üzerine döküldüğünde.
“Ferisiler İsa’ya, ‘Tanrı’nın Egemenliği ne zaman gelecek?’ diye sordular. İsa onlara şöyle yanıt verdi: ‘Tanrı’nın Egemenliği göze görünür bir şekilde gelmez. İnsanlar da “İşte burada” ya da “İşte şurada” demeyecekler. ÇÜNKÜ TANRI’NIN EGEMENLİĞİ İÇİNİZDEDİR.” (Luka 17:20-21). İsa, bedende iken, inanlıların içinde olamazdı. Göklere yükselip, görkemine yeniden kavuştuktan sonra, Egemenliğini inanlıların içerisinde (yüreğinde, ruhunda) ebediyen kurdu.
Elç. İşl.2:33 şöyle diyor: “O, Tanrı’nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh’u Baba’dan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh’u üzerimize dökmüştür.” İsa’nın Egemenliği, Kutsal Ruhu’nun gelişiyle olmuştur. Kutsal Ruh, İsa’nın Ru’udur. Bu apaçık ortadadır. Çünkü Elç. İşl.2:38 şöyle diyor: “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.” Elç. İşl.3:19-20 ise şöyle söylüyor: “Öyleyse, günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı’ya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenen Mesih’i, yani İsa’yı göndersin.” Görüldüğü gibi, göklere alınmış İsa, ancak Ruh’u sayesinde bedenlerimizde yaşayabilir ve Egemenlik sürebilir.
Böylece, artık Şeytan’la ‘Bir Ruh’ olmaktan kurtulur; İsa ile ‘Bir Ruh’ oluruz. Tek kurtuluş da budur. “Başka HİÇ KİMSEDE kurtuluş yoktur. Bu göğün altında, insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka HİÇBİR AD YOKTUR.” (Elç.İşl.4:12).
Evet, çağların sonunda İsa görkemini bürünmüş yeni bedeniyle ve melekleriyle gelecek; ama burda bahsedilen, İsa’nın 2000 yıl önce Pentekost gününde Kutsal Ruh’un kisiliğinde gelmiş olmasıdır.
Rab yüreğinizi açsın.
8. Temmuz 2011: 23:23 #36406AnonimPasifAnladım burda bahsedilen İsa’nın 2. gelişi değil.Teşekkürler.
9. Temmuz 2011: 11:39 #36411AnonimPasif@0658 21417 wrote:
meraklı çok güzel sorular soruyorsun?Lütfen bu irdelemelere devam et…Bende yanıtlarını konunun yetkinlerinden öğrenmek istiyorum.
Bir tarla faresi yada daha büyükleri, bir eve girer, ve ordan burdan başlar kemirmeye, ama ne kadar kemirirse kemirsin, ev sahibine verdiği zararı ya kapanın üzerine konulan leziz görünen bir peynirle, ya da karton üzerine konulan yapıştırıcının üzerindeki çikolata ya olan nefsi arzusu ile yapışarak sonunu hazırlamış olur…
Ne alakası var diyebilirsin.. İRDELEMEK nasıl bir üslüptur..?
İşte sen de o kemirgenin yaptığını yapıyorsun. tek farkla,kendin değil ama bir başkasının aracılığı ile …( gaza getirip, onun büyüklenmek, kibirlenmek, işte birisi beni takdir etti diye saçma bir gururu saplanmasına sebebiyet)
Seni mutlu eden o arkadaşın sorusu da tıpkı kemirgene ölümü pahasına da olsa güzel ve leziz görünen avlanması adına kapana , yapıştırıcıya konulan yem gibi,
Şeytanın senin önüne koyduğu, sonu cehennem bile olsa sana tatlı görünen senin tabirinle İRDELEME sorusu sana verilen yem oluyor.. Farkında Değil misin? soruyu gördüğünde Yüzün Tebesssüme büründü… Şeytan’ın bir anlık mutluluk hissi,yerine Tanrı’nın sonsuz egemenliğini kazanmak adına uğraşılsa ne kadar güzel olurdu insanoğlunun akıbeti…11. Temmuz 2011: 19:28 #36414AnonimPasifBilinmeyen noktalarin sorulmasini cok dogru buluyorum. Merakli nin bilemedigi baska noktalari da sormasini diliyorum. Baskalari da bilmediklerini sorabilirler, bu cok normal ve yararli. Ayrica Kemal Basaran a , cevapladigi icin tesekkür ederim. Dogrusu bu noktayi ben de bilmiyordum.
13. Temmuz 2011: 6:03 #36416AnonimPasif@Mustifi 21451 wrote:
Bilinmeyen noktalarin sorulmasini cok dogru buluyorum. Merakli nin bilemedigi baska noktalari da sormasini diliyorum. Baskalari da bilmediklerini sorabilirler, bu cok normal ve yararli. Ayrica Kemal Basaran a , cevapladigi icin tesekkür ederim. Dogrusu bu noktayi ben de bilmiyordum.
Temiz niyetlerde araştırmak ve doğruyu bulup ona kavuşmak adına sorulan her soru baştacı olup bilgi yolunda ilerlemek adına çok değerlidir.
Lakin sorularını art niyetler içerisinde ( meraklı’ya kasten demiyorum) soranlar ve dahada önemlisi bilgi amaçlı sorulan sorulardan kendisince durumdan vazife çıkarıp kibir içerisinde olduğunun farkında olmadan aşağılamak, yermek, ve kendince kaybedilmiş bir savaşı kazanmış gibigöstermek isteyenlerin hamlelerini normal bulmuyorum.. ama bunun dışında sorulan her soruya herkesin bilgisi ve Rab’bin izin verdiği çerçevede yanıtlayacaklarından da şüphe olmaması gerekmektedir.. HristiyanTurk benimde aydınlanma yolunda en yararlı bilgileri bulduğum ve bilgilerin ışığında tanıştığım insanların sayesinde Rab’be kavuştuğum bir forumdur.
Rab’be görümlerinden sonra ilk adım attığı yer burası olup gereken saygıyı inancı ne olursa olsun göstermesini hakkım olarak görüyorum.
Benim aydınlanma yolunda adımlarımı koşarak atmamda ve en yararlı en doğru bilgilere kavuştuğumbu forumda inanıyorumki sorularına cevap arayan birçok kardeşim aydınlık içerisinde bu forumdan çıkacaktır…SEVGİLER..
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.