İmanlının Cennette Alacağı Ödüller

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26484
    Anonim
    Pasif

    İmanlının Cennette Alacağı Ödüller

    (Carlos Madrigal)

    Yeniden doğuş aracılığıyla kurtulan herkes en büyük ödülü almıştır bile: Sonsuz yaşam! Ama yine de yeryüzündeki hizmetimize göre cennette bizi bekleyen farklı ödüller vardır. Ödüller olduğu gibi, ödülden yoksun kalmak da mümkündür. Kutsal Kitap bu konuda imanlıları uyarmaktadır:

    ‚Çünkü hiç kimse atılan temelden, yani İsa Mesih’ten başka bir temel atamaz. Bu temel üzerine kimi altın, gümüş ya da değerli taşlarla, kimi de tahta, ot ya da kamışla inşa edecek. Herkesin yaptığı iş belli olacak, yargı günü ortaya çıkacak.

    Herkesin işi ateşle açığa vurulacak. Ateş her işin niteliğini sınayacak. Bir kimsenin inşa ettikleri ateşe dayanırsa, o kimse ödülünü alacak. Yaptıkları yanarsa zarar edecek. Kendisi kurtulacak, ama ateşten geçmiş gibi olacaktır’ (1.Korintliler 3:11-15).

    ‘Koşu alanında yarışanların hepsi koştuğu halde ödülü bir kişinin kazandığını bilmiyor musunuz? Öyle koşun ki ödülü kazanasınız… Müjde’yi başkalarına duyurduktan sonra kendim reddedilmemek için bedenime eziyet çektirip onu köle ediyorum’ (1.Korintliler 9:24-27).

    Pavlus bu konuda reddedilmek istemiyor. Kurtuluş konusunda mı, yoksa ödül konusunda mı? Tabii ki ödül konusunda! Pavlus’un Korintlilere mektubunda, ‘Mesih’in temeli üzerine inşa ettikleri hizmet yargıya dayanmazsa kişi, ‘Ateşten geçmiş gibi olacaktır’ diyor. Yani dünyada yaptıkları hiçbir şeyi beraberinde cennete götürmeyecekler. Bütün mal varlığını yangında yitiren, ama canı kurtulan kişi gibi olacaktır. Pek de iç açıcı değil! Ama buna rağmen Pavlus, ‘Kendisi kurtulacak’ diyerek, yüreğinde İsa temeline (yeniden doğuş aracılığıyla Kutsal Ruh’a) sahip olan kişinin, sınavı geçmese bile kaybolmayacağını açıkça ifade etmeyi de ihmal etmiyor (1.Korintliler 3:11-15) .

    Kurtuluşun yitirilebileceğini benimseyen çoğu yorumcular, ‘günahlarımız Mesih’in çarmıhtaki zaferini eksiksiz kılmaz’ derler (aksini savunmak, iyi işlerimizin Mesih’in zaferine katkıda bulunduğunu iddia etmekle eşdeğer olurdu). Ne var ki, insan sorumluluğu açısından Rab’be teslim edilmeyen günahların kişiyi inkara kadar sürüklemesi riski büyüktür. İnkar da imanın zıddıdır. Kurtuluşu alma koşulu iman olduğuna göre, ‘imanın kaybolması kurtuluşun da kaybolmasına yol açar’ yorumunda bulunurlar. Koloseliler’de bulunan şartlı ifadeleri de bu şekilde yorumlarlar:

    ‘Eğer ki, duyduğunuz Müjde’nin verdiği umuttan kopmadan, imanda temellenip yerleşmiş olarak kalırsanız…’ (Koloseliler 1:23).

    Ya da İbraniler’de bulunan ifadeleri… ‘Eğer cesaretimizi ve övündüğümüz umudu gevşemeden sonuna dek sürdürürsek’ (İbraniler 3:6).

    ‘İman edip canlarının kurtuluşuna kavuşanlardanız’ (İbraniler 10:39).

    Pavlus Selanik’teki imanlıların durumları için endişelidir:

    Acaba ayartıcı bir yolunu bulup sizi ayarttı mı? Emeğiniz boşa mı gitti..’ (1.Selanikliler 3:5).

    Aslında bu ve buna benzer ayetler, TANRI HALKI (Kol.), MESİH’İN EVİ (İbr.), ve RAB’BİN KUTSALLARI (1.Sel). kategorisine girip beraberinde getirdiği ödülleri kaybetmemek gerektiğinden söz eder. Bu ayetlerde ne kurtuluşun kaybolduğundan, ne de kaybedilmediğinden söz eder.

    ‘Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrı’ya yabancı ve düşmandınız. Şimdiyse Mesih sizi Tanrı’nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı’yla barıştırdı. Yeter ki, duyduğunuz Müjde’nin verdiği umuttan kopmadan, imanda temellenip yerleşmiş olarak kalın’ (Koloseliler 1:21-23).

    Pavlus Koloseliler’e hangi konuda, ‘Yeter ki duyduğunuz Müjde’nin verdiği umuttan kopmadan, imanda temellenip yerleşmiş olarak kalın’ diyor? Mesih’in bedeni olarak, yani kilise olarak hizmette kalmak konusunda… Çünkü onlar zaten kendileri için cennette saklanan umuda, mirasa ve kurtuluşa sahiptirler. Ama ürün vermeleri gerekirdi ve Mesih’e günah işlemeden, kusursuz olarak yaklaşmalıydılar. İşte Koloseliler 1:23’de, ‘İmanda temellenip yerleşmiş olarak’ kalınması gereken konu da, kurtulanları ‘Tanrı’nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için’dir!

    İbraniler bölümünde de aynı şekilde iman sayesinde sıkıca sarılmamız gereken şey, ‘Mesih’in ev halkı’ olmaya devam etme konusudur.

    ‘Oysa Mesih, O`nun evi üzerinde yetkili oğul olarak sadıktır. Eğer cesaretimizi ve övündüğümüz umudu gevşemeden sonuna dek sürdürürsek, O`nun evi biziz’ (İbraniler 3:6).


    Yani yalnızca MESİH inancını ikrar eden kilise değil, Rab İsa’nın örneğini izleyerek Mesih’in yaşamını yansıtan ev (kilise) olmalıyız (Mısır’dan çıkış 25:8-9). Tanrı’nın Sözü’nden saparsak kilisenin tanıklığı bir bütün olarak suya düşebilir. İncil’in Esinleme (Vahiy) bölümünde, bahsi geçen kandilin sönmesi veya kaldırılması durumu söz konusudur… Selanikliler mektubunda Pavlus benzer şekilde imanlıların baskılar altında cesaretlerini yitirmelerinden ve iman yarışını terk etmelerinden korkmaktadır:

    ‘Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar. Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın” (1.Selanikliler 3:2-4) .

    Böyle olduğu takdirde Selanikliler, ‘Rabbimiz İsa bütün kutsallarıyla geldiğinde, Babamız Tanrı’nın önünde kutsallıkta kusursuz’ olma şansını yitirir ve ödüllerinden yoksun kalırlar’ (1.Selanikliler 3:13).

    İmanın yitirilmesi durumunda kurtuluşun da kaybolması gerektiğini savunan mantık doğru gibi görünebilir. Ama bu mantık kurtuluşu bizim kazandığımız bir şey gibi görür. Elbette iyi işlerle kurtulamayız, ama iman bu durumda bir nevi iyi iş haline getirilir. Diğer taraftan kurtuluşu kazanan Mesih İsa olduğuna göre, O’nun başarısızlığa uğrayabileceğini ima etmek kendisine karşı yapılan büyük bir saygısızlıktır. Diğer bir anlamda, ‘Bu denli büyük kurtuluşu görmezlikten’ gelmek Kurtarıcı’ya gereken onuru vermemek demektir.

    ‘Bu denli büyük kurtuluşu görmezlikten gelirsek nasıl kurtulabiliriz? Başlangıçta Rab tarafından bildirilen bu kurtuluş, Rab`bi dinlemiş olanlarca bize doğrulandı’ (İbraniler 2:3).

    Mesih’i inkar eden biri elbette kurtulmaz. Ama inkar ederse, O’nu tanımadığını, dolayısıyla gerçek bir imanlı olmadığını ortaya koyar. Mesih’i gerçekten tanıyıp sonradan O’nu inkar ederek bile bile cehenneme gitmeyi göze alan birini hayal bile edemeyiz. Elbette işkence edildiği için korkudan O’nu inkar eden birinden söz etmiyoruz (bu durumda Rab Petrus’u bağışladığı gibi onu da bağışlayabilir). Hesabını yapıp soğukkanlılıkla böyle bir kararı alan birinden söz etmiyorum. Bunu yapabilen kişi asla Mesih’i tanımamıştır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.