Yehova Şahitleri’nin Yanılgıları
- Bu konu 1 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
11. Ağustos 2008: 15:55 #25430AnonimPasif
YŞT YANILGI İÇİNDEDİR; ÇÜNKÜ MATTA 24:45-47’DE SÖZÜ EDİLEN ” SADIK VE BASİRETLİ KÖLE ” VEYA ” 144 BİN ” HAKKINDA ÇARPIK BİR GÖRÜŞE SAHİPTİR.
Y. Şahitleri, Matta 24:45-47 ayetlerinde İsa mesih’in son günlerde kendisini temsil edip, ruhsal gıdayı insanlığa temin etmek için bir ” sadık ve basiretli köle ” nin bir teşkilat olarak seçilip atanacağının peygamberlikle bildirildiğini ileri sürerler! İşte onlara göre kendi ” Watch-Tower yani Tarassut Kulesi Teşkilatları bu peygamberliğin bir gerçekleşmesi olarak 1918 yılında bizzat tanrı ve Mesih tarafından ruhsal gıdayı insanlığa vermek üzere seçilip atanmıştır ! Oysa, sırf yeni beliren teşkilat ve öğretilerini geçerli kılabilmek amacıyla ileri sürüp, sığınmış oldukları bu ayetlerden böyle bir sonuç çıkarmak tamamen olanaksızdır. İsa Mesih bu ayetlerde hiç de Brooklyn’de bir Watch-Tower cemiyetinin ortaya çıkacağını peygamberlik etmiyordu ! Bu bir çarpıtmadır. ” Sadık ve basiretli köle ” banzetmesi bir pegamberlik değil, sadece ruhsal bir gerçeği daha anlaşılır kılmak için güncel yaşamdan alınıp, İsa Mesih tarafından kullanılmış bir resimleme veya benzetmedir. Yeryüzündeki hizmeti esnasında İsa Mesih’in sık sık , Tanrısal gerçekleri daha anlaşılır kılmak amacıyla, o zamanın güncel yaşamından bir sürü örnek ve benzetmeler kullandığı iyi bilinir. Örneğin, ” iyi çoban ve koyunları”, ” bağcı “, ” deliceler” ve ” iyi tohum benzetmesi ” vs. hep bunlardandır. ( S. PAŞAOĞLU )
Devamı var.
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
Bugün dünyayı kazansan ne olur ? isasiyahbeyaz rabbe hamdolsun
14. Ağustos 2008: 16:20 #30146AnonimPasifSahte peygamberlerden sakının ! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. ( Mat. 7:15 )
Mesih’in Gelişi
Charles Russell 1874 yılını Mesih’in geliş tarihi olarak açıklamıştı. Bilindiği üzere Mesih verilen tarihte gelmedi. Zor duruma düşen Russell çareyi Mesih’in ruhsal olarak geldiğini duyurmakta buldu. Bu durumda bekleyenlerini O’nu görmeleri imkansızdı. Ancak bu söylem, sahibinin ve taraflarının olayları saptırma ve yalnış yorumlar yaparak benimsemesine rağmen Yücelik Rab’binin nasıl geleceğini açıkca bildiren Kutsal Kitap öğretisi önünde uzun süre ayakta kalamazdı.
– Zamanı belirtmedi : O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba’dan başka kimse bilmez. ( Mat. 24:36 )
Elçiler bir araya geldiklerinde İsa’ya şunu sordular: ” Ya Rab, İsrail’e egemenliği şimdi mi geri vereceksin ? ” İsa onlara, ” Baba’nın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok ” karşılığını verdi. ( Elç. İş. 1:6-7 ) { İskender CEDİD }
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
Dünyayı kazansan neye yarar ? isasiyahbeyaz rabbe hamdolsun
26. Ağustos 2008: 18:47 #30392AnonimPasifMatta’da kullanılan benzetmede sözü edilen ” Efendinin hizmetçilerine vaktinde yiyecek vermek için yetkili kılmış ” olduğu sadık veya sadık olmayan köleler örneği, o dönemlerde iyi bilinirdi. Zengin ailelerin ev veya iş yerlerinde kullanmış oldukları yüzlerce hatta binlerce köleleri vardı. Yine bu zengin aile şefleri, bu köleler arasından yetenekli birini seçip, bu kölelerin başına sorumlu koyardı. Bu kölenin görevi, diğer kölelerin düzenli çalışmalarını sağlamak, onların yiyecek, içecek ve giyecek gibi çeşitli ihtiyaçlarını gidermekti. Hatta efeendileri uzak bir yere gittiğinde bu köle, evin her şeyinden sorumlu kılınırdı. Yusuf’da Mısır’da böyle bir durumda bulunuyordu.Ama ne yazık ki bu köleler her zaman sadık ve güvenilir değillerdi. Bazıları efendileri evde olmayıp yolculukta bulunduğu dönemlerde, kendilerine teslim edilen görevi ya ihmal ediyor ya da tamamen istismar ediyorlardı.İşte İsa Mesih, kendisi gökte bulunacağı zamanda izleyicilerinin yeryüzünde kendi gelişine kadar hizmetlerinde sadık ve uyanık kalmasının ne derece önemli olduğunu göstermek için, böyle güncel bir örneğe başvurdu. Matta 24’te dünyanın sonu ve kendi gelişi üzerinde yapmış olduğu uzun bir konuşmadan sonra İsa Mesih, bir uygulama olarak ” bu günün hiç kimse tarafından bilinmediğini ” bildirip, daha uyanık kalmanın gerekliliğini vurgulamıştır. Bu amaç doğrultusunda da ilk olarak Nuh’un günlerinden , değirmende un öğüten iki kadından, hırsızın ne zaman geleceğini bilemeyen ev sahibinden ve son olarak da sadık ve basiretli köle ” den söz etmiştir. Sonuç olarak bu ayetler, hiç de ileride sadık bir teşkilatın meydana çıkacağını bildiren bir peygamberlik değil, Mesih’in gelişine daima uyanık ve hazır olmanın gerekliliğini vurgulayan güncel bir benzetmedir o kadar ! ( S. PAŞAOĞLU )
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
Dünyayı kazansan neye yarar ? jesus… :elsalla: :elsalla: :elsalla:2. Eylül 2008: 11:03 #30521AnonimPasifYehova Şahitleri’nin yapmış olduğu bir ciddi yanıgı da, 144 bin kişiden meydana geldiğini iddia ettikleri bu köle sınıfının kimliği ve seçilme zamanlarıyla ilgilidir. Y. Şahitleri inanırlar ki, söz konusu bu 144 bin kişi, farklı ırk veya milletlerden ileri gelen insanlardan oluşmaktadır. Oysa Kutsal Kitap’a baktığımızda bunun hiç de böyle olmadığını ve bu kişilerin yalnızca harfi İsrail halkından ileri gelen Yahudiler olması gerektiğini görüyoruz. Esinlem kitabı şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ” damgalanan ” bu kişilerin ” İsrail oğullarının bütün oymaklarından 144 bin kişi ” olduğunu vurgular ve ardından da bu oymak ve sıptların bir bir isimlerini sıralayıp, her sıptan kaç kişinin seçilmiş olduğunu belirtir ! ( Esin. 7:4-8 )Bu sözleri, Y. Şahitleri’nin yaptığı gibi sembolik bir anlamda değerlendirmek hem yanlış, hem de mantıksızlıktır ! Y. Şahitleri’nin ” 144 bin ” sayısını harfi olarak kabul edip, ilgili olduğu kişilerin kimliğini de ruhsal anlamda yorumlamaları, Kutsal Kitap incelenişinde kabul edilmez bir kuraldır ! Kendilerinin de bir yazıda beyan etmiş oldukları gibi; ” Bie metnin yarısına harfi bir anlam, diğer bir yarısına da sembolik bir anlam verilemez” ( Uyanın, 22 Eylül 1959,sayfa 5 ) ” 144 bin’in sırf harfi Yahudiler’den olacağını kanıtlayan diğer bir gerçek de, aynı bölümde 144 bin İsrailli’nin seççilişinden hemen sonra bunlara bir karşıtlama olarak, diğer ” her ulustan, her oymaktan, her halktan ve dilden oluşan kimsenin sayamayacağı büyük bir kalabalık” tan söz edilmesidir ( ayet 9 ). Açıktır ki, 144 bin yalnızca İsrailliler’den; büyük kalabalık da İsrail soyundan olmayan farklı uluslardanileri gelmektedir.
Bu kişilerin seçilme zamanı gelince Y. Şahitleri, 144 binin ilk üyelerinin MS. 33 yılından itibaren seçilmeye başlanıp, 1935 yılında da sona ermiş olduğunu bildirirler. Oysa Kutsal Kitap’a göre bu görüş de doğru değildir. Çünkü Esinleme kitabı bizlere açık bir şekilde bu kişilerin seçimini MS. 33’ten itibaren değil, kilisenin göğe alınmasından hemen sonra yeryüzünde başlayacak olan ” büyük sıkıntı dönemi ” esnasında olacağını gösterir. Kutsal Kitap’a göre MS. 33’te, Pentikost günü, ” kilise ve lütuf dönemi ” olarak adlandırılan bir ara dönem başlamıştır. Şimdi bizler bu ara dönemin sonlarında bulunmaktayız. Bu dönem Mesih’in gelişinin ilk aşamasında, kilisenin göğe alınmasıyla kapanıp, bundan hemen sonra yeryüzünde İsa Mesih ve peygamberlerce bildirilen 7 senelik korkunç bir sıkıntı dönemi başlayacaktır. Bu korkunç sıkıntı zamanı, Esinlem 19:11-18’de görüldüğü gibi, Mesih’in yeryüzüne görünür bir tarzda gelmesiyle sonuçlanacaktır.Zaten Esinleme kitabının 2. ve 3. bölümleri kilise veya lütuf dönemini; 6 ve 18. bölümleri de bu korkunç sıkıntı dönemini açıklamaktadır. İşte söz konusu bu 144 bin İsrailli ve onlarla birlikte büyük bir kalabalık, yeryüzüne gelecek olan söz konusu belalardan muaf tutulmak amacıyla, o zamanlarda, yani büyük sıkıntı başladığında mühürleneceklerdir ( Esin. 7:1-8 ) Kısaca şimdi bizler lütuf döneminde bulunuyoruz ve büyük sıkıntı henüz başlamamıştır. Bu kişilerin seçimi yalnızca büyük sıkıntı içinde gerçekleşeceğinden, şimdiki dönemde 144 binin varlığından veya hizmetinden söz etmek tamamen yanlıştır.
Zaten İsa Mesih de şimdiki lütuf döneminde hiçbir zaman Tanrı’nın kilisesini veya halkını 144 bin ve büyük kalabalık diye iki sınıfa ayırmamıştır. Y. Şahitleri’nin sık sık başvurduğu ” Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım da vardır ki, onları da getirmeliyim ” sözleri buna bir kanıt olarak gösterilemez. Çünkü İsa mesih’in burada sözünü ettiği ” bu ağıl ” sözü İsrail halkını ( Mez. 95:7 ), ” başka koyunlar ” sözü de Yahudiler’in dışında kalan diğer milletleri temsil eder. Mesih’in bu sözleri zaten Petrus’un milletlere gönderilmesiyle ve milletlerin tövbe edip, Kutsal Ruh armağanını almasıyla kiliseye, Mesih’in bedenine dahil edilmesiyle aynen gerçekleşmiştir ( Elç. 10; Ef. 2:14; 3:4-6; Gal. 3:28 ). Mesih’in Luka 12:32 ayetlerinde sözünü ettiği ” küçük sürü ” ifadesi de bu görüşlerinin bir kanıtı olamaz. Çünkü burada da İsa Mesih, kendisini izleyen gerçek inanlıların dünayay kıyasla her zaman küçük bir sürüyü teşkil edeceği görüşünü belirtir. İsa Mesih, aynı görüşü zaten ” dar ve geniş kapı ” örneğiyle dile getirmiştir:
Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş veyol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar ve yol sıkışıktır. Bu yolu bulanlar azdır. ( Mat. 7:13 )
Hemen hemen yeni beliren yeni sapkın tarikatlarda var olan bu ” süper sınıf ” öğretisi Kutsal Kitap’a dayalı bir öğreti değildir. Bu ve buna benzer ayetleri çarpıtarak kendilerine özel bir güç ve yetki atfedip, peygamber süsü veren ve bu şekilde insanları kendilerine uşak durumuna sokmaya didinen sapık kişi ve teşkilatlardan tamamen sakınmalıyız ! ( 1. Kor. 7:23; 2. Pe. 2:3 ) Bunun dışında, ilk bölümde incelediğimiz tarihsel gerçeklerle de kanıtladık ki, Y. Şahitleri’nin kendilerine taparcasına bağlandığı bu sözde ” sadık ve basiretli köle ” sınıfı gerçekte ne sadıktır ne de basiretlidir. Fakat güvenden uzak sahte bir peygamberdir. 8 S. PAŞAOĞLU )
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
Dünyayı kazansan neye yarar ? isasiyahbeyaz rabbe hamdolsun
5. Ekim 2008: 14:03 #31147AnonimPasifYŞT YANILGI İÇİNDEDİR; ÇÜNKÜ KUTSAL KİTAP ONLARA GÖRE KURTULUŞ İÇİN TEK YETERLİ YETKİ DEĞİLDİR.
Y. Şahitleri, kurtuluş için Kutsal Kitap’ın yetkisinin yanında mutlaka başlarında bulunan ” sadık ve basiretli köle ” olarak adlandırılan sınıfın da yetkisini kabul etmeli ve ondan gelen bütün yönlendirme, öğreti ve talimatlara da kusursuz bir şekilde boyun eğmelidirler. Daha önce de vurguladığımız gibi, onlara göre bu sınıf 1918 yılında Tanrı tarafından, Tanrı ve Mesih’in görünür, yersel temsilcisi olarak özel bir şekilde yetkilendirilmiş ve tüm dünyadaki Hristiyan işinin gözeticisi olarak atanmıştır. Şu anda Tanrı ve Mesih, yeryüzünde yalnızca bu teşkilatı kanal olarak kullanmakta, irade ve maksatlarını yalnızca bu teşkilat aracılığıyla insanlığa iletmekteymiş ! Aynı zamanda Y. Şahitleri, Kutsal Ruh’un bu seçilmiş sınıf üzerinde çok özel bir şekilde çalıştığını bildirir; öyle ki, sonuçta ” kölenin isteği ve bildirisi, Tanrı’nın isteği ve bildirisine dönüşür” müş ! Hatta zaman zaman özel kongrelerde melekler bile bu köleye özel mesajlar iletir ve köle de bunları ” Tarassut Kulesi ve diğer yayınlar yoluyla iletirmiş !İşte bu özel yetkilendirilme ve atanmadan dolayı da Y. Şahitleri, Kutsal Kitap’ın en doğru şekilde, yalnızca söz konusu bu ” sadık ve basiretli köle ” aracılığıyla anlaşılıp, yorumlanabileceğini bildirir ! Yine bu nedenledir ki, dünyadaki bütün Y. Şahitleri Kutsal Kitap’ı yalnızca ” Tarassut Kulesi “, ” Uyanın ” ve cemiyetin diğer yayınlarının eşliğinde okumalıdır.Bu yayınlarda iletilen bütün öğreti ve talimatlar hiç itiraz edilmeksizin mutlaka kabul edilmelidir. Bu köleyi ve yayınları eleştirip, itiraz edenler asla kurtulamaz ve cemiyetlerinden de atılırlar! Yalnızca Kutsal Kitap’ın incelenişi ve yetkisinin kabul edilişiyle kimseyi kendi cemiyetlerine çekemeyeceğini iyi bildiklerinden Y. Şahitleri, ziyaretlerinde özellikle kendi yayınlarını öne sürmekte ve özellikle kendi yayınlarının incelenmesi için çaba sarfetmektedirler. Cemiyetin ilk kurucusu C. T. Russell bile yalnızca Kutsal Kitap okumanın insanı karanlığa, fakat kendi kitaplarının okunuşunun da ışığa götüreceğini beyan etmişti. Hatta o, kendi kitaplarını ” bir çeşit düzene sokulmuş Kutsal Kitap ” olarak nitelemişti. ( PAŞAOĞLU )
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !hisusa
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.