TÜRKLER İSLAM DİNİNİ İSTEYEREK Mİ KABUL ETTİLER?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23970
    klaus
    Anahtar yönetici

    Tarihimizle Yüzleşmek”

    Bu kitap kavga çıkarır. Prof. Dr. Emre Kongar, önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak olan “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı kitabıyla, yeni bir tartışmayı gündeme getirmeye hazırlanıyor.
    Türkler’in Islamiyeti kabulünden Osmanlı’nın kuruluşuna, Abdülhamit’ten Vahdettin’e kadar pek çok tarihi konuda ‘Resmi tarih’in tezleri dışında yeni tezleri kaleme alan Kongar’ın kitabı Remzi Kitabevi’nden çıkacak. İşte kitaptan çok tartışılacak bölümler…

    Resmi tarih: Türkler Müslümanlığı gönüllü kabul etti

    Kongar: Türkler Müslümanlığı kılıç zoruyla kabul etti
    “Resmi tarih”e bakarsanız, 751 yılındaki Talaş Savaşı’nda Türkler Çinlilere karşı Araplara yardım etmiş; sonra da zaten eski inançları olan Şamanizm’e çok yakın ilkeler içeren Müslümanlığı gönüllü olarak kabul etmişlerdir. Oysa Türklerle Araplar, Talaş Savaşı’ndan çok daha önce karşılaşmıştır. Türklerle Araplar Maveraünnehir’de, yani bugünkü Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve iran’a kadar yayılan bölgede karşılaşmışlardır.

    700’lü yıllarda Horasan, aldatılarak teslim alınan Türklerin acımasızca kılıçtan geçirilmelerine tanık olur. Fakat bu kanlı olaylara karşın “resmi tarih”, Türklerin gönüllü olarak Müslümanlığa geçtikleri konusunda ısrarlıdır. Oysa bütün dinlerin gelişmesinde olduğu gibi, Türklerin de büyük ölçüde yenilgiler sonunda Müslümanlığı kabul ettikleri tarihsel bir gerçektir. Bu gerçek ne Türkleri ne de İslamı küçültür.

    Resmi tarih: Osmanlı inancından dolayı kimseyi yakmadı

    Kongar: Osmanlı, Hurufileri cayır cayır yakmıştır
    Adının önünde bir de profesör unvanı bulunan ama adını anımsamadığım bir zat, televizyonda “Hıristiyanlar, Engizisyon Mahkemeleri kararıyla çatır çatır insanları yakarken, Osmanlılar kimseyi inançlarından dolayı yakmamıştır” diyordu. Oysa, ne yazık ki Osmanlılar da Hurufileri, üstelik de din adamlarından fetva alarak yakmışlardı. Bu yanlış, tarihe dinci ve milliyetçi gözlüklerle bakan “resmi tarih” anlayışının Müslümanlığı korumak ve yüceltmek kaygısından kaynaklanıyordu. Oysa Müslümanlık da Türklük de, tarihi saptırarak korunmaz ve yüceltilmez.

    Hurufilerin yakılması “İmparatorluğun selameti”yle ilgili bir karar ve eylemdir. Bu eylemin altında, inanç sorunu değil, Hurufilerin saraya sızması sonunda ortaya çıkan bir siyasal sorun vardır.

    Resmi tarih: Osmanlı Bizans’la çarpışarak büyüdü

    Kongar: Osmanlı, Bizans desteğiyle kuruldu
    Klasik tarihte, Osmanlı Beyliği için “Öteki beylikler kendi aralarında kavga ederlerken, Osmanlılar Bizans’la savaşarak büyüdüler” diye yazılır. Osmanlı’nın Trakya’ya geçmesi ise Bizans desteğiyle gerçekleşmiştir; yani Osmanlı Beyliği’ne imparatorluk yolunu açan devlet Bizans’tır.

    Öykü çok ilginç: Bizans, o sıralarda Yuannis Paleolog ve Yuannis Kantakuzen adlı iki imparator adayının rekabetini yaşamaktadır. Taht kavgasında komşusu olan Osmanlı Beyliği’nin desteğini almak isteyen Kantakuzen, Orhan Bey’den yardım ister. Orhan Bey de kızı Theodora ile evlenmek karşılığında Kantakuzen’in imparatorluğuna destek verir. Bizim “resmi tarih” bu olayı hemen hemen görmezden gelir. Oysa bu “damatlık” İlişkisi, Rumeli’nin fethi sürecini başlatır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.