TÜRKLER DE HRİSTİYANDIR
- Bu konu 25 izleyen ve 75 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
26. Temmuz 2009: 22:43 #33302AnonimPasif
@tuba 14636 wrote:
Yusuf’un babası Eli’dir siz diyorsunuz. Biz Yakup’tur diyoruz. Meryem’in babası Eli’dir. Ve ayrıca arada ki 6 kişinin isminin verilmemesine rağmen yanlışlık mı olmuş. Verilmesi neyi değiştirdi. Verilmemesi neyi hatalı kıldı. Bir hata göremiyorum.
İncil’de hangi ayette Meryem’in babası Eli diye yazıyor?6kişinin isminin verilmesi veya verilmemesi çok şeyi değiştirir.İki İncil arasında bilgi farkı olduğunu ortaya koyar.Ve ” hangisi ” sorusunun ve ” neden ” sorusunun sorulmasına sebep verir.İşte bu yüzden din kitaplarında bu son derece önemlidir.
Sağlıcakla kalınız.
27. Temmuz 2009: 10:38 #33306AnonimPasif@Yakamoz 14637 wrote:
http://www.incilturk.com/kutuphane/evetkutsalkitap(5sorularcavaplar).htm
Sn.Yakamoz,öncelikle iyi forumlar.Benim yazıma istinaden,63 soru 63 cevap diye bir link vermişsiniz.İncil’e yapılan ithamlara verilen cevapları içeriyor bu link.İyi de benim İncil’i itham etmek gibi bir derdim yok ki.Ben yıllar öncesinden o soruları ve cevaplarını da biliyorum zaten.Genelde forumda inancınız ile ilgili konulara girmiyorum,girmemeye özen gösteriyorum.Sadece genelleme yapılarak açılan konular olursa veya inandığım din ile ilgili bir tartışma (kavga anlamında değil tabii ki seviyeli,düzeyli tartışma)olduğu taktirde dahil olurum.İsterseniz forumdan benim profilimden inceleyebilirsiniz.Herkesin dini görüşü,hayat felsefesi kendine.Çünkü hayat her insana aynı pencereden bakmıyor.
Benim bu konuya müdahil olmamdaki nedenlerden ve de bu konunun uzamasındaki en büyük etkenlerden biri aşağıda alıntı yaptığım maddedir :
Sn.Kemal Başaran’dan alıntıdır.
” 1). Kuran, İsa’nın annesi Meryem’i; Musa ve Harun’un kızkardeşi Meryem sanıyor. Halbuki bu iki Meryem, birbirlerinden 1500 yıl ara ile yaşamışlardır.
*** “O’nu (bebek İsa’yı) kucağına alıp akrabalarına getirdi. ‘Kız Meryem! Dediler, sen ne tuhaf bir şey yapmışsın öyle! Ey Harun’un kardeşi! Baban kötü bir insan değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi!’ (Meryem 19:27-28).
*** “Bir de İmra’nın kızı Meryem’i misal getirir. Meryem, iffet ve namusunu korudu. Biz ona Ruh’umuzdan üfledik. O da Rabbisinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden itaat edenlerden oldu” (Tahrim 66:12).
Burdaki ‘İmra’ da, İsa’dan ve annesi Meryem’den 1500 yıl evvel yaşamış ve Musa ile Harun’un kızkardeşi Meryem’in babasıdır….”
Ve sonrasında Sn.Tubanın ısrarla ” Kuran apaçık bir hata yapmıştır…” mantığını vurgulamaya çalışma gayretidir.Sanıyorum anlatabilmişimdir.
Herkes herkesin inancına saygı duymalıdır düşüncesinde olan bir insanım.O yüzden sizlerin burada kendi dininizi,inancınızı,kitabınızı öven yazılarınız bana hiç bir rahatsızlık vermez.Sonuçta bu topraklarda binlerce yıldır içiçe yaşanmaktadır.Bana rahatsızlık veren şu olur,dinim ve din kitabım ve de peyganberim hakkındaki ithamlar olur.Şunu da belirteyim,hangi ortamda olursa olsun,bilip bilmeden,anlamadan ister Yahudilik-Tevrat,ister Hristiyanlık-İncil,ister Müslümanlık-Kur’an için olsun yapılan iftira türü olan konuşma ve yazılara da tepkimi gösteren biriyim.Çünkü sizin veya benim dinimi araştırıp hiç okumadan oradan buradan copy/pastlerle anlamadan karalama yapan insanın kendi din,din kitabı,peygamberi ve gerçekler ile de zaten sorunu vardır.Her ne olursa olsun işin özü İsbattır.İsbat yoksa onun adı ya karalamaya çalışmak yani itham/iftiradır,veya rivayet/hurafedir.
Bu bağlamda,sizin linkinizdeki sorular benim için basit sorular.O soruları bundan uzun zaman önce geçtim ben.Ancak yine de bir yardımım olur mu düşüncesiyle göstermiş olduğunuz çabadan dolayı teşekkür ederim.
İyi forumlar dilerim,Sağlıcakla kalınız.
27. Temmuz 2009: 15:25 #33307AnonimPasifSevgili bursali68;
Güzel dilekleriniz,barış dolu mesajlarınız için teşekkür ederim.Açıkçası Meryem Annemiz ve Babası olayını çok dikkatli takip etmedim.Ben bir iddiada bulunmadığım için ispat etmek için uğraşmadım.Sizin İncil ile ilgili bir iddianıza cevap vermek istedim sadece.
Üslubunuz gerçekten güzel.Zaten İsa Mesih bize bu konuda şöyle söylüyor;
Size yeni bir buyruk veriyorum: birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.(Yuhanna 13:34)
Bu cümleyi ne kadar dikkate alırsınız bilemem.İstemeden de olsa bu konulara girmek zorunda kalıyoruz.Siz Tanrı sözünün;değiştirileceğine,tahrif edileceğine,yok edileceğine,gizleneceğine inanıyorsunuz.Bu yenilir yutulur cinsten bir iddia değil.Tanrı sözlerini koruyamayacak kadar aciz olamaz.Ben böyle bir durumu kabullenemem.İddia tarafı İslam,fakat Kuran’da dahi Allah’ın sözleri değiştirilemez deniliyor.Sizin kitabınıza ya da dininize kesinlikle hakaret etmek istemiyorum,çünkü bir zamanlar ben de sizin gibi İslam’ı seven birisiydim.Ancak artık İslam’a karşı sevgi besleyemiyorum,sadece saygı duyuyorum.Size de saygım sonsuz.
Saygılar…
27. Temmuz 2009: 15:49 #33309AnonimPasifSayın bursalı68 ve Diğer Değerli Kardeşlerim,
Söyliyecek daha çok şey olmasına rağmen, sanırım şu anki tartışılan konuya devam etmek, yarardan çok zarar sağlayacaktır. Kimsenin rencide olmasını istemiyoruz. Herkes kendi kendini her ne kadar da galip ilân etmek hevesinde ise de, söylenenleri ve doğruları, halk yargılayacaktır.
Hepimiz hemfikir olmalıyız ki, kişilerin yüreğini Rab yargılayacaktır. Kim Rab’be hizmet ediyor, kim galerilere oynuyor Rab biliyor. Rab’be hizmet mi, bir dine hizmet mi, ne yaptığımızı, yüreğimizin düşüncelerini, inkârımızı ve kabulümüzü, Rab biliyor. Bizim hakkımızdaki insanoğullarının düşüncesine mi, yoksa Rab’bin hakkımızdaki düşüncesine mi daha fazla önem veriyoruz, bunu da Rab biliyor. O’nun yerine, Şeytan’a ve üstelik bilerek hizmet edeni, Ebedî Azap ve şu an bile, Rab’bin öfkesi beklemektedir.
İsteyen, istediğine hizmet eder. Herkes kendi vijdanının sesini dinlesin diyor ve bu konunun daha fazla uzatılmamasını tavsiye ediyor ve ‘Sevgi’ kazansın diyorum.
Rab’bin Esenliği Sizinle Olsun.
Sevgi ve Dualarımla.27. Temmuz 2009: 15:55 #33310AnonimPasif@Kemal Başaran 14655 wrote:
Sayın bursalı68 ve Diğer Değerli Kardeşlerim,
Söyliyecek daha çok şey olmasına rağmen, sanırım şu anki tartışılan konuya devam etmek, yarardan çok zarar sağlayacaktır. Kimsenin rencide olmasını istemiyoruz. Herkes kendi kendini her ne kadar da galip ilân etmek hevesinde ise de, söylenenleri ve doğruları, halk yargılayacaktır.
Hepimiz hemfikir olmalıyız ki, kişilerin yüreğini Rab yargılayacaktır. Kim Rab’be hizmet ediyor, kim galerilere oynuyor Rab biliyor. Rab’be hizmet mi, bir dine hizmet mi, ne yaptığımızı, yüreğimizin düşüncelerini, inkârımızı ve kabulümüzü, Rab biliyor. Bizim hakkımızdaki insanoğullarının düşüncesine mi, yoksa Rab’bin hakkımızdaki düşüncesine mi daha fazla önem veriyoruz, bunu da Rab biliyor. O’nun yerine, Şeytan’a ve üstelik bilerek hizmet edeni, Ebedî Azap ve şu an bile, Rab’bin öfkesi beklemektedir.
İsteyen, istediğine hizmet eder. Herkes kendi vijdanının sesini dinlesin diyor ve bu konunun daha fazla uzatılmamasını tavsiye ediyor ve ‘Sevgi’ kazansın diyorum.
Rab’bin Esenliği Sizinle Olsun.
Sevgi ve Dualarımla.Sn.Kemal Bey,duyarlılığınız için teşekkür ediyorum ve dediklerinize katılıyorum ben de ” sevgi ” kazansın diyorum.
Sağlıcakla kalınız.
28. Temmuz 2009: 7:00 #33315AnonimPasif1) Amram (Kuran İmran) halası Yokevet`le evlendi. Yokevet ona Harun`la Musa`yı doğurdu. Amram 137 yıl yaşadı.
2)Firavunun atları, savaş arabaları, atlıları denize dalınca, RAB suları onların üzerine çevirdi. Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.
20 Harun`un kızkardeşi Peygamber Miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler.
21 Miryam onlara şu ezgiyi söyledi: “Ezgiler sunun RAB`be, Çünkü yüceldikçe yüceldi, Atları, atlıları denize döktü.”
İmran dan olan musa, harun, miryam kardeşler. Burda ki yani İmran’nın kızı Miryam, ya da Meryem İsa’nın annesi Meryem değildir. İsa’nın annesi Meryem’min babasının adı Eli’dir. Meryem hiç bir şekilde de tapınağa adanmamıştır. Tapınağa kapanmamıştır. Bu Kuran’nın iddiasıdır. Dahası Yahudilerde ilk doğan erkek çocukları tapınağa adanırdı. Kız çocukları değil. Tapınağa adanan erkek çocukları oraya verilir, orda büyür ve din adamı olurlardı. Kuran Meryem’in tapınağa adnadığını söylemekle diğer hatasını yapmıştır. Meryemi yücelttmek için yapılmıştır. Ama hatadır. Yahudi geleneğinde bu tür bir davranış yoktu.
Kuran’nın iki ayrı zamanda yaşayan Meryemlerle ilgili yaptığı hata;
1) Hani İmran’ın karısı: “Rabbim, karnımda olanı, ‘her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen” demişti. (35) (Meryem’in babası İmran değildi, Eli idi. Burada açıkça İmran kızı olduğu yazılıdır. Ama İmran İsa’nın annesi Meryem’den 1700 yıl önce yaşamış Meryem’in babasıdır. Musa ve Harun ve kızkardeşi Meryem’in babası Amram’dır (imran).
Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: “Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım.” (36)
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi. (37)
Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim, bana katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin” dedi. (38)
O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: “Allah, sana Yahya’yı müjdeler. O, Allah’tan olan bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.” (39)
Burada geçmişken tekrar belirtmekte yarar var. Yahudiler namaz kılmazlardı. Bilmezlerdi. Hiç namaz kılmadılar. Namaz kılan putperest topluluklardı, tıpkı araplar gibi. Arap geleneğinde islamdan önce de namaz vardı. Putlar için yapılırdı. İslamdan sonra Allah için oldu sadece.
2) İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.
3) Sonra Meryem onu (İsa’yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: “Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın.”
28 – “Ey Harun’un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi.”
Meryem için açıkça ve gerçek anlamda 1700 yıl önce yaşayn Meryem sanıp, İmran kızı (Amram) , harun’un kızkardeşi deniyor. Yorum gerektirmez. Açıktır. Okuyan anlasın. Yoruma açık olmayan ayetlerdir. Gayet nettir.
28. Temmuz 2009: 15:38 #33322AnonimPasifSn.Tuba,çok uğraşmışsınız sağolun da buna fazla gerek yok,söylemek istediğimi açık şekilde iki Tevrat’tan iki ayet ile aktarıyorum okuyunuz :
Çıkış 6:20 Amram halası Yokevet’le evlendi. Yokevet ona Harun’la Musa’yı doğurdu. Amram 137 yıl yaşadı.
Sayılar 26:59 Amram’ın karısı Mısır’da doğan, Levi soyundan gelme Yokevet’ti. Amram’a Harun’u, Musa’yı ve kızkardeşleri Miryam’ı doğurdu.
Sorumu tekrarlıyorum hangisi doğru neden diğeri yanlış.İkisi de soy veriyor,ama birinde Harun ve Musa diyor,diğerinde Harun,Musa ve Miryam diyor.
Ayrıca Kur’an ayetlerini kopuk kopuk olarak hala okumak ve anlamakta ısrar ettiğinizi görüyorum :
MERYEM 27 – Sonra Meryem onu (İsa’yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: “Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın.”
MERYEM 28 – “Ey Harun’un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi.”
Kırmızı renkte olan yerleri oradakiler söylüyor Kur’an ” Harun kızkardeşi demiyor ” .Siz anlayamamış olabilirsiniz,biraz daha okuyunuz.
…………………………………….
MATTA 1:16 Yakup, Meryem’in kocası Yusuf’un babasıydı.
Meryem’den de Mesih denilen İsa doğdu.LUKA 3:23 İsa görevine başladığı zaman otuz yaşlarındaydı. Yusuf’un oğlu olarak biliniyordu.
Yusuf da Eli oğlu,Ayrıca Havari olduğu varsayılan ” Vergi Mültezimi Matta ” mı daha iyi biliyor,yoksa İsa’yı görmeyen Luka mı?Yani hangisi doğru?Matta ısrarala :
Yakup = Meryem’in kocası Yusuf’un babası diyor.Luka ise :
Yusuf = da Eli oğlu diyor.Şimdi buradan ne anlayalım sn.Tuba?Matta veya Luka İncil’inin başka bir ayetini delil gösterebilir misiniz işte doğru olan budur diye?Yoksa baba-kayınbaba yorumunu mu tekrarlarsınız?Ben bunu kabul etmediğimi ilk mesajımda (Kemal Beye)yazdım zaten açın okuyunuz.
O yüzden sağlam delil ile geliniz.Tabii enteresanlık şurada,Kur’an’da yazanı ısrarla ” açık şekilde yazmış bakın ” işte öyle diyor demeye devam ederken,Yusuf’un babası konusunda tahmin-rivayet-yorum yapıp yanıtlıyor ve isbatı yokken ” Eli ” deyiveriyorsunuz.Neden öyle diyorsunuz.Çünkü öyle öğrenmiş olduğunuzdan,başka bir şey söyleme şansınız yok.Var mı?
Daha açık söyleyeyim,Kur’an da yazan hakkında yorum yapmadığım halde diyorsunuz ki ” sen yorum yapıyorsun “,ancak İncil de gayet açık yazmışken siz yorum yapıyorsunuz.İşte o zaman adama sorarlar ” bu ne perhiz ne lahana turşusu ” diye.Ben yorum yapmadığım halde yorum kabul edilecek ki varsayalım öyle olsun ama kabul etmeyeceksiniz,ancak siz yorum yapınca doğru olacak.Sn.Tuba derdiniz ille de kabul etmemekse size ısrar etmiyorum sizin görüşünüz sizin olsun.Yok eğer halen daha ısrarla buna devam edecekseniz o zaman eteklerdeki taşları dökelim isterseniz.Bakalım neler olacak ne dersiniz?Ama bir şart ile kanıt-isbat şartı.Hodri meydan.Aaaaa bu arada ben Hadis savunusu yapanlardan değilim,savunmam,kabul etmem,genelde bilimselliği ön planda tutarım hatırlatmak anlamında belirteyim istedim.
Yoksa ben bu konu Sn.Kemal Başaran Bey’in yazısı üzerine kapattığımızı sanıyordum.Ancak yanılmışım.Demekki daha çok sürecek iyi peki.
Sağlıcakla kalınız.
…………………………….
28. Temmuz 2009: 21:24 #33327AnonimPasif@bursali68 14688 wrote:
Sn.Tuba,çok uğraşmışsınız sağolun da buna fazla gerek yok,söylemek istediğimi açık şekilde iki Tevrat’tan iki ayet ile aktarıyorum okuyunuz :
Çıkış 6:20 Amram halası Yokevet’le evlendi. Yokevet ona Harun’la Musa’yı doğurdu. Amram 137 yıl yaşadı.
Sayılar 26:59 Amram’ın karısı Mısır’da doğan, Levi soyundan gelme Yokevet’ti. Amram’a Harun’u, Musa’yı ve kızkardeşleri Miryam’ı doğurdu.
Sorumu tekrarlıyorum hangisi doğru neden diğeri yanlış.İkisi de soy veriyor,ama birinde Harun ve Musa diyor,diğerinde Harun,Musa ve Miryam diyor.
Siz anlamak istemiyorsunuz. Hiçbiri yanlış değil. Hatalı değil. Birinde olan erkek çocukları verilmiş, diğerinde ise tüm çocuklar belirtilmiş.
@bursali68 14688 wrote:
Ayrıca Kur’an ayetlerini kopuk kopuk olarak hala okumak ve anlamakta ısrar ettiğinizi görüyorum :
MERYEM 27 – Sonra Meryem onu (İsa’yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: “Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın.”
MERYEM 28 – “Ey Harun’un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi.”
Kırmızı renkte olan yerleri oradakiler söylüyor Kur’an ” Harun kızkardeşi demiyor ” .Siz anlayamamış olabilirsiniz,biraz daha okuyunuz.
Bu kadar da kılıf uydurmanız pes yani. Kuran demiyor da diğerleri diyor.?!!!! Yani hata yapan orda ki insanlar mı? Neyi nasıl savunuyorsunuz böyle. Artık siz daha fazla kuranı savunmayın. Kuranı kabul edecek değiliz. Ve açıklamanız da mantık dışıdır. Kuran yazıyor ve onaylıyor da. Açık açık İmran kızı Meryem deniliyor. Ama bu Meryem kesinlikle İsa’nın annesi Meryem değildir. Siz uzatmayın. Kuranın açık olan bu hatası kabul edilemez. Gayet açıktır. Kuran daki ayetlerin gerisini berisini okuyoruz herhalde, ve anlamı değiştirecek bir ifadeye de rastlanmaz.
29. Temmuz 2009: 11:25 #33331AnonimPasifSayın Bursalı68 ve Tekvin,
A) Kutsal Kitap’ta, Amram’ın çocukları ile ilgili bazı ayetler:
(Tarih İsa’dan önce 1500 yılı)*** “Amram, halası Yokevet’le evlendi. Yokevet ona Harun ve Musa’yı doğurdu” (Çıkış 6:20).
*** “Harun’un kızkardeşi Peygamber Miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler” (Çıkış 15:20).
*** Musa, Kûşlu bir kadınla evlenmişti. Bundan dolayı Miryam’la Harun, onu yerdiler (Çöl.Sayım 12:1).
***Rab ansızın Musa, Harun ve Miryam’a, “Üçünüz buluşma çadırına gelin” dedi. Üçü de gittiler. Rab, bulut sütununun içinde indi. Çadırın kapısında durup Harun’la Miryam’ı çağırdı” (Çöl.Sayım 12:4-5).
*** Bulut çadırın üzerinden ayrıldığında Miryam deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu. Harun Miryam’a baktı, deri hastalığına yakalandığını gördü (Çöl.Sayım 12:10).
*** Böylece Miryam yedi gün ordugahtan uzaklaştırıldı (Çöl.Sayım 12:15).
*** İsrail topluluğu birinci ay Zin çölüne vardı, halk Kadeş’te konakladı. Miryam orada öldü ve gömüldü. Ancak topluluk için içecek su yoktu. Halk, Musa’yla Harun’a karşı toplandı (Çöl.Sayım 20:1-2)
***Levi Soyu: …. Kehat, Amram’ın babasıydı. Amram’ın karısı Mısır’da doğan, Levi soyundan gelme Yokevet’ti. Amram’a, Harun’u, Musa’yı ve kızkardeşleri Miryam’ı doğurdu” (Çöl.Sayım 26:59).
*** Levi Soyu: …. Kehatın oğulları: Amram, Yishar, Hevron, Uzziel. Amram’ın çocukları: Harun, Musa, Miryam (1.Tarihler 6:2-3).
*** Kehat oğlu, … Amram’ın oğulları: Harun, Musa (1.Tarihler 23:13).
*** Rab diyor: “Seni Mısır’dan ben çıkardım; ben kurtardım seni kölelik diyarından. Sana öncülük etsinler diye, Musa’yı, Harun’u, Miryam’ı ben gönderdim” (Mika 6:5).Not:1) Amram ve çocukları olan Harun, Musa ve Miryam; İsa’dan 1500 yıl evvel yaşamışlardır.
2) Amram da, karısı Yokevet de, çocukları da ‘Levi’ soyundan gelmektedirler. İsa’nın annesi Meryem ve kocası Yusuf ise, her ikisi de ‘Yahuda’ soyundandır. Yani iddia edildiği gibi, İsa’nın annesi Meryem; ne Harun’un nesiller öncesi kızkardeşi ve ne de İmranın nesiller öncesine dayanan kızı olabilir.
3) İsa’nın annesi Meryem ile Musa’nın kızkardeşi Meryem’in birbiriyle uzak yakin hiçbir alakası yoktur!B) Kuran’da, İsa’nın annesi Meryem (veya Miryam) ile ilgili bazı ayetler:
(Tarih Musa, Harun ve kızkardeşleri Miryam’dan 1500 yıl sonra)*** “Allah Adem’i, Nuh’u, İbrahim hanedanını, Umran (Amram) hanedanını, bütün alem üzerine mümtaz kıldı. Onlar bir zürriyet idi, birbirlerinden peyda olmuş idi. Allah semi’dir, hakikiyle alimdir. Hani Umran’ın (Amram’ın) karısı demişti: “Ya Rab! Karnımdakini azatlı kul olarak sana adadım. Bu adağımı kabul et. Semî sensin hakkiyle alîm sensin”. Onu doğurunca:“Ya Rab. Ben kız doğurdum” dedi. Allah onun ne doğurduğunu iyi bilir. Erkek, kız gibi değildir. Ben adını Meryem (İsa’nın annesi) koydum” (Âli İmran 3:33-36).
*** Meryem çocuğu yüklenip kavmine getirdi. Onlar dediler: “Meryem! Sen çirkin bir iş yaptın. Ey Harun’un hemşiresi!” (Meryem 19:27-28).
*** Allah kocasız kadınlara, İmranın (Amram) kızı Meryem’i (İsa’nın annesi) de misal getirir. O, önünü haramdan saklamıştı. Biz ona halk ettiğimiz ruhtan üfürdük, Meryem Rab’bin sözlerini ve Kitaplarını tasdik etti de, buyurultu kabul edenlertden oldu (Et-Tahrim 66:12).Not: 1) Ayet 3:33-36’da ‘Amram’ hanedanının Alem üzerine mümtaz kılındığını görüyoruz. Bu aslında Levi soyudur ve Tanrı’nın Kâhinleri atanmışlardır. Musa, Harun ve kızkardeşleri Miryam da bu soydandır. Kuran burada dursa, “Tevrat’ı onaylıyor” diyebilirdik. Ama Amram’ın karısı, İsa’nın annesi olan Meryem’i doğurdu dendiğinde, Kurandaki hata, apaçık ve hiç savunulamaz şekilde ortaya çıkmaktadır.
2) Ayet 19:27-28’de de Kuran’daki hata 2. Kez tekrarlanmıştır. İsa’nın annesi Meryem; Harun’un kızkardeşi sayılmıştır. Kuran’ın geri kalanı gibi, tamamen kulaktan dolma bilgilerle, ikinci, üçüncü el olarak kuran’a geçmiştir. İki Meryem, çok açık bir şekilde karıştırılmıştır. Bunu “Kuran Hatası” değil, bunları söyleyen halkın hatası” diye geçiştirmeğe çalışmak da gülünç kalıyor. Ne yani, halk kendilerini Musa zamanında mı yaşıyor sanmışlar ki öyle demişler? Kendinizi bu sözleri söyleyen halkın yerine koyunuz. Meryemi ve akrabalarını biliyorsunuz. O halde hangi Harun’dan bahsediyorsunuz ona hitaben? O günlerde Meryemin Harun diye bir kardeşi var mıydı? 1500 yıl evvelki de kardeşi değildi zaten. Lütfen samimi olalım.
3) Ayet 66:12 de, hatanın 3. Defa tekrarlanmasıdır. İsa’nın annesi Meryem’i İmramın kızı sanıyor. O imram (amram) ki ayni zamanda Musa ve Harun’un babasıdır. İncil’deki soy ağacı doğrudur. Hiç uydurma değildir. ‘Yusufun Babası’ ibranicede 2 değişik şekilde yazılır. İkisi de baba der de, birisi kesinlikle ‘kayınpeder’ anlamındadır. İki baba yazılışı arasında fark vardır. Ama soy ağacını kabul etmeseniz bile, ve İsa’nın Annesi Meryem’in babası İmramdı deseniz bile; o zaman sorarlar: “Ve tesadüf eseri bu İmramın da ayni zamanda Musa ve Harun diye iki oğlu vardı. Öyle mi?”Bu kadar açık bilgileri reddeden birileriyle tartışmanın yersiz olduğunu düşündüğüm için, bu konuyu kapatmak istemiştim. Halâ daha ayni fikirdeyim. Hiçbir faydası olacağına inanmıyorum. Meselâ: Tekvin’in saçmalıklarını niye düzeltmiyorsunuz? Şimdi Hadislere de girersek, 20 yıl sonra da çıkamıyacağız. Ama Tekvin’e birilerinin yardımcı olması gerekiyor. Çünkü o, sizin reddettiğiniz hadislerden yola çıkıyor.
Bir de, bir yığın madde sıralıyorsunuz. Bunlara teker teker cevap vermeyi düşündüm. Ama bir baktım ki maddeler bomboş. Muhteviyat yok. İddia yok. Ama yine de sıra sıra bir yığın madde. Yani sadece lâf kalabalığı. Bu yazışmalar daha ne kadar sürecek ve kime ne faydası olacak? “Ne perhiz, ne lâhana turşusu” kavgaları yeniden başladı. Biz bunu istemiyoruz. Ama yalan, yanlışa da meydanı boş bırakamayız.
Biz burada açları yedirmek için varız. Toklarla vakit harcayamayız. Hastalar doktora gider, “sıhhatliyim” iddiasında bulunanların doktorda ne işi var? Düşüncelerimiz ve inançlarımızla ilgili gereken bilgiyi verdik. Kabul edin veya reddedin. Sizin bileceğiniz iş. Ama bundan ötesi tartışmaya girer. Tartışma istemiyoruz.
İnanın, size karşı yüreğimde sevgiden başka birşey yoktur. Ama ayrılma zamanı gelmiştir. Siz yolunuza, biz yolumuza.Sevgi ve Dualarımla.
29. Temmuz 2009: 15:03 #33328AnonimPasifSn.Kemal Bey,
“Bu yazışmalar daha ne kadar sürecek ve kime ne faydası olacak?” bunu siz biliyorsunuz, bana niçin soruyorsunuz ki?
Mesajları takip ediniz, ben konuya ne zaman müdahil olmuşum, ne zaman ki başlamış ithamlar, işte o zaman. Ve de özellikle sizin yazınızdan sonra. Demek ki müdahil olmamız gayet doğal. O maddeleri yazınca bunu herkesin aaaa haklı demesini mi beklediniz? Bu mümkün değildir. Daha derin söylenecek çok şey var, ancak ithamda bulunmak istemediğimden, kimsenin inancını zedelemek istemediğimden, o detaylara girmenin de anlamı olamyacağını biliyorum. Sadece kişileri rencide edecektir. Öncelikle bu forumun dinler arası çatışma veya “benim dinim doğrudur” isbat forumu olmadığının bilincindeyim. Sanırım diğer dinler ve kitapları ve peygamberleri yoktur/yanlıştır/hepsi rivayettir…ithamlarının da yeri değildir.
Siz nasıl ki genel anlamda kendi inandığınız Kutsal Kitabın doğruluğundan şüphe duymuyorsanız, ben de kendi inandığım Kur’an’ın doğruluğundan şüphe duymuyorum. Peki neyi karalamak için uğraşıyoruz? Milyarlarca insanın inandıklarını mı? Bunu başarabilecek miyiz?
Sn Kemal Bey, çok daha ileri gidip Tevrat ve Zebur ve İncil ve Kur’an ile ilgili kelime kelime de gidebiliriz. Ama ben bunu yapmayacağım. Yok ille de yapalım derseniz, daha önce de dediğim gibi, “herkes eteklerindeki taşı döksün”. Ama unutmayın ki sizin inandığınıza da, bizim inandığımıza da zarar verecektir. Çünkü bu kitaplara inanan, peygamberlerine inananların üzüleceklerini biliyorum. Her tarafta hem Tevrat, hem Zebur, hem İncil ve hem de Kur’an hakkında binlerce sayfa ithamların bulunduğunu sizler de en az benim kadar iyi biliyorsunuz. O zaman başka dinler ile uğraşacağımıza önce kendi dinimize inananların yanlış inançları için verelim enerjimizi.
Yani kısaca önce “herkes kendi kapısının önünü süpürmeli” diyorum. O yüzden ne yazarsanız yazın, bundan sonra bu konuya cevap yazmayacağım.
Sağlıcakla kalınız.
3. Ağustos 2011: 13:00 #36488AnonimPasifAcaba Türk’lerin neden islamiyeti seçtiğini biliyorlar mı?
3. Ağustos 2011: 13:58 #36489ArmaganAnahtar yöneticiTürklerin İslamiyeti davul zurna eşliğinde, güle oynaya seçtiğini söyleyenler bile var. Oysa Arap İslam ordularının 730’lardan önce onbinlerce türkü Semerkant önlerinde nasıl acımasızca katlettiği arapların kendi tarih kayıtlarında bulunmaktadır. ‘Türkün karakterine en uygun din İslam dinidir’ dendiğini de çok defalar duymuşsunuzdur. Akıncı, savasçı bir zihniyetle, ganimet peşinde, yönettiğ toprakları sürekli genişletmeyi hedefleyen halklara en uygun din her zaman İslam olmustur. Çok dogru bir tesbit.
12. Eylül 2011: 12:04 #36568AnonimPasifAslında Türklerin böyle can yakıcı hırsları yoktur pek. Zaten tarihte amaç toprakları Türk toprağı yapmak değildi; islam toprağı yapmaktı. Türkler etnik kimliğin seçime bağlı olmadığının farkındaydı elbette kimseyi türkleştirmeye çabalamadılar sadece milletleri islami milletlere dönüştürmeye çalıştılar. Bu da Türklerin özündeki kötülükten değil; islamı hakikaten güle oynaya kabul ettiklerini sanmalarından kaynaklanıyor. Ama Türkler kötü bir ırk değildir. Kişi neye inanırsa ona göre yaşar. Onlar da Arapların Türkleri islamı kabul etsinler diye nasıl öldürdüklerini, Muhammedin türklere duyduğu antipatiyi unutup islamı benimsediler ve inançlarına göre düşünüp ona göre yaşadılar, hareket ettiler. Ve bu kıyımlar bir yana, bugün insanlar gerçeği göremiyorsa bunun sebebi yine inançlarındaki baskıdır. Gerçeği arayamıyorlar bile, çünkü islamda şüphe yasaktır. Türkler daha çok mağdur bence.
13. Eylül 2011: 7:29 #36573AnonimPasifMerhaba,
Özellikle uzun bir aradan sonra tekrar bu siteye dönmekten memnunum.
Sn.Admin ve Sn.Cansu’nun mesajlarında desteklediğim ve eleştiride bulunmak istediğim noktalar var.Ancak bu noktada sınırımı bilmek isterim…Şunu diyebilirsiniz ” forum kurallarında yazıyor “…Tamam forum kurallarında yazıyor ,ancak yazışırken her iki taraf da forum kurallarının dışına çıktığında ne olacak merak ettiğim bu…
O yüzden sınırımı bilmek isterim…Yazdığım mesajdan dolayı yine bir ” ayran içtik ayrı düştük ” olayı yaşayacaksam yazmamayı tercih ederim…
Bildirebilirseniz sevinirim.
Sağlıcakla kalınız…
13. Eylül 2011: 15:02 #36574AnonimPasifDefalarca kovuldunuz. İsim (nick) değiştirdiniz. IP adresinden tespit edidiniz. “Bilmiyorum! Anlamaya, öğrenmeye çalışıyorum” numarası yaptınız. Kuzu postuyla ağıla girdiniz. Kurtun, kuzulara hiçbir faydası olmaz. Siz de sadece parçalamaya geldiniz. Ben kendi adıma konuşuyorum: Hoş gelmediniz.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.