Türk Protestanlar ilk örgütlerini kurdu
2000’den beri vakıf olmaya çalışan Türk Protestanları ilk kez bir dernek kurdular: Kurtuluş Kiliseleri Derneği. Şimdi de Ankara’nın Dikmen semtinde kilise inşa edecekler
YILDIZ YAZICIOĞLU
Pek çoğu İslamiyeti terk ederek yeni Hıristiyan olmuş kişiler olan Türk Protestanlar, ilk kez varlığı devlet tarafından kabul edilen resmi bir çatı altında buluştu. Türk Protestanların Türkiye’deki ilk resmi örgütü olan Kurtuluş Kiliseleri Derneği, 10 Mart 2005’te Ankara Valiliği’nin onayıyla faaliyete geçti.
AB’ye adaylık sürecinde değiştirilen yasalarla birlikte örgütlenme hakkı önündeki engeller kalktıkça Türkiye’deki farklı dini, etnik ve cinsel gruplar açısından devletle ilişkiler de ılımlı bir ortama taşındı. Böylece 2000 yılından beri “vakıf” olma mücadelesi veren Türk Protestanlar ise, Yargıtay’ın vakıf kurmalarına izin vermeme kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürdükten sonra dernekleşmeye karar verdi.
Bu gelişmeler üzerine Kurtuluş Kiliseleri Derneği, “Türkiye’de din ve inanç hürriyetinin geliştirilmesi bakış açısıyla toplumdaki önyargıları azaltmak ve bir hoşgörü kültürünün geliştirilmesi için çaba sarf etmek” ile “İlgi duyanlara ve öğrenmek isteyenlere Hıristiyanlığın ne olduğunu anlatmak, açıklamak” amaçlarıyla kuruldu. Devlet, bu amaçları barındıran tüzüğüyle Kurtuluş Kiliseleri Derneği’nin kuruluşunu 10 Mart 2005’te resmileştirdi.
Kurucu Başkan ve Pastör İhsan Özbek, dernekleşme çalışmalarından sonra ilk kez Milliyet’e konuştu.
“Misyonerlik suçlaması hakaret boyutuna vardı”
Özbek bugüne kadar Türk Protestanların hiçbir tüzel kişiliğe sahip olmaması nedeniyle pekçok faaliyette “yasa dışı muamelesi” gördüklerini söylüyor. “Türkiye’de misyonerler artıyor iddiasıyla hedef tahtasındayız. Çirkin politika yapılıyor. Türkiye’de Hıristiyanlar zulüm görüyor” diyen Özbek, hakaret boyutuna varan misyonerlik suçlamalarına karşı dernek kimliğiyle savaşacaklarını açıklıyor.
Kurtuluş Kiliseleri Derneği’ne üye 150 kişi bulunduğunu kaydeden Özbek, İmar Yasası’na göre valilikten ibadet yerleri için yer gösterilmesini beklediklerini ifade ediyor. Özbek, “Apartman altı kilise ne yazık ki mevcut koşullarda Protestanlar için bir zorunluluktan kaynaklandı. Kilisemizi inşa etmek için yer gösterilmesini bekliyorduk. Ancak bize ilk etapta Çankaya’da uygun arsa olmadığı ifade edildiği için Dikmen’de kendimize bir arsa satın aldık. Buraya kilisemizi inşa etmeyi düşünüyoruz” diyor.
“Gölge gibiydik, devlet tarafından yok sayılıyorduk”
Azınlık olmak istemediklerini ancak azınlık statüsünde sayıldıklarını kaydeden Özbek, kendilerine “güvenlik sorunu” olarak bakan polis teşkilatıyla dernek olarak uygar bir ilişki kuracaklarını belirtiyor. Özbek, “Gölge gibiydik. Tahmini sayımız 4 bin kişiye ulaşmasına rağmen yok sayılıyorduk. Öte yandan Hıristiyanlık propagandası yapmaksa suç sayılıyordu. Oysa resmen böyle bir suç yok. Artık resmen Protestanlar var. Hem ibadetimizi yapacağız hem de dini farzımız olarak ibadetimizi anlatacağız” diye konuşuyor.
Millliyet Haber: http://www.milliyet.com/2005/04/19/pazar/paz05.html
Ne olursa olsun durduramazlar bizim inancımzı yaşamamıza.. Her durumda Rabbimiz Mesih İsa’ya sığının.. O bizi koruyandır. Amin