Surpik Aykurt'u Kaybettik
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
28. Mayıs 2007: 18:56 #24285klausAnahtar yönetici
Surpik Aykurt 1931- 26 Mayıs 2007
1931 yilinda Kastamonu’da doğdu. 50li yılların başında ailesiyle beraber İstanbul’a yerleşti. 70li yılların başında İstanbul Bakırköy’deki Ermeni Kilisesindeki İncili kadınlar gurubunun yaptığı İncil okuma ve dua toplantılarına katılmaya başladı. Elmas kizkardesin müjdelemesi sonucunda Surpik İsa Mesih’i hayatına Rab ve Kurtarıcısı olarak kabul etti ve o günden başlayıp yaşamının son anına dek sürekli olarak Rab İsa’nın canlı bir tanığı oldu.
Surpik Aykurt’u tanıyanlar onun cesur ve hiç çekinmeyen bir İncil Vaizi olduğunu bilirler. İncili müjdelemek surpik kardeşimiz için nefes alıpvermek gibi çok doğal bir şeydi. Sıksık Türkiyeye gider gelir, uçakta dahi ayağa kalkıp yolculara İncili ve İsa Mesih’i müjdelerdi. Sadece o mu? Frankfurt’un parklarında, karşılaştığı herkese, ister Türk olsun, ister Alman olsun, ister başka bir ulustan olsun, herkese çantasından çıkardığı broşürleri vererek, çatpat almancasıyla onlara İsa’yı anlatarak İncil’i müjdelerdi. Özellikle Almanya’da yaşayan dindar müslüman Türklere sürekli tanıklık etti. Onun bu tanıklığının sonucunda içlerinden bazıları Rab İsa Mesih’e iman ettiler.
Surpik Aykurt kızkardeşimiz ‘Kasetçi Teyze’ adıyla da biliniyordu. Her gittiği yere küçük Grundig marka siyah teybini götürür, orada İsa Mesih’e iman etmiş birileri varsa hemen onlarla reportaj yapar, onların tanıklıklarını kaydeder ve daha sonra bu kasetleri çoğaltarak her yere dağıtırdı. Gidip ziyaret edemediği yeni imanlıları sürekli mektup veya telefonlarla takip eder, onların ruhsal büyümesi için onlara sürekli kitaplar, broşür ve kasetler yollayarak onları beslerdi.
Surpik aynı zamanda yoksul imanlı kardeşleri için sürekli kaygı çeken birisiydi. Onlara maddi katkıda bulunabilmek için kendi elleriyle patikler ve kazaklar örer, mantılar hazırlar, satar ve parasını Türkiye’deki fakir imanlılara gönderirdi.
26 mayıs 2007 tarihinde, yakalandığı amansız pankreas kanseri onu aramızdan aldı. Hastalığı süresince de sık sık kendisiyle telefonlaşırdık. Rab’den şifa alacağını umutla bekledi, ama Rab’den ne gelirse ona razı olacağını da söylerdi hep. Ölümden hiç korkmuyordu. Eğer gözlerini kapatırsa, hemen o anda cennette, Rab İsa’nın yanında olacağından emindi. Artık Surpik kızkardeşimiz bizim aramızda değil.. Çok sevdiği Rab İsa’sı onu yanına aldı. Bir gün biz de onun yanına gideceğiz ve onunla birlikte Rab İsa’yı yüzyüze göreceğiz. Bu diri umut için Rabbimize hamdederiz! -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.