[Anonim]

İblisin insanoğluna ilk vuruşu

Yılan Havaya ,” Kesinlikle ölmezsiniz.” dedi’ (Yaratılış.3:4).

İlk insan Adem’den günümüze kadar süren büyük savaş,
insanlar ile iblis arasında şiddeti hergün daha da artarak devam etmektedir. Arsız ve pervazsızlık ta sınır tanımayan şeytan önüne çıkan her olguyu her olanağı Tanrı’nın kendi benzeyişinde yarattığı insanı Tanrı’dan daha, daha uzaklaştırmak için kullanmaktadır.

‘Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim?
Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen
olmalısın’ (Yaratılış.4:7).

Büyük düşman Şeytan fertlerle tek tek ilgilendiği gibi, topluluklarla, toplumlarla, ülkelerle’de ayartılarını gerçekleştirmek için zemin oluşturmaya çalışmaktadır.
İnsan benliğini kullanıp nasıl insanı köleleştiriyorsa.
Uluslarıda farklı stratejiler ile kendisine tutsaklığa sürüklemektedir.

Gelenek görenekleri, Müzik anlayışını, spor kültürünü, teknolojiyi, iblis aklımıza gelebilecek her şeyi kullanmaktadır. Tüm dünyada böyle çalışmaktadır.
Hıristiyan ülkelerle de, diğer ülkelerle de sistem aynı.

‘Ayık ve uyanık olun. düşmanınız iblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor’ (1.petrus.5:8).

Yaşadığımız yüz yıla baktığımızda milyonlarca insanın acı çekmesine neden olan olaylarda hep iblis’in parmağını görüyoruz.

* Ruanda’da bir milyon insanın katledilmesi.
* Avrupada altı milyon yahudi’nin katledilmesi
gibi daha nice örnekler verebilecegimiz acıların tümü İblis’in oyunlarının birer parçasıdır.

‘Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu’ (Yaratılış.1:27).

Kendisi Tanrı’nın görkeminin ışığında yaşarken, kibiri sonucu karanlığın eğemenliğine düştü. Yaratılıştan itibaran tek gayesi Tanrı benzeyişinde yaşayan biz güzel varlık insanoğlunu da kendi çukurlarına çekmektir. Nasıl ki temiz giyim, güzel karakter, alçak gönüllü tutum insanı süslüyorsa, toplumları da, güzel gelenekleri ve görenekleri süslemektedir. Şeytan dünya’yı ele geçirmek için bizlerden daha iyi çalışmakta, önüne çıkan her olanağı kullanmaktadır.İnsanlığa hizmet için yapılan her yenilikten, buluştan bizlerden daha iyi faydalanmaktadır.

Arkadaşım 1995 yılında iş konusunda japonyaya gitmişti.
Aradığı adresi bulamayınca bir kaç tane japonu durdurup adresi tarif etmelerini isteyince, ya işim acele, ya metroya yetişmeliyim ya da beni meşgul etme diye tepki aldığını anlatmıştı. Teknolojilerinin çok gelişmiş olduğunu fakat insanı insan yapan paylaşım, hoşgörü veya yardımseverliğin olmadığını anlatmıştı. Bizlere çok garip gelmişti.

* Bizler adres sorana değil adresi tarif etmek, gerekirse adrese kadar götürme kültürü ile yetiştirildik.

* Bizler bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır, söylemleri ile büyüdük.

* Bizler köpeğin hatırı yoksa, sahibinin hatırı vardır ata sözünü aldık.

* Evimizde et piştiğinde, belki kokusu komşu eve gitmiştir diye, elimize tabak tutuşturulup gönderilmişizdir.

Fakat ne yazıkki..!
* Artık…televizyonlarda bir çamaşır makinasını bedavaya almak için insanlar biri birlerini hırpalıyor.

* Yemek proğramlarında yaşı başı kemale ermiş topluma örnek olmaları gereken insanlar, yemek masalarında bir kaç milyar para için biri birlerini aşşağılıyorlar.

* Karşı tribünde oğul, bu tribünde baba veya aynı şehirin insanları karşılıklı hakaretler.

Tüm bunlar Şeytan’dan değil mi? Peki ne yapmalı….?

Haykırmalı tüm yaratılışın düşmanı iblisin yüzüne.
Sen ey kirletilmiş sadakatin kutsal adı !
Kime sadıksın sen? O isyankar gurubuna mı ?
O zabaniler ordusuna mı, tepeden tırnağa sana uygun…
Ve sen, iki yüzlü küstah, şimdi özgürlügün koruyucusu
olarak çıkıyorsun ortaya, sen degil miydin bir zamanlar yaltaklanan, köleler gibi bağlılığını haykıran Göklerin dehşetli Hükümdarına? Hangi ümitle ondan kurtulmaya, kendi Hükümdarlığını kurmaya kalkışıyorsun?

Sürekli Tanrı..sürekli Mesih.. sürekli Müjde.

Esenlikle

[Yazar]

Yazılar