Ruh’un İyileşmesi
- Bu konu 1 izleyen ve 8 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
4. Eylül 2009: 21:16 #26427AnonimPasif
Ruh’un İyileşmesi
(David Pytches)
Bu tür iyileşmeyi açıklamak, tanımlamamıza da yardımcı olacaktır. Bazı Kutsal Kitap örnekleri, insan ruhunun nasıl bozulabildiğini ve onarım sürecinin nasıl başladığını göstermektedir. Ruh’un iyileştirilmesine ilişkin bir bakış açısına sahip olmadan önce bazı noktalara değinelim. Ruh’un iyileşmesi, kişinin yaşantısındaki tüm diğer alanları etkiler, ancak her rahatsızlık kişinin günahına bağlanamaz.
‘Öğrencileri İsa’ya, ‘Rabbi’ kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı?’ diye sordular.İsa şu yanıtı verdi: ‘Ne kendisi, ne de annesi babası günah işledi. Tanrı’nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu’ (Yuhanna 9:2-3).
Ruh’un iyileşmesi kişinin ruhsal yaşantısının – Tanrı’yla ilişkisinin – yenilenmesi ve onarılması demektir. Ruh’un hastalığı, kişinin kendi günahından kaynaklanır. İlk ve en büyük iyileşme, gerçek bir tövbeyle Mesih’e iman edildiği zaman gerçekleşir. Kişi kurtuluşu aldığında ruhu iyileşmeye başlar, ardından bağışlamaya devam ederek ruhsal sağlığını korur.
Kutsal Kitap’dan bazı örnekler
Adem ile Havva’nın durumu (Yaratılış 3:1-24).
1.) Adem ile Havva ruhsal olarak sağlıklı yaratılmışlardı; günün serinliğinde Tanrı’yla birlikte yürüyorlardı.
2.) Görme, tatma ve gurur duygularıyla ayartıldılar, Tanrı’ya başkaldırarak günaha düştüler:
3.) Günahları, utanma ve çıplaklık duygularını yarattı. Bundan sonra ilk tepkileri, kendilerini örtmeye çalışmak oldu:
Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler’
‘İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yapraklarından kendilerine önlük yaptılar’ (3:7).
4.) Hepsinin ardından gelen suçluluk, ruhun hastalanması ve Tanrı’dan saklanma çabasıyla sonuçlandı.
‘Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler’ (3:8).
5.) Duyguları da etkilendi; yaşamlarına korku girdi.
‘Adem, ‘Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim’ dedi’ (3:10).
6.) ‘Rab onları günahlarıyla yüzyüzegetirdi.
‘Rab Tanrı,‘Çıplak olduğunu sana kim söyledi?’ diye sordu. ‘Sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?’ (3:11).
7.) Bunun ardından birbirlerini suçlamayabaşladılar ve ilişkileri bozuldu.
‘Adem, ‘Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim’ diye yanıtladı’ (3:12).
8.) Bedensel varlıkları da etkilendi. Acı çekme, alın teriyle çabalama ve sonuçta ölüm geldi .
‘RAB Tanrı Adem`e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.
Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin’ (Yaratılış 3:17-19).
9.) İçinde bulundukları ortam değişti, çünkü bahçeden (Rab’bin varlığından) kovuldular ve günahın laneti altında kalan bir dünyada yaşamaya başladılar.
‘RAB Tanrı Adem`e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin. Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin.”
Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.
RAB Tanrı Adem`le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.
Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”
Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem`i Aden bahçesinden çıkardı’ (3:17-23).
10.) Tanrı onlara merhamet etti ve kan dökme yoluyla günahlarını bağışladı. ‘RAB Tanrı Adem`le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi’ (3:21). Bu bağışlama aracılığıyla Ruh’un iyileşmesi gerçekleşti, ancak yine de bazı ayrıcalıkların feda edilmesi gerekmişti.5. Eylül 2009: 14:19 #33506AnonimPasifEsav’ın durumu
1.) Esav’ın ve Yakup’un doğumu, sonraki sıkıntıların önceden bildirilmesiydi.
‘Doğum vakti gelince, Rebeka`nın ikiz oğulları oldu.
İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi andırıyordu. Adını Esav koydular.
Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav`ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı’ (Yaratılış 25:24-26).
2.) Esav’ın zayıflığı, benliğinden kaynaklanan açgözlülüktü.
3.) Yakup’a doğum hakkını satarak bunu küçümsedi, günah işledi.
‘Esav, “Baksana, açlıktan ölmek üzereyim” dedi, “İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?”
Yakup, “Önce ant iç” dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakup`a sattı.
Yakup Esav`a ekmekle mercimek çorbası verdi. Esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti. Böylece Esav ilk oğulluk hakkını küçümsemiş oldu’(Yaratılış 25:32-34).
4.) Kendisini bir yeminle bağladı.
‘Yakup, “Önce ant iç” dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakup`a sattı’ (Yar. 25:33).
5.) Kutsal Yazı, Esav’I tanrıtanımaz bir kişi olarak dile getiriyor.
‘Kimse fuhuş yapmasın ya da ilk oğulluk hakkını bir yemeğe karşılık satan Esav gibi kutsal değerlere saygısızlık etmesin’ (İbraniler 12:16).
6.) Esav daha sonra Yakup’a karşı kinlendi. Bu olayları bağışlamama yoluyla zihnine işledi.‘Babası Yakup`u kutsadığı için Esav kardeşi Yakup`a kin bağladı. “Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı” diye düşünüyordu, “O zaman kardeşim Yakup`u öldürürüm’ (Yar. 27:41).
7.) Ardından gerçek bir öfkeyle dolup taşarak cinayet işledi.‘Babası Yakup`u kutsadığı için Esav kardeşi Yakup`a kin bağladı. “Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı” diye düşünüyordu, “O zaman kardeşim Yakup`u öldürürüm.”
Büyük oğlu Esav`ın ne düşündüğü Rebeka`ya bildirilince Rebeka küçük oğlu Yakup`u çağırttı. “Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor” dedi,
Beni dinle, oğlum. Hemen Harran`a, kardeşim Lavan`ın yanına kaç.
Ağabeyinin öfkesi dinip sana kızgınlığı geçinceye, ona yaptığını unutuncaya kadar orada kal. Birini gönderir, seni getirtirim. Niçin bir günde ikinizden de yoksun kalayım?”
Sonra İshak`a, “Bu Hititli* kadınlar yüzünden canımdan bezdim” dedi, “Eğer Yakup da bu ülkenin kızlarıyla, Hitit kızlarıyla evlenirse, nasıl yaşarım?’ (Yar.27:41-46).
8.) Kendine acıma duygusundan kurtulmak için cinayeti kullandı, böylece duygularının ne denli incinmiş olduğunu açığa vurdu.
‘Büyük oğlu Esav`ın ne düşündüğü Rebeka`ya bildirilince Rebeka küçük oğlu Yakup`u çağırttı. “Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor” dedi’ (Yar. 27:42).
9.) Yakup, Esav’ın öfkesinden kaçtığı zaman Esav, babasına başkaldırarak öc aldı, böylece ilişkileri daha çok yıpranmış oldu.
‘Böylece babasının Kenanlı kızlardan hoşlanmadığını anladı.İsmail`in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail`in kızı, Nevayot`un kızkardeşi Mahalat`la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi’ (Yar.28:8-9).
10.) Tanrı’nın, Esav’ın yüreğini nasıl yumuşattığı pek (belki de Yakup’un dualarına ve Esav’a sunduğu barış sunularına karşılık olarak) açık değildir. Ancak en sonunda iki kardeş karşılaştılar, Esav, Yakup’u bağışlayarak onu kabul etti.6. Eylül 2009: 12:06 #33512AnonimPasifSaul’un Durumu
1.) Saul bir Tanrı adamıydı; ancak Ameleklileri yok etmesi için Tanrı’nın verdiği buyruğu yerine getirmeyince hastalandı.
‘Ne var ki, Saul ile adamları Agak`ı ve en iyi koyunları, sığırları, besili danaları, kuzuları -iyi olan ne varsa hepsini- esirgediler. Bunları tümüyle yok etmek istemediler. Ancak değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler’ (1.Samuel 15:9).
2.) Tanrı Samuel’i göndererek onu günahıyla yüzleştirdi.
‘RAB Samuel`e şöyle seslendi: Saul`u kral yaptığıma pişmanım. Beni izlemekten vazgeçti. Buyruklarımı yerine getirmedi. Samuel öfkelendi ve bütün geceyi RAB`be yakarmakla geçirdi.
Ertesi sabah Samuel Saul`la görüşmek için erkenden kalktı. Saul`un Karmel Kenti`ne gittiğini, orada kendisine bir anıt diktikten sonra aşağı inip Gilgal`a döndüğünü öğrendi.
Saul kendisine gelen Samuel`e, “RAB seni kutsasın! Ben RAB`bin buyruğunu yerine getirdim” dedi.
Samuel, “Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi? Nedir bu duyduğumsığır böğürmesi?” diye sordu’ (1.Samuel 15:10-14).
3.) Saul yalan söyleyerek günahını saklamaya kalkıştı; ‚Ben Rab’bin buyruğunu yerine getirdim’. Ardından suçu başkalarına attı; ‚Halk bunları Amaleliklerden getirdi’ ve ruhsallık maskesine büründü; ‚Tanrın Rab’be kurban sunmak üzere koyunların, sığırların en iyisini esirgediler’.
‚Ne var ki askerler, Gilgal`da Tanrın RAB`be kurban sunmak üzere yağmalanmış bazı malları, yok edilmeye adanmış en iyi davarlarla sığırları aldılar’ (1.Samuel 15:21).
4.) Bunlara karşılık Tanrı’nın yargısı şöyle oldu: ‚Rab de İsrail kralı olmanı reddetti’.
‚Samuel, “Seninle dönmem” dedi, “Çünkü sen RAB`bin buyruğunu reddettin, RAB de İsrail Kralı olmanı reddetti!’ (1.Sam. 15:26).
Saul bunun üzerine kısmen tövbe etti; ‚Günah işledim!’
‚Saul, “Günah işledim!” dedi, “Ama ne olur halkımın ileri gelenleri ve İsrailliler karşısında beni onurlandır. Tanrın RAB`be tapınmam için benimle dön!’ (1.Sam.15:30).Ne var ki Saul bağışlanmasına karşın, ruhsal yaşamında sürekli bir güceniklik barındırmaya devam etti.
5.) Kutsal Ruh’u kederlendiren Saul’u, kötü bir ruh rahatsız etmeye başladı, bu yüzden zihinsel bir hastalığa (bir tür nevroza)yakalandı.‚Bu sıralarda RAB`bin Ruhu Saul`dan ayrılmıştı. RAB`bin gönderdiği kötü bir ruh ona sıkıntı çektiriyordu’ (1.Sam. 16:14).
6.) Davut’tan çok hoşlanmasına karşın, onun Rab’deki başarısı yüzünden kıskançlığa kapıldı. Kendisine olan güvenini yitirdi ve korkuyayenik düştü. Saul kendisine olan güvenini yitirdi ve korkuyayenik düştü.
‘Davut Saul`un yanına varıp onun hizmetine girdi. Saul Davut`u çok sevdi ve ona silahlarını taşıma görevini verdi’ (1.Sam.16:21).
‘Bu sözlere gücenen Saul çok öfkelendi. “Davut`a on binlercesini, banaysa ancak binlercesini verdiler. Artık kral olmaktan başka onun ne eksiği kaldı ki?” diye düşündü. Böylece o günden sonra Saul Davut`u kıskanmaya başladı’ (1.Sam.18:8-9).‘Davut`un büyük başarısını gördükçe Saul`un korkusu daha da artıyordu’ (1.Sam 18:15).
Sonuç olarak duygusal yaşamı tümüyle yıprandı.
7.) Bütün bunların hepsi öfkeyi doğurdu ve böylece kötü ruha kapı açmış oldu. Davut’u öldürmeye kalkıştı (iki kez mızrak attı.
‘Ertesi gün Tanrı`nın gönderdiği kötü bir ruh Saul`un üzerine güçlü bir biçimde indi. Saul evinde sayıklamaya başladı. Davut her zamanki gibi yine lir çalıyordu. Saul`un elinde bir mızrak vardı.
Davut`u vurup duvara çakacağım diye düşünerek mızrağı ona fırlattı. Ama Davut iki kez ondan kurtuldu’ (1.Sam 18:10-11).
‘Bir gün Saul, mızrağı elinde evinde oturuyor, Davut da lir çalıyordu. Derken RAB`bin gönderdiği kötü bir ruh Saul`u yakaladı.
Saul mızrağıyla Davut`u duvara çakmaya çalıştı. Ancak Davut yana kaçınca Saul`un mızrağı duvara saplandı. O gece Davut kaçıp kurtuldu’ (1.Sam.19:9-10).
Böylece hastalığı yüzünden ilişkileri de bozuldu.
8.) Tüm bu olanlardan sonra Tanrı’nın merhametini
aramak yerine, Davut’u uzaklaştırarak sorunu çözmeye çalıştı. Onu evlendirme önerileriyle aldattı ve öldürmek için pusu kurdu.
9.) Ardından Davut’un peşine düştü. Davut tarafından bağışlandığı ve büyücüye danıştığı zamanlarda erin bir pişmanlık yaşadı; kendisine acıdı (sahte tövbe). Saul akılsız biri gibi can verdi; intihar etti. Onu yok eden, ruhsal hastalığı olmuştu.
‚Bunun üzerine Saul, “Günah işledim” diye karşılık verdi, “Davut, oğlum, geri dön. Bugün yaşamıma değer verdiğin için sana bir daha kötülük yapmayacağım. Gerçekten akılsızca davrandım, çok büyük yanlışlık yaptım’ (1.Sam. 26:21).
‚Bunun üzerine Saul görevlilerine, “Bana bir cinci kadın bulun da varıp ona danışayım” diye buyruk verdi. Görevliler, “Eyn-Dor`da bir cinci kadın var” dediler’ (1.Sam.28:7).
‘Saul sonunda akılsız biri gibi can verdi; intihar etti. Onu yok eden, ruhsal hastalığı Saul, silahını taşıyan adama, “Kılıcını çek de bana sapla” dedi, “Yoksa bu sünnetsizler* gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler.” Ama silah taşıyıcısı büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak istemedi. Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı.olmuştu’ (1.Sam.31:4).
7. Eylül 2009: 10:25 #33513AnonimPasifDavut’un Durumu
1.) Dışarıda ordusuyla birlikte düşmana karşı savaşması gereken Davut, evde oturmuş, cinsel bir arzuyla ayartılıyordu.
‘Bir akşamüstü Davut yatağından kalktı, sarayın damına çıkıp gezinmeye başladı. Damdan yıkanan bir kadın gördü. Kadın çok güzeldi’ (2.Samuel 11:2).
2.) Bunun sonucunda Bat-Peva’yla zina işledi. Onu gebe bıraktı ve suçunu başkasına attı (kadının kocasını eve çağırıp, sanki bebek onunmuş gibi davrandı.
‘Bunun üzerine Davut Hititli Uriya`yı kendisine göndermesi için Yoav`a haber yolladı. Yoav da Uriya`yı Davut`a gönderdi.
Uriya yanına varınca, Davut Yoav`ın, ordunun ve savaşın durumunu sordu.
Sonra Uriya`ya, “Evine git, rahatına bak” dedi. Uriya saraydan çıkınca, kral ardından bir armağan gönderdi.
Ne var ki, Uriya evine gitmedi, efendisinin bütün adamlarıyla birlikte sarayın kapısında uyudu.
Davut Uriya`nın evine gitmediğini öğrenince, ona, “Yolculuktan geldin. Neden evine gitmedin?” diye sordu.
Uriya, “Sandık da, İsrailliler`le Yahudalılar da çardaklarda kalıyor” diye karşılık verdi, “Komutanım Yoav`la efendimin adamları kırlarda konaklıyor. Bu durumda nasıl olur da ben yiyip içmek, karımla yatmak için evime giderim? Yaşamın hakkı için, böyle bir şeyi kesinlikle yapmayacağım.”
Bunun üzerine Davut, “Bugün de burada kal, yarın seni göndereceğim” dedi. Uriya o gün de, ertesi gün de Yeruşalim`de kaldı.
Davut Uriya`yı çağırdı. Onu sarhoş edene dek yedirip içirdi. Akşam olunca Uriya efendisinin adamlarıyla birlikte uyumak üzere yattığı yere gitti. Yine evine gitmedi’ (2.Samuel 11:6-13).
3.) Bu günah İLİŞKİLERİ BOZDU VE CİNAYETE sürükledi.
‘Sabahleyin Davut Yoav`a bir mektup yazıp Uriya aracılığıyla gönderdi.
Mektupta şöyle yazdı: “Uriya`yı savaşın en şiddetli olduğu cepheye yerleştir ve yanından çekil ki, vurulup ölsün.”
Böylece Yoav kenti kuşatırken Uriya`yı yiğit adamların bulunduğunu bildiği yere yerleştirdi.
Kent halkı çıkıp Yoav`ın askerleriyle savaştı. Davut`un askerlerinden ölenler oldu. Hititli Uriya da ölenler arasındaydı’ (2.Samuel 11:14-17).
4.) Davut’un ruhsal hastalığı, BEDENSEL BİR HASTALIĞA neden oldu.
‚Sustuğum sürece Kemiklerim eridi, Gün boyu inlemekten’ (Mezmurlar 32:3).
‚Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler’ (Mezmurlar 51:8).
5.) Ardından DUYGSUAL VE ZİHİNSEL bir karmaşa geldi.
‚Sustuğum sürece Kemiklerim eridi, Gün boyu inlemekten.Çünkü gece gündüz Elin üzerimde ağırlaştı. Dermanım tükendi yaz sıcağında gibi’ (Mezmur 32:3-4).
‚Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler.
Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı.
Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun`u benden alma.
Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver’ (Mezmur 51:8-12).
6.) Tanrı, Peygamber Natan’ı göndererek Davut’la yüzleştirdi.
‘RAB Natan`ı Davut`a gönderdi. Natan Davut`un yanına gelince ona, “Bir kentte biri zengin, öbürü yoksul iki adam vardı” dedi,
Zengin adamın birçok koyunu, sığırı vardı.
Ama yoksul adamın satın alıp beslediği küçük bir dişi kuzudan başka bir hayvanı yoktu. Kuzu adamın yanında, çocuklarıyla birlikte büyüdü. Adamın yemeğinden yer, tasından içer, koynunda uyurdu. Yoksulun kızı gibiydi.
Derken, zengin adama bir yolcu uğradı. Adam gelen konuğa yemek hazırlamak için kendi koyunlarından, sığırlarından birini almaya kıyamadığından yoksulun kuzusunu alıp yolcuya yemek hazırladı.”
Zengin adama çok öfkelenen Davut Natan`a, “Yaşayan RAB`bin adıyla derim ki, bunu yapan ölümü hak etmiştir!” dedi,
Bunu yaptığı ve acımadığı için kuzuya karşılık dört katını ödemeli.
Bunun üzerine Natan Davut`a, “O adam sensin!” dedi, “İsrail`in Tanrısı RAB diyor ki, `Ben seni İsrail`e kral olarak meshettim* ve Saul`un elinden kurtardım’ (2.Samuel 12:1-7).
7.) Davut suçunu İTİRAF ederek TÖVBE etti.
‘Günahımı açıkladım sana, Suçumu gizlemedim. “RAB`be isyanımı itiraf edeceğim” deyince, Günahımı, suçumu bağışladın’ (Mezmur 32:5).
‘Ey Tanrı, lütfet bana, Sevgin uğruna; Sil isyanlarımı, Sınırsız merhametin uğruna.
Tümüyle yıka beni suçumdan, Arıt beni günahımdan.
Çünkü biliyorum isyanlarımı, Günahım sürekli karşımda.
Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, Senin gözünde kötü olanı yaptım. Öyle ki, konuşurken haklı, Yargılarken adil olasın.
Nitekim suç içinde doğdum ben, Günah içinde annem bana hamile kaldı.
Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.
Beni mercanköşkotuyla arıt, paklanayım, Yıka beni, kardan beyaz olayım.
Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler.
Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı.
Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun`u benden alma.
Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver.
Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim, Günahkârlar geri dönsün sana.
Kurtar beni kan dökme suçundan, Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı, Dilim senin kurtarışını ilahilerle övsün’ (Mezmur 51:1-14).
8.) Tanrı onu BAĞIŞLADI
‚Günahımı açıkladım sana, Suçumu gizlemedim. “RAB`be isyanımı itiraf edeceğim” deyince, Günahımı, suçumu bağışladın’ ( Mezmur 32:5).
RUHUNU İYİLEŞTİRDİ
‚Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde. Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun`u benden alma.
Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver’ (Mezmur 51:10-12).
DUYGULARINI İYİLEŞTİRDİ
‚Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler.
Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı.
Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde. Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun`u benden alma.
Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver’ (Mezmur 51:8-12).
‚Kurtar beni kan dökme suçundan, Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı, Dilim senin kurtarışını ilahilerle övsün. Ya Rab, aç dudaklarımı, Ağzım senin övgülerini duyursun’ (Mezmur 51:14-15).
BEDENİNİ VE İLİŞKİLERİNİ İYİLEŞTİRDİ
‚Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim, Günahkârlar geri dönsün sana’ (Mezmur 51:13).7. Eylül 2009: 21:48 #33516AnonimPasifNebukadnetzar’ın Durumu
(Daniel 4:19-37)
1.) Nebukadnetzar’a, gururunun ruhsal bir hastalık tehlikesi oluşturacağı, Tanrı tarafından on iki ay önceden bildirildi. Daniel ona tövbe etmesini önerdi.
‘O zaman öbür adı Belteşassar olan Daniel bir süre şaşkın şaşkın durdu, düşünceleri onu ürküttü. Bunun üzerine kral, “Ey Belteşassar, bu düş de yorumu da seni ürkütmesin” dedi.
Belteşassar, “Ey efendim, keşke bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da düşmanlarının başına gelseydi!” diye karşılık verdi,
Büyüyen, güçlenen, boyu göklere erişen, dünyadaki herkesçe görülebilen bir ağaç gördün.
Yaprakları güzeldi, meyvesi herkese yetecek kadar boldu. Yabanıl hayvanlar altında barınır, gökte uçan kuşlar dallarına tünerdi.
Ey kral, o ağaç sensin! Sen büyüdün, güçlendin. Büyüklüğün giderek göklere erişti, egemenliğin dünyanın dört bucağına yayıldı.
Sen, ey kral, bir gözcünün, kutsal bir varlığın gökten indiğini gördün. `Ağacı kesip yok edin, ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle, tunçla* çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. Göğün çiyiyle ıslansın; üzerinden yedi vakit geçinceye dek yabanıl hayvanlarla birlikte pay alsın diyordu.
Ey efendim kral, düşün anlamı ve Yüce Olan`ın senin başına getireceği yargı şudur: İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın; öküz gibi otla beslenecek, göğün çiyiyle ıslanacaksın. Yüce Olan`ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.
Köklerin bulunduğu kütüğün bırakılması için buyruk verildi. Bunun anlamı şu: Sen göklerin egemenlik sürdüğünü anlayınca krallığın sana geri verilecek.
Bu yüzden, ey kral, öğüdümü benimse: Doğru olanı yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç. Olur ya, gönencin uzun sürer.’ (Daniel 4:19-27).
2.) Nebukadnetzar uyarıyı hiçe saydı ve gururuyla GÜNAH işledi, böylece hemen yargı altına girdi.
‚Kral, “İşte onurum ve yüceliğim için üstün gücümle krallığımın başkenti olarak kurduğum büyük Babil!” dedi’ (Daniel 4:30).
3.) AKLINI KAÇIRDI.
‘Daha sözünü bitirmeden gökten bir ses duyuldu: “Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı.
‘İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olan`ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek’ (Daniel 4:31-32).
‘O anda aklım başıma geldi. Krallığımın yüceliği için onurum ve görkemim bana geri verildi. Danışmanlarımla soylu adamlarım beni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi’ (Daniel 4:36).
4.) Halkında koparılarak TOPLUMDAN DIŞLANDI.
‘İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olan`ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek’.
5.) Bir hayvan gibi davranmaya başladı, BEDENİ de bundan ekilendi. Saçını ve tırnaklarını uzattı.
‘Nebukadnessar`a ilişkin bu söz hemen yerine geldi. İnsanlar arasından kovuldu. Öküz gibi otla beslendi. Bedeni göğün çiyiyle ıslandı. Saçı kartal tüyü, tırnakları kuş pençesi gibi uzadı’ (Daniel 4:33).
6.) Tanrı onu bağışladı ve yeniden normale dönmesini sağladı.
‘Belirlenen sürenin sonunda ben Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olan`ı övdüm. Sonsuza dek Diri Olan`ı onurlandırıp yücelttim. O`nun egemenliği ebedi egemenliktir, Krallığı kuşaklar boyu sürecek’ (Daniel 4:34).
7.) BEDENSEL ve ZİHİNSEL sağlığı düzeldi, toplumsal ilişkileri de yoluna girdi. Yeniden kral oldu ve Tanrı’ya yücelik verdi.
‘Belirlenen sürenin sonunda ben Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olan`ı övdüm. Sonsuza dek Diri Olan`ı onurlandırıp yücelttim. O`nun egemenliği ebedi egemenliktir, Krallığı kuşaklar boyu sürecek.
Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır. O gökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da Dilediğini yapar. O`nun elini durduracak, O`na, “Ne yapıyorsun?” diyecek kimse yoktur.
O anda aklım başıma geldi. Krallığımın yüceliği için onurum ve görkemim bana geri verildi. Danışmanlarımla soylu adamlarım beni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi.
Ben Nebukadnessar Göklerin Kralı`na şükrederim. O`nu över, yüceltirim. Çünkü bütün yaptıkları gerçek, yolları doğrudur; kendini beğenmişleri alçaltmaya gücü yeter’ (Daniel 4:34-37).
7. Eylül 2009: 22:08 #33518AnonimPasifFelçli Adamın Durumu
(Markos 2:1-12).
1.) Adamın beden
sel hastalığı vardı; arkadaşları onu halkın önünde İsa’ya getirdiler.
2.) Arkadaşlarının imanı iyileşme sürecini etkiledi.
3.) İsa ilk olarak adamın günahlarının bağışlandığını duyurdu.
‘İsa onların imanını görünce felçliye, “Oğlum, günahların bağışlandı” dedi’ (Markos 2:5).
4.) Sonra felcini iyileştirdi. Bunu yetkiyle buyruk vererek yaptı.
‘Sonra felçliye, “Sana söylüyorum, kalk, şilteni topla, evine git!” dedi. Mar.2: 12 Adam kalktı, hemen şiltesini topladı, hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. Herkes şaşakalmıştı. Tanrı`yı övüyorlar, “Böylesini hiç görmemiştik” diyorlardı’ (Markos 2:11,12).
5.) İsa felcin arkasında (günahtan kaynaklanan) ruhsal bir hastalık olduğunu açık bir şekilde gördü. Bu hastalık felçle doğrudan bağlantılıydı.
‘Hangisi daha kolay, felçliye, `Günahların bağışlandı` demek mi, yoksa, `Kalk, şilteni topla, yürü` demek mi?
Ne var ki, İnsanoğlu`nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye…” Sonra felçliye, ‘Sana söylüyorum, kalk, şilteni topla, evine git!’ dedi’ ( Markos 2:9*10).
7. Eylül 2009: 22:29 #33520AnonimPasifKötürüm Adamın Durumu
(Yuhanna 5:1-15)
1.) Adam BEDENSEL olarak hastaydı – hastalığın otuz sekiz yıllık bir geçmişi vardı.
2.) Hastalığını dost edinmişti, çünkü arkadaşı yoktu. İnsanlarla İLİŞKİLERİ bu hastalıktan açık bir şekilde etkilenmişti.
‘Hasta şöyle yanıt verdi: “Efendim, su çalkandığı zaman beni havuza indirecek kimsem yok, tam gireceğim an benden önce başkası giriyor’ (Yuhanna 5:7).
3.) Adam kendisine ve insanlara karşı öfkeli görünüyordu; ümitsizdi. Duyguları etkilenmişti.
4.) İsa onunla ASIL SORUN konusunda yüzleşti: İyileşmek istiyor muydu?
‘Orada otuz sekiz yıldır hasta olan bir adam vardı. İsa hasta yatan bu adamı görünce ve uzun zamandır bu durumda olduğunu anlayınca, “İyi olmak ister misin?” diye sordu’ (Yuhanna 5:5-6).
5.) İsa onu bir İMAN SÖZÜYLE iyileştirdi.
‘İsa ona, “Kalk, şilteni topla ve yürü” dedi’! (Yuhanna 5:8).
6.) İsa daha sonra bedensel durumun ardındaki gerçek NEDENİ gösterdi: Adam işlediği günahlar yüzünden ruhsal olarak hastaydı.
‘Bak iyi oldun. Artık günah işleme de başına daha kötü bir şey gelmesin’ (Yuhanna 5:14).7. Eylül 2009: 22:50 #33521AnonimPasifGünahlı Kadının Durumu
(Luka 7:36-50).
1.) Kadın RUHSAL OLARAK hastaydı. Bu hastalık günahtan (fahişelikten ) kaynaklanıyordu; kendisi de bunun farkındaydı.
2.) Herkesin içinde İsa’ya geldi. Hiçbir söz söylemeye gerek kalmadan tövbe be iyileşme süreci başladı.
‘O sırada, kentte günahkâr olarak tanınan bir kadın, İsa`nın, Ferisi`nin evinde yemek yediğini öğrenince kaymaktaşından bir kap içinde güzel kokulu yağ getirdi. İsa`nın arkasında, ayaklarının dibinde durup ağlayarak, gözyaşlarıyla O`nun ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla ayaklarını sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü’. (Luka 7:37).
3.) Kadın ağladıkça DUYGUSAL bir iyileşme gerçekleşti.
4.) Hoş kokulu bir yağı İsa’nın ayaklarına sürmesi, AKLANMA ve KABULLENME karşılığında İsa’ya her şeyini sunduğunu gösteriyor.
‘İsa`nın arkasında, ayaklarının dibinde durup ağlayarak, gözyaşlarıyla O`nun ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla ayaklarını sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü’ (Luka 7:38).
5.) Kadının sevecen adanmışlığı ve KIRILMIŞ RUHU, İsa’ya ve O’nun merhametine olan imanını toplum içinde sergiledi.
‘Bu nedenle sana şunu söyleyeyim, kendisinin çok olan günahları bağışlanmıştır. Çok sevgi göstermesinin nedeni budur. Oysa kendisine az bağışlanan, az sever.” Sonra kadına, “Günahların bağışlandı” dedi.
İsa`yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, “Kim bu adam? Günahları bile bağışlıyor!” şeklinde konuşmaya başladılar.
İsa ise kadına, “İmanın seni kurtardı, esenlikle git” dedi’ (Luka 7:47-50).
6.) Bu bağışlanma, toplumun kendisine yapıştırdığı ETİKETİ çıkardı ve yeniden sağlıklı ilişkiler kurabilmesini sağladı.7. Eylül 2009: 23:22 #33522AnonimPasifRuhun iyileşmesine bakış açısı
1.) Kişi KURTULDUĞU zaman Tanrı’nın Ruhu’yla yaşam bulur.
‘Rab`le birleşen kişiyse O`nunla tek ruh olur’ (1.Korintliler 6:17).
Ruhsal olarak yeniden doğar.
‘İsa şöyle yanıt verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh`tan doğmadıkça Tanrı`nın Egemenliği`ne giremez’ (Yuhanna 3:5).
Mesih’te yeni bir yaratık olur.
‘Bir kimse Mesih`teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur’ (2.Korintliler 5:17).
RUHSALİYİLEŞMENİN gerçekleşmesi için bunlar temeldir.
2.) Tanrı’yla ve O’nun halkıyla olan ilişkimize (tapınmaya, duaya, Kutsal Kitap çalışmasına ve beraberliğe) gereken özeni göstermemek, gizli günahlardan tövbe etmemek ve bazı tutsaklıklar, imanlının yeniden RUHSAL RAHATSIZLIĞA yakalanmasına neden olur.
3.) Ruh’un hastalığı, kişinin yaşamında o denli çok sayıda alanı etkiler ki, sık sık zihinsel (bazen cin kaynaklı), duygusal, bedensel ve toplumsal sorunlar yaratır.
4.) A) Böyle temel hastalıklar günahın itiraf edilmesiyle (ayna görevi gören Tanrı’nın Sözü’yle, bir tanıklık, öğretiş ya da şefkatli bir danışman yoluyla) bağışlanır.
‘Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz.
Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer’ (Yakup 1:22-23).
B) İtiraf duası
C) Doğru tövbe eylemi (aynı zamanda, örneğin çalınan bir malın yerine konulması)
D) Matta 18:18 ve Yuhanna 20:23’ü temel alan bağışlama duyurusu (İsa’nın Matta 9:2’de yaptığı gibi).
‘Size doğrusunu söyleyeyim, yeryüzünde bağlayacağınız her şey gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğiniz her şey gökte de çözülmüş olacak’ (Matta 18:18).
‘Kimin günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış
olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız, bağışlanmamış kalır’ (Yuhanna 20:23).
,
Kendisine, yatak üzerinde felçli bir adam getirdiler. İsa onların imanını görünce felçliye, “Cesur ol, oğlum, günahların bağışlandı” dedi’ (Matta 9:2).
E) Tanrı’nın bağışlamasını kabul etme.
5.) Ruhun böyle iyileşmesi, kişinin yaşamındaki diğer düzeylerde de iyileşme sağlayacaktır. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.