Protestanlık hakkında bilgi

  • Bu konu 12 izleyen ve 32 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 33)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25891
    Anonim
    Pasif

    Protestanlık hakkında biraz bilgi verirmisiniz ?

    #31965
    Anonim
    Pasif

    Bu iki link başlangıç olarak işinize yarar:

    http://www.hristiyanturk.com/showthread.php?t=2233

    http://www.hristiyanturk.com/showthread.php?t=2498

    Rab’de esenkal…

    #31969
    Anonim
    Pasif

    ülke genelinde ne kadar çok protestan örgütlenmesi var bu aceleci tavır ne diye anlayamadım? Hristiyanlığı öğrenmek isteyenler helede özellikle bu topraklarda Ortodoksluğa bakmalıdırlar. Çünkü İsa Mesih in şeriatına has yol Doğru yoldur. Protestanlık ise katolikliğe isyan neticesinde doğmuş,gelişmiş, zamanla laiklik ve kapitalizm gibi siyasi görüşlerle harmanlaşmış içinde 400 küsür farklı kiliseye bölünmüş bir yol kimse kusura bakmasın umarım bu yazım yayımlanır itirazı olanlarıda beklliyorum

    #31971
    Anonim
    Pasif
    Xğristiyan;11918 wrote:
    ülke genelinde ne kadar çok protestan örgütlenmesi var bu aceleci tavır ne diye anlayamadım? Hristiyanlığı öğrenmek isteyenler helede özellikle bu topraklarda Ortodoksluğa bakmalıdırlar. Çünkü İsa Mesih in şeriatına has yol Doğru yoldur. Protestanlık ise katolikliğe isyan neticesinde doğmuş,gelişmiş, zamanla laiklik ve kapitalizm gibi siyasi görüşlerle harmanlaşmış içinde 400 küsür farklı kiliseye bölünmüş bir yol kimse kusura bakmasın umarım bu yazım yayımlanır itirazı olanlarıda beklliyorum

    Hosgeldiniz sayin hristiyan

    Ilk mesajinizda hemen gelip baska bir hristiyan mezhebini elestirmenizden önce biraz sevgi ve baris mesajlari yazmanizi dilerdim.Yaziniza kisaca cevaplar vermek isterim.Cünkü itirazi olanlari bekliyorum demissiniz638.gif

    1.Isa Mesih seriatina has dogru yol ortodoksluktur demissiniz.Bir kere Isa Mesih bir seriat getirmemistir.Ortodoksluk ta size göre dogru yol (kelime anlami öyle ama özde öyle oldugunu hic sanmiyorum.Belki gecmiste öyleydi fakat simdilerde degil)

    2.Protestanligin örgütlenmesinden bahsetmissiniz.Bu ifadeniz hosuma gitmedi.Ne demek yani örgütlenmek?Burda sanki yasa disi bir gelismeden bahsediyormus gibi bir kücük görme olayi var.Kendim bir protestan degilim ama Isa Mesih’i seven ve o’nun müjdesini diger uluslara götüren her kardesi de seviyorum.
    3.Öyle bir yazmissiniz ki hayret!!Ne bu acelecilik diye!!Neden olmasin kardesim.?Bu kadar kurtulmaya muhtac durumda insan varken neden sizce dogru kilise olarak bildiginiz ortodoks kilisesinin bir cabasi yok.Hatta kiliselerine gelen insanlara sicak bir ilgi gösterilmiyor?Ben her kilise öyle davraniyor demiyorum ama bu konuda ortodoks kilisesinin karnesi zayiflarla doludur.

    4.Protestanligi yanlis tanidiginizi düsünüyorum.Tamam basta Papaligin ve katolik kilisesinin yanlis ögreti ve uygulamalarini protesto etmekten bu ismi aldilar ama neden onlari kapitalizmden harmanlasmasindan bahsediyorsunuz ki?
    Burda yanlis anlasilmasin yeri geldiginde protestanligi da yanlisliklarindan dolayi elestirebiliyorum.

    5.Protestanligi size göre 400 baskalarina göre 33.000 veya bilmem hangi kisiye göre daha baska sayiya bölünmüs diye suclamaniz ne derece dogru ve anlamli bir düsünmeye davet ediyorum.

    6.Maksat cok büyük bir birlik olusturmak ve bir cati altinda toplanmak midir? Isa Mesih bu konuda cok önemli seyler söyledi. Birisi suydu:Korkma, ey kücük sürü! Cünkü Babaniz,egemenligi size vermeyi uygun gördü.Luka 12,32

    ikincisi de suydu: Bize karsi olmayan bizden yanadir. Markos 9,40

    Tekrar Hristiyantürk sitesine hosgeldiniz diyor sevgi ve saygilar sunuyorum.

    Esen kalin.

    #31978
    Anonim
    Pasif

    Mezhepler Kutsal Kitaplta belirtilmemiş şeylerdir.Tamamen siyasidir.
    Katolikliğin Protestanlığın Ortodoksluğun tek farkı gelenek göreneklerdir.Dini anlamda çok az farklılıklar vardır.Ortaçağda ne yazıkki Papalar halkın cahilliğini kullandı fakat bunu Kutsal Kitabı değiştirerek değil,Kutsal Kitabı onlara hiç okutmayarak yaptılar.
    Gelenek-Görenek farklılıkları ise basittir.Bence Hristiyanlığı en iyi Protestanlıktır,Katolikliktir,Ortodoksluktur diye ayırmayalım.Hepimiz aynı Tanrı aynı Mesih aynı Kutsal Kitaba inanıyoruz.Sadece yaşadığımız coğrafyalar ve kültürlerimiz farklı.Size birkaç farklılıktan bahsetmek istiyorum.

    Katoliklikte vaftiz bebekken ve su serpiştirme şeklinde yapılır
    Protestanlıkta 20 li yaşlardayken yapılır
    Ortodokslukta bebekken ve suya daldırma yöntemiyle yapılır.

    Katoliklikte Meryem Ana çoğ değerlidir.Fakat Tanrı kadar değil.Ama Tanrının Oğluna beden verdiği için çok değerlidir.
    Ortodokslukta Meryem Ana değerlidir.Fakat çok değil.
    Protestanlıkta Meryem Ana sıradan bir Hristiyandır.

    Farklar böyle ufak tefek şeylerden kaynaklanıyor işte.II. si en önemli fark diğerlerini siz düşünün.
    Tüm Kiliseler tek çatı altında birleşmeli.Rabbin yolu 3 değil 1 dir.

    #31984
    Anonim
    Pasif

    Sevgili HayQ

    Yaklaşık 10 konuda fikirlerinizi belirtmişsiniz.
    Hiçbirinde de düşüncelerinizi Kutsal Kitap ışığında açıklamadığınızı görmekteyim.
    Sizden ricam.. önce kendinizi tanıtmanızdır.
    İyimser görünür yaklaşımlarla, sözlerinizin doğruluğunu empoze etmek yalnış bir yaklaşımdır.
    Unutmayınız ki…
    Hiçbirşey karanlıkta kalmayacaktır.

    Meshepler konusunda yapmış olduğunuz paylaşımın tamamı.. KULAKTAN DUYMA açıklamalardır.
    Hiçbirine katılmıyorum.
    Gerçeklerden uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır.

    Siz acaba Kutsal Kitabı okudunuzmu?
    Kaynağınız nedir ki bu tür saçmasapan yorumlar yapmaktasınız.
    Bilgisizlik cehalettir.
    Bilmemek, öğrenmeye yönelmek ise erdemdir.
    Öğrenebilmek için form sayfalarımızda yeterli bilgi bulunmaktadır.
    Hala bilgiye ulaşamıyorsanız eğer.. üyelerimizden sorular başlığı altında sorularınızı sorabilirsiniz.
    İnanın Tanrı’nın sözleriyle sizlere yanıt verilecektir.
    Sevgiyleee

    #31990
    Anonim
    Pasif

    @HayQ 11930 wrote:

    Mezhepler Kutsal Kitaplta belirtilmemiş şeylerdir.Tamamen siyasidir.
    Katolikliğin Protestanlığın Ortodoksluğun tek farkı gelenek göreneklerdir.Dini anlamda çok az farklılıklar vardır.Ortaçağda ne yazıkki Papalar halkın cahilliğini kullandı fakat bunu Kutsal Kitabı değiştirerek değil,Kutsal Kitabı onlara hiç okutmayarak yaptılar.
    Gelenek-Görenek farklılıkları ise basittir.Bence Hristiyanlığı en iyi Protestanlıktır,Katolikliktir,Ortodoksluktur diye ayırmayalım.Hepimiz aynı Tanrı aynı Mesih aynı Kutsal Kitaba inanıyoruz.Sadece yaşadığımız coğrafyalar ve kültürlerimiz farklı.Size birkaç farklılıktan bahsetmek istiyorum.

    Katoliklikte vaftiz bebekken ve su serpiştirme şeklinde yapılır
    Protestanlıkta 20 li yaşlardayken yapılır
    Ortodokslukta bebekken ve suya daldırma yöntemiyle yapılır.

    Katoliklikte Meryem Ana çoğ değerlidir.Fakat Tanrı kadar değil.Ama Tanrının Oğluna beden verdiği için çok değerlidir.
    Ortodokslukta Meryem Ana değerlidir.Fakat çok değil.
    Protestanlıkta Meryem Ana sıradan bir Hristiyandır.

    Farklar böyle ufak tefek şeylerden kaynaklanıyor işte.II. si en önemli fark diğerlerini siz düşünün.
    Tüm Kiliseler tek çatı altında birleşmeli.Rabbin yolu 3 değil 1 dir.

    Ben dışarıdan baktığımda çok büyük farklılıklar görüyorum hristiyanlıktaki mezhepler arasında. Sizin farkların basit ve ufak şeyler olduğu fikriniz her mezhepteki açısından geçerli mi yoksa bu sizin kişisel isteminiz mi? Bir de siz hangi mezheptensiniz?

    #32007
    Anonim
    Pasif

    Bu konuda bir yorum yazmıştım.
    Yayınlamamanız ve gerçeklerden kaçmanız beni çok üzdü…Eğer doğru,dürüst,herkesin fikrini söyleyebileceği bir forum olmaya karar verip mesajımı yayınlarsanız iyi olur.Güç ve yönetim sizde diye başkalarının fikrini beyan etmesini engellemeniz çok ayığ ve Hristiyanlığa yakışmayan birşey.

    #32009
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sayin HayQ,

    Forumda her yazılanı denetlemeden yayınlasaydık sanırım çok farklı görüntüler olurdu. Her yazılan mutlaka yayınlanacaktır diye bir şey yoktur. Bazı durumlarda onayladığımız yazıları dahi tekrar denetlemek ya da tamamen silmek durumunda olabiliyoruz.

    Yazılan yazı, karşı tarafı rencide edici sözler içeriyorsa, belirli bir dinsel inancı veya görüşü temelsiz iddialarla küçük düşürmeye yönelikse, provake edici unsurlar içeriyorsa kesinlikle yayınlanmaz.

    Forum üyelik kurallarını tekrar okumanızı öneriyorum.

    http://www.hristiyanturk.com/showthread.php?p=4461#post4461

    #32013
    Anonim
    Pasif


    Değerli Kardeşler,

    Protestanlığın ortaya çıktığı dönemi çözümlemeden HayQ arkadaşımız gibi yorum yapmak bizi hataya düşürecektir.
    Hem bir Presbiteryen hem de bir Protestan olarak, açılan bu konuda sizlerle zaman buldukça paylaşımda bulunmak isterim.
    Protestan Reformunun başladığı dönemi öncelikle bilmemiz gerekiyor. Protesto edilen neydi? Hangi şartlar Reformu zorunlu kıldı? Reformun başlatıcıları kimlerdir? Sonuçları nelerdir?

    16.yüzyıl Avrupa’sında inanç önemli bir olguydu. Çimentosu Hristiyalık olan halkın inanç anlamında beklentilerini karşılayamaz bir haldeki Roma katolik Kilisesinden şikayetçiydiler. Kilisenin içinde bulunduğu yozlaşma ve olumsuzluklardan sadece halk şikayetçi değildi. Bazı kilise rahipleri de rahatsızlıklarını dile getirmeye başlamışlardı. Bu konuda en göze batan şahsiyet Desiderius Erasmus’tur. Kiliseyi ve imanlıları daha iyi bir konuma getirme amacını güden etkin bir hümanist olan Erasmus, Kutsal Kitabı doğru yorumlama adına tüm dillere çevirisinin olması gerekliliğini savunmuştur. Yeni Antlaşmanın Latince bir çevirisiyle birlikte ilk Grekçe İncil’in basımını gerçekleştirmiştir. Bir protestan din adamı olmasa da Erasmus, Protestan Reformuna istemeden bile olsa büyük katkı sağlamıştır. Yazdığı eserlerle bir tartışma ortamı yaratmış ve bu konuları düşündürmeye ve araştırmaya yöneltmiştir.Bütün eserlerinde kilisenin içinde bulunduğu olumsuzluklardan arındırma çabasını görmekteyiz.

    (Devam edecek…)

    #32014
    Anonim
    Pasif

    Erasmus, insan iradesinin tamamen özgür olduğunu savunmuştur. Bir insanın kurtuluşunu kazanması için birşeyler yapmaya yetisinin olması gerektiğini, aksi taktirde kurtulmayı hak edemeyeceğini savundu. Tanrı’nın bir insanı aklayıp; diğerlerini aklamayışının nedenlerinden birincisinin özgür iradesini kullanıp, doğru bir kişi olmaya çalıştığı, fakat ikinci kişinin bunu yapamamış olduğından aklanmadığını ileri sürer. Özgür iradesiyle kişi Tanrı’yı bulabilmeyi deneyeceğinden yola çıkarak inasanların Tanrı’yı aramazlarsa, Tanrı’nı lütfunu alamamaları da onların suçu olduğunu dile getirmekteydi.
    Kurtuluşun tamamiyle Tanrı’nın karşılıksız lütfuna dayandığına karşı durmuştur. Bu nedenle bir Protestan din adamı değilde, içinde bulunduğu kiliseyi yeren Katolik bir din adamı olarak kalmıştır.
    Kısaca söylemek gerekirse Lütuf konusunda Protestan Reformcularıyla ters düşüyordu.

    (Devam edecek…)

    #32016
    Anonim
    Pasif

    http://en.wikipedia.org/wiki/Teutonic_Knights

    İS 1250:
    Kuzey Avrupa,Norveç Pagan dinine mensuptu,Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu,Polonya Krallığı bu dinlere inanan Norveç,Litvanya gibi ülkelerle savaşlar yapıyordu.Bu iki Hristiyan ülkenin yardım istemesiyle Teuton Tarikatı kuruldu.Bu tarikat Magdeburg-Riga dolaylarındaki şehirlere yerleştirildi.Uzun süren savaşlar sonucu Pagan Litvanya Hristiyan olmayı kabul etti.

    İS 1453:
    İstanbulun alınmasıyla birlikte Ortodokslar Aya Sofya Katedraline sığındılar.Ön kuvvetlerin çatışmasından sonra F.S Mehmet Ortodoksların can ve mal güvenliğinin garantisini verdi,böylece Ortodoks ve Katoliklerin tek çatı altında birleşmesini önledi.Daha önce de bu yapılmıştı ve Ortodokslar “İstanbulda Kardinal Külahı görmektense Türk Sarığı görmeyi tercih ederim” anlayışını sürdürüyorlardı.Böylece Balkanlarda Hristiyanların birleşmesi engellendi.

    İS 1529:
    Avrupada dini bölünme başladı…Protestanlık Almanya(Ki bu ülkenin Papalıkla ilişkisi çok kötüdür.Çünkü Almanlar kendini Roma İmparatorluğunun devamı olarak görmekte ve Papalığın merkezi olan Roma yı istemektedir) Fransa-İngiltere(Avrupayı ele geçrime düşüncesi,sömürgecilikler Papalığın onaylamadığı şeylerdi) ve en nihayetinde bu Pagan olan ülkeler Protestanlığı yayma imkanı buldu.Bu pagan ülkelerin intikam alma hırsı bana çok şey çağrıştırıyor.

    Ve son olarak 1453 yılını neden yazdığımı açıklayayım…

    Protestanlığın kurucusu olan Marthin Luther bir Osmanlı Casusudur. Ortodoks ve Katolikleri bölmeyi başaran ve bu sayede Avrupaya kadar rahatlıkla yürüyebilen Osmanlı tamda duraklamaya başladığı sırada Birde Protestan grubu yaratarak Avrupanın dini birliğini bozarak yeniden güçlenmeyi hedefliyordu…

    Sonuç.. Mezhepler siyasidir!!!Kutsal Kitapta adı olmayışı bile bir mezhepe mensup olmamızı gerektirir!!! Herkes önce Hristiyandır,daha sonra benimsediği mezhepi seçmelidir!!!

    Esen Kalın

    #32020
    Anonim
    Pasif
    HayQ;11978 wrote:
    http://en.wikipedia.org/wiki/Teutonic_Knights

    Ve son olarak 1453 yılını neden yazdığımı açıklayayım…

    Protestanlığın kurucusu olan Marthin Luther bir Osmanlı Casusudur. Ortodoks ve Katolikleri bölmeyi başaran ve bu sayede Avrupaya kadar rahatlıkla yürüyebilen Osmanlı tamda duraklamaya başladığı sırada Birde Protestan grubu yaratarak Avrupanın dini birliğini bozarak yeniden güçlenmeyi hedefliyordu…

    Sonuç.. Mezhepler siyasidir!!!Kutsal Kitapta adı olmayışı bile bir mezhepe mensup olmamızı gerektirir!!! Herkes önce Hristiyandır,daha sonra benimsediği mezhepi seçmelidir!!!

    Esen Kalın

    Sevgili HayQ
    Cok ilginc seyler söylüyorsunuz da acaba bir ispatiniz,dayanaginiz var mi?Özellikle Martin Luther’in bir Osmanli Casusu(!!!) oldugunu iddia etmeniz biraz acayibime gitti.Bunu ilk defa duydum.Acikcasi buna inanmiyorum ama eger böyle bir seyi iddia ediyorsaniz ispat etmekle de yükümlüsünüz.Ispat edemiyorsaniz size tavsiyem bir daha böyle dayanaksiz seyler yazmayiniz.Burasi Hristiyantürk forum, Siyasetforumu degil..

    Son cümlelerinizi ise anlamakta zorluk cekiyorum.Hem mezheplerin Kutsal Kitap’ta olmadigini ve siyasi olduklarini söylüyorsunuz hem de her hristiyanin da bir mezhebi olmasi gerektigini (!!!!) savunuyorsunuz.

    Ben sahsen bir mezhebe bagli olmamiz gerektigine inanmayanlardanim.Kutsal Kitap’a inanan ve Kutsal Kitap temelllerine göre yasamak isteyen kisi Hristiyandir.Mezhepler Kutsal Kitap’tan artilar ve eksiler ve bazen de insan ögretileri ve gelenekleri kiliseye uyarlayarak farkli yollardan Tanri’ya ulasmak istiyorlar.

    Oysa ki Rab’bimiz Isa Mesih(Yesua) kurtulacaklarin sayisinin az olacagini,ve bana her “Ya Rab ya Rab” diyenlerin kurtulmayacaklarini söylemistir.Ve ayrica Korkma,ey kücük sürü!Cünkü Babaniz,egemenligi size vermeyi uygun gördü”(Luka 12,32) derken Avrupa’daki büyük dini birlesmeden bahsetmedi aksine Tanri’nin begenisini kazananlarin belli olmasi icin aranizda BÖLÜNMELER olmasi gerekiyor(1.Korint,11-19) diyerek herzaman Tanri’nin iradesine boyun egmemiz gerektigini vurguladi.

    Rab’den size esenlik ,lütuf ve merhamet olsun.

    #32023
    Anonim
    Pasif

    Bir Hümanist olan ( O dönemdeki Hümanist akımı benimseyenler şimdiki Hümanistler gibi inançsız değildi) Erasmus’un yaşadığı dönemin şartlarına göz atarsak şunları görürüz:
    16. yüzyılın başlarında Avrupa’da bugün bildiğimiz modern uluslar henüz olgunlaşmamıştı. Güçlü imparatorluklar olmadığından bir oterite boşluğu kendini hissettiriyordu. Ortak dil, ulusal kimlik, tarih ve gelenek birliğinden yoksun toplumun huzur ve düzeni kalmamıştı.

    Avrupa bir prensler Avrupa’sıydı. Bu prenslikler sadece teorik olarak imparatorluklarının yetkisi altında gözüküyorlardı. Çünkü güçlü bir imparatorluğun altında kalarak, topraklarını genişletmeleri ve güçlerini arttırmaları olası değildi. Kendi aralarında güç edinebilme savaşları veriyorlardı. Geçmişin güçlerinden bağımsız olma istemiyle mutlak yetki ve egemenlik kurma girişimlerinde militarist bir ideoloji güttüler. Bu prensler, çimentosu Hristiyanlık olan halkın üzerindeki oteritelerini arttırmak için kilisenin gücünü kullanmaktan çekinmediler. Kilisenin desteğini almak için kiliseye geniş topraklar ve maddi destek sağladılar.

    Böylelikle kilisenin durumu içler acısı bir hal aldı. Tıpkı prenslikler gibi kilise de güç edinme sevdasına kapıldı. Asil aile üyeleri bu durundan faydalanarak, para karşılığında kilise hiyerarşisine girdiler. Zenginler, nitelikli olup olmamalarına bakılmaksızın, yakınlarının kilisede söz sahibi olmalarını sağladılar. Siyasi oterite, kilise içinde de üstün bir yetkiye sahip olarak kiliseyi denetler duruma geldi. Kilisenin iç işlerine dışarıdan sık sık mudahele etmesi olağan bir durum olmuştu.

    (Devam edecek)

    #32024
    Anonim
    Pasif

    Aynı zamanda kilise hiyerarşisi, siyasi oteritenin hiyerarşisene benzedi. Siyasi oteritenin buyruklarına paralel olan kilise buyrukları ortaya çıkmaya başladı. Kilise, politikanın zorunlu yandaşı ve asillerin oyuncağı haline geldi.

    Kilise gün geçtikçe biraz daha rekabet alanına dönüştü. Halkı inanç işlevlerinden uzaklaştırarak eleştiri ve tartışmaya kapalı, dayatmacı bir yapıya dönüştürdüler. İstenç ve özgüvenden yoksun halkın dinsel duygularını çıkar amaçlı kullandılar. Siyasi oteritenin inançları kontrol eder bir hal almasıyla kilise, her zamanki gibi bir askeri güç potansiyeli olarak görülüyordu. Politikanın ihanetlerle, şiddetle ve katliamlarla kirlenen eli kilisenin içindeydi. Oysa Mesih’in “Öyleyse Sezar`ın hakkını Sezar`a, Tanrı`nın hakkını Tanrı`ya verin”(Matta 22:21)buyruğu önlerindeydi.

    Hristiyanların özlemlerine ve gereksinmelerine yanıt veremez hale gelen kilise, artık bütünüyle kurumsallaşıyordu. Gelişmekte olan siyasi şartlar, toplumsal yapı ve kilisenin kurumsallaşması gibi olgularla kilise, dini olduğu kadar siyasi bir bedene dönüştü. Artık kilise, siyasi oteritenin desteğini almanın bedelini ödemeye başlamıştı…

    İslamın ilerleyişi ile Avrupa halkları ortak bir ideal altında birleşmeleri kaçınılmaz olmuştu. Artık bilimde, edebiyatta, sanatta ve kültürde yaşanan değişim başka bir devrin başlayacağı sinyallerini vermekteydi. Matbaanın bulunması da inanç anlamında da bir reformun başlangıcını tetikledi.

    (Takip eden varsa devam edecek)

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 33)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.