Pavlus'a Göre Kadın

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24087
    Anonim
    Pasif

    ELÇİ PAVLUS VE KADIN

    İncil’de İsa Mesih’in kadına verdiği değer herkesçe bilinmektedir. Bu gün bazı eleştiriler kadına bu değerin Pavlus tarafından verilmediği yönündedir. Pavlus mektuplarında kadınlar hakkında yazdığı zaman Yahudi geleneğinin sert şeriatçı ve yine kadını ikinci sınıf gören bir tavır sergilediği iddia edilmektedir.

    Ancak Elçi Pavlus’un yazılarını incelediğimizde bu eleştirinin ne kadar haksız olduğunu görebiliriz.

    Pavlus’un mektuplarından kadınlar hakkında yazılan bazı ayetleri ele alarak bunu inceleyelim;

    (Romalılar 16:1-2) “Kenhere’deki kilisenin görevlisi olan kız kardeşimiz Fibi’yi size salıkveririm. Kutsallara yaraşır biçimde onu Rab’bin adına kabul edin. Herhangi bir ihtiyacı olursa, kendisine yardım edin. Çünkü o, ben dahil, birçoklarına destek sağlamıştır.”

    Fibi, Pavlus tarafından Roma’daki imalılar topluluğuna salık veriliyor. Bu resmi bir tavsiye ve Fibi’nin işinin onaylanmasıdır. (2. Korintliler 3:1-2 ile karşılaştırın). O imanda bir kızkardeştir ve “deacones” ya da “minister” (yani görevli) resmi unvanına sahiptir. Bu sözcük Pavlus’un kendisinden Apollos’tan (1.Kor. 3:5), Tihikus’tan (Efes. 6:21- Kol. 4:7) ve Timoteos’tan (1.Tim. 4:6) söz ederken kullandığı sözcüklerle aynıdır. Bir “diyakon” Ruh’a dayalı Yeni Antlaşma’nın hizmetkârıdır. (2.Kor. 3:6). Pavlus, Tanrı’nın lütfuyla müjdeyi yaymakla görevlendirilmişti, sözcüğün orijinal anlamıyla “diyakon” olmuştur. (Efes 3:7). Klasik Yunanca’da “diyakon” garson anlamına geliyordu. Pavlus diyakonları Tanrı Sözünün hizmetkarları, müjdeden sorumlu kişiler olarak görür. Görevleri fiziksel gereksinimleri karşılamak idiyse de bunlar ruhsal gereksinimlerden ayrılmazlardı. (Elç İş. 6:7’de İstefan hem yiyecek dağıtır hem de vaaz ederdi).

    O zaman Fibi kabul edilmeli ve Rab’de onurlandırılmalıdır. Ağırlanılmalı ve, işlerinde yardım edilmelidir. Zaten Pavlus dahil bir çoklarına hizmet ettiği için salık verilmiştir.

    Bu önemli bölümden şu noktalar ortaya çıkmaktadır; İlkin Fibi, Kenhere’deki toplulukta görevli birisidir. İkincisi Romadakiler onu onurlandırmalı ve yardım etmelidir. Üçüncü olarak, sonuçlarıyla tanınan bir görevi vardır. Bu Tanrı’nın çağrısı ve onun üzerindeki bereketinin açık bir işaretidir. Dördüncü olarak onun görevi öylesine değerlidir ki kendi topluluğunun dışına da taşmıştır. Romadakilere yardım etmesi beklenmektedir. Beşincisi Pavlus’a da fiziksel ve ruhsal yardımda bulunmuştur. Onun adına bu mektubu Roma’ya götürenin Fibi olması olasıdır.

    (Romalılar 16: 3-5) “Mesih İsa yolunda emektaşlarım olan Priska ve Akvila’ya selam edin. Onlar benim uğruma yaşamlarını tehlikeye attılar. Yalnız ben değil, öteki ulusların* bütün kiliseleri de onlara minnettardır. Onların evindeki inanlılar topluluğuna da selam söyleyin. Asya İli’nden Mesih’e ilk iman eden sevgili kardeşim Epenetus’a selam edin.”

    Pavlus veda selamlarına ona işinde önemli bir yardımda bulunmuş olan bir çifti ayırarak başlıyor. (1. Kor. 16:19- Elç.iş. 18:2,18) İlk önce kadın olan Piriska’ya sesleniyor. Ayrıca onu ve kocasını emektaşlarım diye niteliyor ki bu terim Pavlus, Apollos (1. Kor. 3:9) Evodiya, Sintiya ve Klement (Fil. 4:2-3) için de kullanılır.

    Pavlus için canlarını tehlikeye atan Priska ve Akvila diğer ulusların toplulukları arasında tanınırlar ve kendi topluluklarında da görevlidirler. Pavlus ikisini de salık veriyor.

    Hiçbir yerde Priska’nın Akvila’dan görev yönünden aşağıda olduğunda söz edilmez. Tersine eşitlik belirten emektaş sözcüğü kullanılıyor.

    (Romalılar 16:6)

    Sizin için çok çalışmış olan Meryem’e selam söyleyin.

    Pavlus Romalılar arasında sıkı çalışan Meryem’e işaret ediyor. Aynı fiil elçi tarafından müjde işinde çalıma olarak başka yerlerde de kullanılır. 16:12’de aynısı Persis adlı bir kadın için de kullanılır. 1. Kor 15:10’da elçilerin işlerini anlatırken de geçer.

    (Romalılar 16:12)

    Rab’bin hizmetinde çalışan Trifena’yla Trifosa’ya selam edin. Rab’bin hizmetinde çok çalışmış olan sevgili Persis’e selam söyleyin.

    Trifena ve Trifosa muhtemelen kız kardeştirler. Persis ile birlikte Rabbin işçileridir. Fiilin kullanımı onları ofis görevinden çok diğer işlerle ilgilendiklerini düşündürür. Persis’e de “sevgili” diye hitap eden Pavlus erkeklerle olduğu kadar kadınlarla da iyi kardeşçe ilişkiler içinde olmaktan korkmamaktadır.

    (Romalılar 16:15)

    Filologus’la Yulya’ya, Nereus’la kızkardeşine, Olimpas’la yanlarındaki bütün kutsallara selam edin.

    Yulya sık rastlanan bir Romalı kadına adıdır. Nereyus’un kız kardeşi ile birlikte o da selamlanır.

    (Korintliler 11:1-16) Her durumda beni anımsadığınız ve size ilettiğim öğretileri olduğu gibi koruduğunuz için sizi övüyorum. Ama şunu da bilmenizi isterim: Her erkeğin başı Mesih, kadının başı erkek, Mesih’in başı da Tanrı’dır. Başına bir şey takıp dua ya da peygamberlik eden her erkek, başını küçük düşürür. Ama başı açık dua ya da peygamberlik eden her kadın, başını küçük düşürür. Böylesinin, başı tıraş edilmiş bir kadından farkı yoktur. Kadın başını açarsa, saçını kestirsin. Ama kadının saçını kestirmesi ya da tıraş etmesi ayıpsa, başını örtsün. Erkek başını örtmemeli; o, Tanrı’nın benzeri ve yüceliğidir. Kadın da erkeğin yüceliğidir. Çünkü erkek kadından değil, kadın erkekten yaratıldı. Erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratıldı. Bu nedenle ve melekler uğruna kadının başı üzerinde yetkisi olmalıdır. Ne var ki, Rab’de ne kadın erkekten ne de erkek kadından bağımsızdır. Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi, erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı’dandır. Siz kendiniz karar verin: Kadının açık başla Tanrı’ya dua etmesi uygun mu? Doğanın kendisi bile size erkeğin uzun saçlı olmasının kendisini küçük düşürdüğünü, kadının uzun saçlı olmasının ise kendisini yücelttiğini öğretmiyor mu? Çünkü saç kadına örtü olarak verilmiştir. Bu konuda çekişmek isteyen varsa, şunu bilsin ki, bizim ya da Tanrı’nın kiliselerinin*böyle bir alışkanlığı yoktur.

    Korintliler mektupları özellikle Pavlus’un bölünmekte ve karışıklıklarla sorunu olan bir kiliseye yazdığı bir mektuptur. O yüzden bu mektubu bu şekilde okuyup anlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.

    Bu konuda Sir William Ramsay şöyle yazar; “Doğu ülkelerinde örtü kadının itibar, onur ve güç imgesidir.Başındaki örtü iler her yere güvenlik içinde gidebilir. O zaman kimse onu görmez ve onu gözleriyle izleyenler de ayıplanır. Ancak örtüsüz bir kadına değer verilmez, hatta aşağılanır. Kadının saygınlık ve otoritesi çıkardığı örtü ile birlikte kaybolur. Dolayısıyla Pavlus için Hıristiyan özgürlüğünün anlamı kadının örtüsüz kalarak toplumun genel düzenini bozması olamazdı. Kilise toplu yaşamının bazı ortak özelliklerini ortadan kaldıran bir hareket değildi. Pavlus’un aktardığı 10:32-33 ayeti burada tapınma sırasındaki kadınlara uygulanmaktadır.”

    Tartışma kutsal bir baş olma düzeninin olduğunu belirleyerek başlar. Tanrı Mesih’in başı, Mesih erkeğin ve koca da karısının başıdır.Baş olma köken itibariyle çok üstün fazla olma ya da yönetme anlamına gelmez. Örneğin; Efes 5:23’de Mesih, onu oluşturan kurtarıcısı olduğu için topluluğun başıdır. Efes 4:15-16’da Mesih, Kendisinde büyüyen bedenini besleyen baştır. Başın yaşamın kaynağı oluşu gibi Pavlus’da her erkeğin başı Mesih’tir derken erkeğin Mesih bağlılığında O’nun tarafından güçlenip yaşatılmakta olduğunu kasteder. Aynı şekilde Mesih, Tanrı’ya bağlı olarak kadın da kocasına bağlı olarak yaşar. Mesih kendisini vererek baş olmuştur, alarak ya da elde ederek değil. Bu kocaların karılarına baş olmada izleyecekleri yoldur.

    Koca Mesih’e bağlılığını başı açık tapınarak gösterir. (11:4) Kadının kocasına bağlılığı onun örtülü olarak tapınmasıyla yansıtılmış olur. (11:5) Kısa saçlı ya da tıraş edilmiş olmak onun için utanç verici olduğundan (itibaren düşmenin ve toplumdan dışlanmanın işaretleri) onun için baş örtüsüz tapınmak utanç vericidir. Çünkü kadın erkeğini yüceliğidir. (11:7) ve ona bağlılığını örtüsüyle gösterir. (11:10) BU nedenle eğer örtüsünü açsaydı kurulu düzeni bir fahişe ya da dul gibi bozmuş olurdu. Bu da onun Mesih’teki özgürlüğünü kötüye kullanması anlamına gelirdi.

    Yaratılış cinslerin birlik ve eşitliğini açıklarken farkını da açıklar (2:18-25). Pavlus kadının bağlı olma durumunu iki açıdan haklı çıkarır.birincisi tarih sırası yönünden erkekten sonra yaratıldığı için ikincisidir. (11:8-9) Ancak bu ifade ardından gelen şu sözlerle açıklığa kavuşturulur. “Ne var ki Rab’de ne kadın erkekten ne de erkek de kadından bağımsızdır. Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı’dandır.” (1. Kor. 11:11-12) O halde yalnız kadın erkeğe değil, erkek de kadına dayanmak durumundadır. Yalnızca Rab olan Mesih’te kadın-erkek sorunu çözülmüş olmaktadır.

    O halde bu önemli bölüm hakkında ne söyleyebiliriz.

    1) Pavlus imanlı kadının toplumda zor duruma düşmemesi için örtünmesini desteklemişti.

    2) Pavlus cinsler arası farklılık ve sürtüşmelerin Mesih’te aşıldığını gösteriyor. Kadınlar da Ruh ile dolup armağanlarına göre Mesih’in bedeninde tapınmak ve hizmet etmek durumundadırlar. Ruhsal armağanlarını kullanarak özgürlüklerini gösterirler.

    3) Yaratılış’ın 2. bölümündeki yaratılış öğretisi topluluktaki sıralama ya da öncelikleri belirleyemez.

    (Korintliler 14:33-36) Çünkü Tanrı karışıklık değil, esenlik Tanrısı’dır. Kutsalların bütün topluluklarında böyledir. Kadınlar toplantılarınızda sessiz kalsın. Konuşmalarına izin yoktur. Kutsal Yasa’nın da belirttiği gibi, uysal olsunlar. Öğrenmek istedikleri bir şey varsa, evde kocalarına sorsunlar. Çünkü kadının toplantı sırasında konuşması ayıptır.Tanrı’nın sözü sizden mi kaynaklandı, ya da yalnız size mi ulaştı

    İlk okunduğunda ayetten anlaşılan kadınların toplulukta konuşmaması ve liderlik rolü almaması olabilir. Eğer burayı olduğu gibi alırsak kadınların dua etmenin ve peygamberlikte bulunmasının beklendiği 1. Korintliler 11:2-16 iler ters bir duruma düşeriz. Kimisinin dediği gibi bir peygamberlikte bulunma yalnızken evde yapılacak bir şey olamaz. Çünkü 1. Kor. 11:3-4 bunun topluluğa ve eğitmek için yapılması gerektiğini söyler. Öte yandan dillerle konuşulunca yorum da verilmelidir.(14:28)

    O zaman Pavlus hem kadınları dua edip peygamberlikte bulunmaya teşvik etmekte hem de sessiz kalmalarını istiyor olurdu. Bu eşlerine evde soracakları sorularla ilgiliydi. O zamanlar Sinagoga giden ve fazla bilgisi olmayan kadınlar Kiliseye geldiklerinde yeni buldukları özgürlük nedeniyle öğrenmek için soru soruyorlardı. Sorun buydu.

    Kutsal Ruh ve armağanları hem kadın hem de erkeğe verildiğinden kullanılmaları da anlamlıdır.

    Galatyalılar 3:28

    ‘Artık ne Yahudi ne Grek*, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı var. Hepiniz Mesih İsa’da birsiniz’.

    Burada da sosyal be ırksal engeller olduğu kadar cins ayrılığı da ortadan kaldırılmıştır. Mesih İsa’da bir olmakla bu tür tartışmalar sonlanmıştır.

    (Efesliler 5:21-33) Mesih’e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize bağımlı olun. Ey kadınlar, Rab’be bağımlı olduğunuz gibi, kocalarınıza bağımlı olun.Çünkü Mesih bedenin kurtarıcısı olarak kilisenin* başı olduğu gibi, erkek de kadının başıdır. Kilise Mesih’e bağımlı olduğu gibi, kadınlar da her durumda kocalarına bağımlı olsunlar. Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin. Mesih kiliseyi suyla yıkayıp tanrısal sözle temizleyerek kutsal kılmak için kendini feda etti. Öyle ki, kiliseyi üzerinde leke, buruşukluk ya da buna benzer bir şey olmadan, görkemli biçimde kendine sunabilsin. Amacı kilisenin kutsal ve kusursuz olmasıdır. Aynı biçimde kocalar da karılarını kendi bedenleri gibi sevmelidir. Karısını seven kendini sever. Hiç kimse hiçbir zaman kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine, onu besler ve kayırır; tıpkı Mesih’in kiliseyi besleyip kayırdığı gibi. Çünkü bizler O’nun bedeninin üyeleriyiz. “Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.” Bu sır büyüktür; ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak söylüyorum. Size gelince, her biriniz karısını kendisi gibi sevsin. Kadın da kocasına saygı göstersin.

    Kadınlar kocalarına boyun eğme durumundularsa da kocaların kendilerini karıları için feda edebilecek kadar sevmeleri gereklidir. Burada erkek egemenliği değil hizmet söz konusudur. Mesih’in hizmeti ön planda tutan bir bakış açısı vardır. Kadınlar kocalarına körü körüne boyun eğmek durumunda olmayıp kocalarında bulunması gereken ve Mesih’in kendi bedeni için olan sevgisidir.

    (Filipililer 4:2-3) Evodiya’ya rica ediyorum, Sintihi’ye rica ediyorum, Rab yolunda aynı düşüncede olun. Evet, gerçek yoldaşım sana da yalvarırım, bu kadınlara yardım et. Çünkü onlar benimle, Klement’le ve adları yaşam kitabında bulunan öbür emektaşlarımla birlikte Müjde’yi yaymak için mücadele ettiler.

    Evodiya ve Sintiya Filipi topluluğunda geri hizmetlerde değil lider konumundadırlar. Aralarındaki sorun öğretişe ait olmayıp kişiseldir. “Benimle birlikte mücadele ettiler” derken aynı işi yaptıklarını belirtiyor. Pavlus’un altında değil onunla birlikte çalıştılar. Onları “emektaşlarım” diye çağırırken aynı işi yapmakta olduklarını vurgulamış oluyor. Pavlus aynı terimi Romalılar 16:3’de Akvila için Rom. 16:9’da Urbanus, Rom. 16:21’de ve 1. Sel. 3:2’de Timoteos içinde kullanılır. Demek ki kadın ve erkekler Pavlus ile birlikte Müjde için hizmet etmekteydiler.

    Timoteos 2:11-15 Kadın sükûnet ve tam bir uysallık içinde öğrensin. Kadının öğretmesine, erkeğe egemen olmasına izin vermiyorum; sakin olsun. Çünkü önce Adem, sonra Havva yaratıldı; aldatılan da Adem değildi, kadın aldatılıp suç işledi. Ama doğum yapıp kurtulacaktır; yeter ki, sağduyuyla iman, sevgi ve kutsallıkta yaşasın.

    Burada kadına izin vermiyorum derken şimdiki zaman kipinde konuşmaktadır. Bu tüm zamanları kapsayan bir şekle dönüştürülmelidir. Havva ilk aldatılan olmakla birlikte kadın çocuğun yani Mesih’in doğmasıyla kurtulacaktır. (2:15) Mesih’te aynı aldanan kadından gelmişti. O’nun doğmasıyla tüm kadınlar da kurtuluşa erişiyordu. Pavlus’un karşı olduğu yanlış öğretişlerin yayılmasıydı. O sırada yanlış öğretişler yayan kadınlar olmuş olabilir. Mesih’i doğurmuş olan O’nun müjdesini duyurmaktan alıkonulabilir mi?

    SONUÇ

    Pavlus’a göre Tanrı’nın kurtuluş planında kadınların özel bir yeri vardır. İbrahim imanda babamız ise (Gel. 3:7) Sara’da annemizdir. Tanrı’nın oğul vaadi ona verildi. İsa Mesih de dünyaya bir kadına aracılığıyla ve normal yolla geldi. Pavlus’un öğüt ve öğretişleri kadına ve erkeğe ayrım yapılmaksızın yöneltilir. Hepimiz Mesih’i giyinmeliyiz. (Rom 13:14) Mesih’te büyümeliyiz (Efe. 4:15). Mesih’in bedenini çeşitli armağanları olan üyeleriyiz. (1. Kor 12:12) Hepimizi Mesih’e benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. (2. Kor. 3:18)

    Eğer hepimiz Mesih’te birsek bu hizmette de bir olmamızı gerektirir.

    Yaratılıştaki farklılık Mesih’in bedenine hizmet etmede zenginleştirici bir öğedir. Tüm kadın ve erkekleri Mesih’te bulunan özgürlüğe çağırmalıyız. Bu özgürlüğün ne olduğunu da Mesih’in bedeni topluluğu içindeki tutumumuz tüm dünyaya göstermeliyiz.

    Kaynaklar;

    Don Williams “The Apostle Paul and Women in the Church”

    Kutsal Kitap

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.