ölüme gidiyorsun:
- Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
2. Eylül 2009: 13:20 #26419AnonimPasif
ÖLÜME GİDİYORSUN:
Çok geniş bir cadde var. Pırıl pırıl ışıklandırılmış. Cıvıl cıvıl insanlarla dolu. Her yaştan, her türden, her ırktan. Genci, yakışıklısı, güzeli, mini eteklisi, dövmelisi, örtülüsü, cahili, okumuşu. Saymakla bitmez, ne ararsan bulursun.
Kimisinin tavırları, “Varmı benden daha yakışıklısı” derken, diğerinin ise burnu havada, “Sen benim kim olduğumu biliyormusun?” diye haykırıyor. Bu caddede herşey var. Tüm zevklere hitap eden her türlü restoranlar, barlar, eğlence yerleri, diskotekler, gece kulüpleri. Arayıp da bulamayacağın hiçbirşey yok. Esrar, homoseksual ilişkiler, çocuk pornosu, sapıklıkların her türü. Ye, iç, eğlen; nerde Şam orda akşam dünyası.
Bakanlar mı dersin, doktorlar mı, avukatlar, profesörler, her tür insan burada. Aslında insanların %99 ‘dan fazlası burada. Kimisi bedeninin zevklerini tatmin etmek peşinde, kimisi ise benliğinin ve gururunun. Hepsinin de ortak bir yanı var. Kimsenin yüreğinde Rab yoktur. Kutsallık yoktur. Gece gündüz, “Seni bilmek istiyorum Rab” diye ağlayan, yakaran yoktur. Tanrı’yı tek hatırladıkları zaman, birilerinin bahsettiği zaman olur. Kimse bahsetmezse, asla hatırlamazlar. Düşüncelerine getirmezler. Hayatlarında hiç yer almaz. Ama Kutsallıktan ve Rab’deki Sevgiden bahsedildiğinde, senden benden ruhsal kesilirler. Herşeyi birden bilirler. Hayatlarında bunu göremezsin ama kafalarında, bir yerde bu vardır.
Kendi ağızları ile kendi kendilerini mahkûm ederler. Çünkü doğruyu bildiklerini itiraf etmiş oluyorlar, ama uygulamıyorlar. Uygulamadıkları bir dini savunuyorlar. Bunun için cinnet geçiren ve hatta cinayet işleyenler de vardır. Çünkü din de onların bencil benliğinin bir parçasıdır. Tanrı sevgisinden doğmuş değildir. Dilleri Tanrı’yı övse de, yürekleri O’ndan uzaktır.
Tanrısal olan herşeyin sahtesi vardır bu caddede. Bakıp da görmesinler, arayıp da bulmasınlar diye, ruhsal olan her şeyin sahtesi sunulmuştur onlara. Canın din mi çekti, al sana istediğini. İbadet mi etmek istiyorsun. Buyur, bunlardan birini seç. Bu cadde her derdine devadır. Burada yok yoktur. Ama caddenin sonunda bir uçurum vardır. Uçurumun altı cehennemdir. Ordan çıkan olmaz. Caddedeki herkesi güden ve oranın çobanı Şeytan’dır. Tüm yolcuları hedefe vardırmak onun zevki ve da görevidir.
Diğer tarafta, dar bir kapı var. Dar bir yola çıkıyor. Yol zordur. Çok azı bu yolu bulur. Ama bu yol Hayat’a götürür. Giriş kapısı Çarmıh şeklindedir ve alçaktır. Eğilebilenler girebilir. Burdan girenin elinden tutan biri vardır. Adı Mesih’tir. O Sevgi Çobanı’dır. O’na güvenen hiç kimse, yarı yolda kalmamıştır. Seçenek sizin. Hangi yolda yürüyeceksiniz, siz karar verin.
İsa Mesih’in tavsiyesi mi? “Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır” (Matta 7:13,14).
Rab yardımcınız olsun.
Sevgi ve Dualarımla.
2. Eylül 2009: 17:36 #33489AnonimPasifKemal bey ifadeniz çevremizde yaşanılan dünyayı anlatmak için çok isabetli olmuş. Rab bim hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
7. Eylül 2009: 19:02 #33514AnonimPasifSevgili Kemal amcacım,
Yazınızı zevk alarak okudum. Çevreme, sizden öğrendiklerim ve kendi okuduğum bilgiler neticesinde elimden geldiğince kurtuluş yolunu Müjdelemeye çalışıyorum.
İnsanları değiştirebilecek tek gerçek olan Sevgi yerine, bugün cehennem korkularının hakim olduğu bir dini benimsemiş halk ile yaşamaktayız. Rabbe şükürler olsun ki bizi doğru yolu bulanlardan yaptı.
Yaşım nedeniyle net üzerinden İncil sipariş edemediğimden yaşadığım şehirde bulma umuduyla İncil aramaya çıktım. Saatlerce güneşin altında kentteki bütün kitapçıları gezmeme rağmen hiçbirinde Kutsal Kitabımızı bulamadım. Üstelik anlamsız ve kibirli bakışlar altında sorduğum sorulara karşılık olarak mahkeme duvarı gibi yüzler gördüm. Hepinizin sonu cehennem diyede yanıtlar aldığım oldu.İnsanlar değişmek istese bile değişemiyor bizim toplumumuzda. Çevre baskısı o kadar büyük bir etmen ki herşeyi kabullenseler bile çevresi tarafından dışlanmayı göze alamıyorlar. Tıpkı benim ailem ve bazı arkadaşlarım gibi.
Cehennem tehtitleri onları öylesine korkutuyor ki inandıklarını söylediği kitaba bile dokunmak günah olur diye bakmıyorlar.Bunlar beni yıldırmıyor, Rabbe inancım her geçen gün daha da artıyor. Sizlerden aldığım feyzlerin katkıları paha biçilemez zaten.
Önceleri sabah kalktığımda aklımda hep kötü düşünceler olurken, Rabbe iman ettiğimden beri hep mutlu, huzurlu ve sevgi dolu günler dileği ile yatağımdan kalkıyorum. Her sabah içimde bir mutluluk ile uyanacağım diye karanlıktan ve kötü düşüncelerden uzak olma düşüncesi bile insanın yaşama sevincini artırıyor.
Ne mutlu Rabbe iman edene, ne mutlu yaşamayı sevenlere.
Esenlikler dilerim.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.