Nüfus Cüzdanlarından DİN HANESİNİ KALDIRIN
- Bu konu 10 izleyen ve 18 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
3. Şubat 2010: 12:42 #26725ArmaganAnahtar yönetici
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi:
Din hanesini KALDIRIN!03 Şubat 2010,
Alevi vatandaş İzmirli Sinan Işık’ın yıllardır verdiği hukuk mücadelesi AİHM’de karara bağlandı.
Mahkeme, Türkiye’de kimliklerde “din ibaresinin” yer almasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan 9’uncu maddesine aykırı olduğuna hükmetti.[IMG]http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaResmi/2010/02/03/aihm-din-hanesi-insan-haklari-ihlali-505336.Jpeg[/IMG]
Sinan IşıkAVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’de nüfus cüzdanlarında “din ibaresi”nin yer almasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan 9’uncu maddesine aykırı olduğunu belirtti.
Mahkeme, din veya inancın nüfus cüzdanında ifşa etme zorunluluğu olmasını, birey özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi ve sorunun çözümünün kimliklerdeki “din hanesinin” tamamen kaldırılmasıyla mümkün olacağını kaydetti.
Mahkeme kararında, “kişinin din ve inancıyla ilgili değerlendirmenin devletin görevi olmadığı, bu durumun devletin tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesine aykırı sonuçlar doğuracağı” ifade edildi. Kararda, başvuruda bulunan kişi, talepte bulunmadığı için maddi tazminata gerek görülmedi.
‘Din hanesi boş kalabilir’ kararı yetersiz bulundu
İzmir’den Sinan Işık adlı Türk vatandaşının 2005 yılında yaptığı başvuru, dün AİHM tarafından karara bağlandı. Davada hükümetin, “2006 yılından sonra din ibaresinin karşılığının boş bırakılabileceğine” yönelik karar alındığına yönelik savunma yaptığını belirten mahkeme, bunun da yeterli olmadığını belirtti.
Din ibaresinin karşısına herhangi bir şey yazılmamasının da sakıncaları olduğunu, bunun kişinin “inançsız” ya da “Ateist” olarak algılanmasına yol açabileceğini vurgulayan AİHM, sorunun “din ibaresi”nin nüfus cüzdanlarındaki varlığından kaynaklandığını belirtti.Ateistler, agnostikler ve septikler için de değerli
Kararda düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün demokratik bir toplumun temellerinin birini oluşturduğuna vurgu yapan AİHM, “Bu özgürlük, din boyutunda, inananların kimliğinin en temel unsurlarından biridir. Ancak aynı zamanda ateistler, agnostikler, septikler veya ilgisizler için de çok değerlidir” dedi. Kararda, “Bu özgürlük, özellikle bir dine bağlı olma veya olmama, dini uygulama veya uygulamama özgürlüğü de içeriyor” denildi.
Kimlikte “Q, W, X” talebi de reddedildi
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), isimlerinin Kürtçe harflerle yazılmasını talep eden Kürt kökenli 8 Türk vatandaşı tarafından açılan davayı da reddetti. Mahkeme, Türk alfabesinde bulunmayan harflerle isimlerinin yazılmamasını, “özel hayata saygı” veya “ayrımcılık” kapsamına girmediğine hükmetti. 2004 ve 2005 yıllarında yapılan ayrı ayrı sekiz başvuruyu birleştirerek değerlendiren AİHM, her ülkenin kendi dilini resmi evrak ve kimliklerde kullanma kurallarını belirlemeye hakkı olduğunu vurguladı.
‘Ulusal alfabeye uygun olmalı’
Farklı etnik kimliğe sahip olanların isimlerini kullanabileceklerini, buna yasak getirilmediğini vurgulayan AİHM, ancak bunun ulusal alfabeye uygun olması gerektiğini belirtti. Türk alfabesinde olmayan harflerle isim konulmasının “telaffuz” sorunu yaratacağı, bu harflere en uygun resmi harflerle bu sorunun giderilebileceği de AİHM yorumunda yer aldı. AİHM benzer sorunların diğer ülkelerde de yaşandığı ve bunun Türkiye’ye özgü olmadığını da vurguladı
Hürriyet
3. Şubat 2010: 13:04 #34383ArmaganAnahtar yöneticiIşık: Din ibaresi kalkmazsa ‘Alevi’ yazdıracağım
AİHM’de açtığı davada, nüfus cüzdanındaki din ibaresinin kaldırılması kararı alınmasını sağlayan Sinan Işık (48), “Bu karar sessiz devrimdir. Devlet hem laik olsun, hem insanlığa layık olsun. Ancak, illa kalması yönünde bir uygulama olursa, ben yine ‘Alevi’ yazılması için mücadelemi sürdüreceğim” dedi.
Konak Belediyesi’ne bağlı Toros Kütüphanesi’nde çalışan Işık, altı yıl önce AİHM’ye açtığı davadan talebi yönünde karar çıkması için zorlu bir mücadele verdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Gerçekten çok önemli, beklediğim tarzda bir karar çıktı. Hatta, AİHM hâkiminin gerekçesi, benim ağzımdan çıkmış gibi. Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum. Kıymetini bilecekler için önemli bir karar. Sonuçta haklı çıktığım için sevinçliyim, insani mücadelemi başarıyla sonuçlandırdığıma inanıyorum. Ben, Aleviliğin, İslam dışı olduğuna kesin olarak inandım. Alevi olarak doğdum, yaşadım ve öleceğim. Bu nedenle nüfus cüzdanımdaki din hanemde ‘İslam’ yazılmasını kabullenemedim, bu yükü de taşımak istemedim. Çünkü benim dini tercihim bu. Devlet hem laik olmalı, hem de insanlığa layık olmalı. Artık ortada bir AİHM kararı var.”
Işık, hükümetin “Alevi açılımı”na güldüğünü belirterek, “Açılım yapmak isteyenlerin de işi zor. Müslümanlık ile Aleviliği nasıl formüle edecekler? Benim ibadet yerim cemevleridir. Eğer bu süreçte cemevlerine garip bir statü verilirse, onun için de mücadele etmeye hazırım” diye konuştu.IŞIK’IN AVUKATI:
Kimliklerin değişmesi gerekiyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), nüfus cüzdanlarında “din” ibaresinin yer almasını insan hakları ihlali olarak değerlendirmesi, yeni bir tartışmayı da başlattı. “Ben Alevi bir yurttaşım. Nüfus kâğıdımda ‘İslam’ yazması beni rahatsız ediyor. Din hanesindeki ‘İslam’ kelimesi kaldırılsın, yerine ‘Alevi’ yazılsın” diyerek başlattığı yargı sürecinin sonunda Türkiye’yi mahkûm ettiren İzmirli Sinan Işık’ın avukatı Kazım Genç, “Nüfus cüzdanlarının değişmesi ve din hanesinin kalkması gerekiyor” dedi.
AİHM’nin, kimsenin inancını açıklamaya zorlanamayacağına karar verdiğini belirten Genç, “Bu karar, Türkiye’deki her yurttaşı kapsıyor. Alevisi, Sünnisi fark etmez. Bu kararla kanunda değişiklik yapılarak, nüfus kâğıtlarının değişmesi ve din hanesinin kalkması gerekiyor” dedi.
TÜRKER KARAPINAR Ankara3. Şubat 2010: 13:05 #34384ArmaganAnahtar yöneticiSavaşlara tepki için din hanesini sildiren de var
Muğla’da, Yatağan’a bağlı Madenler köyünde oturan Nuri Ermiş (68), geçmişten bugüne Müslüman ülkeler arasında yaşanan savaşlara tepki amacıyla nüfus cüzdanındaki ‘İslam’ ibaresini sildirdi. Ermiş, Yatağan Nüfus Müdürlüğü’ne verdiği 28 Ocak 2010 tarihli, gerekçesiz dilekçenin ardından hiçbir zorlukla karşılaşmadan ‘İslam’ ibaresinin silindiğini belirtti.
CAVİT YILDIRIM Muğla DHA4. Şubat 2010: 22:58 #34397AnonimPasifHamdolsun, bu da güzel bir gelisme! Nüfus cüzdanlarına insanın hangi dine mensup olduğunu yazmanın ne anlamı var? Gereksiz bir seydi.. umarım tamamiyle kaldırılır.
Sevgilerimle5. Şubat 2010: 9:56 #34405AnonimPasifDininin ne olduğunun nüfus cüzdanında yazılmış olması bence birilerinin çok iyi işine yarıyor, kişileri gruplara bölmenin en iyi yöntemi din açısından ayrıştırmak zaten. Din sadece ve sadece Tanrı ile kul arasında olmazsa, birilerinin , bir takım grupların bunu kullanması her zaman söz konusu olacaktır. Bu nedenle de din ibaresi kalkmaz sanırım. Tanrıya ulaşmak için aracılar olması gerekmiyor bence, hatta ben mensubu olduğum dini kullanarak kendime bir takım imtiyazlar elde ediyorsam, Tanrı’dan utanırım bile.
15. Şubat 2010: 22:08 #34489AnonimPasifcok cokhaklısınız
15. Şubat 2010: 23:22 #34498AnonimPasifDünya,artık insanları chipleme,kategorilere ayırma , onları varolmayan korkunç kıyamet senaryolarla inandırıp kendi istekleriyle daha fazla güvenlik talep etmelerini sağlama ve kontrollerini kendi istekleriyle ellerinden alma devri.
Tek tip insan yaratılmak isteniyor, daha az düşünen,daha az sorgulayan ve kurallara sorgusuz itaat eden. Herkesin aynı olması isteniyor,sürüden farklı olanıda kurtlar (!) kapıyor.
Artık chipli nüfüs kağıtlarına geçme,insanların tüm sicillerini nefes aldıkları her anı küçük bir yere kayıt etme ve her istenildiğinde o bilgilere ulaşabilme ve akabinde çatlak ses çıkaranı yok etme isteğiyle dolmuş bir ülke yöneticilerimiz varken , nüfüs kağıtlarında din hanelerinin yazılı olması ve sahibine sorulmadan oraya müslüman diye yazılması bana hiçte garip gelmiyor…
16. Şubat 2010: 10:40 #34502AnonimPasif‘Sürüden ayrı kalanı kurtlar kapar’mış… Sürüde kalanı da çoban keser nasılsa… Yani, sürüden kaçmakta yüzde beş bir kurtulma ihtimali varsa, sürüde kalmakta bir tek kurtulma ihtimali bile yoktur… :-)))
22. Şubat 2010: 13:37 #34535AnonimPasifsevgili viran dede,yazdığınıza aynen her kelimesine katılıyorum.sürüden ayrılanı kurt kapar sözü acaba hangi öküz tarafından hangi öküze söylenmiştir?
22. Şubat 2010: 21:35 #34538AnonimPasif@aleksis 17423 wrote:
sevgili viran dede,yazdığınıza aynen her kelimesine katılıyorum.sürüden ayrılanı kurt kapar sözü acaba hangi öküz tarafından hangi öküze söylenmiştir?
Pardon,sizin yazınıza göre burda ki kastettiğiniz öküz ben mi oluyorum?? =S
sürüden ayrılan koyunu kurt kapar.
ayrılmayanı da keserler.özdemir asaf
yuvarlağın köşeleriBu atasözünü komfirmist olmak ve ittat etmek olarak değerlendirebileceğimiz gibi,etrafta kurtların oldugunu dikkat etmemiz gerektiğini ve bu kurtlara karşı birlikte kalarak,birlikten kuvvet doğurarak,ayakta kalabileceğimizide anlatır.
Bardağın yarısında su var,uzaktan nasıl göründüğü (dolu ya da boş) ise ona nasıl baktığımızla alakalı sadece.
22. Şubat 2010: 22:01 #34540AnonimPasifaleksis;17423 wrote:sevgili viran dede,yazdığınıza aynen her kelimesine katılıyorum.sürüden ayrılanı kurt kapar sözü acaba hangi öküz tarafından hangi öküze söylenmiştir?Sevgili aleksis
Beni bagislayin ama yazdiginiz bu yorumdan birsey anlamadim.Belki 20 senedir Türkiye’den ayriyim diye Türkce’ye tam olarak hakim olamayisim veya anlayisimin biraz zayif olmasinin da etkisi vardir.Lütfen yazdiginizi biraz aciklayabilir misiniz?
Sevgiler.22. Şubat 2010: 23:27 #34533AnonimPasifTürk Dil Kurumu’nun Tanımı: Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlüklerdir
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere Atasözü denir. Türkçe’de “sav” ve “darb-ı mesel” olarak da adlanılır.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce inanç ve kültür yapısını yansıtır. Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Yani atasözleri anonimdir. Bu sözler topluma mâl olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Atasözleri, halkın yalnızca ortak duygu ve düşüncelerini değil ortak dil zevkini de yansıtır
kardeş Aleksis,
Bilmiyorsanız diye tanımını yazdim.Soru tarzınız çok çirkin.ve size yakıştıramadım.Zaman zaman bu sitedeki bazı kardeşlerde Atasözleri ve değimleri kullanıyor.bence özür dilemelisiniz.yazdığınız bu hoş olmayan yazıdan.23. Şubat 2010: 9:16 #34543AnonimPasifBurda tam bir yanlış anlaşılma olmuş, belli olduğu kadarıyla… Ne Aleksis birilerine küfretmiş (özellikle de Emalie kardeşimize) ne de söz konusu deyiş kendiliğinden hatalı. Tabi Aleksis kardeşimizin ifade tarzında bayağılık olmuş, doğru. Ama kendisi de bu gibi kendiliklerinden doğru anlam taşıyan sözlerin çarpıtılmasından, art niyetlerle kullanılmasından bıkmış her halde, isyan etmiş :-)))
Evet, bu halk deyişi yerinde bir deyiş. Birliktelik iyidir, meziyettir, güçtür ama… ‘güçsüz kalacaksın’ diye ruhi şantajlarda kullanımı da o kadar yaygın ki. Şuracıkta Hz. İsa Mesih efendimiz tamamen tek başına kalıyor, çarmıh yolunda. Bu yolda sürüleşmişlikten kurtulmak vardır nitekim. Tamamen tek başına kalma pahasına bile olsa kendi öz görüşüne sahip çıkamayana insan bile denemez. İnsaniyetin en belli başlı niteliklerinden biri sürüleşmişliğin ötesine geçebilmesidir.
‘Tilkilerin sığınacakları yuvaları, göklerdeki kuşların kendilerine çatı olacak konakları vardır, İnsanoğlu’nun ise başını yatıracağı yer yoktur’ der Efendimiz bir yerde (Matta 8:20, Luka 9:58). ‘İnsanoğlu’ kelimesini kullanır hem bu ayette. İnsan insaniyetini tam olarak yaşadığında öyledir. Aşikar olsun, gizli olsun herhangi bir tehdide aldırmadan kendi ferdi hürriyetinde kalır. Bu hayat duruşunun fiatı ağırdır elbet, hep bir ‘çarmıh’ arketipi üzerinde hareket eden bir hayat tutumudur ama… insan olana tek yakışandır da.
Maddi veya manevi anlamdaki şantaj, tehdit ve korkutmalarla hareket etmekten bezmiş her aklı başında insan artık… Aleksis’in isyanı da bundandır herhalde… Biraz ağır ifade etmiş ama… hepimizin canına tak dediği olmuyor mu ki bunca sık, hayatta… :-)
Tüm bunlara rağmen arzulanan sevgide kalınmasıdır… küfürle herhangi bir işin hallolabileceği yoktur elbet. Aleksis kardeş… bir daha dikkat ediver işte sen de… Sorun olan ifadede değil pek zaten… içine öfke girmesinde. Haklı olsan bile zarardır. Öfkeyle, hem, herhangi bir sorunun çözülebileceği yoktur, üstelik öfke durumunda insanın kendi içinde oluşan gerginlik kendisini yıpratır…
Sevgiler…
23. Şubat 2010: 9:36 #34544AnonimPasifKutsal kıtabı okurken bu kelimeye Kilise..(Topluluk) bir çok yerde rastlıyoruz.Bilinen tanımı Hrıstiyanların dua evi.
Başka neleri ifade eder..?
Kiliselerde (topluluk) kullanılan simgesel sözcüklerin anlamı nedir..?Bunlar:
*Çoban ve Sürü,
*Güvey ve gelin,
*Baş ve beden,
*TANRI’nın ev Halkı.
Şeklinde.sıralanabilinir.kelimelerdeki anlamlar nedir, bize ne anlatıyor..?……ÇOBAN VE SÜRÜ:
Kutsal Kıtap’ta MESİH İSA’nın topluluğu bir sürü ile karşılaştırılıyor.Topluluğun(Kilise) asıl Çobanı İSA MESİH’in kendisidir.
“RAB çobanımdır,
Eksiğim olmaz.
Beni yemyeşil çayırlarda yatırır,
Sakın suların kıyısına götürür.
İçimi tazeler,
Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.
Karanlık ve ölüm vadisinden geçsem bile,
Kötülükten korkmam,
Çünkü sen benimlesin.
Çomağın,değneğin güven verir bana.
Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın
Başıma yağ sürersin,
Kasem taşıyor.
Ömrüm boyunca yanlız iyilik ve sevgin izleyecek beni,
Hep RAB’bin evinde oturacağım.
Mezmur 23:1.6“TANRI’nın size verdiği sürüyü güdün.Zorunluymuş gibi değil,TANRI’nın istediği şekılde,gönüllü olarak gözetmenlık yapın.Para hırsıyla değil,gönül rızasıyla,size emanet edilenlere egemenlik taslamadan sürüye örnek olarak görevinizi yapın”
1 Petrus ’20:5.2..ÇOBAN KOYUNLAR İÇİN NELER YAPAR.
Kutsal kıtab’ımız bunu ayetleri ile açıklıyor ve diyorki..“Ben iyi çobanım.Benimkileri tanırım.Baba beni tanıdığı gibi,bende Babayı tanıdığım gibi,benimkilerde beni tanır.Ben koyunlarım uğruna canımı veririm”
Yuhanna 10:15“Kapı ben’im.Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur.Girer, çıkar ve otlak bulur.”
Yuhanna 10:9“Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var.Onları’da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü tek çoban olacak.”
Yuhanna 10:16“Koyunların çobanı ve sahibi olmayan ücretli adam,kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar.Kurt,da onları kapar ve dağıtır.Adam kaçar.Çünkü üçretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz”
Yuhanna 10:12..KOYUNLAR ÇOBANA NASIL DAVRANIRLAR.
Bununla ilgili olarak, RAB’bimiz bize, Kutsal Kıtap aracılığı ile konuşur ve derki..“Kendi koyumnlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider.Koyunlarda onu izler.”
Yuhanna 10:4“Koyunlarım sesimi işitir.Ben onları tanırım,onlarda beni izler.”
Yuhanna10:27……GÜVEY VE GELİN.
İSA MESİH’in Topluluğuyla ilişkisi,bir sevgi ilişkisine benzetilir.TANRI’nın kuzusu İSA MESİH’se MESİH’in kuzusu,İnanlıları ve ona İman etmiş her bireydir.
Burada şunuda vurgulamak gerekirki Ruhsal anlamda, Kilise (topluluk) MESiH’in gelinidir.İSA MESİH ise Güvey,dir.“Sevinelim çoşalım O’nu yüceltelim!Çünkü Kuzu’nun düğünü başlıyor.O’nun gelini hazırlandı.”
Esinleme 19:7İSA MESİH.in Gökten bulutlar üstünde ikinci gelişi ve ona ait olanları götürmesi..Bu Kilise ve MESİH’in bir araya gelmesidir.
“Sonra biz yaşamakta olanlar,hayatta olanlarla birlikte RAB’bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz.”
1 Selanikliler 4:17“Sevinelim çoşalım!
O’nu yüceltelim!
Çünkü Kuzu’nun düğünü başlıyor.
Gelin hazırlandı.”
Vahiy19:7İSA MESİH’in gelini olan Kilise için dediği ise..
“Ey kocalar,MESiH kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse,sizde karılarınızıöyle sevin.
Mesih liliseyi suyla yıkayı TANRI’sal sözle temizleyerek kutsal kılmak için kendini feda etti.Öyleki kilise üzerine leke,buruşukluk yada buna benzer bir şey olmadan gölkemli biçimde kendini sunabilsin.Amacı Kilisenin kutsal ve kusursuz olmasıdır.”
Efesliler 5:26.27……BAŞ VE BEDEN.
Kilise(Topluluk) bireylerden,Tek ,tek üyelerden oluşur.
KİLİSE(TOPLULUK))
Beden
MESİH
Baş,tır.
Topluluktaki her üyenin ayrı görevleri vardır.Tüm üyelerin toplamı, bedendeki birliktir.“Beden, bir olmakla birlikte, bir çok üyeden oluşur ve çok sayıdaki bu üyelerin hepsi, tek bir beden oluşturur.MESİH’te böyledir.
İster Grek,İster köle,ister özgür olalım,hepimiz bir beden olmaküzere aynı RUH’ta vaftiz edildik.ve hepimizin aynı Ruh’tan içmesi sağlandı”
1 Korintliler 12:12.13“Gerçekte TANRI,bedenin her bir üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirir.”
1 Korintliler 12:18RAB’bimiz her bireye,herkesin ortak yararına, etkin olan bir takım armağanlar ve yetenekler vermiştir.Kimi kardeş çok iyi bir vaazcıdır,kimisi bilgece konuşur,kimisinde Kilise içi hizmet,paylaşım ve Ruhsal yardım gibi ,kimisi iyi bir Müjdecidir vs.vs tüm bunlar,1. Korintliler: 12 Bölümde ayette anlatılmaktadır,ve Sitede bununla ilgili yazılar bulunmaktadır.
……TANRININ EV HALKI.
TANRI nın evi Kilise dir.TANRI’nın ev halkı da, topluluktaki herbir birey,-dir.Bu evdeki köşe taşı ise İSA MESİH,tır.
bir duvar düşünün:düzensiz gelişi güzel, rastgele, usulunu bilmeden,
duvar yapılmaya çalışılırsa ,arada uygun olmayan ,çıkıntı yapan boşluklar oluşacaktır.
Mesela, duvarcı ustaları düzgün bir ip bile tutarlar eyri olmaması için .Dikkat gerektiren uştalık isteyen,bir iştir.Duvarda, birde kocaman boşluk ve aralar varsa..duvar yıkılır.
İşte bunun gibi Kiliseyi bir duvara benzetirsek herkes, kendi yerini doldurmak zorundadır.Bu yapılmazsa uyum ve birlik bozulmuş demektir.Bereket alınamaz.ışık söner.RUH’un çalışması biter.Çünkü yapılan yanlışlıklarla, RUH’un çalışmasına engel olunmuştur.Kutsal Kıtab TANRI’nın ev halkı ve Köşe Taşı, için ne diyor..
“Böylece,artık yabancı ve garip değil,kutsallarla birlikte yurttaş ve TANRI’nın ev halkısınız.Elçilerle peyganberlerden oluşan temel üzerine inşa edildiniz.Köşe taşı MESİH İSA’nın kendisidir.Bütün yapı RAB’be ait kutsal bir tapınak olmak üzere O’da kenetlenip yükseliyor.Sizde ruh aracılığıyla TANRI’nın konutu olmak üzere hep birlikte MESİH’te inşa edildiniz.”
Efesliler 2:19.20.21“İnsanlarca reddedilmiş,ama TANRI’ya göre ,seçkin ve değerli olan diri taşa RAB’be gelin.O sizi diri taşlar olarak,ruhsal bir tapınağın yapımında kullansın.”
1 Petrus 2:5“Ama geçikirsem,gerçeğin direği ve dayanağı olan TANRI’nın ev halkı,yani yaşayan TANRI’nın topluluğu içinde nasıl davranmak gerektiğini bilesin diye sana bunları yazıyorum.”
1 Timoteus 3:15……KİLİSE (TOPLULUK) İÇİNDE BİRLİK.
En küçük topluluk. Ailelerimiz..bunu örnek verebilirim..Ailede birlik olmadığında,tartışmalar başlar ve arkasından çözülmeler gelir,ev içinde birbirine yabancılaşmış bireyler dolaşır.İletişim bitmiş, en ufak bir davranışta hataların sayıca çoğaltılmasına gidilmiştir.küçüçük şeyler batmaya başlar.Başlangıçta kalın halat gibi sağlam olan ilişki ve düzen artık Pamuk ipliği gibi incelmiştir ve o ip gün gelir kopar,ve yıkım başlar.
Kilisedeki düzeninde bundan farkı yoktur.Benlik faliyet’teyse.,eğolar başrolu üstlenmişse, kiskançlık hat safhadaysa..
…..Vay ona ilgi fazla bana yok.
…..Yaaa oldumu şimdi.. tapınmaya ben çıkacaktım birde gitar,taşıdım o kadar,dün akşam ilahilere çalıştım..şimdi bu bana yapılırmı.gelmicem bir daha..
…..Kız perihan gördünmü, pastör şu yeni gelenlerle nede çok ilgileniyor…yok böyle yürümez şekerim bir kaç hafta gelmiyeyimde azcik kıymete binelim,bize ilği gösteren yok..
…..evet haklısın hayatım,kendimizi top yekun çekelim..aynen düşünüyorum..
….Ay.. şunada sinir oluyorum vidi,vidi vidi,şimdi artık beklede vaazı bitsin.
….kız, ben bazen vaazda uyuyorum..ne yapayım içim geçiyor.
…..kürsü,yu kapanın,kürsü elinde kalıyor..anlamadım gitti şekerim.Yazdıklarım şaka değil,bu tarz konuşmalar olabiliyor.ben duyuyorum mesela.RAB’bin tapınağına yakışıyormu diye sorarsanız..benlik derim.
demekki, benlik kırıntıları hala bizlerde faliyette, bunun için çok dua’ya ihtiyacımız var diyede eklerim.Topluluklardaki (Kilisedeki) birlik için Kutsal kıtabımız bize ne diyor..
Paylaşın diyor.
Her şeyi, her konuda, paylaşmak bazen kıskançlıkları,benlığı,ortadan kaldırabilir.
Başka ne diyor,
Birbirinizi sevin diyor,benlikle ilğili düşüncelere, kendinizi kapatın diyor.
NE öğüt’luyor,
Dua etmemiz gerektiğini.“Birbirinize sevginiz olursa,herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır.”
Yuhanna 13:35“Sevgili kardeşlerim,TANRI bizi bu kadar çok sevdiğine göre,bizde birbirimizi sevmeye borçluyuz”
1 Yuhanna 4:11“Yine size şunu söyleyeyim,yeryüzünde aranızdan iki kişi diledikleri herhangi bir şey için uyuşursa,göklerdeki Babam dileklerini yerine getirir.”
Matta 18:19“Durmadan dua edin”
1. selanıklıler 5:17“Her türlü dua ve yalvarışla,herzamanRuh’un yönetiminde dua edin.Bu amaçla,tüm kutsallar için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla uyanık durun”
Efesliler 6:18RAB İSA MESİH, siz kardeşlerime, ihtiyaç duyduğunuz her konuda size bereketini ulaştırsin diye Dua ediyorum AMİN
23. Şubat 2010: 18:02 #34547AnonimPasif
Kelimelere takılmayalım… kelimelerin ardındaki anlamı görelim. ‘Sürü’ kelimesi iyi bir anlamda kullanılabilir, kötü bir anlamda da kullanılabilir. Bunca kötü çağrışımlar uyandıran ‘yılan’ kelimesini bile Efendimiz iyi bir anlamda kullanabiliyor… ‘Güvercin gibi fesatsız, yılan gibi uyanık’ olmamızı nasihat ederken mesela (Matta 10:16)…Sevgiler…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.