Müslüman Değiller!!!!!
- Bu konu 3 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
-
Yazılar
-
Kaptan Custo (Cousteau)’nun gerçekten müslüman olduğu doğru mudur? Yoksa bu bir yalan mıdır? Jaques Cousteau ‘nun kendi kurumunun Fransızca, İngilizce ve Türkçe açıklamasını okuyun. Gerçekleri araştırıyorsanız lütfen bu yazının devamını okumaya devam edin!
Kaptan Custo’nun yıllar önce Atlantik Okyanusu ile Atlas Okyanusunun birleşmediğini ve karışmadığını farketmesi üzerine müslüman olduğu iddia edilmektedir. Hemen herkesin dilinde Kaptan Custo’nun müslüman olduğu zannedilmektedir. Acaba gerçekten de müslüman oldu mu? Bunu kendi kuruluşu olan ‘Kaptan Custo Kuruluşu’nun açıklamasından öğrenmemiz gerekir.
Original letter of clarification from the Cousteau Foundation (in French) (photocopy). English translation by Dr. William F. Campbell: Fondation Cousteau
Monsieur Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVALFC/DC
Paris, November 2, 1991Sir,
We have received your letter and we thank you for your interest in our activities.
We state precisely to you that Commander Cousteau has not become a Muslim and that this rumor passes around without foundation.
Very cordially,
Didier CERCEAU chargé de mission
Türkçe Çevirisi şöyledir:
Cousteau Kurumunun durumu açıklığa kavuşturmak için yazdığı orijinal mektup(Fransızca’dan Fotokopi)Türkçe çevirmen Gökhan (WebServant_G):
Cousteau Kurumu
Sayın Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVAL
FC/DC
Paris, Kasım 2, 1991Sayın ilgili,
Mektubunuzu aldık ve etkinliklerimizle ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz.
Saygıdeğer Cousteau müslüman olmamıştır ve bu dedikodu kurumumuzun haberi olmadan yayılmıştır.
Yüksek Saygılarımla,
Didier CERCEAU
chargé de mission
(Kurum Sorumlusu/Yetkilisi)Sevgili Tuba kardeşim, bu konuda araştırarak üyelerimizi aydınlığa kavuşturduğun için çok teşekkür ediyoruz. Rab seni bolca bereketlesin. İnsanların neden böyle yalanlara başvurduğunu anlayamıyorum. ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ diye bir atasözümüz vardır. Ne kadar da doğru söylenmiş bir cümle… Yalanla nereye varılır?
Sevgilerle
Evet Sevgili Tuba,
Hepsi yalan. Hepsi uydurma. “Yalancının mumu ….” derler. Milleti kandırıyorlar. Aylardır, yıllardır, bütün İslâm ülkelerinde neredeyse manşetlerden düşmüyordu: “Ünlü Fransız Denizaltı uzmanı Kaptan Jaques Cousteau, Müslüman oldu”. “Gördünüz mü dinimiz ne kadar iyi, ne kadar mükemmel. Araştıran herkes Müslüman oluyor” gibi tavırlar sergileniyor. İslâm’ı savunanların en güçlü silâhı haline geliyor bu haberler. Ama sahte olduğunu kimse bilmiyor. Kimseye açıklamıyorlar. Adam: “Ben mi Müslüman olmuşum? Haberim bile yok” diyor. Etrafta davul-zurna ile haberleri yayanlardan, şimdi ses seda bile yok.
Hepsi yalan. Hepsi efsane. Yalan üzerine kurulmuş bir iman. Tuttuğun yeri elinde kalıyor. Ayni hengâme, ayni manşetler, ayni sevinç naraları, Astronot Neil Armstrong’la atılmıştı. Adam aya indiğinde, ezan sesi mi ne duymuş ve Müslüman olmuş. Bunu bilmeyen bir tek Müslüman bile yoktur zannediyorum. Yine İslâm’ın zaferi, yine manşet, yine kendi kendini tebrikler. Ama hepsi yine uydurma. Yine aldatma. Adam, “Kusura bakmayın. Hiçbir dini kötülemiyorum. Ama Benim Müslüman oluşumun aslı astarı yoktur” diyor. “Böyle bir haber yayınlandığını bile bilmiyordum” diyor. Ama yine İslâm dünyası bu konuda sessiz. “Ülkemizde yayınlanmazsa, belki de halk duymaz” ümidiyle yaşamaktadırlar.
Buna bir efsane, bir masal da ben katmak istiyorum. Kıbrıs’ın güneyinde, Larnaka’da bir tuz gölü ve onun hemen yanında da Müslüman’larca çok kutsal bir yer vardır. Adı: Hala Sultan Tekkesi. Rivayete göre, Arap seferleri sırasında, Muhammed’in halası da, bu adaya çıkmış ve orda şehid olmuştur. Muhammed’den dolayı torpilli olduğu için, onun da başının üzerinde, ona gölge yapmak amacı ile, Tanrı tarafından lûtfedilen, 8 tonluk bir kaya vardır. Hala Sultan nereye giderse, bu kaya da havada birlikte gider ve ona gölge ederdi. Öldüğü yerde, bu kaya öylesine havada kalmış ve gölge etmeye devam etmişti. Fakat, havada birbaşına duran bu kayayı gören hamile kadınlar, bebeklerini düşürüyorlardı. Bu yüzden, görünmesin diye, tüm etrafı yeşil bir örtü ile örtülmüştü. Yani, küçük bir Kâbe’cik gibi.
O günlerde, sekiz yaşında küçük bir izci olan ben, diğer izcilerle birlikte burayı ziyaret etmiş, yasak olduğu halde, çevreleyen örtüye dokunmuş ve örtünün arkasında destekler olduğunu anlamıştım. Keşfimi tam da arkadaşıma, büyük bir heyecanla anlatırken, bir tokatla kendimi yerde bulmuştum. Arkasından da:”Dokunma denildiği halde niye dokunuyorsun” demişti oranın imamı. Bunu yıllardır unutmadım. Yalan olduğunu biliyordum. Ama herkes orayı ziyaret eder, kurbanlar keser, dualar ederdi. Orası da bir yalan üzerine kurulmuştu. Milleti kandıran, uydurma bir efsane.
TV’de sihirbazlık şovlarında, insanlar bıçkı ile ikiye bölünürken ve el alem, bakiresi hamilesi bunları seyrederken birşey olmuyor da, havada duran bir taşı görürlerse mi oluyor. İnsaf artık. Bu kadar yalan, bu kadar Tanrı düşmanlığı yeter. Doğruyu bir tarafa itip, ille de yalana iman etmek isteyenler. Tanrı’nın gazabı uzak değildir.
Aç onu, dünya görsün. Kaldır örtünü, herkes, bir anda Müslüman olsun. Hadi Hodri-Meydan. Ama burası 1974’ten sonra, Rumların eline geçti. O zaman örtü filân kalmamıştı. Ve her Rum, orada bir duvar olduğunu biliyor. Herkes gördü. Bilmiyenler ise, sadece bilmek istemeyenlerdir. Şimdi ise orası, Müslüman’ların idaresine ve bakımına verildi. Bir kez daha bu yeşil örtü, yine birçok günahı örtmek üzere, taşın çevresine gerildi. Yine insanlar, bu çok çok kutsal yere gidip tapınıyorlar.
Kutsal Kitap, bu kişiler için şunları söylüyor: “Tanrı ile ilgili gerçeğin yerine, yalanı koydular. Yaradan’ın yerine, yaratığa (yaratığın sözlerine), tapıp kulluk ettiler” (Rom.1:25). Bu günahlar, bilinmeden yapılan günahlardan değildir. Bilerek, kandırma amaçlı ve yalan kullanarak ve sahtekârlıkla, bir dini, diğerlerinden öne çıkarma gayretidir. Bunu yapanlar, apaçık Tanrı düşmanlarıdırlar. Doğruyu saptırıyorlar. Yalanlar, sadece bu yazılanlarla da sınırlı değildir.
Arayan yürek, mutlaka bulacaktır. Rab’bin ışığını arayın. O’nun gözleri zaten şu an bile üzerinizde. Kucağını açmış bekliyor. Sevgiye gelin. Işığa gelin. Doğru’ya gelin.
Sevgi ve Dualarımla.
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.