[Anonim]

Esenlik İsa Mesih Rab ve kurtarıcımızdır diyen kardeşlerimle olsun.

İnanıyorumki hiç bir kardeşimiz ne Pavluscu,ne Apolloscudur.Sadece bazen aramızdaki,kutsal kitap yorumundaki algılama farklılıklarından dolayı,kardeşler arasında,
Örnegin:
Gökkuşağı kardeşim ben bu konuda sizinle hem fikir değilim,fakat Kemal abinin yorumları bana daha yakın veya onun gibi düşünüyorum,gibi paylaşımlarda bulunuyoruz,

Tek bir öğretmenimiz vardır.

“İsa ona “meryem!” dedi.
O da döndü İsa’ya ibranice Rabbuni ! dedi.Rabbuni öğretmenim demektir.”
Yuhanna 20:16

Meryem’in de söylediği gibi İsa Mesih’tir.

Sadece bazı kutsal kitap yorumları farklılığından dolayı nasıl ki,reformist,baptist, evangelist gibi farklı topluluklar süreç içerisinde ortaya çıkmış ise,biz Mesih kuzuları arasında da yorumlamaları nedenleri ile kendimize daha yakın veya samimi bulduğumuz,önder kardeşler olabiliyor.
Ama bizler Rab’de tüm samimiyeti ile hizmet eden tüm önder kardeşlerimizi seviyoruz.

Bakın kardeşler yeni yeni Mesih İsa’ya gelmeye başlayan ve Müjde’yi
okuyup anlamaya çalışan arkadaşlarımızın ilk dönemdeki hallerini az çok hepimiz biliyoruz.Aşırı bir tedirginlik ve bir o kadarda merak taşıyorlar,paylaşımlarımızda da da defalarca dile getirdik,çok dikkat etmeli ve Rab’bin kuzularını tedirgin etmemeliyiz diye..!

Kendim yaşamış olduğum bir olayı sizlerle paylaşıp bu konuda ki (Ruhsal Armağanlar) paylaşımıma son vereceğim.

Kilise hayatına devam etmiş ve bu günde de kiliselere giden kardeşlerimiz çok iyi bilirler,yabancı dillerde konuşmaya en çok Kore’li kardeşler,ve Latin kardeşler, çok önem verirler.
Yıl 2004 dükkandan bozma küçücük bir topluluğumuz var ve koreli önder kardeş ve Berezilya’lı yardımcısı bizleri bir saldı piyasaya,bir gaz bir gaz yürüyün Rab’bin çocuklar,İzmir bize yetmez seksen vilayet ve seksen tane Rab’bin kilisesi solağanları ile başladık ev ve dükkan gezmeye.
Önder kardeşler her ay bir gece sabaha kadar Rab ile dua zamanı yapalım yeni kardeşlerde bereketlenip kaynaşsınlar deyip, şehrimize yakın imanlı kardeşlerin kamp yerini ayarladılar.Her ayın son cumartesi akşamı gidip sabaha kadar Rab’bi yüceltip pazar tapınmamızıda yapıp evlerimize dönecegiz.
Şehrimizden bir yola çıkışımız varki arabalar peş peşe sanki gelin alayı mubarek.
Hatta iki önder ve bizim arabalar yetmedi başka kiliselerden araç takviyesi yapmak zorunda kaldık.
Yeni meraklı aileler ve gençlerde büyük bir heyecan,gözlerinden okunuyor.
Kampa vardık aklı başında eski kardeşler beni gaza getirip önderlerin önüne sürüyorlar,aslında haksızda değiller,
istekleri şu;
Mutaf abi önderlerimiz yabancı bizim kültürümüzü tam manası ile bilmiyorlar,insanımız seyhlerden,azgın zikir törenlerinden şikayetci,
bu gece bari yabancı dillerde bağırmasınlar yoksa bir daha ki toplantıya bir kişi bulamayız diyorlar,
diyorlar da gelin bana sorun adamlara nasıl söyleyeceğim yabancı dillerde dua etmeyelim diye adamlara göre yabancı dillerde bağırıp çağırmaz isen zaten sende iman zayıflığı var demek tir…:) o konuma da düşmek istemiyoruz neyse birkaç kardeş önderle konuştuk,durumu izah ettik.
Kaşlarını çattı kesinlikle olmaz Rabbin armağanlarını görmeleri lazım deyip kesip attı.
Vel hasıl kardeşler gece iki sularında bir velvele kopmaya başladı ki vadi sallanıyor,gözler kaymış,bedenler kitlenmiş dakikalarca anrama anrama,kanrama kanrama,gulu guli daha neler neler,Berezilyalı kardeş deseniz elinde bir yağdanlık kimi yakalasa arabın yağı bol bulması gibi yağa bölüyor milleti,hele bir kaç tane bayan kardeşlerimiz öyle bir yerlere atlıyorlar ki ,kaleci simoviç ne ki kız kardeşlerimin yanında.
Tuncelili bir kardeşim var aslan yürekli nerede kafası bozulsa fark etmez,cadde sokak,çarşı,pazar hemen çantasından ufak Gideon incil’lerini çıkarır dağıtırdı sokaktan gelip geçene (Sonunda izmir onuda küstürdü,o aslanda artık tapınaklara gitmiyor),bana yaklaştı gözleri şokta Mutaf yenileri kaybettik bir daha gelmezler ne halt edecegiz demeye başladı ki ben yeni gelenleri o hengamede aramaya başladım,”aman Rab’bim isa” bunlar çıldırmış önderlerimiz yeni gelenleri kıstırmışlar her bir elleri birisinin kafasında,diger eli bir diğerinin kafasında, Mesih’in M’sini bilmeyen insanları yabancı dillerde konuşturmaya çalışıyorlar.

Yeni garipler ise yahu buraya kadar gelip yiyip içtik bari ayıp olmasın diye salayıp pulayıp birşeyler bağırışıyorlar.
Sonuçta bir ay sonraki dua toplantısına ancak bir arabaya doluşup gidebildik her halde yeniler Hristiyanlar çıldırmış diye gelmediler.

Şimdi mi ne yapıyor bu önder kardeşler;
Koreli kardeş pazar günleri kiliseyi açıyor ve sadece karısına vaaz veriyor, çünkü başka kimse yok.

Berezilyalı kardeşi geçenlerde merak edip internette bir dolaşıp bakayım neler hasbi-hal ediyor dedim.

Amerikada yeni lüks villasının önünde formülla-1 yarışcılarının dahi kıskanacağı yarış arabasını köpükler içinde yıkarken,ve ailece arabanın üzerine çıkıp tek tek çekilen fotoğraflarından tanıdım.
Kendi kendime düşündüm dedim acaba 2011 yılı için Brezilya da ki takvim çekimleri için kamera karşısına geçmesinler diye düşündüm.
Değilmiş normal yaşantılarıymış.
Demekki Rab Bereketlemiş onlarıda,
Yanlız resimlere dikkat ettim,iyice de baktım fakat bize her hafta bol bol sürdüğü yağ şişesini resimlerde bulamadım.

“Sonuç olarak,ne yer,ne içerseniz,ne yaparsanız,her şeyi Tanrı’nın yüceliği için yapın.Yahudi’lerin,Grek’lerin ya da Tanrı topluluğunun tökezleyip düşmesine neden olmayın.”
1.korintliler10:31-32
Rab İsa Mesih’tir diyen her bir canı seviyoruz.

[Anonim]

Babamın bir lâfı vardı. Sofrada misafir olduğunda söylerdi genellikle gülelim diye. Şöyle derdi: “Kesikten kesmeyin, bütüne dokunmayın; yeyin da utanmayın.”

Kendimi o sofradaymışım gibi hissediyorum.

Hepinize Sevgiler ve Esenlikler.

[Armagan]

Kemal Başaran;19948 wrote:

Babamın bir lâfı vardı. Sofrada misafir olduğunda söylerdi genellikle gülelim diye. Şöyle derdi: “Kesikten kesmeyin, bütüne dokunmayın; yeyin da utanmayın.”

Kendimi o sofradaymışım gibi hissediyorum.

Hepinize Sevgiler ve Esenlikler.

Sevgili Kemal kardeşim,

Biliyorum, Rabbin bir çobanı olarak kuzuları kurtlara kuşlara karşı korumak istiyorsun. Kaygını çok iyi anlıyorum. Bunu yapmamız gerekiyor ve yapacagız. Ancak bunu yaparken kimin ve neyin kurt ve kuş olduğunda hem fikir olmalıyız. Senin açtığın bu konuda benim de eleştirdiğim, kabul etmediğim uygulamalar ve öğretişler var. Önümüzdeki günlerde bu konuları teker teker ele alalım İncil ışığında Rab ne diyor bunları inceleyelim. Hiç bi şeyin üstünü örtmek, örtbas etmek, el değdirmeden uzaktan seyrettirmek yanlısı degilim. Senin paylaşımlarının önünü de kesmek istemiyorum. Forumumuza hem pentekostal karizmatik, hem de vaftizci ve presbiteryen görüsten kardeşlerimiz geliyorlar. Onların birini kabul edip diğerini kabul etmemek söz konusu olamaz. O nedenle daha birleştirici ve daha yapıcı olmamız gerekiyor.

Esenlikle…

[Anonim]

” Birincisi,toplulukça bir araya geldiğinizde aranızda ayrılıklar olduğunu
duyuyorum.
Buna biraz da inanıyorum.
Çünkü Tanrı’nın begenisini kazananların belli olması için aranızda
bölünmeler olması gerekiyor.”
1.Korintliler 11:18-20

[Anonim]

Sevgili Kardeşlerim,

Yazmış olduğum bu konuları aydınlatıcı, ne demek istediğimi izah edici ve çok da UYARICI birkaç video gördüm. Onları buraya aktaramıyorum (bilgisizlikten dolayı). Bunları mutlaka görmenizi istedim.

Tek yapmanız gereken, Google’a “ANDREW STROM – KUNDALİNİ WARNİNG” yazıp, ‘ara’ düğmesine basmanızdır. Orda önünüze açılacak sayfalardaki tüm videoları görmede fayda vardır. Kararınızı siz verin. Vaktiniz boşa harcanmıyacak.

Rab sizleri bereketlesin.

[Armagan]

PART 1

[youtube]eBpw2oQrvMM[/youtube]

PART 2

[youtube]BCcGaTRwG_4&feature=related[/youtube]

PART 3

[YOUTUBE]dWeUNoR30_0&NR=1[/YOUTUBE]

[Anonim]

İman duası,Tanrı’ya içten ve sarsılmaz bir bağlılıkla yapılan dua’dır .Ben buna inanıyorum.Kutsal Kıtap’ımız da:
“İman ederek dua ettiğinizde,dilediğiniz her şeyi alacaksınız”
Matta 21:22

Der.

Video’lardaki görüntüler,için söylencek cümle bulamıyorum.Kanım dondu kelimesi, yeterli sanıyorum.RAB’bi düşündüm ve İSA MESİH acaba bunca ŞHOV ‘a ne derdi,diye düşündüm.
Ve İlk kez.. Katolik olmadığım için Üzüldüm.
Esenlik ve RAB’bin ruh’u her kardeşimle birlikte olsun

[Anonim]

Bunları yayınladığın için sana minnettarım kardeşim. Rab seni bereketlesin. Bazılarını incitse de ‘IŞIK’ olmaya devam etmeliyiz. Rab’be şükürler olsun. Bunlar Rab’den mi? Siz karar verin.

Sevgiler.

[Armagan]

Saba;19971 wrote:

İman duası,Tanrı’ya içten ve sarsılmaz bir bağlılıkla yapılan dua’dır .Ben buna inanıyorum.Kutsal Kıtap’ımız da:
“İman ederek dua ettiğinizde,dilediğiniz her şeyi alacaksınız”
Matta 21:22 ” der.

Video’lardaki görüntüler için söylencek cümle bulamıyorum. Kanım dondu kelimesi, yeterli sanıyorum. RAB’bi düşündüm ve İSA MESİH acaba bunca ŞHOV ‘a ne derdi, diye düşündüm.

Ve İlk kez.. Katolik olmadığım için Üzüldüm.
Esenlik ve RAB’bin ruh’u her kardeşimle birlikte olsun

Sevgili Saba kardesim, birileri öyle yapıyorlar diye bizim Rabbin Sözlerini bir yana bırakıp gözümüzü başka inançlara çevirmemize gerek yok. Mesihi nasıl öğrendinizse Onda öylece devam edin. Bu videodakiler uyarılmamız içindir. Aşırı, marjinal gruplar ve öğretişlere karşı saglam bir duruş göstermemiz gerekir. Programı sunan kardeşin son sözlerinde dediği gibi, bazıları bu filmde gösterilenleri seyrettikten sonra bi daha Rabden mucize veya şifa veya peygamberlik istememekte, doğaüstü gücü olan bir Tanrıyla karşilaşmak istememektedirler. Ama Yeni Antlaşma’da Tanrının mucizeler yapan bir Tanri olduğunu ve gerçekleşen mucizelerin kutsal ve Tanrıya yücelik veren mucizeler olduğunu çok açık bir şekilde görürüz. Rab gerek gördüğünde imanlılara meleklerini dahi gönderdiğini, böylece onları koruduğunu görürüz. Bu ayrımı kesin bir şekilde yapmamız ve dengede tutmamız gerekmektedir. Birileri Tanrı’nın gerçeklerini yanlış yorumluyor ya da bu gerçekleri kullanarak şaklabanlık yapıyor diye Tanri’nin Kendisine iman eden her gerçek imanlıya vaad ettiği bereketlere de sırtımızı dönemeyiz.

Katolik olmadığın için üzülmen tamamen yersiz.. Onların da Kutsal kitaba uymayan çok sayıda öğretiş ve uygulamalarını gösterecek olsak, bu kez belki de başka bi şey olmadığına üzüleceksin. Biz katoliklere veya aşırı karizmatik showmenlere bakarak Mesihi izlemeye karar vermedik. Unutmayalım, yaşayan bir Rabbimiz var. Tanrı’nın Kutsal Ruhu içimizde ve bizimle.. Onun Sözleri elimizde.. Bize verdiği bereket, güç, zafer, şifa vaadleri yeterli değil midir?

Rab bugün bedence aramızda olsaydı eminim yine iplerden bir kırbaç yapar ve bu soytarıların üzerine yürürdü!

[Anonim]

Ben sahsen Kutsal Ruh’un armağanlarının bugün de geçerli olduğuna inanıyorum, ama yukarıdaki görüntülerin kesinlikle Hristiyanlıkla ilgisi yoktur. Mesih bizlere bunları öğretmedi. Tanrı’nın diri Sözü olan Kutsal Kitap elimizde, O bizim rehberimizdir. Her gün düzenli olarak Kutsal Kitap’ı okuyarak ve üzerinde derin düşünerek ve dua ederek sağlam, doğru bir şekilde iman yaşamımızı sürdürebiliriz. Rab’le sımsıkı bir şekilde ilişki içerisinde olabiliriz. Kutsal Ruh’un esenliği sevinci gelince huzur buluruz, daha çok dua etme isteği olur bizde, Tanrı’nın Sözü’ne karşı açlık duyarız, herkese Rab’bi anlatmak gelir içimizden, sevinçli olduğumuzu herkes farkeder. Yerlerde tepinmenin, gülme krizine girerek, taklalar atıp, sağı solu tekmelemenin Kutsal Ruh’un verdiği sevinç olduğunu düşünmek bir gaflettir bana göre.. Kutsal Kitap’ın neresinde İsa Mesih’in ya da öğrencilerinin sevincten bu tür hareketler yaptığı görülmüştür? Rab her birimizi ayık ve uyanık tutsun….

Sevgilerimle

[Anonim]

Evet;
Sevgili Evangelist ‘e teşekkür ediyoruz.Yayınladığı için.Gerçekten bunlar Rab ‘ten mi ..?
Yoksa Şeytan dan mı..??

Şeytan bile Işık Meleği şeklinde görülebilir.

[Anonim]

Sevgili Kardeşim Evangelist.
Katolik öğreti ve uygulamalarını çok iyi biliyorum.Çünkü bir dönem Katolik Kiliselerine de devam ettim,Katolik arkadaşlarımda var.benim Katolik olmam içinde çok uğraş verdiler .
Katoliklik teki Kutsal Kıtap’a uymayan öğreti ve uygulamaları sonucunda bu meshebin bana ve düşünce tarzıma hitap etmediğinden dolayı protestanım.

Bir sepet düşünün içi elma dolu.
İçinde elbetteki çürük,kurtlanmış elmalar olacaktır.Bu demek değildirki,elmaların hepsi çürük ve kurtlanmış.
Esenlikle.

[Anonim]

Esenlik İsa Mesih Rab ve kurtarıcıdır diyen her bir canla olsun.

Kemal abi sağ ol bu şeklavanları hatırlattığın için,Seninde ellerine sağlık Evangelist kardeşimiz uğraştın ve bu görüntüleri sitemize koydun.

Utanmadık çünkü Rab’bimiz isa Mesih’in gelişine ve onunla buluşuncaya kadar bizlere bırakmış olduğu kutsal İncil’imizde bunların tümü var.

Utanmadık fakat üzüldük zavallı,tekrar kurtuluşa ihtiyaçları olan bu insanlara.
Çünkü kutsal kitabımızda:

” Rab ve kurtarıcı İsa Mesih’i tanımakla dünyanın çirkefliğinden kurtulduktan sonra yine aynı işlere karışıp yenilirlerse,son durumları ilk durumlarından beter olur.Çünkü doğruluk yolunu bilip de kendilerine emanet edilen kutsal buyruktan geri dönmektense,bu yolu hiç bilmemiş olmak onlar için daha iyi olurdu.
Şu gerçek özdeyiş onların durumunu anlatıyor “Köpek kendi kusmuğuna geri döner”,Domuzda yıkandıktan sonra çamurda yuvarlanmaya döner”.”

2 Petrus.2:20-22

Bu zavallılar için işte Rab’bin hukmü.
Esenlikle.

[Anonim]

Biz o kilise siralarinda oturmayi dahi hak etmez iken bizi karanliktan cikartip “gel bu siraya otur ve beni yucelt.. cunku ben sevgiyim.. seni cok seviyorum” diyen YÜCE BABAMIZI her gun SAYGINLIKLA ve TITIZLIKLE hatirlamamiz gerekirken, biz onun bize vermis oldugu bu sayginligi ve ayricaligi hice sayip, kiliselerimizde saklabanca, maymunca, insanliga yarasmayan, hele hele ISA MESIHE (EVET UTANMADAN SOYLUYORUM —- ISA MESIHE!!!!!) yakismayan tutumlar sergiliyorsak, buna babamizin cok uzuldugunu hatirlatmakta yarar goruyorum..

Lutfen o kiliseinin amacinin ISA MESIH oldugunu hatirlayalim.. Bir zamanlar karanliktaydik.. Bunu hic unutmayin.. Sadece onu YUCELTIN.. sadece onu..

isa mesih “benim kilisemde parende atin, yerde sürünün, insanlari gidiklayin” demedi.. Kutsal ruh “KUTSALLLLL” bir ruhtur… Kutsal kelimesinin anlamini acsinlar sozlukten okusunlar lutfen…

Bazi kiliselerin kutsal ruhu sahiplenip “sadece bizim gibi yerde takla atan, adam gidiklayan” kiliselerde kutsal ruh vardir demesi son derece anlamsizdir..

Rab isa’ya bugun biz TANRIMIZ diyebiliyorsak, onu RAB diye cagirabiliyosak , bunu biz degil icimizdeki KUTSAL RUH sayesinde yapiyoruz… yerde takla atilip havada parende atarak “kutsal ruh sadece bizim kilisede var” diyerek show yapan kiliselerde ogrenmedik biz kutsal ruhu… RAB BIZE OGRETTI:::

RAB ONLARA DA OGRETMISTI.. ama onlar unutmus sanirim…

Rabbi unutmayin.. bizi buralara getireni unutmayin.. biz eger kilisede bugun o sandalyede oturabiliyorsak, bu rabbin lutfu sayesindedir.. Lutfen bunlari hatirlayalim …

Hristiyan adam saygideger adamdir.. Lutfen hatirlayalim.. Rabbin Kutsal ruhunu kucuk dusurmeyelim…

Rab herkesi bereketlesin..

[Anonim]

Tüm bunlar Batı insanının şehirleşme ve sanayi medeniyetini mutlaklaştırmasının da neticeleri… Aşırı disiplin, disiplinli yaşamın insanı boğma derecesine varması, üretim cenderesinde sıkışmış kalmışlığın infilak edişi… İnsanın vecde olan ihtiyacının tümden göz ardı edilmesinin sonuçları. İnsanın vecd ihtiyacı yok edilme derecesinde bastırıldı mı sonuçlar trajik-komik olur.

Herşeyin salt akılcılığa indirgenişinin hakim olamadığı Doğu Hristiyanlığında, mesela, bu tür vukuatlara çok daha ender rastlanır. Rastlandığında da kabul edilmez, sapkınlık sayılır. Doğu Hristiyanlığında mistik tecrübeler, vecd vs, hep bir aklı salimlik atmosferinde yaşanır… Azizlerin bazen dua durumundalarken ayaklarının yere basmıyor olduklarının farkedilmesi, etraflarında çok ama çok latif bir kokunun yayılması, herşeyin dünyevi olmayan tatlı bir ışıktan aydınlanması gibi durumlar hep bir İlahi sükünet, huzur ve asalet koşulunda olur. Patırtıcılık, gösteriş, şov zihniyeti hiç yoktur bu tür durumlarda. Zaten bu tür durumlara tanık oluş da hariçten ‘tesadüfi’ gibi görünen, İllahi idare’nin bir yeri olarak yaşanır. Öyle stadyum ve podyumlarda, şov olarak olmaz kesinlikle bu tür şeyler. Şifa buluşlar falan da hep sükünetle, izahı imkansız, şaşırtıcı, beklenmedik bir tesadüfmüş gibi olur, çoğu kez…

Batı’daki Doğu dinleri hayranlığı da Batı Hristiyanlığında yüzyıllar boyu herşeyin salt akılcılığa indirgenmesi, vecd, keramet, mucize unsurlarının yok sayılmasının bir sonucu, yine… Batı’da Hristiyanlık bu şekilde ‘hadım’ edilmemiş olsaydı, Batı’lı insanın Doğu dinlerine öylesine bir hayranlık hissetmesine ihtiyacı mı olurdu… Hristiyanlığın mucize sahasında bir eksikliği mi var ki başka dinlerdeki ‘olağanüstü’ olaylara özensin… Kitab-ı Mukaddes anlatıları ve iki bin küsur yıllık azizler tarihinde mucize eksikliği mi var…

Forumdaki Protestant kardeşler bozulmasın hiç ama… üzerinde durulması gereken çok önemli bir nokta var burada: havarilik hilafet ve geleneğinin feshedilmesinden dolayı Protestant ortamlarda hiç bir denetleyici hiyerarşinin olmayışı… . Her isteyen Ruh’ul Kudüs’ten doğrudan esinli, ‘karizmatik’ biri olarak ortaya çıkabiliyor.

Doğrudur, Doğu Hristiyanlığının havarilik hilafeti olan cemaatlerinde de keramet (karizmatiklik) resmiyete kurban ediliyor çoğu kez. Bu bir sorun… ama öte yandan videolardaki durumlara kayılmasından da kurtulunabiliyor. Arzu edilen ne kerametin resmiyete kurban gitmesi, ne de tersinin olması… Gereken orta yolun, takdir ve salihlik yolunun bulunması. Hangi cemaate mensup olurlarsa olsunlar Dünya’daki tüm aklı başında Hristiyanlar’ın üzerinde durmaları acil olan şey bu: Salihlik…

Ruh’ul Kudüs’ün bir şahıstaki farkındalıklı mevcudiyeti hiç bir zaman o şahsı patırtıcı bir sarhoşluk getirmez… tam tersi: varlıksal düşkünlükten sıyrılmışlığın nefsi çabalarla elde edilmesi imkansız ayıklığını hasıl eder. İnsanda feraset, öngörüm, niyaz gücü gibi mucizevi özellikler bu ayıklığın neticesi olarak zuhur eder sadece.

Esenlikler herkese…

[Yazar]

Yazılar