Kurtuluş için Tanrı’nın Seçimi

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26442
    Anonim
    Pasif

    Kurtuluş için Tanrı’nın Seçimi
    (Carlos Madrigal)

    * Tanrı bütün insanları kurtulmaları amacıyla seçer.
    * Tanrı ezelden beri Mesih’te gördüklerini Kendisine çeker
    * Kurtulanları da Oğul’un benzerliğini taşımaları için önceden belirleyip bu hedefe kilitler.

    Tanrısal ‘seçim’ şartlıdır; ‘önceden belirleme’ ise şartsızdır.

    Bir söylentiye göre Tanrı cehennemi ağzına kadar insanlarla doldurmak için yaratmıştır… Ne var ki İncil, cehennem insanlar için değil, Şeytan ve onunla beraber Tanrı’ya başkaldıran melekler için yaratıldı der:


    ‘İBLİS’LE MELEKLERİ İÇİN HAZIRLANMIŞ sönmez ateş…’ (Matta 25:41).


    Tanrı’nın seçimi (ezeli amacı) hiçbir zaman insanları cehenneme göndermek olmadı!


    ‘RAB KİMSENİN MAHVOLMASINI İSTEMİYOR, HERKESİN TÖVBE ETMESİNİ İSTİYOR’ (2.Petrus 3:9).


    ‘Varlığım hakkı için diyor Egemen Rab, BEN KÖTÜ KİŞİNİN ÖLÜMÜNDEN SEVİNÇ DUYMAM, ANCAK KÖTÜ KİŞİNİN YOLLARINDAN DÖNÜP YAŞAMASINDAN SEVİNÇ DUYARIM. Dönün! Kötü yollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz?’ (Hezekiel 33:11).


    Seçimden söz ederken birçok kişiyi harekete geçiren bir itici güç; hedef belirlemeden söz ederken bireyleri somut bir sona kavuşturşmak söz konusudur. Adeta tatile gidip gitmemekle (seçim) nereye gideceğimize (hedef) karar vermek arasındaki fark gibidir.

    Tanrı’nın seçimi bir amacın başlangıcını belirler. Örnek olarak, İbrahim’in soyundan kutsal bir ulus oluşturmaya dair Tanrı’nın kararını verebiliriz:
    ‘Seni büyük bir ulus yapacağım, seni kutsayacak, ün kazandıracağım, bereket kaynağı olacaksın’ (Yaratılış 12:2).


    Önceden belirlenme, somut hedeflerin sonunu saptar. Örneğin, seçilmiş sayısızca İsrailli içinden putlara diz çökmeyen 7.000 kişiyi onurlu bir hizmet için ayırmak gibi.
    ‘Tanrı’nın ona cevabi nedir? ‘Baal’ın önünde diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime ayırdım’ (Romalılar 11:4).


    ‘Ya da çömlekçinin aynı kil yığınından bir kabı onurlu iş için, ötekini bayağı iş için yapmaya hakkı yok mu?’ (Romalılar 9:21).


    ‘Büyük bir evde yalnız altın ve gümüş kaplar bulunmaz; tahta ve toprak kaplar da vardır. Kimi onurlu, kimi bayağı iş için kullanılır. Bunun gibi, kişi de kendini bayağı işlerden arıtırsa, onurlu amaçlara uygun, yararlı, her iyi işe hazır bir kap olur’ (2.Timoteos 2:21-21).


    Böylece:
    a.) Tanrısal SEÇİM, insanın davranışlarını önceden hesaba dahil ederek, bir sürecin sonundan çok, bir AMAÇ gerçekleştirmek için onu başlatacak koşulları kararlaştırır. Demek ki, insana düşen bir sorumluluk vardır. Bu, serinlemek için havuza atlamaya karar
    vermek gibidir. Ya da Gideon’un yanındaki orduyu küçültmek için suyu yalayarak içen 300 kişiyi seçmek gibi…


    ‘Gidyon halkı suyun başına götürdü. Rab Gidyon’a, ‘Köpek gibi diliyle su içenleri bir yana, su içmek için dizleri üzerine çökenleri öbür yana ayır’ dedi.


    Ellerini ağızlarına götürerek dilleriyle su içenlerin sayısı üç yüzü buldu. Geri kalanların hepsi su içmek için dizleri üzerine çöktüler. Rab Gidyon’a, ‘Sizi diliyle su içen üç yüz kişinin eliyle kurtaracağım’ dedi’ (Hakimler 7:5-7).




    b.) ÖNCEDEN BELİRLENME ise, insanın davranışına bağlı kalmadan, sürecin son aşamasında seçilenlerin varacağı HEDEFİ belirler.
    Tamamıyle tanrısal yönetime ait bir karardır. Sürecin bitiş biçimi ile ilgilidir. Yani havuza atladıktan sonra istemezsek de suya düşmek gibi. Ya da Giedon’un yanında kalan az sayıdaki askerin güçsüzlüklerine aldırmadan savaşın sonucunu zafere bağlamak gibi.


    ‘RAB aynı gece Giyon’a, ‘Kalk, ordugaha saldır’ dedi. ‘Çünkü orayı senin eline teslim ediyorum. Ordugah’a yanlız gitmekten korkuyorsan, uşağın Pura’yı da yanına al. Midyanlılar’ın söylediklerine kulak kabart. O zaman ordugahlarına saldırmaya cesaret bulursun.


    Böylece Gidyon uşağı Pura ile ordugahın yanına kadar sokuldu. Midyanlılar, Amelekliler ve öbür doğulu halklar çekirge sürüsü gibi vadiye yayılmışlardı. Kıyıların kumu kadar çok sayısız develeri vardı.


    Gidyon, ordugahın yanına vardığında, adamlardan biri arkadaşına gördüğü düşü anlatıyordu. ‘Bir düş gördüm’ diyordu. Arpa unundan yapılmış bir somun ekmek, Midyan ordugahına doğru yuvarlanarak çadıra kadar geldi, çadıra çarpıp onu devirdi, alt üst etti. Çadır yerle bir oldu.


    Adamın arkadaşı şöyle karşılık verdi: ‘Bu, İsrailli Yoaş oğlu Gidyon’un kılıcından başka bir şey değildir. Tanrı Midyan’ı ve bütün ordugahı onun eline teslim edecek.’


    Gidyon düşü ve yorumunu duyunca Tanrı’ya tapındı. İsrail ordugahın döndü ve adamlarına, ‘Kalkın! Rab Midyan ordugahını elinize teslim etti’ dedi. Sonra üç yüz adamını üç bölüğe ayırdı. Hepsine borular, boş testiler ve testilerin içinde yakılmak üzere çıralar verdi’ .(Hakimler 7:9-17).



    Havuza atlamazsak, suya da düşmeyiz. Gidyon’un adamları suyu yalayarak içmeselerdi, kendilerini savaşta bulmazlardı. Ama bir kez havuza atladın mı ya da suyu yalayarak içtin mi suya düşer ve savaşa katılırsın. Atlayıp atlamamak elimizdedir; ama bir kez atladık mı aşağı düşmemek elimizde değildir… Seçimin bize bağlı bir yönü vardır (her ne kadar seçimin kendisi bize bağlı değilse de), ama ‘önceden belirlenme’ seçim yapılırken alınan karara bağlıdır. Bir kez seçim yaptık mı (atlamak gibi) bunun sonucunu, yani belirlenen hedefi değiştiremeyiz (aşağı düşeriz). Böylece, ‘önceden belirlenme’ de olmaz, çünkü ‘önceden belirlenme’ seçimin başlangıç olduğu sürecin sonucudur! ‘Önceden belirlenme’ asla ‘seçim’den önce gelmez, ‘seçim’ asla ‘önceden belirlenme’ye bağlı değildir!

    (Devam edecek)

    #33546
    Anonim
    Pasif

    gercekten guzel bir hazirlik elinize saglik RAB bereketlesin.300 kisiyle savasa cikmak akillica gorunmuyor ama RAB Tanrinin yapamiyacagi sey yoktur.Bizler de boyle inanirsak mucizeleri gorecegiz .bu laflar kendim icin,daha guclu inanca ve kutsal ruhun gucune ihtiyacim var benim icin duua edin lutfen.julyet

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.