KURBAN İŞARETİ, Kamil Musa
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
6. Ekim 2006: 1:36 #23670EvangelistAnahtar yönetici
Kan İşareti
Her yıl Kurban Bayramı’nı titizlikle kutlayan ülkeler arasındayız. Kurban Bayramları sırasında ülkemizde milyonlarca hayvan boğazlanıp kovalar dolusu kan akıtılıyor. Hayvan etini süpermarketlerde cicili bicili paketlenmiş şeklinden ayrı biçimde görmeye alışık olmayan batılı turistler ülkemize geldiklerinde kesilen kurbanları görünce şok oluyorlar. Biz ise göz aşinalığıyla kılımızı bile kıpırdatmadan bakıp geçeriz. Ama hiç düşünüyor muyuz? Kurban Bayramı’nda ya da başka bir nedenle, niçin kurban kesilir? “Fakir fukara da et yiyebilsin” yanıtı sanırım biraz eksik kalır. Müslüman ülkelerde sadakatle gerçekleştirilen bu uygulama acaba ne zaman başladı? Bu konuda yaptığım araştırmalar sonucunda bazı ilginç şeyler öğrendim. Bunları sizinle de paylaşmak isterim:
Şimdi size “Kurban, insanlık tarihi boyunca çeşitli kültürlerde uygulanan bir ibadet şeklidir” desem şaşırır mısınız? Araştırmalarıma göre insan yeryüzünde var olalıberi kurban kesmiştir. Günümüzde kurban, Tanrı’nın birliğine inanan, Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinlerine bağlı her bireyin temel inanç öğelerinden başta gelenidir. Yahudiler’in bu konudaki inançlarına göre insan, günahlılığından dolayı kurban sunar. Yahudi inancında kurban, günahların örtülmesini sağlamak için Tapınakta uygulanırdı. Şu anda, Yahudiler’in Tapınağı yoktur ve kurban kesmiyorlar. Hıristiyanlar’ın ise kurban kesme uygulamaları yoktur, ama Yahudiliğin bu konudaki inanç temeline dayanan bir kurban anlayışı vardır. Yahudiler, ‘Fısıh’ denilen bir bayramlarında, günahların bağışlanması için kurban keserlerdi. Hristiyanlar, İsa Mesih’in gelişiyle kurban kesmenin sona erdiğini kabul ederler. Müslüman inancında kurban, fakir fukaraya et dağıtmaktan ayrı, dini bir gereğin yerine getirilmesi olarak da görülebilir. Ülkemizde kurban kesen kişilerin çoğu farkında olmasa bile kesilen hayvanda beklenilen özellikler, hayvanın boğazlanma biçimi ve uyandırdığı dini duygular ister istemez bu olayı Tanrı ile insan arasında yapılan bir iş olarak gösterir.
Kurban olayında en önemli unsur akıtılan kandır. ‘Kan’, ölüm kalım konusunda mecazi anlamlarla yüklü bir sözcüktür. İki aile arasında süregelen adam öldürme olaylarına ‘Kan davası’ deriz. Dilimizde buna benzer bir sürü deyim vardır. “Birinin kanına susamak”, “birinin kanına ekmek doğramak” gibi deyimler hep ölümden, can kaybından söz eder. Can her zaman kandadır. Tanrı’nın Kutsal Sözü’ne göre kurban, ölüm ve yaşam ile bağlantılı bir simgedir. Bir canın kurtuluşu için başka bir canın feda edilişi en canlı biçimde önümüze serilir. Araştırmalarımda gördüm ki, ilk kurban Tanrı tarafından kesilmiştir. Kutsal Kitap’a göre atalarımız Adem ile Havva günah işleyince birden çıplak olduklarını gördüler. Bu çıplaklık, günahın beraberinde getirdiği güvensizlik ve utanç duygularıydı. Tanrı Sözü şöyle yazar: “Rab Allah Adem ile karısı için deriden kaftan yaptı ve onlara giydirdi..” Deriden kaftan yapılması için bir hayvan kesilmesi gerekiyordu. Tanrı böylece Adem ile Havva’nın fiziksel çıplaklığından ziyade onların günahını, ruhsal çıplaklığını örtmek için bir hayvanın kanını akıttı. Onlara giydirdiği deriden kaftan simgesel biçimde günahın nasıl örtüleceğine işaret ediyordu. Bu olayda ileriyi gösteren bir işaret vardı. Biraz daha araştırdım! Gördüm ki kurban günahların bağışlanması konusunda sadece bir simgedir. Hayvanın kesilmesi ve akıtılan kan günahlar için bir canın verilmesi gerektiğini simgeler. Bu simge, kendi başına günahların bağışını sağlayamaz. Ancak başka bir şeye işaret eder.
Kurban olayındaki simgelere bakarken, kurban edilecek hayvanın neden kusursuz olması gerektiğini hiç düşündünüz mü? Bu da bir simgedir. Tanrı’nın adaletine göre insan günahının getirdiği ceza sonsuz ölümdür.
Bu ceza verilmeden insanın günahı bağışlanamaz. Tanrı Sözü diyor ki “Kutsal Yasa’ya göre, hemen her şey kanla temiz kılınır, ve kan dökülmeksizin bağışlama olmaz” (İbr 9:22). Tanrı’nın günahları bağışlayabilmesi için ya günah işleyen kişi ölecek ya da günahlının yerine bir başkası ölecektir. Kan kesinlikle dökülmelidir. “Bir başkası” derken, herhangi bir insanın, başka bir insanın günahları için ölebileceği anlamı çıkarılamaz. İnsan kendisi günahlıdır ve kendi günahları için ölmek zorundadır. “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı” (Rom 3:23). Ancak hiç günahı olmayan, yani kusursuz bir kişi, başkasının günahları için ölürse, kanını akıtırsa o kişinin günahları bağışlanabilir. Kurbanlık hayvandaki kusursuzluk simgesi işte böyle günahsız ve kusursuz bir Kişi’yi işaret eder. Kimdir o Kişi? O sadece bir peygamber ya da üstün ruhsal meziyetlere sahip birisi olamaz. Yeryüzünde ancak tek bir kişi günahsız yaşadı. Tanrı’nın özünden, sonsuzluktan çıkan, insan bedeni alıp dünyamıza gelen, tümüyle günahsız yaşayan İsa Mesih! Tüm kurbanların işaret ederek gösterdiği Sonsuz Kurban, bu eşsiz Mesih’tir. Tanrı Sözü diyor ki “Mesih’in kanı bizi her günahtan temizler”. İnsanın günahı Tanrı katında öyle ciddi bir sorundur ki ne iyi işler yapmakla, ne oruç tutmakla ne de adak olarak kurban kesmekle ortadan kalkar. Tanrı diyor ki; günahımızın karşılığı ölümdür. Günahlarımız için ya biz ölmeliyiz ya da kusursuz bir kişi bizim yerimize ölmelidir. Kan ile günahların temizlenmesi konusu Tanrı’nın görüşünde o kadar önemlidir ki çağlar boyunca her kültürde buna işaret eden bir çeşit levha bırakmıştır. Bizim kültürümüzde de Kurban Bayramı’nda ya da başka nedenlerle kesilen kurbanların kanı günahların bağışlanabildiğine işaret eder. Aslında bu işarete ‘Sevgi İşareti’ demeliyiz.
Rab İsa, sana iman ediyorum. Beni korkutan herhangi bir şeyin beni ezmeyip,
sana itaat etmeme engel olmaması için, imanımda beni destekle! Kilisene eşlik et,
kilisenle beraber kal, çobanların ve müminlerin imanını güçlendir.
Senin yardımınla kutsal Adını, duymak istemeyenlere bile duyuracağız! -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.