Kimseye Baba "peder"demeyin.

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24357
    Anonim
    Pasif

    KİMSEYE “BABA” (PEDER) DEMEYİN!

    Çoğu Protestan, Katoliklerin rahipleri “baba (peder)” diye adlandırmasının Kutsal Kitap’a uymayan bir uygulama olduğunu iddia edip, her zaman yaptıkları gibi “Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ demeyin. Çünkü tek bir Babanız var. O da göksel Baba’dır.” (Mt.23:9) ayetindeki İsa’nın yasağı ile birbirine karıştırmaktadır.

    “Katolik Olmamamın 10 Nedeni” isimli risalesinde Anti-Katolik bir yazar olan Donald Maconaghie yukarıdaki parçadan alıntı yaparak “papalığın bir aldatmaca olduğu” yolundaki saldırılarına dayanak olarak kullanmaktadır.

    Protestan bir yazar olup tüm vaktini Anti-Katolik organizasyonlar için (boşa) harcayan Bill Jackson, “Katoliklik Hakkında Hristiyanlar için Rehberi” isimli kitabında “Matta 23:9 incelendiğinde İsa’nın, dinsel üstünlük açısından Katolik Kilisesi tarafından uygulanan hiyerarşide var olduğu şekilde, birisine baba (peder) denip denmemesi hakkında konuştuğunu” söyler. (53)

    Bir Katolik bu tür itirazlara nasıl yanıt vermelidir?

    CEVAP

    Bu itirazların boşuna olduğunu anlamak için, bir insan öncelikle dünyevi babalarımız sözündeki “baba (peder) sözcüğünün kullanımı bilmelidir. Hiç kimse küçük bir kız çocuğundan sevdiği öz babasına baba demesini esirgeyemez. Bu denli açık bir şekilde anlaşılacağı gibi, İsa bu şekilde kullanılan “baba” sözcüğünü yasaklamış değildir.

    Aslında yasaklama “Baba” isminin Tanrı’nın yerini aldığı, Tanrı anlamı taşıdığı kullanımdır, eğer dünyevi olarak da “baba” kavramını ortadan kaldıracak olursanız bu kez de Tanrı’nın ilahi babalığının anlamı boşa çıkacaktır!

    Ama Kutsal Kitap’ta babalık kavramı, kanını taşıdığımız dünyevi babamız ve Tanrı kavramlarının dışında da kullanılmıştır. Aslında biz Türkler de İsrail’e pek de uzak olmayan bir coğrafyada bulunduğumuzdan dolayıdır ki, dünyevi babamız ve Tanrı anlamının dışında da bir çok yerde baba (peder) kelimesi kullanmaktayız. Bu yüzden bu konuya dair yazılan bir yazıyı Protestan bir Amerikalıya göre çok daha iyi anlayacağınıza şüphe yoktur. “Babacan, Baba adam, bize büyük babalık gösterdi, babam gibi severim” gibi sözlerden hemen hepimizin çıkaracağı anlam aynıdır. Aşağıda devam edecek konuyu ve noktaları ele alırken kendi kültürel yapımızı düşünmemiz, bir çok yerde dilimizdeki anlamda kullanılmış olan baba sözcüğünün kullanımını daha iyi anlayabilmenize yardımcı olacaktır.

    Örneğin Eyüp, kendisinden daha zor durumdakilere karşı bir baba rolü üstlenmiştir. “Yoksullara babalık eder, garibin davasını üstlenirdim.” (Eyüp 29:16) ve bizzat Tanrı’nın kendisi Davut’un evinin kahyası olan Elyakim’e babaca bir rol vereceğini belirtmiştir ; “O gün Hilkiya oğlu kulum Elyakim’i çağırıp, senin cübbeni ona giydireceğim. Senin kuşağınla onu güçlendirip yetkini ona vereceğim. Yeruşalem’de yaşayanlara ve Yahuda halkına o babalık yapacak.” (İşy.22:20-21)

    Bu tür babalık, yalnızca akıllı danışmanlar (Yusuf gibi) veya yardımseverlere (Eyüp gibi) veya her iki özelliği de taşıyan (Elyakim gibi) kişiler için kullanılmakla kalmaz, aynı zamanda birisiyle ruhsal anlamda babalık ilişkisine sahip olan kişiler için de kullanılır. Örnek verecek olursak, Elişa göğe alınan İlyas’ın ardından “Baba, Baba!” diyerek bağırır (2 Kr.2:12). Daha sonrasında İsrailin kralı tarafından, baba diye hitap edilen Elişa olur (2 Krl.6:21).

    YENİ AHİT’İN ALEYHTE KULLANIMI

    Bu şekilde itirazlarına karşı cevap hakkı bırakmadan yanıt verilen Protestanlar çoğu zaman Yeni Ahit’teki kullanımının değiştiği üzerinde tartışırlar ve Eski Ahit’te kimi insanlara “baba” olarak hitap edilmesine izin verilirken, Mesih’ten sonra buna artık izin verilmediğini iddia ederler. Aslında bu tartışma da gereksizdir ama yine de neden geçersiz bir iddia olduğununa dair birkaç sebep görtermemiz iyi olur.

    Öncelikle gördüğümüz gibi “kimseye baba demeyin” yasağı, bir insanın kendi öz babasına hitabını içermez. Aynı şekilde atalara “baba” demeyi içermediğini Havarilerin İşleri 7:2 de bulunan ayette Stefan’ın “babamız İbrahim” demesinden veya Romalılar 9:10 da Pavlus’un “babamız İshak” sözlerinden pek ala anlıyoruz.

    İkinci bir nokta olarak, Yeni Ahit’te aksi iddia edildiği halde, bir çok yerde, karşıdaki kişi söyleyenin biyolojik babası olmadığı halde, “baba” kelimesinin ve hitabının kullanılmış olduğunu görürüz. Bununla beraber bu kullanımlar içerisinde Protestanların Matta 23 e dair yorumlarında yasaklanmış olduğunu ifade ettikleri türden (Katoliklerin “baba (peder)” sözcüğünü kullandığı şekilde) kullanımlar görmekteyiz.

    Üçüncü bir nokta da, Matta 23’te bulunan ayete dikkatlice göz atarsak, İsa’nın bu sözcüğün kelimesi kelimesine anlaşılacağına dair bir kaygısı bulunmadığını da görürüz. Hoş, bu kelime tam tamına 15 yüzyıl boyunca tüm Hristiyanlar tarafından kelimesi kelimesine değil Mesih İsa’nın vurgulamak istediği şekilde anlaşılmıştır. Çünkü parçanın hepsini okuduğumuzda “Kimse sizi ‘Rabbi’ (Hoca, öğretmen) diye çağırmasın. Çünkü sizin tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ demeyin. Çünkü tek bir Babanız var. O da göksel Baba’dır. Kimse sizi ‘Önder’ diye çağırmasın. Çünkü tek önderiniz var, O da Mesih’tir.” (Mt.23:8-9) ifadelerinden bunu anlamak kolaydır.

    Yukarıdaki ayette gördüğümüz gibi İsa “hoca (öğretmen) kelimesinin de kullanımını yasaklamış görünse de Matta 28:19-20 de ” … gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin…Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin…” diyerek havarilerini başka insanlara dediklerini öğretecek öğretmenler olarak görevlendirip gönderen bizzat Mesih İsa’nın kendisidir. Pavlus da aynı şekilde görevinden bahsederken “Ben bunun habercisi ve elçisi atandım – gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum – uluslara imanı ve gerçeği öğretmeye atandım.” (1 Tim.2:7) ; “Tanrı kilisede ilkin elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri…..atadı.” (1 Kor.12:28) ve “Kendisi kimini elçi, kimini peygamber, kimini müjdeci, kimini önder ve öğretmen atadı.” (Efs.4:11) demektedir. Hiç şüphe yoktur ki Pavlus, Mesih’in Matta 23’te ki “öğretmen” denmemesine yönelik emrini çiğnemiş değildir.

    Protestan mantığıyla yaklaşırsak, doktor kelimesi üzerinde de tartışmamız gerekir. Tıp doktorları da doktordur, “doktora” yapmış olan herkes veya akademik unvan olarak (Dr.) doktor unvanını taşıyan profesörler veya bilim adamları da doktordur. Çünkü bu kelimenin aslı Latincedir ve anlamı “öğretmen” demektir.

    Aynı mantıkla yaklaştığımızda; o parçada İsa “önder” kelimesinden de bahsetmektedir. Bu alakasız mantıkla olaya yaklaşacak olursak sanırım Protestanlar da “öğretmen”, “doktor” ve “önder” kelimesini kullandıkları zamanlarda biz Katoliklerin “baba (peder)” şeklindeki hitabımızdaki kadar günaha girmektedirler. Görüldüğü gibi aslında kimsenin günah işlediği yoktur, bu sadece Mesih’in sözlerinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır.

    İSA NE DEMEK İSTEDİ?

    İsa’nın eleştirdiği “Şölenlerde başköşelere, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılan. Meydanlarda selamlanmaktan ve insanlardan kendilerini “Rabbi” diye çağırmalarından zevk duyan” (Mt.23:6-7) Yahudi liderlerdir. İsa bu azarlamasıyla, kibirli yürekleri ve prestije olan düşkünlükleri ile bilinen Ferisileri de bir cevap vermektedir.

    Mesih İsa, yazıcılar ve Ferisilerin ne kadar günahkar ve kibirli olduklarını; tüm otoritenin, babalığın ve öğretinin asıl kaynak sahibi olan Tanrı’ya karşı, alçakgönüllü olmak yerine kendilerini her otoritenin sahibi, her şeyi bilen öğretmen ve baba gibi gördüklerini daha güçlü vurgulamak için onların durumlarını biraz daha konuyu büyüterek söylemektedir.

    Mesih bü tür büyütmeleri konu üstünde daha güçlü vurgular yapmak için zaman zaman kullanmıştır. Örneğin “Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir.” (Mt.5:29 bkz.18:9; Mrk.9:47).

    Eğer Mesih İsa bu sözlerinin – Protestanların yaptığı gibi – kelimesi kelimesine anlaşılacak olmasından bir kaygı duysaydı ; herhalde kendisine inanan tüm Hristiyanların sokaklarda kolu bacağı kesik körler olarak gezecek olmasından da sanırız kaygı duyardı. (Bkz.1 Yhn.1:8; 1 Tim.1:15). Çünkü hepimiz ne olursa olsun “…benliğin tutkuları(na), gözün tutkuları(na), maddi yaşamın verdiği gurur(a)…” (1Yhn.2:16) sahibiz.

    Aynı şekilde Mesih İsa kimseye baba denmemesine dair konuşurken de konuyu büyütmüştür; aksi takdirde o sözleri söyledikten sonra sanırız kimse öz babasına dahi baba diyemeyecekti. Buradan da anlaşılacağı gibi Kutsal Kitap’taki kelimeleri okurken dikkat etmeli ve parçada ifade edilen hassas noktaları gözden kaçırmadan cümleleri anlamaya çalışmalıyız.

    Diğer taraftan apostolik (Havarisel, havarilere dayanan) örnekler de, manevi babalığa sahip olanlara, manevi babalar olarak hitap edildiğini göstermektedir. Ancak bunu Tanrı’nın ruhsal babalığı ile karıştırmamız gerekir. En nihayetinde Tanrı, bizim her şeyimizi sağlayan, bize her şeyi öğreten kadir koruyucumuzdur. Yanlış olan, başka bir kişiyi, Tanrı’nın bu rollerini hiçe sayarak Tanrı’nın yerine koymaktır.

    Dünyanın bir çok yerinde kimi insanlar, sadece bir ölümlü olduğu halde kimi dini liderleri kişisel olarak ruhsal öğretinin, ruhsal gelişmenin tek sahibi olarak görüp, bu ölümlü insanların kendilerinin ruhsal koruyucuları olduğuna inanmaktadırlar. Dünyanın bir çok yerinde “guru” denen insanlara bir yönelim olmasının altında yatan budur.

    Buna benzer yönelimler Mesih İsa’nın hayatta olduğu dönemlerde Yahudiler arasında da vardı ve hatta özellikle de ünlü okullarda ders veren Hillel ve Şammay adlı ünlü dini önderler öğrencileri tarafından göklere çıkarılmaktaydı. Bir kişinin bu denli göklere çıkartılması – etrafında oluşan kült – bu tür kişilere aynı inançla yaklaşıp, onlara önder, baba veya öğretmen demememize dair Mesih İsa’nın bizleri uyarmasının nedenidir.

    HAVARİLERİN GÖSTERDİĞİ YOL

    Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Yeni Ahit’te manevi anlamda baba-oğul ve baba-çocuk ilişkisine dair bir çok örnek bulunmaktadır.

    Birkaç alıntı yapacak olursak Pavlus sık sık Timoteus’a çocuğu gibi hitap eder ; “Rab’be sadık olan sevgili çocuğum Timoteus’u bu amaçla size gönderiyorum. Her yerde, her kilisede öğrettiğim ve Mesih’te izlediğim yolları o size anımsatacaktır.” (1 Kor.4:16), “Kurtarıcımız Tanrı’nın ve umudumuz Mesih İsa’nın buyruğuyla Mesih İsa’nın elçisi atanan ben Pavlus’tan imanda öz oğlum Timoteus’a selam! Baba Tanrı’dan ve Rabbimiz Mesih İsa’dan sana lütuf, merhamet ve esenlik olsun” (1 Tim.1:1-2)

    Aynı şekilde Timoteus’a oğlu gibi de hitap eder ; “Oğlum Timoteus, senin hakkında önceden söylenen peygamberlik sözleri uyarınca, bu buyruğu sana emanet ediyorum. Öyle ki bu sözlere dayanarak iyi savaşı sürdüresin.” (1 Tim.1:18), “Oğlum, Mesih İsa’da olan lütufla güçlen.” (2 Tim.2:1), “Ama Timoteus’un, değerini kanıtlamış biri olduğunu, babasının yanında hizmet eden çocuk gibi, Müjde’nin yayılması için benim yanımda hizmet ettiğini bilirsiniz.” (Flp.2:22)

    Mesih’in yoluna dönderdiklerine de bu ifadeleri kullanır ; “Ortak imanımıza göre öz oğlum olan Titus’a Baba Tanrı’dan ve Kurtarıcımız Mesih İsa’dan lütuf ve esenlik olsun” (Titus.1:4), “Tutukluluğum sırasında kendisine ruhsal baba olduğum oğlum Onisimos’la ilgili ricam var” (Flmn.1:10). Bu kişilerin hiçbiri Pavlus’un biyolojik (öz) oğlu değildi. Zaten manevi anlamda babaları olduğunu da kendisi vurgulamaktadır.

    MANEVİ BABALIK

    Belki de papazların (pederlerin) Pavlus’un ifade ettiği gibi ruhsal babalığa sahip olduğuna dair Yeni Ahit’teki en çok dikkati çeken teolojik referans şudur ; “Bunları sizi utandırmak için değil, siz sevgili çocuklarımı uyarmak için yazıyorum. Çünkü Mesih’in yolunda sayısız eğiticiniz olsa da çok sayıda babanız yoktur. Size Müjde’yi ulaştırmakla Mesih İsa’da manevi babanız oldum.” (1 Kor.4:14-15)

    Petrus da aynı geleneği devam ettirdiğini Markos’a oğlu olarak hitap ederek göstermiştir ; “Sizler gibi seçilmiş olan Babil’deki kilise ve oğlum Markos size selam ederler.” (1 Pet.5:13)

    Kimi zamansa Havariler, tüm bir kiliseyi sorumluluk hissettikleri çocukları olarak adlandırırlar, örneğin Aziz Pavlus ; “İşte, üçüncü kez yanınıza gelmeye hazırım ve size yük olmayacağım. Çünkü sizde olanı değil, sizi istiyorum. Çocukların anne babaları için değil, anne babaların çocukları para biriktirmesi gerekir.” (2Kor.12:14), “Çocuklarım! Mesih sizde biçimleninceye dek sizin için yine doğum ağrısı çekiyorum.” (Ga.4:19)

    Örneğin Aziz Yuhanna ; “Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum. Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan Mesih İsa bizi Baba’nın önünde savunur.” (1 Yhn.2:1), “Benim için, çocuklarımın gerçeğin izinden yürüdüklerini duymaktan daha büyük bir sevinç olamaz!” (3 Yhn.4)

    Açıkça anlaşılacağı şekilde, bu ifadelerle Petrus ta, Pavlus da ve Yuhanna da ; manevi çocuklarına ve manevi evlatlarına, onlara karşı olan ruhsal babalıklarına dair rollerini vurgulamışlardır.

    Kutsal Kitap’ta görüldüğü gibi sık sık ruhsal babalığa dair ifadeler kullanıldığından, biz Katolikler de bırakın bir ayetteki emri çiğneyip günah işlemeyi, rahiplere “peder” (baba) diyerek Havarilerin bizleri aktardığı geleneği takip etmekteyiz.

    Katolikler bir diosesin (kilise bölgesi) üyeleri olarak bilirler ki, bir peder ruhsal anlamda herkesten sorumludur. Bu yüzden “peder” (baba) dedikleri rahiplerden bir çocuğa gösterilen şefkati ve ilgiyi görebilme mutluluğuna sahiptirler. Bizler nasıl onlara “baba” diyerek Havarisel bir geleneği devam ettiriyorsak, onlar da çobanları oldukları sürü üyelerini “oğlum” veya “evladım” diyerek bu geleneği devam ettirirler (Bkz. Gal.4:19, 1 Tim.1:18, 2 Tim.2:1, Flmn.10, 1 Pet.5:13, 1 Yhn.2:1, 3 Yhn.4).

    Tüm bu alıntı yapılan ayetler Kutsal Ruh’un esiniyle yazılmış ayetlerdir ve şüphesiz ki ruhsal babalar olarak onlara görevler veren Mesih İsa’nın kendisidir.

    Son kez söyleyeceğimiz gibi; İsa, Katoliklerin yaptığına karşı değildi. Kutsal Ruh’un esiniyle yazılmış bu metinlerdeki ruhsal babalığa dair ifadeleri belirttiğimiz şekilde kabul etmek, gerçeği kabul etmektir ve bu gerçeği bir avuç Kutsal Kitap cahili Anti-Katoliğin yanlış yorumları asla değiştiremez.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.