Kim demiş?

  • Bu konu 4 izleyen ve 6 yanıt içeriyor.
7 yazı görüntüleniyor - 1 ile 7 arası (toplam 7)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26297
    Anonim
    Pasif

    Doğru doğrudur, yanlış ise yanlıştır. Kararı Tanrı verir. Başka hiç kimse veremez.

    Çünkü Tanrı Ben’im. Başkası yoktur’ der Rab’bimiz(yeşaya 46:9).

    Yani, bir nevi “Ben Ben’im. Ben söylerim olur. Ben’I kimse sorgulayamaz” diyor Rab. Çünkü aslında, sorgulamak bile isyan ve hakarettir. Tanrı’ya: “Bu yaptığını doğru mu buluyorsun ey Tanrı?” veya “Adaletin bu mudur senin?” gibi sorular; Şeytan’ın Kutsal Tanrı’yı, “Kutsallık” hakkında sorgulamasından başka birşey değildir. Tanrı’yı resmen yargılamaktır. Onun ‘Sevgisine ve Adaletine’ güvenmemektir.

    Bugün dünyaya hakim olan ve ‘Sözde Sevgi’den kaynaklanmış olan ‘Müsamaha ve Hoşgörü” anlayışının, ne kadarı Rab’dendir? Bugünkü, bu sözde ‘hoşgörü’, 3000-4000 yıl evvelinden başlayan İsrael-Filistin olaylarına, nasıl cevap verirdi? “Siz Yahova’ya tapıyorsunuz, biz de Molek’e. Ne var yani? Niye bizden bu kadar nefret ediyorsunuz? Niye bu kadar müsamahasızsınız? Niye, ille de sizinki doğru da, bizimki yanlış? Kim Demiş? Fikirlere saygılı olmalısınız? Hep kendinizi haklı ve doğru görüyorsunuz. Ne hakla bizi yargılıyorsunuz? Siz istediğinize tapın, biz istediğimize.”

    ‘Hoşgörü’ denilen şey, günahlarımıza ve isyanlarımıza mazaret oluyor. Aslında bütün bu sözler Rab’bedir. Rab’bin hükümranlığına isyandır. Rab’bi sevgisizlik, anlayışsızlık ve müsamahasızlıkla suçlamadır. Her günahkâr, günahını şirin gösterme gayreti içerisindedir:

    *** “Sen hetroseksualliği seçtin; ben homoseksualliği. Ne var yani? Niye beni yargılıyorsun?”

    *** “Reşid iki kişi anlaşmış, ilişkiye girmiş. Ne olmuş yani? Niye hemen ‘Zina’ oluyor?”

    *** “Abi, açtım. Çaldım. Günahla ne ilgisi var? Ne yani? Ölsemmiydi?”

    *** “Ben onu öldürmesem, belki de o beni öldürürdü. Vicdanım rahat. Kim demiş cinayettir diye?”

    *** “Bu topraklar niye Yahudilerin olsun? Kim demiş. Hak mı bu? Adalet mi bu?”

    Tanrı kimse ile tartışmaz. ‘Günahtır’ der biter. Egemen Ben’im diyor Rab. Biz imanlılar da bazen, bu sahte ‘Hoşgörü’nün peşine düşer, böyle düşünenleri memnun etmek veya onlara ‘şirin ve sevecan’ görünmek için neredeyse Rab’bi inkâr ederiz. Utana sıkıla, günahkâra “günahkâr” deriz. Yanlışa “yanlış”, iğrence “iğrenç” demekten çekiniyoruz. Ama doğru, doğrudur. Dünya “Kim Demiş?” diyebilir. Ama bizim de: “Rab dedi” diyebilmemiz lâzımdır. Şeytan’ın kulları, bu cevaba kahkahalarla gülebilir, bizlerle alay edebilir, ama Tanrı’nın kulu dimdik ayakta durur ve “Dinin yanlıştır” der. “Gidişatın yanlıştır.”

    “Seni kutsayanları kutsayacağım, seni lânetleyenleri lânetliyeceğim” diyor Rab İsrailoğullarına. Dünya, bizden nefret ettikleri gibi, Yahudilerden de nefret ediyor. Çünkü biz onlardan değiliz. Bedenden doğan, ruhtan ve vaad’den doğana nasıl zülmettiyse, şimdi de öyledir. Yahudiler bizim kardeşlerimiz. Bilseler de, bilmeseler de, kardeşlerimiz onlar. Diğer ulusların zamanı dolmak üzere. Kurtulacakların sayısı tamamlanmak üzere. Kutsal Ruh onların üzerine dökülecek ve Mesih’I tanıyacaklar. O zaman şimdidir. Tanrı’nın sağ eli, onları dünyanın her yerinden toplamış, vaad ülkesine geri getirmiştir. Bunun böyle olacağı binlerce yıl evvelinden söylenmişti. Ve yine Rab’bin dediği gibi, onları hiçbir güç ordan söküp atamayacaktır. Çünkü onlar İbrahim’in oğulları. Tüm peygamberleri bize veren bir millet. Yerden yere vuruluyor. Dostları yok. Amerika bile onlara sırt çevirmiş. Ama bizlerden de kim onlara destek verdi ki? Kızgın ‘Gazze Savaşı’ gösterileri yer alırken, “İster beğen, ister beğenme. Bu topraklar İsrailli’lerindir” diyen oldu mu? “Kim demiş” diyene, “Rab dedi” diyen olmuş mu?

    Hiçbir izahat gerekmiyor. Rab dedi. Bitti. “Çünkü Tanrın Ben’im. Başkası yoktur”. O söyler, biter. O kimseye hesap vermez. Çünkü her yapyığı doğrudur ve sevgi doludur. Hak eden, hak ettiğini alır. Sahte din, sahtedir. Tanrı’nın gazabı üzerindedir. Dönmeyen ölecektir. Yargı zamanı kapıdadır. İsa Mesih geliyor. Kendisine ait olanlar biliyor. Hallelujah!

    Sevgi ve Dualarımla.

    #33191
    klaus
    Anahtar yönetici

    Kemal Başaran abim!yine harika yazmışsın..
    Tuba kardeşin de yazısında söylediği gibi;İyisiyle kötüsüyle,günahıyla sevabıyla bu halk,bütün insanlığı temsil ediyor..Ne gariptir,bütün dünyanın bir garezi var bu halka karşı,bir avuç halk,ama bakıyorsun herkesin nefreti onların üzerinde.Ama şaşılası şey, her şeye rağmen halk hala tükenmedi.Sayıları az olsa da hala bu halkı kimse yeryüzünden silip atamadı.

    Genelde İslam’ı anlatan sitelerde çok sık rasladığımız bir şey var,o halkın bayraklarının üzerine kocaman bir çarpı işareti koyarlar,siteye gelen “imanlılar” , “Yahudiler lanetlenmiş bir topluluktur değil mi?” gibi sorular soruyorlar.Yani bu siteler kendi inançlarını tanıtmak,öğretmek vs için ise,sormak lazım “siz o halkın insanını böyle mi kazanıyorsunuz” diye?Ama ikinci gün,FİTNECİ damgasını basıp,kapı dışarı ediliyorsunuz.

    Doğrudur,bu temsili halk çok kez RAB’bine sırtını dönmüştür.Bu, o halkın,bazılarının dediği gibi “kaypak” bir halk olmasından mı ileri geliyor?Bu halk bütün insanları temsil ediyorsa,sende en az o halk kadar “kaypaksın” demektir.

    Ey Yeruşalim!

    Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim!

    Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim,

    ama siz istemediniz.

    İnsanlar ne kadar RAB’be sırt çeviren,söz verip de sözünden dönenler olsalar da,RAB yine de onları sevgiyle kazanmaya çalışıyor.Baba gibi..Evet,itaatkar olmayanlara karşıda eli kalkar,azabı korkunçtur ama,hiçbir zaman, “bana inan yoksa seni şöyle şöyle yaparım” diyerek korkutmaz,tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır misali,sevgiyle feth eder bizi.

    Bundan daha güzel davet duyan var mı?
    Bir de ağabeycim,yazında Tanrı halkının topraklarından bahsettin.Benim çok merak ettiğim bir husus var.Başka halklardan olan insanlar bunu nasıl karşılıyor? “A demek Tanrı bu toprakları size verdi,buyrun buyrun sizin olsun,ne demek canım” diyebiliyorlar mı?Biz başka bir halk olsak,bu durum karşısında ne yapardık?Çok zor gibi görünüyor değil mi?

    #33190
    Anonim
    Pasif

    Sayın moderatör;

    Sizi tebrik ederim. Bir Yahudi bile elmalarla armutları birbirine katıp, kendisini bu kadar savunamazdı. Bu güne kadar yaptıklarım ve yazdıklarım sebebiyle sevilmesem de, olduğum gibi görnünmeyi kendime şiar edindim. Asla ‘sağ gösterip sol’ vurmadım.

    RAB yarattıklarından istediklerini seçer. Buna karışmak bizim haddimiz değildir. Fakat unutulmamaldır ki; RAB Tanrı’nın YASALARI VARDIR. RAB, Adem’ i de seçmiş ve onu ‘Kendi benzeyişimizde yarattık’ demişti. Fakat Âdem RAB Tanrı’nın yasasını çiğnedi, gözden düştü. Kendi çabasıyla eski saygınlığına ulaşamayacağı için de, RAB bizlere olan sevgisinin bir tezâhürü olarak İsa Mesih’i gönderdi. Demek ki; YASA çiğnendiği zaman dönüşü olmayan ve yine Tanrıdan başka kimselerin geri çeviremeyeceği durumlar ortaya çıkmakta.

    Tanrı ‘İsrail’ derken kendisine iman eden, emirlerine uymak için çaba sarfeden insanları kasdetmektedir. RAB Tanrı’ya iman eden herkes İsrail (Tanrı halkı) dir,

    RAB Tanrı ‘Ben âdil olanım.’ buyuruyor. O, Kendisini bu şekil de tanımamızı istiyor. Her ulus kendi yaşamsal çıkarlarını koruma noktasında savaşır. Bunun için Yahudileri suçlayamam. Fakat savaşmak ile kadın-çocuk demeden önüne geleni yere sermek arasındaki farkı benim gibi kıt akıllılar bile görebilirken, hangi milletten olursa olsun suçsuz günahsız insanlara eziyet edilmesi/ öldürülmesinin günahlığı âşikâre iken, sizin bunları ‘Teğet’ geçip ‘Yahudi kardeş’lerinizi savunmanız çok ilginç görünüyor.

    O zaman ben de Tayyip gibi ‘One minute’ demek mecburiyetinde kalırım.

    Paygamberlerin sadece Yahudilerden çıkmış olması da yaradanın bir tasarrufudur. Bunu sorgulamak bizlerin haddi olmadığı gibi; buradan şoven bir biçimde nemalanmak da ne dini, ne de ahlâki normlara uymaktadır. RAB Tanrı peygamberlerin hepsini Yahudilerden seçmiş, ama aynı zamanda onlara âdil olmlarını emretmiştir. Tanrı’nın adâleti ile vaadleri asla birbirileriyle çelişmez.

    RAB önce yasa koyup daha sonra da o yasaları kendisi çiğnemez.

    RAB Tanrı seçimlerinde de vaadlerinde de âdildir.

    Çünki O hiç değişmez, sözünden dönmez….

    Unutmamak gerekir ki, İsa Mesih’i çarmıha götüren sebep Romalılar değil, Yahudi din önderleri Ferisiler idi. Ve İsa Mesih Ferisilere ‘Engerekler soyu’ diye hitap etmişti.

    Yine İsa Mesih Tanrı’ya dua edip de af isteyen iki insandan örnek vermişti. Bunlardan birisi, Yahudi halkının din önderlerinden bir Ferisi idi. Bırakın şimdiki yahudiler gibi kadın-çocuk demeden katliam yapmayı, tüm hayatını yasaya göre düznelemiş, adâlete uymuş, RAB’bin emirleri yerine getirmişti. Fakat dua esnasında kibirlendiği için aftan faydalanamadı. Halbuki günahkarlığını ve aczini kabul eden vergi görevlisi affolundu.

    Yahudiler İsa Mesih’i redderken, dünyaya meydan okuyup, hem de kadın-çocuk demeden herkesi oldürürken, Yapılanların bir ‘Mesih inanlısı’ tarafından savunulması gerçekten ilginçtir.

    Kutsal ruh Yahudilerin üzerine döküldüğü ve onlar İsa Mesih’e iman etikkleri vakit hepsi benim iman kardeşim olurlar. İçlerinde bu yapılanları onaylamayan, karşı çıkan varsa onlar benim insan kardeşlerimdir. Bir Yahudi düşmanlığı içerisinde değilim.

    Ama nereden gelirse gelsin zulüm’ü asla onaylamam.!!!

    Türkiye de yaşayan Yahudiler dahi İsrail-filistin savaşı esnasında ölen kadın ve çocuklar için üzüntülerini dile getiriken, sizin bıunlar hiç olmamış gibi davranarak elinzde ‘Zafer tacı’ gördüğünüz her yahudinin başına takmak için gösterdiğiniz gayret mânidardır.

    Şimdiye kadar gittiğim bir çok forumdan kovuldum. İnsanlara hakaret ettiğim için değil. ‘Zülf-i yâre’ dokunduğum için.

    Müslüman iken bir İslâmi forum da başörtüsü meselesi ile alâkalı söylediklerimden dolayı ‘Kâfir’; Mesih inanlısı olduktan sonra ateist bir site de İsa Mesih’in dağ da ki vaazinden bahsettiğim için ‘Misyoner’, bu forum’da da ‘Gizli müslüman’ ilan edildim.

    Bunların hiç birisi beni enterese etmiyor. Çünki ben insanların hakkımda ne düşündüklerine değil, gittiğim yola bakıyorum.

    #33192
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili A’raf kardeşimiz,

    Sizi tekrar aramızda görmek ve paylşımlara kaldığınız yerden devam etmeniz bizleri çok sevindirdi. Yukarıdaki yazınızda şu sözlerinize açıklık getirmek isterim:

    Quote:
    bu forum’da da ‘Gizli müslüman’ ilan edildim.

    HristiyanTürk yönetimi olarak bizlerden hiçbirimiz size böyle bir söz sarfetmedik. Eğer birinin hristiyan göründüğü halde ‘gizli müslüman’ olduğunu biz farkedersek, o kişiyi burada zaten barındırmaz, üyeliğini siler ya da yasaklarız. Forumdaki üyelerden birisinin sizin öyle olduğunuzu düşünmüş olması o kişinin kendi sorunudur. O kişi zaten yazdıklarıyla beraber forumumuzdan uzaklaştırılmıştır. Ne var ki siz birisi öyle dedi diye bizleri sorumlu tutmamalısınız. Bizlere de her gün birileri çeşitli yakıştırmalarda ve iftiralarda bulunuyor, ama bunlara gereken yanıtı veriyor veya temelsiz olduklarından duymazlıktan geliyoruz..

    Rabbin esenliğini diliyoruz

    #33193
    Anonim
    Pasif

    @Evangelist 14404 wrote:

    Sevgili A’raf kardeşimiz,

    Sizi tekrar aramızda görmek ve paylşımlara kaldığınız yerden devam etmeniz bizleri çok sevindirdi. Yukarıdaki yazınızda şu sözlerinize açıklık getirmek isterim:

    HristiyanTürk yönetimi olarak bizlerden hiçbirimiz size böyle bir söz sarfetmedik. Eğer birinin hristiyan göründüğü halde ‘gizli müslüman’ olduğunu biz farkedersek, o kişiyi burada zaten barındırmaz, üyeliğini siler ya da yasaklarız. Forumdaki üyelerden birisinin sizin öyle olduğunuzu düşünmüş olması o kişinin kendi sorunudur. O kişi zaten yazdıklarıyla beraber forumumuzdan uzaklaştırılmıştır. Ne var ki siz birisi öyle dedi diye bizleri sorumlu tutmamalısınız. Bizlere de her gün birileri çeşitli yakıştırmalarda ve iftiralarda bulunuyor, ama bunlara gereken yanıtı veriyor veya temelsiz olduklarından duymazlıktan geliyoruz..

    Rabbin esenliğini diliyoruz

    Efendim;

    O yazının foruma asıldığı günlerde sizlerden şüphelendiğim doğrudur. Hatta özel yazışmamızda dahi söylediklerinizi pek inandırıcı bulmamıştım. Fakat sonradan bana bir şey ispat etmek zorunda olmadığınızı hatırladım.

    Sadece onayınız olmadan hiç bir yazının foruma asılmayacağını bildiğim için bir ‘İtiraz şerhi’ koymuştum. Burada aynı hususdan bahsetmem sizi sorumlu tutmak için değil, yaşadıklarımdan kesitler sunmak için idi.

    Evvelce şahsıma söylenenlerden dolayı alınganlık gösterip küserdim. Fakat gördüm ki bu ‘Küsme’ işi öğrenme ve paylaşma noktasında bana zarar veriyor. Artık şahsımla alakalı söylenenlere cevap verecek ve bildiklerimi paylaşmaya devam edeceğim.

    Ta ki kovulana kadar.

    Tarihte bir çok insan doğru bildiklerini hayatını bile hiçe sayarak söylerken, benim forumlarda ‘Kovulmayayım’ diye hassaslaşmam abes oluyor. Bunu sizin beni banlayacağınızı var sayarak söylemiyorum. Din konulu forumların yöneticileri hep hassas/alıngan oluyor nedense. Tabii kurallara uymayanları banlamak en doğal hakkınızdır.

    Başka bir sitede olan hususu buraya taşımak istemem. Bu şık olmaz. Ama Hristiyan forumların yöneticileri kendi egoları için üye banlamamalıdır. Diğer Hrisityan forum da şahsıma yapılan bir uygulamaya itiraz ettim. Onlar da sizin gibi bu uygulamanın bana karşı yapılmadığınıa anlattılar. Lâkin hâlâ bir kaç noktada tereddütlerim vardı. İkinci bir özel mesajla bunları dile getirdim. İçime ‘Kötü ruh’ girmiş olabileceğini söylediler. Ben tekrar sorularıma cevap isteyen bir mesaj attım. Cevap beklerken banlandığımı gördüm.

    Sabır bir inanır için çok büyük bir erdemdir.

    İnsanları hem mesih inanlısı yapmak için yola çıkıp, hem de egoları en ufak bir baskıyla karşılaştığında banlama yöntemini kullananlar, İsa Mesih’e değil kendilerine hizmet etmektedirler .

    Saygılar.

    #33194
    Anonim
    Pasif

    Sayın Araf,
    Bir tek yazınızı okudum ve orada olgun bir beyefendi fark ettim. Sonuna gelince de, sevinçle güldüm. Çünkü çok güzel yazmışsınız ve bunu hemen, kısa bir yazımla ifade ettim. Bakınız: ‘Adrese Teslim Misyonerlik’ altında ve sizin yazınızın, yayınlanmasından 9 dakika önce. Yani sizin bana hitaben ‘Kim Demiş’ yazınızdan önce. Bu yüzden ne sizi tanırım, ne de öğretinizi. Hiç bilmediğim bir şahsa da “Gizli Müslüman” asla demem. Bilhassa yeni iman etmiş bir kardeşimi, önce büyük bir sevinç ve sevgi ile kucaklarım. Hoş geldin derim. Tabii ki hemencik, her konuda 100% hemfikir olacak değiliz. Ve üstelik bana yazdıklarının birçoğunu ben doğru buluyorum. Sizi gücendirmek veya eleştirmek için bir tek kelime yazmış isem, Rab’bim beni yargılasın. Bunu, yaşayan Rab’bimin huzurunda söylüyorum.

    Fazla alıngan olmayın lütfen. Hiçbir Hristiyan masumların, çocukların ölümünden mutluluk duymaz. Zaten mutluluk duyan, onları kendi elleri ile öldürenden farksızdır. Ama şunu da tarafsız düşünmek lâzım: Onların ölümünden sorumlu Kim? İsrail mi, yoksa bu masumları siper olarak kullanan ve onların arkasına saklanan, onların ölümüne gece gündüz durmadan davetiye çıkaran ve kendilerini, savaş esnasında bu masumlardan arındırmıyan; öldüklerinde de, politik bir gol attık düşüncesi ile neredeyse zafer çığlıkları atanlar mı? Ayni mentalite bunu Sri-Lanka’da ve Afganistan’da yapmadı mı?

    Araf kardeşim. Zamanla Yahudi kardeşlerimizi sen de sonsuz bir sevgi ile seveceksin. Çünkü biz, onların bereketine ortak olduk. Bir tek Bereket, bir tek Kutsanma vardır ve biz İsa sayesinde buna ortak olduk.

    KURTULUŞ YAHUDİLERDENDİR.
    Ama inan ki biz ve bilhassa ben, Filistinlileri de seviyor, Arapları da seviyor ve nerdeyse her kilise toplantılarımızda, onlar için, gözyaşları içerisinde dua ediyoruz. Günahtan ve sahte olan, Şeytan’dan olan herşeyden, hiç müsamahasız bir şekilde nefret eder, ama günahkârı, yanılmış veya kandırılmışları severiz. Rab’bimiz bu insanlar için ölmüştür ve O, benim içimde, şimdi bir kez daha ölmeye hazırdır.
    Ben siyasete pek karışmam. Ama İsrailoğulları ile olan bu bağ ruhsaldır. “İsa Mesihtir” desem, belki kafamı ilk vuran onlar olacaktır. Ama olsun. Onları seviyorum. İsa Mesih de ayni şekilde sevdi. ‘Karşılıksız Sevgi’.

    Sayın Başbakanın kahramanca Davos çıkışı ve onun “One Minute” diyerek İsrail Cumhurbaşkanını yerden yere vuruşu, Filistinli’ler tarafından o gün iyi bir alkış aldı. Ama bugün, Filistinli’lerin Başkanı, “Kıbrıs işgal altındadır. Türkiye işgalcidir. Ordan çekilip gitmeleri için, Rum yönetimi ile her türlü platforumda, birlikte çalışacağız” demiştir. Kıbrıs’ta, Kıbrıslı Türkleri öldürmek için, 1963 yılında onları silâhlandıran Mısır’dır (Güya Müslüman Kardeş) ve 1.Dünya savaşı sırasındaki ‘Arap ve Müslüman Kardeşlerimiz’in Türkiye’ye karşı duruşunu hatırlatarak, şunu söylemek istiyorum: Yanlış kişi ve düşüncelere sadakattan kurtulmanız, biraz zaman alacaktır. Biz de ayni duyguları bir zamanlar paylaşmıştık. Sadakat, birtek Rab’be olunca; Rab’bin düşmanlarını karşınıza alırsınız. Rab’bin dostlarını değil.

    Esenlikler, Barış ve Lütuf Dilerim. Dostluk elini uzatırım. Bilmediğim sizi, daha yakından tanımak isterim.

    Sevgi ve Dualarımla.

    #33195
    Anonim
    Pasif

    Sn. Kemal Başaran;

    Bu ‘Gizli müslüman’ hususu sayın evangelist’e hitâben yazdığım önceki mesajımda vuzûha kavuştu. Ben sizi kasdetmediğim gibi, o mesaj da gerekenleri de açıkladım.

    KURTULUŞ YAHUDİLERDENDİR.

    Bana bunu tavsiye eden, emreden bir dinin evrenselliğinden; o dinin Tanrısının tüm insanların Rabbi olduğundan şüphe ederim. Kurtuluş sadece RAB Tanrıdandır. Hiç kimse iyi davranışları ile suçunu affettiremez, ebedi hayatı kazanamaz. Bunu ancak Tanrı’nın lütfu sağlar. Yahudiler bu mevzuda RAB Tanrı tarafından kullanılmışlardır.

    Kurtuluş RAB Tanrıdan ve İsa MESİH’in bizim uğrumuza dökülen kanındandır.

    1.Dünya savaşı sırasındaki ‘Arap ve Müslüman Kardeşlerimiz’in Türkiye’ye karşı duruşunu hatırlatarak, şunu söylemek istiyorum: Yanlış kişi ve düşüncelere sadakattan kurtulmanız, biraz zaman alacaktır.

    Efendim;

    Kusura bakmayın ama yanlış biliyorsunuz. I. Cihan harbinde İngilizlere karşı he Güney cephesinde; itilâf devletlerine karşı Çanakkale cephesinde Osmalı idaresindeki ordular içerisinde savaşıp canını veren onbinlerece Arap genci vardır. Türkiye de egemen oligarşinin kendi siyasi varlığını meşrulaştırma adına uyduruduğu ‘Resmi Tarih’ sizi yanıltmasın. Suud aşiretinin davranışlarını da tüm Araplara mal etmek doğru değildir.

    Eğer çağımıza egemen ‘Milli devlet’ anlayışını benimsemişsek; bir taraftan Türk milliyetçiliğini öne çıkarıp, diğer taraftan bir ‘Arap ihaneti‘nden bahsetmek çelişkili olmaktadır. Arapların Hem Osmanlı egemenliğine, hem de emperyalistlere karşı direnme ve kendi bağımsız devletlerini kurma hakları vardır.

    Ha, bu arada ben Arap değil, öz be öz Türk’üm.

    ‘Mazlum edebiyatı’
    arkasına sığınmıyor, kendimi yargıç yerine koyup hüküm vermiyorum. Sâdece algılayabildiğim hususlarda adâlet arıyorum. Dinsel veya kültürel bağnazlıkla Yahudilere cephe almış da değilim. Yapılan yanlışları eleştiriyor, Hrisityan kardeşlerimin de bu yanlışlara vurgu yapmasını umuyorum.

    Haaa, yapmıyorlarsa bu kendi bilecekleri bir husustur. İman akıl ve gönül işidir. Koyun sürü içinde diğer koyunlara göre hareket ederse, öndeki koyun uçurumdan atladığında peşindekilerde aynısını yapar.

    Kaybolan koyun, çobanının sesini arar/dinler…!

    Sadakat, birtek Rab’be olunca; Rab’bin düşmanlarını karşınıza alırsınız. Rab’bin dostlarını değil

    Bu cümlenize hiç bir itirazım yok. Fakat başlıklar yanıltıcı olabilir. Açılımını incelemek gerekir. Bu açılım; biribirimizin düşüncelerini anladıkça netleşecektir.

    Saygılar.

7 yazı görüntüleniyor - 1 ile 7 arası (toplam 7)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.