Kendimize kendimizi taniştirmak
- Bu konu 1 izleyen ve 7 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
15. Ekim 2008: 10:21 #25696AnonimPasif
KENDİMİZE KENDİMİZİ TANIŞTIRMAK
Yaşam içinde krizlerle karşılaşmadan önce kendimize “nereye gidiyoruz, yahu?” sorusunu sormadan önce kendimizi kendimize bir tanıştırmamızın önemi çok ama çok büyüktür.
Gerçekten de insanların bütün duygusallıkları yürekte taşınmaktadır.
Bu anlamda yüreği anlamak gerçekten de insanın gerçek anlamda iç varlığını anlaması anlamındadır.
Oysa bir çok insan gerçekten bu gerçekle yani yüreklerindeki gerçekle karşılaşmak istemezler.
Hiç bir zaman gerçek anlamda insanlar kendi gerçekleriyle, gerçek varlıklarıyla, yürekleriyle karşılaşmak istemezler.Özellikle kriz zamanları geldiğinde insanlar o zaman “acaba doğru yerde miyim?” şeklinde bir soru soruyorlar.
Hatta böyle soru sordukları zaman yön değiştirenleri bile görüyoruz.
Örneğin, bir doktorun sanatçı olduğuna tanık oluyoruz.Kişi olarak kendimizi bilmek yaşamamızın temelidir.
Gerçekten bizler eğer kendimizi bilmiyorsak aslında bir anlamda gerçekten de yaşamıyoruz demektir.
Yaşamın kriz dönemlerinin size ulaşmasını beklemeyin, fırsat varken daha şimdiden kendinize kendinizi tanıtın.15. Ekim 2008: 13:27 #31265AnonimPasifBAŞLAMA NOKTASI
Gerçekten dünyada insan olarak tanışabileceğiniz en önemli kişi kendiniz olduğunu bilmelisiniz.
Bu bağlamda kendinizi tanımak için kendi kendinizle ilgili soruları sormayı öğrenmeniz gerekmektedir.Yaşamınızın gerçek amacı nedir?
Neden böyle bir mesleğe sahipsiniz?
Boş zamanınızı nelerle geçiriyorsunuz?
Bulunduğunuz durum ve yerden daha farklı bir yerde olamaz mıydınız?
Bazı sorularınızın cevaplarını hemen veremeyebilirsiniz?
Unutmayın kendinizi tanıma aslında uzun bir zaman alan bir süreçtir.
Yaşamımın amacı ne?
Böyle bir soru hayat boyu sürecek olan bir yaşam yolu için sorulacak olan bir sorudur.
Ama gerçekten ve samimiyetle sorulması ve cevaplandırılması gerekmektedir.15. Ekim 2008: 13:31 #31266AnonimPasifKARAR VERME KONUSUNDA KENDİNİZE GÜVENİN
İnsanlar karar verme konusunda oldukça zorlanırız.
Yaşamımızın en büyük yanlışını yapacağımızı düşünürüz.
Ama aynı zamanda doğru karar vermezsek de yaşamımızın en büyük yanlışını yapmış oluruz. Kısacası karar vermek bir risktir.Bir yoksulun eline ulaşan bir çek eğer gerçekten zarf açılmazsa yoksulu hala zengin yapacak değildir.
Zarfı açmak bir risktir ve gerçekten verilecek karar eğer doğru ise kişinin yaşamını kurtarır.Bu nedenle kişi doğru kararlar verebilme konusunda da yavaş yavaş yol almalı ve güvenli bir biçimde karar alabilmenin yollarını öğrenmelidir.
Çünkü yaşam içinde karar almak kişiyi yeni bir düzeye taşıyacak olan bir harekettir.Bu arada karar vermekle kararı uygulamak arasında da önemli bir bağlantı olduğu unutulmamalıdır.
Eğer “kararlar veriliyor” ama uygulama söz konusu olmuyorsa o zaman bu karar alma anlamında değildir.
Aslında bizi doğru kararlara götürecek olan şey kararlarımız üzerinde düşünmemiz ve doğru sorular sormayı öğrenebilmemizdir.Neden üniversiteye gidiyoruz?
Gerçekten bir meslek sahibi olmak için mi?
Diploma almak için?
Kariyer yapmak için mi?
Ailemiz öyle istediği için mi?
Bütün bu ve benzeri soruları sormak bizi gerçekten doğru bir karara doğru yönlendirecektir.Neden evlenmek istiyorum?
Bu soruyu sorduğumda da aslında yine kendi kendimi sorgulayacağım bir çok konular bulunmaktadır.
Sorular beni doğru karara doğru taşıyabilecektir.Bu sorular aşamasında da yine sizi en çok üzen, kızdıran, sinirli kılan noktaların ne olduğunu görmenizde önemlidir.
Nerede güven eksikliği söz konusudur?
Böyle kendinizin oluşturduğu aşamalar sonucunda artık belli kararlarınızı biraz daha düzenli ve düzeyli bir biçimde verebilirsiniz.
Ve korkmayın aslında karar vermeyi zevkli bir iş olarak da görebilirsiniz.
Karar vermenizin ve kendinizi tanımanızın önündeki engelleri kaldırmak.Bunun en güzel yolu yine kendinize sorular sormaktır.
Neden bir işi bitiremiyorum?
Neden gerçekten tam başarıyı yakalıyamıyorum?
Bu konuların çözümü yine sorularınızda gizlidir; acaba ben tembelmiyim?
Neden?
Zamanı mı iyi kullanamıyorum?
Bu durumu nasıl değiştirebilirim?
Yoksa risk mi alamıyorum? Ve daha niceleri.Sizi aşağıya doğru çektiğini düşündüğünüz her şeyin bir listesini yapın ve bunları tanımlayın ve en kolay değiştirebileceğiniz noktadan başlamak kaydı ile dualarınızla birlikte bu durumunuzu değiştirmeye gayret edin.
Özellikle negatif davranışlarınız varsa onların pozitif davranışlara dönüşmesine gayret edin.15. Ekim 2008: 13:35 #31267AnonimPasifDUYGULARINIZI OKUMAYA ÇALIŞIN
Kişiyi aslında kendisinden uzak tutan bir başka noktada gerçek duygularını kendinden bile gizlemesidir.
Örneğin; bir konuda kızgınsınız ve bu konuyu bahane ediyor ve bunu kendi çocuğunuza yüklüyorsunuz.
Onun bir sorunlu davranışına kızıyorsunuz ama aslında kızdığınız kendi aklınızda olan durum.Ne zaman gerçekten kızıyorsunuz?
Ne zaman mutlusunuz?
Ne zaman heyecanlanıyorsunuz?
İşte bütün bunların farkındalığı sizin agressif ve mutsuz olma ortamlarınızı ortadan kaldırabilmeniz için bir fırsat oluşturacak ve daha da az zarar görmenize mutsuz olmanıza yol açacaktır.
Eğer grip olursanız bunun için hemen ilaç almaya başlarsınız.
Ya sürekli gergin olduğunuzda, stresli, kızgın olduğunuzda ne yaparsınız?
Peki neden üzgün olduğunuzda hemen bunun nedenini bulmaya çalışıp çaresini aramıyorsunuz?Üzgünüm çünkü para kaybettim.
Stresliyim çünkü işimi kaybetmekten korkuyorum.
Neden bunları hissediyorum?
Çünkü kendimi yeterli görmüyorum.
Yani sorularla hep esas nedene inersek ve o nedenle mücadele edersek demek ki, bazı sorunlarımızı yarı yarıya çözme yolunu açmış olabilirsiniz.
Güne nasıl başladığınız bile günün nasıl gideceği konusunda size bir fikir verebilir. Hep yeniden yeniden denemek duygularınızı yenilemeniz içinde geçerlidir.Bazen bizler patronumuz bizi takdir etmedi diye üzülür dururuz ve kendimizi kişilere indeksleriz.
Oysa doğrudan yapabildiğimizin en iyisini yapma şeklinde hizmet sunsak belki de bizler beklenti içinde olmaksızın takdir toplayabiliriz.Kelam bunun için “RAB’be hizmet eder gibi hizmet etmek” öğretisini vermektedir.
Kısacası patronunuzun takdiri için değil, kendiniz zevk aldığınız için bir hizmeti sunun ve zevk aldığınız nitelikte, dikkatte, şevkle..15. Ekim 2008: 13:39 #31261AnonimPasifİKİ YÜZÜNÜZLE YÜŞLEŞİN
İstemenizle hissetmeniz aynı şey değildir. “yaşamınızın güzel olmasını istiyorsunuz” ama “yaşamınızın güzel olduğunu hissetmiyorsunuz”.
Bu nedenle isteğinizle hislerinizi aynı seviyeye getirmek bir insanın yaşamının mutlu bir biçimde sürmesi için önemlidir.Bu istem ve hissetme arasında “beden” ile “ruh” arasındaki çekişmeyi görmek mümkündür.
Bir başka açıdan “mutlu olmayı mı zengin olmayı mı” tercih edersiniz sorusuna verilen cevap gözlerimizin önündedir.
Herkes mutlu olmayı tercih edecektir.
Ama “mutluluk için bu konferans çok önemli katılın” derseniz çok az kişi gelecektir.
Oysa şu işte şu kadar bin dolar para var denilirse herkes hemen o işe koşmaya kalkacaktır.
Gördüğünüz gibi söylediklerimizle esas hissettiklerimiz arasında hep fark vardır.
Bunun dengelenmesi yaşam formülüdür.15. Ekim 2008: 13:55 #31257AnonimPasifSİZİ GERÇEKTEN YÖNLENDİRENİN NE OLDUĞUNU KEŞFEDİN
Herkesi esas yönlendiren bir iç gücü, ya da kontrol eden bir duygusu vardır.
Belki siz ilerlemek istiyorsunuz ama vücudunuz bunun çok iş olduğunu söylüyor.
O zaman bunun gerekliliğini vücudunuza anlatmanız gerekiyor.
Mümkün mertebe vücudu duruma uydurarak ve rahatlık sağlayarak.
Çünkü isteminizle, hislerinizi birleştirip bedeninizi arzu ettiğiniz gelişime doğru teşvik etmeniz gerekiyor.
Hiç bir zaman kendi kendinize nasıl olsa bedenim bu tempoyu kaldıramayacak demeyin.
Örneğin; eğer gerçekten fazla kilolarımızı gerçekten vermemiz gerekiyorsa bu hem benim sağlığım hem yaşamım için çok önemli bir karardır.
Artı bunu vermek için bedenim ne kadar dirense de aslında başarmam mümkündür.
Kelamın şu sözlerini rehber almak ve Tanrı’nın Ruhunda bunu gerçekleştirmemiz mümkündür; “beni kuvvetlendirende her şeyi yapabilirim”.15. Ekim 2008: 13:57 #31258AnonimPasifBİLDİĞİNİZİ BİLMEK
Bir şeye inanıp bir başka bir biçimde yaşamak bizi alt üst eden birşeydir.
Ama ne yazık ki çoğumuz böyle yaşıyoruz.
Kızartmanın vücudumuz için sağlıklı olmadığını biliyoruz ama yine de yemeye devam ediyoruz.Bir çok insan gerçekten bir Tanrı’nın varlığına inanıyor.
Ama çok az insan gerçekten o Tanrı’nın bizim için ne anlam ifade ettiğini, kim olduğunu merak ediyor.
Hele hele O’nunla yaşamayı çok az insan deniyor.
O nedenle bildiğimizi bilmek.
Yani doğru bildiğimiz bir şeyi gerçekten doğru ise yaşamımıza almak esas olmalıdır.
Eğer doğru biliyorsak birşeyi ve gerçekten genel doğru ise bunu tam olarak hayatımıza almamız esas olmalıdır.15. Ekim 2008: 13:58 #31259AnonimPasifBEŞ PARMAĞIN NETLİĞİ
Beş parmağınızı görüyor ve biliyorsunuz aynen bunun gibi kendi doğrularınızın doğru olduğundan nasıl emin olabilirsiniz.
Elbetteki Tanrı’nın kelamı ve Ruhunda bir yaşam ve Mesih İsa’nın örneğinde bir yaşamı gözlemlemek bize Tanrısal doğruları sunmaktadır.
Aynı zamanda Tanrı’nın genel lütfunda insanlığa sunduğu doğruları vardır.
Bu doğrularla Kelami doğruları birleştirdiğimizde ve bütün bunları Tanrı’nın sevgi ve merhameti ile çerçevelediğimizde o zaman beş parmağımızı gördüğümüz gibi doğrular önümüzde sıralanmış olacaktır.Bazen kendi hakkımızda düşünmek, kendimizi kendimize tanıştırmak hiç de kolay olmayabilir.
Kendimiz hakkındaki bazı gerçekler gerçekten bizi rahatsız da edebilir.
Ama ne olursa olsun zamanla kendimizi tanımak Tanrı’ya daha çok benzeyerek
O’nun Mesih’ine daha çok benzeyerek daha doğrular üzerinde ve Tanrı Ruh’unda bir yaşama doğru bizi ilerletecektir.Kendinize dürüst bir biçimde bakarsanız kendinizi daha iyi değerlendirirsiniz.
Duygular oldukça güçlü itiş güçleri olan kuvvetlerdir.
Onları bilmek gerekir ve ayırt etmek.
Problemlerinizi tanımlamanız önemlidir. Problemlerin farkında olmak onları bir anlamda çözmeye başlamak demektir.
Çünkü bunu yapmamak daha da kötü hatalar yapmak anlamındadır.
Kendimizin gerçek kimliğini bulmak bizi korkutmamalıdır.
Tanrı’nın verdiği sınırlar içindeki özgürlüğümüzü Tanrı’mızın sunduğu bol yaşamı yaşamak için kullanmalıyız.
Eğer kızgınsak ve üzgünsek, hemen bunu bir yere not düşün ve bu kızgınlığın bu üzgünlüğün esas nedenini araştırın.
Kendinizi tanımanın çılgınlığı bedeninizin doğruyu bilmesidir.
Kendinizi bilme konusunda gecikemezsiniz.
Çünkü dünyada insan olarak ve elbette Tanrı’dan sonra tanışmanız gereken en önemli kişi sizsiniz.Sevgiyleeeeeee
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.