Kelâmi’mi reddettin : –
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
10. Temmuz 2010: 12:05 #26974AnonimPasif
KELÂMI’MI REDDETTİN
Dünyada hiçbir ‘güzel veya kutsal öğreti’ yoktur ki İncil’de yoktur. Ama ayni zamanda, dünyada hiçbir ‘kötü veya çirkin öğreti’ yoktur ki İncil’de vardır.
Yani, dünyada var olan tüm güzel öğreti ve düşünceler ve çok daha fazlası İncil’de vardır. Ama, dünyada var olan tüm kötülüklerin ve kötü öğretilerin, bir tek tanesi bile İncil’de yoktur.
İncil’de var olan güzelliklerin tümü, hiçbir kitap, hiçbir din veya hiçbir öğretide yoktur. Diğer kitap, inanç ve öğretilerde olan hiçbir kötülük ve sakınca da, İncil’de yoktur.
Yine ‘Arapça Gibi’ mi geliyor söylediklerim. Ben şunu söylüyorum: “Senin dininde var olan her güzellik ve daha fazlası, İncil’de de vardır. Senin dininde hiçbir güzellik, fazlalık yoktur ki, İncil’de yoktur. Ama senin dininde olan hiçbir kötülük, İncil’de mevcut değildir.
İnancınız ‘Kapitalizm mi?’, ‘Komünizm mi?’, ‘Yeşilcilik mi?’, ‘Milliyetçilik mi?’, ‘Dünya Barışı mı?’, ‘Humanistlik mi?’, ‘Mevlânacılık mı?’, ‘Yunus Emre’cilik mi?’, ‘Erosyona karşıcılık mı?’, ‘Ozon tabakasını koruyalımcılık mı?’, ‘Karıncayı İncitmiyelimcilik mi?’. Her ne isterse olsun, seni bu düşüncelere iten ve bu uğurda yönlendiren güç, inanç, adalet, doğruluk ve güzellik; zaten İncil’de vardır. Bu saydıklarımın hiçbirinde, ve hatta saymadıklarımda var olan hiçbir doğru veya güzellik yoktur ki, İncil’de mevcut değildir.
Yani, tüm güzellikler, İncil’den alıntıdır. İncil’de var olan binlerce güzellikten sadece birkaçını çalıp, Tanrı’yı inkâr da edip, gidip adam Komünist oluyor ve ömrünü bu uğurda harcıyor. Soruyorum: “Komünizimde ne buldun ki İncil’de yoktu? Niye bu güzelliklerin, binde birini alıp kaçıyorsun da diğerlerini bırakıyorsun?” Ayni soruyu ‘Humanist’e de, ‘Dünya Barış Harekâtçısına’ da sorabilirsin. “Güzel bulduğun, işine gelen birkaç güzel şeyi kapıp kaçtın ve bunlara neredeyse iman ettin, bunlara adeta taptın; ama bunlar Yüce ve Kutsal Olan’ın sadece bir parçası, bir görüntüsü olduğu halde O’nu reddettin. Nüklear silahlanmaya karşı mitingler yapıp, ‘ben de iyi yürekli biriyim’ diye kendi kendini avutuyorsun; ama diğer taraftan da ‘çocuk düşürme haklarından’ hiç taviz vermiyorsun.
Çevreci olmuş, övünüyor. Hayvanları Koruma derneği temsilcisi olmuş, insanlardan nefret ediyor. Ne güzellikler buldunuz bunlarda ki İncil’de yoktu? Dünyada hangi güzellikler var ki, İncil’de yoktur? İyiliği, adaleti aramak için dine döndün. Ama orda ne buldun ki, İncil’de yoktu? Hangi güzellik, hangi öğreti, hangi kutsallık, hangi derinlik ki, İncil’den alınmış değildir.
Bu sadece bir vicdan rahatlatmasıdır. Aslında Tanrı’ya isyandır. “Senin buyruğun altına girmeyeceğim. Senin her dediğine uymayacağım ama yine de sensiz ne denli iyi yürekli biri olduğumu ispatlıyacağım” demektir Tanrı’ya. Herkesle yatır, kalkar, babası belli olmayan bebeğini hiç acımadan aldırtır, düşük yapar; sonra da ‘Dünyada barış, Nüklear Silahlara Son’ mitinginde, yeşile boyanmış mohigan-tipi dikili saçlarıyla ön sırada yer alarak, “Gördünüz mü, ne sevecanım ben?” mesajını yutturmaya çalışır. Bu ‘Tanrı’ya İsyan’ değil de nedir?
Tanrı’nın bu kişilere mesajı şudur: “Sende var olup da, benden olmayan ne vardır? Hangi güzellik? Karl Marks’ın söylediklerinde bir güzellik varsa eğer, benden çaldı. Ama sen ona tapıyorsun, beni ise reddediyorsun. Kim, ne dediyse, ne öğrettiyse, içinde en ufak bir güzellik varsa eğer, onlar bunu benden çaldı. Böyle olduğu halde, siz Bana değil, onlara taptınız, onlara hizmet ettiniz. Hayatınızı boşuna harcadınız. Bana gelen kişilerde, bu güzelliklerin tümü var zaten. Bir kısmı değil, hepsine kucak açmış olsanız, Bana kucak açmış olurdunuz. Bende ‘kötü olan’ ne buldunuz ki Bana gelmiyorsunuz? Sıralayın huzurumda. Yargılayın beni. Tanrı’yı reddediyorum çünkü ?????? Çünkü ne? Şimdi söyle, çünkü ahirette, Yargı Günü, ağızını bile açamıyacaksın. İncil’i reddediyorum çünkü ????? Çünkü ne? Ne var onun içinde? Hangi kötü öğretiyi buldun? Veya hangi eksik ‘iyi öğreti’ buldun? Başka yerde olup da, İncil’de olmayan ne vardı ki, sana gönderdiğim KELÂMI’mı reddettin?”
“Çünkü Tanrı’ya ilişkin bilinen ne varsa, gözlerinin önündedir; Tanrı hepsini gözlerinin önüne sermiştir. Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri – sonsuz gücü ve Tanrılığı – dünya yaratılalı beri O’nun yaptıkları ile anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur. TANRI’YI BİLDİKLERİ HALDE, O’NU TANRI OLARAK YÜCELTMEDİLER, O’NA ŞÜKRETMEDİLER. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. Akıllı olduklarını ileri sürerken, akılsız olup çıktılar.
TANRIYLA İLGİLİ GERÇEĞİN YERİNE, YALANI KOYDULAR. YARADAN’IN YERİNE, YARATIĞA (kula) TAPIP KULLUK ETTİLER.
Tanrı’yı tanımakta yarar görmedileri için, Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. Böyle davrananların ölümü hak ettiğine ilişkin Tanrı buyruğunu bildikleri halde, bunları yalnız yapmakla kalmaz, yapanları da onaylarlar.” (Romalılar 1:19-22, 25,28,32). -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.