Kanın sesi ancak adaletle susar
- Bu konu 3 izleyen ve 88 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
23. Nisan 2008: 10:01 #28837AnonimPasif
Rakel Dink Ne Koruma İstiyor Ne de O Vali Yardımcısından Mektup
Rakel Dink’e şubatta gönderilen korumayla ilgili mektupta Vali Yardımcısı Göngör’ün imzası vardı. Dink Vali Güler’e yazdı: Koruma istemiyorum. Umarım eşimi tehdit eden yardımcınızın imzasıyla yazı gönderilme nezaketsizliği tekrar gösterilmez.
BİA Haber Merkezi – İstanbul
22 Nisan 2008, Salı
Öldürülen gazeteci ve insan hakları savunucusu Hrant Dink‘in eşi Rakel Dink‘e gönderilen 4 Şubat 2008 tarihli mektubun altındaki imza, Dink’in son yazısında kendisine gözdağı verdiğini yazdığı Ergun Göngör‘e aitti.
Mektup Rakel Dink’in koruma talebinin değerlendirildiğini, konut korumasının “motorlu devriyeler marifetiyle” yapılacağını bildiriyordu.Rakel Dink: Koruma istemedim
Rakel Dink 13 Şubat’ta İstanbul Valisi Muammer Güler‘e bir mektup yazdı. “Ne ailemin ne de benim bir koruma talebi var” dediği mektupta şunları söylüyordu:
“Bir gün emniyet görevlileri evime geldi ve sokağımızda duran ekibin kalmasını isteyip istemediğimizi sordular, ben de mahalleli için de iyi olduğunu düşünüp kalmasında bir sakınca olmadığını söyledim ve hazırlanan beyanı imzaladım. Sanırım bahsedilen talep odur. Bu bir koruma talebiyse talebimi geri alıyorum. Gereğini rica ederim.”“Umarım nezaketsizlik tekrarlanmaz”
Dink’in mektubunun son cümlesiyse, Vali Yardımcısı Güngör’le ilgiliydi:
“Ayrıca, umarım eşime haddini bildirmeye çalışan ve onu tehdit eden yardımcınızın imzasıyla evime yazı gönderilme nezaketsizliği tekrar gösterilmez.”Hrant Dink anlatmıştı
Dink, öldürülmeden önceki son yazısının “Neden Hedef Seçildim” başlıklı ilk bölümünde Güngör’le ilgili şunları yazmıştı:
Ertesi gün sabahın erken saatinde çaldı telefonum. İstanbul Vali yardımcılarından biri arıyordu. Sert bir tonla, habere ilişkin elimdeki belgelerle Valiliğe beklediğini bildirdi. “Bu çağrının hangi amaçla yapıldığını?” sorduğumda ise “Sohbet etmek ve elinizdeki belgeleri görmek” şeklinde yanıtladı. Tecrübeli gazeteci dostlarımı aradım, bu çağrının hangi anlama geldiğini sordum. “Bu tür sohbetlerin gelenekten olmadığı gibi bunun yasal bir prosedür de olmadığını ancak elimdeki belgelerle davete icabet etmemin doğru olacağını” telkin ettiler.Dikkatli olmalıydım
Tavsiyeye uydum ve elimdeki belgelerle birlikte Vali Yardımcısı’nın yanına gittim. Hayli nazikti Vali Yardımcısı. İçeri buyur ettiğinde, odasında biri bayan iki kişi daha oturuyordu. Nazikçe “Onların kendisinin yakınları olduğunu, sohbetimizde hazır bulunmalarında bir mahzur görüp görmediğimi?” sordu. “Bir mahzur görmediğimi” söyleyip oturduğumda zaten ortamın nazikliğini kavramıştım. Hiç beklemeden girişi yaptı Vali Yardımcısı. “Hrant bey” diyordu “Siz, tecrübeli bir gazetecisiniz. Daha dikkatli haber yapmanız gerekmez mi? Sonra böyle haberlere ne gerek var? Bakın ortalık nasıl allak bullak oldu. Hayır, biz sizi biliyoruz ama sokaktaki adam ne bilsin? Bu tür haberleri başka bir niyetle yapıyorsunuz sanabilir. Bakın şu elimdeki evrakı görüyor musunuz? Ermeni Patriği’nin bir başvurusu vardı, bazı internet sitelerinde Ermeni toplumunun bazı kurumlarına yönelik bazı densizler terör sayılabilecek girişimlerde bulunmaya çalışıyorlarmış. İşte biz de onları aradık ve Bursa’da bulduk, sonunda adalete de teslim ettik. Ama bakın işte sokaklar ne gibi insanlarla dolu. Bu tür haberlere daha dikkat etmek gerekmez mi?” Vali Yardımcısı’nın bu girişle başladığı sohbete, odadaki misafirlerden erkek olan da katıldı ve ondan sonra da zaten sözü bir daha başkasına bırakmadı. Vali Yardımcısı’nın sözlerini daha da net bir üslupla bu kez o yineledi. Dikkatli olmamı, ülkeyi ve ortamı gerecek girişimlerden kaçınmamı telkin ediyordu: “Sizin yazdığınız bazı yazılardan, her ne kadar üslubunuza katılmasak da, niyetinizin kötü olmadığını anlayabiliyoruz, ancak herkes bunu böyle anlamayabilir ve toplumun tepkisini üzerinize çekebilirsiniz” diyerek de beni kerelerce uyarıyordu. Ben ise haberi hangi niyetle yaptığımı anlatmakla yetindim. Birincisi ben gazeteciydim ve bu bir gazeteciyi heyecanlandıracak bir haberdi. İkincisi de, Ermeni sorununu hep ölenler üzerinden konuşmak yerine biraz da kalanlar ve yaşayanlar üzerinden konuşmayı denemek istiyordum. Ama görüyordum ki kalanlar üzerinden konuşmak daha zordu! Odadan ayrılacaktım ki götürdüğüm belgeleri görmek ya da almak için ısrar bile etmediklerini farkettim. Belgeleri isteyip istemediklerini onlara ben anımsattım ve verdim. Zaten de konuşmaların içeriğinden, beni hangi amaçla oraya çağırdıkları belliydi. Haddimi bilmeliydim… Dikkatli olmalıydım… Yoksa iyi olmazdı! (TK/NZ)
29. Nisan 2008: 8:50 #28878AnonimPasifHrant Dink Cinayetinin Sonraki Duruşması Basına Açık OlacakTetikçi zanlısı O.S 18 yaşını doldurmuş olacağından 7 Temmuz’daki dava basına açık görülecek. İğci’ye bir sonraki duruşmada barodan avukat temin edilecek ve böylelikle sorgusu yapılabilecek.BİA Haber Merkezi – İstanbul28 Nisan 2008, Pazartesi[IMG]http://www.bianet.org/resim/olcekle/3178/250/154[/IMG]
Gazeteci Hrant Dink‘in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada bir sonraki yargılama tarihi 7 Temmuz olarak belirlendi.
Sekizi tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın altıncı celsesinin tetikçi zanlısı O.S, 18 yaşını doldurmuş olacağı için basına açık görülmesi bekleniyor.
Mahkeme tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verirken duruşmanın görüntü ve ses kayıtlarının bir örneğinin kendilerine verilmesi yolunda müdahil avukatların ilettikleri talebi reddetti.Mahkeme, İstanbul ve Trabzon’da bulunan, cinayete açıklık getirebilecek 10’un üzerinde tanığın dinlenmesini de kabul etti. Bu 10 tanıktan dördüne ulaşılamadı.
Mahkeme, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde “Ben jandarmayı Hayal’in cinayet planı konusunda bilgilendirdim” şeklinde ifade veren jandarma muhbiri Coşkun İğci‘yi avukatı bulunmadığı için dinleyemedi. Mahkeme gelecek duruşmada İğci’nin hazır bulunmasına ve barodan kendisine avukat temin edilmesine karar verdi.
Hayal’in avukatına suç duyurusu
Müdahil avukatlar “azmettirici” Yasin Hayal‘in avukatı Fuat Turgut hakkında yazar Orhan Pamuk‘a yönelik sarfettiği “Yohannes Pamukyan” şeklindeki sözleriyle yazarı ve Ermeni toplumunu hedef aldığı gerekçesiyle Ceza Yasası’nın (TCK) “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” fiilini düzenleyen 216/2 maddesi uyarınca suç duyurusunda bulundular.
2004’te McDonalds bombalamasından sonra tutuklanan Hayal’i cezaevinde kimlerin ziyaret ettiğinin tespiti için müdahil avukatların, cezaevine ait olan bilgisayara erişim için bilgisayar şifresinin ilgili kurumdan sorulması talebi kabul edildi.
Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, Hayal’in bu dönemde kaldığı Bayrampaşa Cezaevi’nden taleplerinin eksik yanıtlandığını, bu kurumdan yanıt beklediklerini söyledi.
“Toplantıda O.S, ‘cinayeti ben yaparım’ deyince alkışlandı”
Duruşmanın öğleden sonraki oturumda sanıklar İrfan Özkan ve Numan Şişman‘ın sorgusu yapıldı.
Müdahil avukatlardan Arzu Becerik, Özkan’a “İstanbul’dan bir heyetin gelmesiyle Trabzon’da büyük bir toplantı yapıldığı; bu toplantıda ‘Cinayeti kim işleyebilir’ diye sorulunca O.S’nin ‘Ben yaparım’ dediği ve herkesçe alkışlandığı doğru mu” diye sordu. Özkan da “Doğru ama toplananların kim olduklarını Ümit’e (Öksüz) soracaksınız” dedi.
Yasin Hayal’in daha önce Adliye’ye getirilirken “Orhan Pamuk akıllı olsun” sözlerini tutanağa geçiren iki polis memuru tanık olarak dinlendi. Polisler böyle bir söz söylendiğini doğruladılar: “Bu zaten medyadaki görüntülerde de yer aldı.”
Çetin duruşma çıkışında açıklama yaptı
Avukat Çetin gazetecilerin “davanın Trabzon’daki davalarla birleştirilmesi söz konusu mu?” şeklindeki sorusuna “Bu İstanbul ve Trabzon savcılıklarına sunduğumuz dilekçelere gelecek yanıtlarla belli olacak” dedi.
Bazı bilgileri Trabzon Emniyetinin yok ettiği yönündeki bilgileri hatırlatan Çetin şöyle konuştu:“Trabzon Emniyeti’ndeki dosyada zaten buna ilişkin bilgi vardı. Biz tekrardan bu bilgileri talep ettik. Sonunda sadece Alperenler Ocağı Trabzon İl Başkanı Mustafa Öztürk ile iligili kayıtların imha edildiği bilgisi geldi. Erhan Tuncel‘le ilgili daha geniş bir talebiyse Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan istedik. Oradan gelecek yanıt hakimlikçe incelenecek ve mahkemeye sunulacaktı henüz buradan bir sonuç gelmedi.”
Trabzon Emniyeti ve savcılığından sağlanacak dinleme ve izleme kayıtları ve delil niteliğindeki diğer belgeler devlet içinde sorumluluğu olan kişilerin tespitini sağlayacak. (GG)
29. Nisan 2008: 16:42 #28649AnonimPasifİstanbul Emniyeti: Hayal’in takibi istenmedi İstanbul Emniyet Müdürlüğü, gazeteci Hrant Dink’in cinayeti davasında sanık olan Yasin Hayal’in Bayrampaşa Cezaevi’nden tahliyesinin ardından takip edilmesi amacıyla kendilerine herhangi bir bildirim yapılmadığını açıkladı.
AA
Güncelleme: 17:42 TSİ 29 Nisan 2008 Salı
İSTANBUL – İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada bugün bir gazetede yayınlanan “İstanbul polisi Hayal’i es geçti” başlıklı haberde, “İstanbul polisinin Yasin Hayal’i takip etmeye gerek görmediğinin belirlendiği” şeklinde bir iddiaya yer verildiği dile getirildi.
Trabzon’da 2004 yılında meydana gelen bir bombalama olayıyla ilgili olarak yakalanan ve aynı kentte yargılanarak hüküm giyen Hayal’in, cezasını çekmek üzere Bayrampaşa Cezaevi’ne konulduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “(Takipli şahıslar) ile ilgili mevzuata göre, cezaevinden tahliye edilen bir tutuklu veya hükümlünün takip edilmesini gerektiren koşullar oluştuğu takdirde cezaevi cumhuriyet savcılığınca düzenlenen form, tahliye edilen kişinin ikametgahının bulunduğu il valiliğine gönderilir. Bu kişilerin takibi, adreslerinin bulunduğu bölgeye göre o ilin emniyet müdürlüğünce veya jandarma komutanlığınca yerine getirilir. Mevzuattaki bu açık hüküm uyarınca 2005 yılında Yasin Hayal’in Bayrampaşa Cezaevi’nden tahliyesini müteakip, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne herhangi bir bildirim yapılmamıştır. Bu nedenle ilgili şahıs hakkında o tarihte bir çalışma yapılmadığı ilgili mahkemeye Emniyet Müdürlüğümüzce bildirilmiştir. Emniyet Müdürlüğümüze ilgili makamlarca bilgi verilmediği takdirde Türkiye’nin her yerinden İstanbul’daki cezaevlerine sevk edilen binlerce tutuklu ve hükümlünün resen takip edilebilmeleri mümkün değildir.”
Açıklamada, “Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi, Emniyet Müdürlüğümüzün, haberde yer alan iddia konusunda herhangi bir ihmal veya kusuru bulunmamaktadır” denildi.
.userRating,.doThis{padding:6 0 6 0;background-color:#F3F3F6;border-bottom:solid 1px #A4ABC1;border-top:solid 1px #A4ABC1;width:460;} .t1{font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;} .b{font-weight:bold;} .f11{font-size:11px;} .c000{color:#000000;} .bulletRedSmall{font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;color: #CC0000;font-size: 65%} .textMedBlack{font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;font-size:70%;line-height:140%;font: normal; color: #000000} .dSp{width:135px;padding-right:10;margin-left:10px} .dIc{height:20px;vertical-align:middle} .tb01 { border-bottom-width: 1px; border-bottom-style: solid; border-bottom-color: #B2B2B2; border-top-width: 1px; border-right-width: 1px; border-left-width: 1px; border-top-style: solid; border-right-style: solid; border-left-style: solid; border-top-color: #B2B2B2; border-right-color: #B2B2B2; border-left-color: #B2B2B2; background-image: url(/i/msnbc/tiled4.jpg); margin-left:10px;}.yazi { font-family: verdana; font-size: 11px; font-weight: bold; color: #205B96; text-decoration: none;}.username { font-family: verdana; font-size: 11px; color: #525252; text-decoration: none;}.yazi:link { color: #205B96; text-decoration: none;}.yazi:visited { text-decoration: none; color: #205B96;}.yazi:hover { text-decoration: underline; color: #205B96;}.yazi:active { text-decoration: none; color: #205B96;} <!–
2. Mayıs 2008: 10:44 #28897AnonimPasifYasin Hayal’in bombalama cezasına onama Yargıtay 8. Ceza Dairesi, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi olayına adı karışan Yasin Hayal’e, 3.5 yıl önce Trabzon’da Mc Donalds’ın kapısına bomba bırakarak, 6 kişinin yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla yargılandığı davada, ”patlayıcı madde imal etmek” suçundan verilen 3 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
ANKARA – Yargıtay 8. Ceza Dairesi, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi olayına adı karışan Yasin Hayal’e, 3.5 yıl önce Trabzon’da Mc Donalds’ın kapısına bomba bırakarak, 6 kişinin yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla yargılandığı davada, ”patlayıcı madde imal etmek” suçundan verilen 3 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesini tamamladı.
Daire, Yasin Hayal’a ”patlayıcı madde imal etmek” suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca verilen 3 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı.
Yüksek Mahkeme, ”patlayıcı madde atmak” ve ”patlayıcı madde kullanarak mala zarar vermek ” suçlarından verilen 10’ar aylık hapis cezaları ile ”patlayıcı madde atarak 6 kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan her bir kişi için verilen 3 ay 10’ar günlük hapis cezalarını ise bozdu.
Yargıtay 8. Dairesi, bozma kararı verilen suçlara ilişkin hapis cezalarının, 5728 sayılı ”Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” uyarınca Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine göre yeniden değerlendirilmesine hükmetti.
6 YIL 8 AYA MAHKUM EDİLMİŞTİ
Trabzon’da 24 Ekim 2004’te, Atatürk Alanı’ndaki Mc Donalds’ın kapısına bırakılan bombanın patlaması sonucunda 6 kişi yaralanmıştı. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda, Yasin Hayal, ”patlayıcı madde imal etmek, patlayıcı madde atmak, patlayıcı madde kullanarak mala zarar vermek, patlayıcı madde atarak 6 kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından toplam 6 yıl 8 ay hapis ve bin 183 YTL para cezasına çarptırılmıştı.
Bombalı eylemi düzenlediği iddiasıyla 30 Ekim 2004’te yakalanan Yasin Hayal, yaklaşık 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti.
Yasin Hayal, daha sonra, gazeteci Hrant Dink’in silahlı saldırıda öldürülmesi olayına adının karışması üzerine gözaltına alınmış ve ardından da tutuklanmıştı.
13. Mayıs 2008: 18:52 #29031AnonimPasifDink cinayetinin sırrı çözülüyor
13.05.2008
Emirle ifade veren uzman jandarmaların başka ile tayini çıkınca gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Gazeteci Hrant Dink’in öldürüleceği ihbarı ve zanlıların izlenecek telefon numaraları İl Jandarma Alay Komutanının da aralarında bulunduğu altı yetkili tarafından sümenaltı edilmiş.
Sedef ŞENKAL DEMİR/ GAZETEPORT
Uzman Çavuş Veysel Şahin, Coşkun İğci’nin akrabası olan Yasin Hayal’in cinayeti işleyeceğini kendilerine bildirdiğini, hatta Hayal ve adamlarına ait 3 GSM numarasını kendilerine verdiğini ancak üstlerinin bu telefonların dinlenmesine gerek olmadığını söylediği yolunda ifade verdi.
Hrant Dink’in öldürüldüğü tarihte Trabzon İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda görevli olan uzman çavuş Veysel Şahin bugün talimatla şok bir ifade verdi. Cinayetin ardından tayini Burdur’a çıkan Uzman Çavuş Veysel Şahin’in bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılama için talimatla ifadesi alındı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nen talebi üzerine Burdur Adliyesi’nde talimatla ifade veren jandarma uzman çavuş Veysel Şahin, Hrant Dink cinayetinin öncesinde Yasin Hayal’ın eniştesi Çoşkun İğci ile yaptığı görüşmeyi anlattı. Coşkun İğci’nin kayıtlı elemanları olmadığını belirten Veysel Şahin, “Coşkun İğci bizim istihbarat amaçlı görüştüğümüz kişilerden biridir” dedi. Şahin Çoşkun İğci’nin telefonla görüşme isteği üzerine Başçavuş Okan Şimşek ile birlikte görüşmeye gittiklerini belirterek arlarında geçen konuşmayı şöyle anlattı:
“Coşkun iğci, Yasin Hayal’in akrabası olduğunu ve Hayal’in ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink’i öldürmek için plan yaptığını, hatta Agos gazetesi ile Dink’in evi arasındaki güzergahta kroki çalışması yaptığını ve bunları kendisinin de gördüğünü anlattı. Yasin Hayal’in bu şahsın internetten çıkartılmış fotoğraflarını da kendisine gösterdiğini söyledi. Yasin Hayal’in 3-4 kişilik bir grubu olduğunu, bunlardan birinin üniversite öğrencisi olduğunu ancak ismini bilmediğini söyledi. Cebinden çıkarttığı bir kağıda yazılı 3 tane GSM numarasını Yasin Hayal ve arkadaşlarının kullandığını söyleyerek bize verdi.”
ÜSTLERİ BU ÖNEMLİ BİLGİYİ GEREKLİ GÖRMEZDEN GELMİŞ
Hrant Dink cinayetini önleyebilecek olan GSM numaralarının dinlenmeye alınmadığını da belirten Uzman Çavuş Veysel Şahin, Coşkun İğci’den aldıkları bilgilerin önemli olması nedeniyle eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz’ün de aralarında bulunduğu üstlerine ilettiklerini belirterek ifadesine şöyle devam etti:
“Biz Coşkun İğci’nin bu söylediklerini ve verdiği önemli 3 telefon numarasını üstlerinimez bildirdik. Ama telefonlar dinlenmedi. Kimin bu talimatı verdiğini bilmiyorum ama bu konu ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Dink’in öldürüleceğini önceden haber veren Coşkun İğci’nin yalan söylediği yolundaki ifadelerimi de üstlerimin baskısıyla verdim. Şimdi başka bir yere tayinim çıktığı için rahatladım ve bu nedenle ifade verebiliyorum.”
20. Mayıs 2008: 10:31 #29128AnonimPasifİstihbaratta ihmal
TOLGA ŞARDAN Ankara
Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili olarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre, İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi, Trabzon Emniyeti’nden gelen uyarıyı dikkate almadı
[IMG]http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaResmi/2008/05/20/fft17_mf45656.Jpeg[/IMG]
Hrant DinkAgos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından İçişleri Bakanlığı’nca başlatılan ön inceleme kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’deki personelin, “görevlerini ihmal ettikleri” belirtildi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın görevlendirdiği mülkiye başmüfettişinin isteğiyle görevlendirilen iki bilirkişi, Dink’in öldürülmesiyle ilgili dosyayı inceledi ve bir değerlendirme raporu hazırladı.
Bilirkişiler, silahlı saldırıdan yaklaşık bir yıl önce Trabzon Emniyeti’nden İstanbul Emniyeti’ne gönderilen ve “Dink’in Yasin Hayal adlı bir kişi tarafından öldürülmesinin planlandığı” yönünde bilgiyi içeren 17 Şubat 2006 tarihli uyarı yazısıyla ilgili işlemleri mercek altına aldı.Rapor yazılmadı
Raporda, Trabzon Emniyeti’nden gönderilen yazı üzerine İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’ndeki görevlilerce, ilgili istihbarat metot ve teknikleri kullanılarak çalışmalar yapıldığı, ancak ilgili masa amiri olan komiser V.A.’nın, teknik sorgulama çalışmalarında elde ettiği bilgileri rapor haline getirmediği ve bu bilgileri içeren resmi yazıyı Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne yazmadığı belirtildi.
Bilirkişinin görüşüne yer veren mülkiye başmüfettişi de raporunda, “İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün Trabzon’dan gelen yazı üzerine Fırat (Hrant) Dink hakkında çalışma yapması gerekirdi. Yapılmadığı görülmektedir” dedi. Müfettiş raporunda,Trabzon’dan gelen istihbaratın somut ve kesin bir kanaat içerdiğine de dikkat çekti.20. Mayıs 2008: 11:32 #29130AnonimPasifYüce rabbimiz İsa Sen bizi bu kötülüklerden ve kötü insanlardan koru. Amen
4. Haziran 2008: 12:34 #29315AnonimPasifDink cinayetinde tetikçiye yardım eden kişi kim?
04/06/2008
Hrant Dink cinayeti öncesi çekilen kamera kayıtlarına göre katil zanlısı O.S.’nin yanında ikinci bir kişi bulunuyor. Bu kişinin kimliği henüz tespit edilemedi
İSTANBUL – AGOS gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürüldüğü gün çekilen görüntüler katil zanlısı O.S.’nin yanında ikinci bir kişi olduğunu ortaya çıkardı.
[IMG]http://i.radikal.com.tr/150×113/2008/06/04/fft16_mf9893.Jpeg[/IMG]
NTV’nin haberine göre, bir bankanın para çekme makinesi ve bir işyerinin güvenlik kameralarından çekilen görüntülerde O.S.’nin yanındaki ikinci kişi görülüyor. Olay yerinde uzun süre bekleyen, telefon görüşmesi yapan ve O.S.’nin kaçış güzergahında güvenlik kameralarına tekrar
takılan kişinin kimliği gizemini koruyor. İkinci kişi, Agos Gazetesi önünde uzun süre bekliyor ve cinayetin ardından da ara sokaktaki inşaata girip kayboluyor.
Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de cinayete kurban gitmeden hemen önceki görüntüleri Agos’un karşı köşesindeki bankanın güvenlik kayıtlarında bulunuyor. Bu kayıtlarda katil zanlısı O.S.’nin ve kimliği bir türlü tespit edilemeyen bir kişinin de görüntüleri var.
Dakika dakika görüntüler
O.S., 19 Ocak 2007’de saat 12.53.04’te beyaz beresiyle atm kayıtlarına giriyor, saat 12.58.00’de de aynı güzergahta dolaşmaya devam ettiği görülüyor. Kayıtlar Hrant Dink’in
[IMG]http://i.radikal.com.tr/150×113/2008/06/04/fft16_mf9895.Jpeg[/IMG]
14.40.04’te bankaya girdiğini ve burada sıra numarası aldıktan sonra dışarıya çıktığını gösteriyor.
Saat 14.53.12’de kaldırımın kenarında, sırtını Agos’a dönmüş ama zaman zaman arkasını kontrol eden bir kişi göze çarpıyor. Bu kişi bir ara görüntüden çıkıyor, sonra yine yüzünü Agos tarafına dönmeden geri geri yürüyerek aynı noktaya, bankanın önüne geliyor ve bir telefon görüşmesi yapıyor.
Hrant Dink, 14:53:51’de ikinci kez bankaya geliyor. Hrant Dink bankaya girdikten sonra sözkonusu kişi telefonu kapatıp görüntüden çıkıyor.
Dink içeride 5 dakika kalıyor. Bankadan çıkışı 14.57.36’da ATM kameralarınca görüntüleniyor ve tam saat 14.57.44’te gözler Agos’un önüne çevriliyor.Aynı kişi işyeri kamerasında
O.S.’nin Şafak Sokak’tan kaçışı 14.59.14’te bir işyerinin kameralarına takılıyor. Hemen ardından O.S.’nin kaçtığı yöne doğru iki kişi geliyor. Bu iki kişiden birinin, daha önce ATM kamerasının da kaydettiği, gözcü olabileceği şüphesini doğuran kişi olduğu görülüyor. Bu iki kişi O.S.’nin arkasından bakıyor ve O.S. gözden kaybolduktan hemen sonra, sokağın üzerindeki inşaata giriyor. Polis, olay yerinde bulunan hemen herkesin ifadesine başvurdu. Şafak Sokak’taki inşaatin kalfası, bu iki kişinin inşaatta çalışmadığını söyledi. Aradan yaklaşık 1,5 yıl geçti ancak olayda gözcülük yapmış olabileceği şüphesi uyandıran bu iki kişinin kimliği tespit edilemedi.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=881567&Date=04.06.2008&CategoryID=77
4. Haziran 2008: 16:31 #29317AnonimPasifDüşündürücü bir olgu. Dün akşam haberlerde de izlediğim bir durum ve de iki kişinin kimlikleri ???… Kaybolan ve görülmeyen bantlar !!!… Düşündürücü…
Ama; bir şey var ki; ” yalanıcının mumu kısa bir sürede ortaya çıkar .”
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.hisusa
13. Haziran 2008: 9:50 #29427AnonimPasifMeğer Dink’in cinayetine göz yumulmuş…
Hrant Dink cinayetiyle ilgili öylesine açıklamalar yapılmaya başlandı, öylesine ifadelerle karşılaşıyoruz ki, hayret etmemek elde değil. Dink’ in öldürüleceği çok öncesinden biliniyormuş. Güvenlik kadroları da durumun farkındaymışlar, ancak gerekli önlem alınmamış. Göz göre göre, Dink ölüme mahkum edilmiş. Peki şimdi ne olacak? Sadece dövünmekle mi yetineceğiz, yoksa sorumluların tümü cezasını çekecek mi?
Hrant Dink’in başına gelenler inanılacak gibi değil.
İlk dönemde fazla ihtimal vermemiştim.
Bu kadar ayrıntıya sahip olmadığımızdan dolayı, daha çok bir ciddiyetsizlik, koordinasyonsuzluk veya aldırmazlığımıza bağlamıştım. Çeşitli servislerin elde ettikleri bilgileri birbirleriyle paylaşma konusundaki isteksizliklerini, sorumlu durumdaki kişilerin önlem almamalarını, tamamen idari gevşekliğe bağlıyorduk.
Aman efendim, meğer işin içinde neler neler varmış.
Size burada ayrıntılı şekilde, kimin ne yaptığını yazacak ve anlatacak değilim. Merak ediyorsanız, günlük haberleri şöyle bir karıştırın göreceksiniz.
Eminim sizlerde hayretler içinde kalacaksınız.
Yazacaklarıma şaşırmayın…
Bugüne kadarki açıklamalar, alınan ifadeler ve davada ortaya çıkan gerçekleri bir araya getirdiğinizde, özetle şöyle bir gerçekle karşılaşıyorsunuz:
Hrant Dink’in öldürülmesi için hazırlıklar yapıldığını, Türkiye Emniyet teşkilatı çok öncelerden haber almış…
Sadece bununla da kalınmamış, ilgili yerlere bu bilgiler servis edilmiş…
Ancak, sorumlu durumdaki kişiler, yetkililer, Askeri ve Polis Müdürleri ya görmezden gelmişler veya görmek istememişler.
Ben buna ne derim biliyor musunuz ?Bu yaklaşımın adı, Hrant Dink’i ölüme mahkum etmektir.
Şimdi göreceksiniz, aynı kişiler raporların somut olmadığından, hemen hergün bu tip ihbarlar aldığından, her ihbarın peşinden koşamayacaklarından söz edeceklerdir.Hayır, Hrant Dink herhangi biri değildi. Farklı görüşleriyle ön planda ve heran böyle bir suikast girişimiyle karşı karşıya kalabileceği bilinen bir kişiydi. Hatta, bir vali yardımcısı tarafından uyarılmıştı. Şimdi kalkıp bu özürlerin arkasına saklanılamaz.
Peki ne olacak ?
Bu olayda, devletin büyük sorumluluğu vardır.
Devlet, şimdi kalkıp sahte üzüntü gösterilerine girmekle, sorumluları ayıplamakla yetinemez. İnsan kaybının bedeli yoktur, ancak T.C Devleti mutlaka bu ayıbını ödemelidir. Bu, kamu oyunun önüne çıkıp açıkça “özür dilemekten“, yüklü bir tazminata kadar bir dizi yaptırımı kapsayabilir.
Şimdi davanın sonucu bekleyelim.
Yargıdan gerçekleri ortaya çıkarmasını bekliyoruz.
Türkiye, Hrant ’ın kanını yerde bırakmamalıdır.
Yazının yazı başlığı ile ilgili bölümü alıntılanmıştır
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9168936.asp?yazarid=69&gid=61&sz=26939
15. Haziran 2008: 18:47 #29464AnonimPasifHrant Dink’in katili de Ağca gibi rahat Uzmanlar, Hrant Dink’in katili O.S’nin basına yansıyan görüntülerinden yola çıkarak profilini belirledi: O.S. sorguda fazlasıyla rahat. Çünkü cinayet kendisine O.S’nin rahat tavırlarıyla Papa suikastçısı Mehmet Ali Ağca’nın davranışları arasındaki benzerliğe dikkat çeken uzmanlar, ikisinin de “mesih” rolüne ikna edildiği görüşünde
Gazeteci Hrant Dink’in tutuklu katil zanlısı Ogün S’nin Samsun’da yakalandıktan sonra emniyette ifadesinin alındığı video kayıtlarını izleyen uzmanlar Ogün S’nin psikolojik profilini Taraf gazetesi için çıkardı. Uzmanlar, işlediği cinayetten 32 saat sonra yakalanan Ogün S’nin, ifadesi sırasında eylemi ile orantılı olmayan bir rahatlığa sahip olduğunda birleşti. Uzmanlara göre bu rahatlık, anti-sosyal kişiliklere özgü olan duygusuz, umarsız ve empati yoksunluğu gibi özelliklerden kaynaklanıyor.
Ogün S’nin eylemini “kahramanca” bir davranış olarak algıladığını belirten uzmanlar, böyle bir duyguyu uzun süren bir psikolojik telkin süreciyle kazanabileceğini söyledi. Uzmanlar, kendini kanıtlama ihtiyacı içinde olan bu özellikteki kişilerin uzunca bir süre psikolojik telkinlerle ‘üstün bir amaç’a yönlendirildiğinde atılgan, zalim ve insafsız olabileceğini de belirtti. Mehmet Ali Ağca ve Ogün S’yi buluşturanın bu anti-sosyal özellikleri olduğuna dikkat çeken uzmanlar, önceden iyi gözlemlenerek seçilmiş olmalarının muhtemel olduğunu kaydetti. Uzmanlar ayrıca, ikisinin de taşıdığı özelliklerin onları “kurtarıcı”, “mesih” rolüne ikna edilerek vicdansız bir katile dönüştürme imkanı sunduğunu söyledi.
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi klinik şeflerinden psikiyatrist Doç. Dr. Kemal Sayar, Ogün S’nin ifadeleri sırasındaki ruh halini “seçilmişlik duygusu” olarak açıklıyor. Sayar, Ogün S’nin “Vatanı düşmandan kurtarmak”, “Kutsal bir görevi yerine getirmek” gibi idealize edilen yasal duygularla bir cinayete ikna edildiğini vurguladı. Bu psikolojiyi “mesihi” bir rol olarak tanımlayan Sayar, şunları söyledi: “Hayatta hiçbir şey olamamış, anti-sosyal kişilik özellikleri var. Aslında pasif ve siliktir ama kendini ispatlama ihtiyacı içindedir. Eyleminin sonuçlarına duyarsızdır. Vicdan eksikliği ve empati yoksunudur. Bu psikolojik alt yapıya sahip kişilerden katiller devşirilebilir. Yakalandıktan 32 saat sonra kaydedilen video görüntülerinde Ogün S’nin çizdiği psikolojik portre de böyledir.”
TELKİNLE YÖNLENDİRİLMİŞ • “‘Üstün bir amaç’a yönlendirildiğinde atılgan, acıma duygusundan yoksun, zalim ve insafsız biri haline gelir. İyi gözlemlenmiş olmalı, tercih edilmiş, yani ‘seçilmiş’ denebilir. Ağca ile Ogün S. bu anti sosyal özelliklerde buluşuyor. Taşıdıkları özellikler onları ‘kurtarıcı’, ‘mesih’ rolüne ikna edilerek vicdansız bir katile dönüştürme imkânı sunuyor.”
GRUP DESTEĞİ VAR • Eski Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi üyesi ve Nöropsikiyatri Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Nevzat Tarhan, video görüntülerinde izlediği Ogün S’nin eyleminin sonuçlarını algılayamadığını ifade etti. Suçla orantılı olmayan bir tepkiye sahip olduğuna dikkat çeken Tarhan, şunları söyledi: “Sanki düşman vurmuş. Sanki yaptığı suç değil de bir engeli ortadan kaldırma işi. Çok rahat anlatıyor, bunu bir görev yapmış olmanın sorumluluğu içinde söylüyor. Anlaşılan ‘vatan görevi’ olarak belletilmiş ve cinayet davranışı önceden öğretilmiş. Bir grubun psikolojik desteği olmadan kendisine bu kadar güvenmesi sözkonusu olamaz. “
( Taraf/KURTULUŞ TAYİZ ) – 14.06.2008 24. Haziran 2008: 14:56 #29547AnonimPasifDink duruşması basına açık olacak 24 Haziran 2008 A.A Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i öldürdüğü iddiasıyla yargılanan O.S, 28 Haziran cumartesi günü 18 yaşını dolduracağı için, 7 Temmuzdaki duruşma basına ve izleyicilere açık olarak yapılacak.
Üsküdar’daki Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 1990 yılında dünyaya geldiği belirtilen ve Adli Tıp Kurumunca yapılan muayenesinde fizyonomik olarak nüfus kaydına uyumlu yaşlarda gözüken O.S, 28 Haziran Cumartesi günü 18 yaşını dolduracak.Dink’in öldürülmesine ilişkin O.S’nin de aralarında bulunduğu 19 sanığın yargılamasını yapan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Temmuz Pazartesi günü yapılacak duruşmada, O.S 18 yaşından küçük olduğu için daha önce verilen “kapalı duruşma” kararını kaldıracak.
Karar uyarınca önceki duruşmalara giremeyen basın mensupları ve izleyiciler, söz konusu duruşmayı izlemek için salona alınacak.
Dava kapalı olduğu için önceki celselerde uygulanan “gizlilik kararı” da ortadan kalkarken, basın mensupları da sanıkların ifadelerini haber yapabilecek.
Davaya ilişkin tensip tutanağını düzenleyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, O.S’nin 18 yaşından küçük olması nedeniyle CMK’nın 185. maddesi uyarınca duruşmaların kapalı olarak yapılmasını kararlaştırmıştı.
O.S’NİN 42 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Davanın iddianamesinde, O.S’nin, “Hrant Dink’i öldürmek” suçundan 18 yaşından küçük olduğu da dikkate alınarak 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması, ayrıca “terör örgütüne üye olmak” ve “ruhsatsız silah taşımak” suçlarından da 8,5 ile 18 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
O.S’nin bu suçlardan toplam 26,5 ile 42 yıl arasında hapsi talep edilen iddianamede, diğer 18 sanığın da 7,5 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası arasında hapisle cezalandırılması isteniyor
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9262813.asp?gid=229&sz=71681
16. Temmuz 2008: 11:45 #29737AnonimPasifDink duruşmasında şov yaptılar! Hrant Dink cinayetinin dün yapılan altıncı duruşmasına sanıkların laubali ve gayri ciddi tavırları damgasını vurdu. Duruşmada Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut’un, Erhan Tuncel’e, Eskişehir’de sık sık görüştüğü kadının İsrailli bir ajan olup olmadığı yönündeki sorusuna, Tuncel, “İsrail cumhurbaşkanının kızıydı, şimdi öğrendim önceden bilmiyordum.” şeklinde cevap verdi.
Katil zanlısı Ogün Samast ise, Agos Gazetesi önünde kendisini arayanın Etyen Mahçupyan olup olmadığının sorulması üzerine “Hayır, beni Jennifer Lopez aradı.” cevabını verdi. Yasin Hayal, duruşmaya ilk kez katılan basına selam ve saygılarını ileterek başladı. Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 6. duruşması nedeniyle Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan bazı sanıklar, yargılamanın yapılacağı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma için Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
Mahkeme, Samast’ın 18 yaşını doldurduğunu göz önüne alarak, duruşmaya açık olarak devam edilmesine karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma tutuksuz sanıklardan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin ifadesinin alınmasıyla başladı. İğci, ‘Yasin Hayal’in böyle bir eylem yapacağını duyduğunda kendisini oyalamaya çalıştığını ancak engelleyemeyeceğini anlayınca jandarmada görevli 2 istihbaratçıya bildirdiğini’ anlattı. İğci, ayrıca, jandarma görevlilerinin, ‘Yasin Hayal’i, vukuatlı bir kişi olduğu için jandarma bölgesinde sürekli gözetim altında tuttuklarını söylediklerini’ aktardı.
Azmettirici olarak yargılanan Yasin Hayal, cinayetten önce Samast’ın kendi arkadaşları ile yaptığı toplantıda Dink’ten bahsederken, o Ermeni’yi vuracağını söylediğini ve alkışlandığını öğrendiğini anlattı. Hayal, “Samast, telefonda da bana olay günü ‘İçeriye girip herkesi tarayayım mı?’ dedi. Bana böyle söyleyince kendisine orada masum insanların bulunabileceğini söyleyerek, ‘Daha sonra vicdan azabı çekeriz’ dedim. Böyle bir şeye kalkışmamasını söyledim. O da bana ‘tamam’ dedi.” diye konuştu.
Ogün Samast ise Hayal’i yalanladı: “Dink’in orada olmadığını söyledim. Hayal bana, ‘Kapıdaki güvenlikçilerin kafasına sık, daha sonra içeridekilerin kafasına sık.’ dedi.”
Duruşmada sanıkların gayri ciddi tavırlandı dikkat çekti.Tuncel, Fuat Turgut’un, Eskişehir’de sık sık görüştüğü kadının İsrailli bir ajan olup olmadığı yönündeki sorusuna Tuncel, “İsrail cumhurbaşkanının kızıydı, şimdi öğrendim.” diye cevap verdi. Samast’a ise, Agos Gazetesi önünde kendisini arayanın Etyen Mahçupyan olup olmadığının sorulması üzerine “Beni Jennifer Lopez aradı.” dedi. Yasin Hayal, “Yüce Türk milletinin lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nu selamlıyorum.” diyerek başladığı konuşmasını “BBP iktidara gelene kadar kervan yürüyecek.” diyerek bitirdi. Hayal, ayrıca nezaret camından “Yaşasın BBP.” diye bağırdı.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Hayal’in açıklamalarını provokasyon olarak değerlendirdi.
Duruşma 13 Ekim’e ertelendi. Cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Erhan Tuncel, jandarmada istihbarat elemanı olarak çalıştığı dönemde ‘Mehmet Kurt’ kod ismini kullandığını anlattı. Mahkeme başkanı, Tuncel’e Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında yapılan son operasyonda gözaltına alınan Prof. Dr. Ercüment Ovalı’yı tanıyıp tanımadığını sordu. Erhan Tuncel tanımadığını söyledi. Tuncel, duruşma salonundan çıkartılırken Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut’a işaret parmağını sallayarak, “Yanlış sorular soruyorsun.” tehdidinde bulundu.
22. Temmuz 2008: 11:42 #29820AnonimPasifCerrah’a soruşturma izni yok
22.07.2008İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Hrant Dink cinayetinde ihmalleri bulunduğu öne sürülen, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in de aralarında bulunduğu 8 polisin yargılanmasına izin vermedi.
Sedef ŞENKAL DEMİR/ GAZETEPORT
İSTANBUL- İstanbul Valiliği’nin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında soruşturma izni vermemesi üzerine Dink ailesinin avukatları bu karara itiraz etmişti.Valiliğin görevi ihmal suçundan soruşturma izni verdiği eski istihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve İstihbarat Şubesi’nde görevli 6 memur ise bu kararı iptali için başvuruda bulunmuştu. İtirazları karara bağlayan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Güler ve 6 hakkında verilen soruşturma izinini yöntem ve yasaya uygun bulmayarak iptal etti.
Cerrah hakkında ise bir üyenin itirazına rağmen oy çokluğuyla soruşturma izni verilmedi.
Üye hakim Sadettin Yaman Cerrah hakkında soruşturma izni verilmesini belirten karşı oyunda, “Hrant Dink’e şahsı, fiziki ve mekansal koruma verilmesi hukuk devleti ilkesinin tabi sonucudur. Bunun sonucu olarak düşünce ve kanaatlerin serbestçe açıklanması fikir sahiplerine yönelik ciddi bir tehdit oluşturan ya da onların temel hak ve hürriyetlerini tehliyeke sokan eylem ve girişimlere karşı önlemler almak zorunluluktur” dedi.
Karşı oyda ayrıca Dink’in öldürüleceğinin bildirildiği, bilgi akışının yetersiz kaldığı şeklindeki iddialara rağmen İstanbul’daki kolluğun başı olması nedeniyle Cerrah’ın olayda sorumlu bulunduğu belirtilerek soruşturma izni verilmesi istendi.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.