Kaçınılmaz Olanla Yüzleşme, Ölüme karşı duyulan kızgınlık, korku ve endişe ile mücadele etmek
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
6. Ekim 2006: 1:41 #23674EvangelistAnahtar yönetici
Tüm tarih boyunca, tüm insanların yaşadığı ortak bir tecrübe varsa, o da ölümdür. Ölüm hepimizin yüzleşmek zorunda olduğumuz bir şeydir, hiçbir spor, beslenme şekli, meditasyon tekniği veya maddi güç ondan kaçabilmemizi mümkün kılmaz. Ölüm tüm insanları eşit kılan bir tecrübedir.
Ölümün kesinliği, ölümden sonraki yaşamın belirsizliği, bir çoklarının yüreğine korku saçmaktadır. Yaşlanmaya sürecini durdurmaya çalışırken etrafımızda bunu görürüz. Biz sonraki ameliyatın ya da ilacın veya genetik keşfin yaşamlarımızı uzatacak kapıyı açan anahtar olmasını dileriz.
Ancak herkes ölümü belirsizlik ve korku içinde beklemez. Birkaç yıl bir arkadaşım bu meçhul düşmanın yüzüne dik dik baktı. 16 yaşına geldiğinde mide kanseri olduğu teşhis edilmişti. Doktorlar ellerindeki her türlü imkanı denedi ancak hiç biri işe yaramadı. Bir buçuk sene boyunca Rob, iki şehir ve üç hastane değiştirdi. O yıllarda 90 pound ve tüm saçını kaybetti. Ne yazık ki 18 ay sonra onun için yapılacak bir şeyin kalmadığına karar verildi.
Yolun sonuna gelen doktorlar yapılabilecek en son çareye başvurdular. Onu evine gönderip, yaşamının son günlerinin tadını çıkarmasını istediler. Bu noktada, ben dehşet verici bir şekilde üzgündüm, sevgili bir arkadaşımı kaybetme korkusu içindeydim ve Tanrı'ya kızgındım. Tanrı'ya, Rob'u iyileştirmediği için kızgındım. Aynı zamanda Rob'un hayatının en güzel yıllarını yaşamadan öleceği içinde Tanrı'ya öfkeliydim.
şaşırtıcı bir şekilde, Rob, benim öfkemi paylaşmıyordu. Açıkçası, o ölümü, ilk randevusu öncesi heyecanla bekleyen bir aşık gibi bekliyordu. Bugün bile onun bu fırtına karşısındaki huzurunu saygıyla hatırlarım.
Onun huzuru ve sakinliği hayatı takmayan bir bakış açısının ürünü değildi. Ya da kimin umurunda yaklaşımı. Bu huzur, onun ilk teşhisten birkaç ay önce aldığı bir kararın sonucu idi. Rob bu karar ile Tanrı'da ki huzuru bulmuştu.
Rob bu huzuru Kutsal Kitap'ta bulmuştu. Romalılar kitabında şunları okumuştu: Romalılar 3:23 ve 6:23: “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı…. Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.”
Yeşaya'ın şu ayetleri kaleme alırken ima ettiği kişi İsa Mesih'in kendisidir (Yeşaya 9:6): “Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak “. Esenlik Önderi dünyaya gelmiştir öyle ki her kişi Tanrı ile barışabilsin. Rob İsa Mesih'e güvenmişti ve yaşadığı huzur çok açıktı.
Bu kararı yapmaya ihtiyaç duyan tek kişi Rob değildir, hepimizin bu ihtiyacı vardır. Tanrı'nın sonsuz yaşam hediyesini kabul edip etmeyeceğimize karar vermeliyiz. Eğer biz Tanrı'nın hediyesini geri çevirirsek, biz manevi ölüme yani Tanrı'dan sonsuz ayrılığa mahkum ediliriz. Eğer kabul edersek o zaman sonsuz yaşam bizimdir.
Bu sonsuz yaşam, bizim fiziksel ölümden kurtulacağımızı ifade etmez ancak ölümden sonra bizleri sonsuz yaşam ve cennetin beklediğini bilmek, ölüm korkumuzu siler atar. Rob'un keşfettiği gerçek budur, Tanrı ile ilişki onun hayatını değiştirmiştir. Benimde keşfettiğim gerçek budur ve bu gerçek hayatımı değiştirmiştir.
yazan: Brandon Markette
Rab İsa, sana iman ediyorum. Beni korkutan herhangi bir şeyin beni ezmeyip,
sana itaat etmeme engel olmaması için, imanımda beni destekle! Kilisene eşlik et,
kilisenle beraber kal, çobanların ve müminlerin imanını güçlendir.
Senin yardımınla kutsal Adını, duymak istemeyenlere bile duyuracağız! -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.