Izmirde Rahibi bıçaklayan gence, 4 yıl 7 ay hapis
- Bu konu 4 izleyen ve 5 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
2. Ocak 2009: 21:11 #25874ArmaganAnahtar yönetici
Hürriyet Haber 29.12.2008
Rahibi bıçaklayan gence, 4 yıl 7 ay hapis
29 Aralık 2008DHA.hurriyet2008- İZMİR’in Bayraklı Semti’nde 2007 yılının Aralık ayında Saint Antuan Kilisesi’nin İtalyan rahibi Adriona Franchini’yi, pazar ayin sonrasında karnından bıçaklayan 19 yaşındaki Ramazan Bay, tutuksuz yargılandığı Karşıyaka 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde toplam 4 yıl 7 ay hapis, 375 YTL de adli para cezasına çarptırıldı.
Saint Antuan Kilisesi rahibi Adriona Franchini’nin bıçaklanmasıyla ilgili 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davanın karar duruşmasına tutuksuz yargılanan Ramazan Bay katılmadı. İzmir Barosu’nun atadığı avukatın, girdiği bunalım sonrasında olayı gerçekleştirdiği, bu nedenle de lehine karar verilmesini istediği sanık Bay, ilk olarak mahkeme heyetince, ‘hafif tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek şekilde bıçakla yaralamak’tan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ceza, daha sonra Ramazan Bay’ın daha önceki duruşmalardaki iyi halini de göz önünde bulundurarak 4 yıl 2 aya indirdi. Bay’a ayrıca, ‘sustalı bıçak bulundurmak’ suçundan da 5 ay hapis ve 375 YTL adli para cezası verildi.
POLAT ALEMDAR OLMAK İSTEMİŞTİ
Bayraklı Semti’ndeki 2007 yılının Aralık ayında meydana gelen olayda, Ramazan Bay, pazar ayinine katıldığı Saint Antuan Kilisesi’nde Hıristiyan olmak istediğini söyleyerek yanına gittiği Adriona Franchini’yi, kendisine “Senin gözünde kara var. Sen hastasın, hemen Hıristiyan olunmaz. Ayinlere katılman gerek” karşılığı verdiği gerekçesiyle karnından bıçakla yaralamıştı. Adriona Franchini, olaydan sonra Ege Üniversitesi Hastanesi’nde 3 gün tedavi gördükten sonra taburcu olmuştu.
Olaydan sonra ilk olarak camiye, ardından da derneğe gidip yol parası bulamayınca teslim olan Ramazan Bay, ifadesinde ise milli duygularının kabardığını, severek izlediği Kurtlar Vadisi dizisinin kahramanı Polat Alemdar gibi olmak istediğini söylemişti.Bay, geçen Haziran ayındaki duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
3. Ocak 2009: 10:33 #31874AnonimPasifBu haber her ne kadar bir suçlunun cezasını bulması noktasında anlamlı görünüyorsa da, işin aslı pek de öyle değil. Eylemin oluşmasına yol açan kültüre ve anlayışa dikkat çekmek gerekir. Çok değil, daha iki ay evveline kadar ben bile Hristiyanları “Sapık/cehennemlik” olarak görürüdüm. Gerçi o zamanki duygular içerisinde iken dahi öldürülmeleri zulüm görmleri karşısında memnuniyet duymaz ve üzülürdüm. Ama yine de sanki onları başka dünyaların insanları gibi görürdüm.
Bu genç yarın hapisten çıktığında “Rahip bıçaklamış adam” olarak “Kahraman” muamelesi görmeyeceğini kim iddia edebilir ? Gerçi tüm müslümanlar olaya bu şekilde yaklaşmaz ama maalesef din-siyset ilişkisi, dinlerin yanlış yorumlanmasına da sebep olabilmekte. Saf imanlı ve iyi niyetli gençler dini açıdan içinde bulundukları bilgi eksikliği nedeniyle kolayca yönlendirilip, kullanılmaktalar.
Benden yaşça büyük olanlar daha evvel içimizde yaşayan Ermeniler’in ticaret ahlakını anlatırken ne kadar dürüst olduklarını söylerlerdi. Üstelik bunu anlatanlar bizzat bu söylediklerini yaşamış olan müslüman Türk kişiler idi. Öyle kulaktan dolma hikâyeler değil.
Mesela hiç pazarlık etmediklerini, malını satmak için yemin etmediklerini söylemişlerdi. Bir müşterisi beğendiği ayakkabıyı almak için fiyat kırma hususunda ısrar edince satıcı, “Fiyat indiremem. Ama çok istiyorsan bu ayakkabıyı sana hediye edeyim” demiş.
Daha sonra İncil de Hz. İsa’nın “Yemin etmeyin. Evetiniz, evet; hayırınız, hayır olsun. Bundan fazlası şeytandandır” emrinı okuyunca bu davranışın sebep ve kaynağını da öğrenmiş oldum.
Hristiyanlar başka dünyaların insanları değildi. Bizim gibi bu dünyada yaşamaktaydılar.
Üç para kâr için (Fazla olsa da fark etmez) söylediği fiyat doğru bile olsa, ulu orta yaradanın adını ağıza almak, hele hele menfaat için “Payanda” yapmak ne kadar çirkin.
Son bir kaç yıldır alış veriş ederken genellikle yemin etmeyen insanları seçmeye çalışıyorum. Dini kimlikleri o kadar önemli değil. Allah adını az bir pahaya değişmek çok büyük suç.
Konuyu dağıttım kusura bakmayın. Her insan neye inandığıın hesabını mülkün sahibine verecek. Bizim dikkat etmemiz gereken esas nokta, bireyler olarak sosyal ilişkilerimizde göstermemiz gerek nezâket ve saygı olmalıdır. Biz yargılama mercii değiliz.
Kendi inancımızdan olmayanlara düşman gibi baktıkça, bu tip kötü eylemler ne ilktir, ne de son olacaktır.
3. Ocak 2009: 19:55 #31873AnonimPasifÂ’raf;11706 wrote:Bu haber her ne kadar bir suçlunun cezasını bulması noktasında anlamlı görünüyorsa da, işin aslı pek de öyle değil. Eylemin oluşmasına yol açan kültüre ve anlayışa dikkat çekmek gerekir. Çok değil, daha iki ay evveline kadar ben bile Hristiyanları “Sapık/cehennemlik” olarak görürüdüm. Gerçi o zamanki duygular içerisinde iken dahi öldürülmeleri zulüm görmleri karşısında memnuniyet duymaz ve üzülürdüm. Ama yine de sanki onları başka dünyaların insanları gibi görürdüm.Hristiyanların bu dünyadan olmadığı konusunda aslında doğru bir tespit yapmışsınız. Rab İsa Mesih şöyle dua etmişti:
‘Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. ÇÜNKÜ BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ, ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları bu dünyadan uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.’
Saldırılara gelince, zaten bunların yaşanacağı yazıyordu Kutsal Kitap’ta. Bu olay ne ilktir, malesef ne de son olacaktır. Yasalar gereken cezaları vereceği gibi Rabbimiz de bizlere her zaman O’nun adını duyurmanın cesaretini verecektir.
‘Her yönden sıkıştırılmışız ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız ama çaresiz değiliz. Kovalanıyoruz ama terk edilmiş değiliz. Yere yıkılmışız ama yok olmuş değiliz. İsa’nın yaşamı bedenimizde açıkça görülsün diye İsa’nın ölümünü her zaman bedenimizde taşıyoruz. Çünkü İsa’nın yaşamı bizim ölümlü bedenimizde açıkça görülsün diye, biz yaşayanlar İsa uğruna sürekli olarak ölüme teslim ediliyoruz. Böylece bizde ölüm sizde ise yaşam etkin olmaktadır.’
Rab dünyanın her köşesinde Müjdeyi duyuran, Rabbe hizmet eden her kardeşimi korusun ve yaşanan her türlü sıkıntı ve saldırıda dayanma gücü versin. Ve bu tür saldırıları yapan kişilere de merhamet etsin, onları da ışığıyla aydınlatsın, karanlıktan kurtarsın.4. Ocak 2009: 14:06 #31875AnonimPasif@getsemani 11710 wrote:
Hristiyanların bu dünyadan olmadığı konusunda aslında doğru bir tespit yapmışsınız. Rab İsa Mesih şöyle dua etmişti:
‘Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. ÇÜNKÜ BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ, ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları bu dünyadan uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.’Buraya eklediğiniz ayetleriin anlamını çözebilecek düzeyde değilim henüz. Dolayısıyla sizin anlamlandırdığınız bir anlamı kasd ederek yazmadım.
Mesajımdaki ilk paragrafı bütünüyle alırsanız başka, o paragraftan sadece bir cümleyi çekip alırsnız başka sonuç çıkar. Hristiyanların inançlarını doğru bir inanç ve tuttukları yolun da doğru bir yol olmadığını düşünürdüm bir zamanlar. Bunu ifâde etmek için yazmıştım.
4. Ocak 2009: 19:24 #31877AnonimPasifÂ’raf;11714 wrote:Buraya eklediğiniz ayetleriin anlamını çözebilecek düzeyde değilim henüz. Dolayısıyla sizin anlamlandırdığınız bir anlamı kasd ederek yazmadım.Mesajımdaki ilk paragrafı bütünüyle alırsanız başka, o paragraftan sadece bir cümleyi çekip alırsnız başka sonuç çıkar. Hristiyanların inançlarını doğru bir inanç ve tuttukları yolun da doğru bir yol olmadığını düşünürdüm bir zamanlar. Bunu ifâde etmek için yazmıştım.
Sayın Â’raf,
Daha kısa bir süre öncesine kadar Hristiyanların sapık-cehennemlik, inançlarının yanlış olduğunu düşünüyordunuz. Ama Rab’be şükürler olsun ki, gerçekleri görebilmişsiniz, bunu size açan Kutsal Ruh’tur.Sayın Getsemani’nin vermiş olduğu ayetlere gelince:
Quote:‘Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. ÇÜNKÜ BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ, ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları bu dünyadan uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. BEN BU DÜNYADAN OLMADIĞIM GİBİ ONLAR DA BU DÜNYADAN DEĞİLLER. Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.‘Yuhanna 17′ de İsa Mesih’in imanlılar için ettiği duadır. Burada İsa Mesih, kendisinin bu dünyaya ait olmadığı gibi, kendisine iman edenlerin de bu dünyaya ait olmadıklarını belirtiyor ve Baba Tanrı’ya onları koruması için dua ediyor. Biz İsa Mesih’e iman edenler fiziksel olarak bu dünyada yaşıyoruz, ama ruhsal olarak bu dünyaya ait değiliz.
Sevgiler
Suna4. Ocak 2009: 21:55 #30999AnonimPasifÂ’raf;11714 wrote:Buraya eklediğiniz ayetleriin anlamını çözebilecek düzeyde değilim henüz. Dolayısıyla sizin anlamlandırdığınız bir anlamı kasd ederek yazmadım.Mesajımdaki ilk paragrafı bütünüyle alırsanız başka, o paragraftan sadece bir cümleyi çekip alırsnız başka sonuç çıkar. Hristiyanların inançlarını doğru bir inanç ve tuttukları yolun da doğru bir yol olmadığını düşünürdüm bir zamanlar. Bunu ifâde etmek için yazmıştım.
Sayın A’raf, bu düşüncenizin bir zamanlar olduğunun farkındayım. Ama yazınızın o kısmını okuduğumda aklıma ilk olarak Rab İsa Mesih’in bu dünyadan olmadığımızla ilgili sözleri geldi. Yoksa niyetim cımbızla çekmek değildi. O nedenle doğru bir tespit olduğunu düşündüm ve paylaşmak istedim. Ve inanıyorum ki eğer siz bunu yürekten dilerseniz Rab mutlaka okuduğunuz ayetleri sizin yüreğinize fısıldayacaktır. Çünkü aynı zamanda O şöyle de dedi:
‘Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır’ (Mat 7:7-8).
Siz yeter ki isteyin, O’nun adıyla dilediğimizi alacağımıza dair bizlere verilmiş bir söz var. Ve şükürler olsun ki, O her zaman sözünü tutar. Rab yüreğinize ışık olup esenlik versin.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.