isa mesih kapımı çaldı!!
- Bu konu 4 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
13. Ekim 2008: 8:05 #25691AnonimPasif
Kalbimin Kapısını İsa Mesih’e Açtım
Sizlere isa Mesih’in kapımı çalşını ve kapıyı ona açışımı anlatmak istiyorum….
.
Ben yaklaşık 13 yaşıma kadar Tanrı’nın varlığına inanmayan bir çocuktum.. Önce bir yaratıcının var olduğuna inanışımı anlatayım..Belki bir çoklarına delice gelecek, fakat bu olayı ancak yaşadıktan 3 yıl sonra paylaşabilmiştim yakınlarımla. Bir çokları inanmadı, ama inananlar da oldu. Sizce Tanrı’nın varlığına inanmayan birini nasıl inadırabilirsiniz? Bazı insanları inandırmak çok daha güçtür. Tanrı bunu bildiği için ve bazen onlara mucizeler yaparak sevgisini gösterir. Kimi bilimsel olarak açıklar, kimi de benim gibi iki saat boyunca oturur düşünür.
Ben henüz 13 yaşlarındaydım, ortaokula gidiyordum. Ankara Batıkent’i bilenler orda bir batıfen dersanesinin olduğunu da bilirler. Dershanedeydim, ders bitmişti herkes evlerine dağılıyordu. Bir çoğumuz eve gitmiyorduk, dersanede kafeteryada oturuyorduk. Neden bilmiyorum, sınıfta kimse yoktu. Oturuyordum, gözlerim kornejden yarısı çıkmış olan perdeye takıldı, çok yüksekti tavan. Pencerenin yanındaki masaya çıktım başladım perdeyi korneje geri takmaya, sonra yere inmek için elimi cama yaslamak için uzattım, fakat orda cam olmadığının farkında diğildim, birden pencereden dışarı fırladım. Ayak bileklerim pencerenin hafif içinde idi bense düşmüyordum, bina çok yüksekti en üst kattaydım. O dersanenin ne kadar yüksek olduğunu bilenler vardır. Yüksekliğinden ötürü orada intihar vakaları bile olmuştu. Ben düşmüyordum, ama havada asılı duruyordum. Sırtımda tişörtümden birşey beni çekiyor, ben ise kendimde diğildim artık. Sadece bir ses duydum ‘hadi hadi tutun’ diyordu. Tutuncak yer aradım yüzer gibi geriye itip durdum kendimi, ellerimi geriye attım bilmiyorum nasıl olduğunu, pencerenin kenarlarını tuttum çektim yüzer gibi kendimi ve içeri girdim yere oturdum. İki saat boyunca kalbim çarmıştı! Nasıl oldu, neden düşmedim? Tişörtüme baktım sünmüştü. Tanrı vardı, bunun başka açıklaması yoktu benim için. Başkaları için var mı bilmiyorum, fakat Tanrı’nın varlığına inanıyordum artık. Küçük çocuklara mucizeler daha çok oluyor, belki daha çabuk inandıkları ve günahla fazla kirlenmedikleri için….
Tamam Tanrı vardı, bundan artık hiç şüphem yoktu. Yıllar geçiyordu, büyüyordum ve sorunlar gittikçe daha çok artıyordu. Büyümek çok kötü birşeydi benim için, çok duygusaldım ve yaşam bana akranlarıma göre daha zor geçiyordu. Çok kötü şeyler yaşadım! Ailem, toplum, insanlar, dünyada olup bitenler… Soğumuştum her şeyden. ‘Tanrım sen varsın, ama kötüsün!’ dedim durdum hep.
Daha sonra annem değişmeye başladı 180 derecelik bir açıyla bambaşka biri, çok koyu bir müslüman oldu ve böylece benim de olan biteni sorgulama dönemim başladı. Bana öğretmeye başladı, kuran kurslarına gönderdi, namaz kıldırdı, anlattı, yaşam şekli ve yaptıkları insancıl bir yaşama hiç uymuyordu. Eğer müslümanlık iyi bir şeyse neden annemde yansımalarını görmüyordum? Neden ülkemizde görmüyordum? Neden sevgi yoktu? Neden hep engel ve sınır? Neden Tanrı bilmediğim bir dilde okunmasını istiyordu o kitabı? Neden anlamıyordum türkçesini okuduğumda? Neden yaşıyamıyordum Tanrı’yı? Neden hissetmiyordum?Evet var, ama ben birşey hissedemiyordum.
Artık herşey daha da kötüye gidiyordu. Gençliğin verdiği sorunlar ağırdı. İdeallerime sarılmaya başladım. MÜZİK !!! Aradığım sevgiyi hep müzikte buldum, annem bunun günah olduğunu söyleyip durdu. Bense hep flut çaldım, gitar çaldım, şarkı söyledim, gruplar vokallik! Bunlarla huzur buluyordum. Nedense Tanrı bana yıllarca konservatuar okuma şansı vermiyordu. Elimden gelen herşeyi yapıyordum. İnsanlar, sen nasıl oluyorda kazanamıyorsun diye soruyordu. Hiç birşey bilmeyenler kazandıkça öfkem arttı, hüznüm arttı, çünkü yıllarımı veriyordum. Kurslarda öğretmenlik yapmaya başladım ve şöyle dedim kendi kendime: ‘Ben daha okumadan Tanrı beni öğretmen yaptı, bu bana yetmeli’ diye düşünmeye başlamıştırm. İçim ne kadar acısa da okumak için yaşım geçiyordu. Artık herhangi bir üniversite tercihinde bulunmayı denedim. Samsun’u başlara yazdığımı hatırlamıyorum, çünkü festivaller için Balıkesir’de okumak istiyordum, fakat Samsun tuttu:)
Çok mutsuzdum…İsa Mesih’in hayatına hep ilgi duymuştum. Mucizeleri tabi kulaktan dolma. Beni çeken en önemli nokta, ölümü yenen tek kişinin olması ve bunu başaran başka birinin olmayışı… Kayboluyordum artık, umutsuzca böyle bir sitenin varlığından habersizken şöyle yazdım internetteki arama motoruna: ‘Türk ve hristiyan’. İşte şimdi burada Hristiyantürk’teyim.
Rüyalarımda sürekli olarak deniz ve kiliseyi yanyana görüyordum . Sanırım şimdi denizin yanında olan tek kilise ve en güzel manzara sanırım bizimki. Burada okumaya başladım forumu. Okudukça bütün sorular cevap buldu, bir de bir insan hemen başladı benimle iletişim kurmaya destek olmaya…bunu diğer din mensupları yapıyor muydu ülkemizde?
Okudum, hissettim,yaşadım, ağladım, mutlu olmaya başladım. Bütün duyguları O’nu tanıdıkça bir anda yaşıyordum. Öyle bir sardı ki beni, İsa Mesih ait olduğum yere gönderdi. O, benim Samsun’da olmamı istedi. Müzik yetisini önceden vermişti bana, üstüne turizm okumamı istedi. O daha benim için kimbilir neler istiyor! Asıl ilginç nokta şu ki O’na inanmaya başladığımdan beri hayatım nasıl değişti tahmin edemezsiniz? Olabilir mi? Dualarım kabul oluyordu. En minik isteklerim ve daha ağzımdan çıkmayanlar dahil oluyordu. Ben iyileşiyordum, kalbimdeki acılar hafifledikçe hafifliyordu, hayat anlam kazanıyordu, bense daha yolun başındaydım. Her şeyi biliyorum çözdüm derken hayatla olan kavgamda, yüzümü saran sivilceler gidiyordu stresim gidiyordu, ve her gün artan bir mutluluk, seviliyordum. Kimsenin hissettiremiyeceği bir sevgi ile… Şefkat vardı hayatımda kolaylıklar başladı. İsa, toplum içinde işlerimi sürekli yoluna koyuyordu, hiç birşey bu kadar kolaylaşmamıştı….
Şimdi bir arkadaşım var benden iki yaş küçük benim geçtiğim yollardan geçiyor. Çok mutsuz! ‘Tuhaf’ dedi, ‘ben kayboldum’. Ben de ona dedim ki, ‘İsa mesih kaybolanlar için geldi’. İstanbul’da oturmasına rağmen kilisemize gelmek istiyor, benim yaşadıklarımı görmek, hissetmek istiyor, sevgi istiyor, oda artık Tanrı tarafından bulunmak, huzur duymak istiyor. O da gerçeği arıyor.
Benim gibi, onun gibi nice kaybolanlar için dua ediyorum. Bana lutfettiğin gibi, benim için bunu istediğin gibi onlara da lutfet ve onlarında kapısını çal Rabbim! Amin.
13. Ekim 2008: 21:08 #31253AnonimPasifRab seni bereketlesin Doga kardesim.
Tanri’nin ailesine hosgeldin.Tanri’nin kayip kuzusuyken Bascoban Isa Mesih seni arayip buldu.Ona övgüler olsun.
Rab’den dilegim seni de insanlara tuz ve isik yapip diger kaybolmus kuzularin bulunmasinda araci yapsin.
Rab yüregini daima sevgisiyle ve lütfuyla doldursun.Esen kal.14. Ekim 2008: 22:46 #31268AnonimPasifa-rabbe hamdolsun
Sevgili DoğacığımTanıklığını okuyunca gerçekten çok etkilendim. Daha küçücük yaşlarda, küçücük yüreğinde Tanrı inancının olmayışı, insanlarda, çevrende, ailende gördüğün sevgisizlikler yüzünden karanlık, bunalımlı ve anlamsız geçen bir çocukluk döneminden gençliğe geçişin… Tüm bunları yaşarken, seni devamlı izleyen sevgi dolu bir çift göz, tüm tehlikelerden koruyan sevgi dolu bir EL ve sana yaşamın boyunca ulaşamadığın sevgiyi sunan merhamet dolu bir yürek! İşte bu eşsiz kişi Rab İsa Mesih’tir Doğacığım.
Rab kaybolanları arıyor, onları çağırıyor ve kurtarıyor, tıpkı seni kurtardığı gibi. İsa Mesih kaybolmuş kuzularını bulunca kucaklıyor, bağrına basıyor, yaralarını sarıyor ve iyileştiriyor. Sonra üzerlerindeki günahlı, kirli giysiyi çıkarıyor, tertemiz, bembeyaz bir kaftan giydiriyor. Doğruluk kaftanı bu!
İsa Mesih’in olmadığı yürekler karanlıktır, sevgisizdir, İsa Mesih’i gerçekten kişisel olarak tanımayan bir kimsenin yaşamı günahlarla, yanlışlarla doludur. Böyle bir kişi istediği kadar dindar olsun, kapansın, namaz kılsın, farketmez. Önemli olan o kişinin yüreğinin değişmesi.. Yürekleri ancak İsa Mesih değiştirebilir, karanlık yaşamları ancak İsa Mesih aydınlatabilir, huzuruyla doldurabilir.
Evet küçük kuzucuk, Rab’bin ailesine hoş geldin. :kucak:Tanıklığın için de çok teşekkürler! Bu etkili tanıklığının pek çok kaybolmuş cana ışık ve bereket olmasını diliyorum.
Rabbin esenliğinde kal!
Sevgiler
Suna18. Ekim 2008: 0:47 #31321AnonimPasifcok güzel bir hikaye ve harika bir dua bende tüm kalbimle katılyorum.sanırım hepimizin onun icimize dokunmasına ihtiyacı var.tanrı’dan herkese iman gücü diliyorum.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.