Hristiyanlıkta kader nedir? (Lutfen Yardim…)
- Bu konu 12 izleyen ve 58 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
13. Aralık 2009: 23:56 #26667AnonimPasif
Merhaba Arkadaslar
Bilgim olmayan bir konuda gercekten yardiminiza ihtiyac duyuyorum.Öncelikle benim herhangi bir dine inancim yok ama bir yaraticinin varligina tum kalbimle inaniyorum.
Bir konuda cok ciddi yardiminiza ihtiyacim var.Ben Hristiyanlikya kader konusunun nasil aciklandigini cok ciddi anlamda ogrenmek istiyorum sizlerden.Incilden ayetlerle örnek verirseniz bana aciklarken gercekten cok mutlu olurum.
Nedenine gelirsek,(eski)erkek arkadasim Hristiyan,yari Koreli yari Japon.Annesi Koreli bir Hristiyan oldugu icin tum aile onunla birlikte Hristiyan olmus zamaninda. Fakat bu teyzemizin kotu bir yani var ki isteklerine ulasabilmek icin Hristiyanligi kafasina göre yorumlamak! Cunku amaci beni mustakbel oglundan ayri ve uzak tutmak. Cunku ben hem yabanciyim hemde yasadigim ulke musluman …. tum sorun bu…
Neyse,aramizda yasayacagimiz ulke konusunda cikmis bir kac anlasmazlik bizi ayirma noktasina getirdi ve annesininde bu durumu kullanip bizim “birbirimizin kaderi olmadigimizi” yasadigimiz olumsuzluklarin bu durumu dogruladigini,kaderimizde varsa bir sekilde birlikte olacagimizi erkek arkadisimin beynine islemesine neden oldu. Yani kader ve Tanri korkusuyla bizi birbirimizden ayirdilar.Kismete,nasibe ve kadere bende inanirim ama onu isledigi sekilde degil….
O suan ikimizin ortak bir kaderi olmadigina,herkesin kendi kaderini takip etmesi gerektigine,eger bu olmazsa bir sekilde kotu seyler yasayip Tanri tarafindan cezalandirilacagina inaniyor. Bu fatalist,bagnaz dusincesini degistiremezsem omrumun sununa kadar bu basma kalip dusuncelere inanacak ve bende ona bir daha erisemeyecegim.
Bana yazdigi son mektupdan bir kesit dusuncesini daha iyi anlamaniza yardimci olacaktir.
“Insanın bir kaderi vardır ve kaderine karşı çıkarsan hoş şeyler olmaz, çünkü böyle yaparak her iki tarafın da hayatını karıştırırsın.Senin yaptığın şey,başkalarına da mutsuzluk yaşatmak ve kin duymak gibi görünüyor.Eğer başkalarına karşı kin duyarsan duyduğun kinin onlarcası sana geri dönecektir.”
Hristyanligin bu sekilde bir ogretiye sahip olmadigini dusunuyorum yaptigim kisitli arastirmalarla dayanarak. Kader bilinemez.insanin özgür iradesini ,seçimini hiçe saymak oluyor onu bu düşüncesi sadece.
Öyle bir inandirilmiski sanki Tanri tarafindan kaderi önceden ona bildirilmis,ona uymak zorunda,uymazsa Tanri onu cezalandiracak ve o kaderin icinde bana yer yok. Benimle birlikte olmasi o kadere karsi cikmak ve sonucunda cezalandirilio hayatinin zehir olmasi demek….
Hristiyanligi bilmedigim icin , eski erkek arkadasim da Hristiyan olmasina ragmen okuyup bilgilenmedigi icin ikimizde aptal yerine konulup var olmayan sacma sapan seylerle birbirimizden uzak tutuluyoruz.Onlarda anne ve babasi diye yaslarina hurmeten din konusunda onlarin soyledigi her seyi dinliyor. Ona bunun yanlis oldugunu gostermem,dogrusunu gormesini saglamam,kader konusunda gercek bilgilerle bilgilenebilmesi icin sizin yardiminiza cok ihtiyacim var.
Nasil ve kimden yardim isteyecegimi bilemedim…. Ona Hristiyanliktaki doğru olan kader anlayişini göstermek zorundayim.Bunu yaparken bende bilgileniyorum aslina bakarsaniz…Yani hangimiz yanlissak lutfen onu bana incilden bolumlerle gosterin ve bende elimden gelen her seyi yapabileyim onu geri alabilmek icin… Sonu ise Allahın taktirine kalmis….
Simdiden hepinize binlerce tesekkurler!!
14. Aralık 2009: 3:12 #34044AnonimPasifSevgili Emalie..
Hrıstıyanlıkta benim bildiğim kadarı ile kader diye kavram yok…Biz nazar,büyü,Fal,a,da (kahve,kagıt,tarot gibi) inanmayız.çünkü bu
saydıklarım iblistendir.biz İsa Mesihe iman etmiş inanlılarda olarak bunlardan uzak dururuz.hiç birimizin evinde mesela bir nazar boncuğu bulamazsın.
İstegimiz olan her şeyi dua yoluyla sadece Tanrıdan isteriz.Onun bize verecegi yüregimizdeki mutluluk,esenlik,yaşadıgımız bir belirti,bize istegimiz konusunda ip uçu verir.aslına bakarsan ben Hrıstıyan olmadan önce kadere inanmazdım,( Yaşanılan herşey İnsandan ,beyinden kaynaklanır diye düşünürdüm, bunda insanın Kültür ,ekonomik yapısının etkin ve birbirleri ile baglantılı oldugunu,iyi düşün iyi yaşa gibi)..Tanrı enson daydı,
Hrıstıyan olduktan sonra ise Tanrı en başa geçti, merkezdir,ve dualar.herşeyi ona dua ile sorarız ve cevabıda alırızHrıstıyan olarak,Rabbin istegi, bizim için söz konusu. Biz, hedef koyarız, çalışırız,emek veririz ve Tanrıdan isteriz.sonuç Tanrının hayatımızdaki planıdır.
Tanrının bizden istediği tek bişey vardir..
“Eyer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa ne isterseniz dileyin size verilecektir..”Yunanna.15:7
“Benim adimla benden ne dilerseniz yapacağım”. Yuhanna14:14Bu Ayetler bize ne yapmamız gerektigini açıkca belirtir.
Rabbimiz İsa Mesih bize Derki..“Siz öncelikle Onun eğemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin,o zaman size bütün bunlar da verilecektir.O halde yarın için kaygılanmayın.Yarının kaygısı yarının olsun.Her günün derdi kendine yeter…Matta.6:33.34
Benim anladığım kadarı ile o bayan dua etmiş.ve Rab,ten istemiş olabilir,Çünkü bizim inancımızda Anne ve Baba ya saygı ve itaat çok önemlidir.Bu Rab;bimizin bizden isteğidir.Söz dinlenilmezse ne olur..?
onunda cevabı…İsyan ,Günah ve çekilecek acılardır…İsyan..anne, babaya karşı en önemlisi ise.. Tanrıya.. karşı, suçlu duruma düşmektir.“Ancak suçluyu cezasız bırakmaz,Babaların işlediği suçun hesabını,üçüncü,dördünçü kuşak çoçuklarından sorar.”Sayım14.17
Tanıdığım bir Koreli Aile var , Disiplinli, Gelenekçi.Milliyetçi,Tabularına düşkünler.Bu Aile Hrıstıyan,yabanci eşe pek sıcak bakmıyorlardı.Oğlu şu an Üniversitede okuyor
Sizin yapacagınız tek şey,Aile ile iyi ilişki kurmanız,onlardan onay almanızdır ve dua etmeniz.Sitemizde belki başka kardeşlerde yazabilir.
takip edin. Rab yolunuzu ,açsın..14. Aralık 2009: 9:03 #34043AnonimPasifSevgili Emalie,
Yazacağım şeyler hoşunuza gitmeyecek olabilir. Öncelikle kader, islamda ki gibi bir kader inancı değildir. Evet seçimlerimiz hayatımızı şekillendirir ama aynı zamanda bizim kontrol edemediğimiz olaylar da gerçekleşir, ki bunlar Tanrı’nın yönetimi, bilgisi dahilinde olur. Biraz karışık.Ama ben bir örnek vermek istiyorum. Çinli bir imanlının gerçek yaşam öyküsüdür. Bu kişi hristiyan olmadan önce, Rabbe gelmeden önce çocukluk aşkı olan bir kızla evlenmeyi planlıyordu. O kızı çok seviyordu. Kız da onu. Ama iman ettikten sonra artık Rab bu kişinin yüreğinin yöneticisi oldu ve her konuda olduğu gibi evlilik konuda da Rab’bin onayını aradı. Rab’be sordu. Bu kız iman etmemiştir, Rab İsa Mesih’i kabul etmemiştir. Rab acaba iman etmemiş olan bu kızla evlenmemi onaylar mı diye Rab’be sormuştur. Ve aldığı cevap hayırdır.
2.Korintliler 6:14
Tanrı`nın Tapınağıyız
14 İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne paydaşlığı olabilir?
15 Mesih`le Beliyal uyum içinde olabilir mi? İman edenle iman etmeyenin ortak yanı olabilir mi?
16 Tanrı`nın tapınağıyla putlar uyuşabilir mi? Çünkü biz yaşayan Tanrı`nın tapınağıyız. Nitekim Tanrı şöyle diyor: “Aralarında yaşayacak, Aralarında yürüyeceğim. Onların Tanrısı olacağım, Onlar da benim halkım olacak.”
17 Bu nedenle, “İmansızların arasından çıkıp ayrılın” diyor Rab. “Murdara* dokunmayın, Ben de sizi kabul edeceğim.”
Matta 19
4-5 İsa şu karşılığı verdi: “Kutsal Yazılar`ı okumadınız mı? Yaradan başlangıçtan `İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı` ve şöyle dedi: `Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.`
Bu iki ayet doğrultusunda düşünelim. Bence bu koreli sevdiğiniz erkeğin kendisi bu şekilde düşünmüyor olsa bile, ailesi benim biraz sonra diyeceğim gibi konuyu ele alıyorlardır. Verdiğim ayetleri düşünerek bu sonuca varmışlardır.
Evlilik demek iki insanın bir olması demektir. Öyle ki Tanrı, evli çiftler artık tek bedendir, diyor. Bu sadece bedenen değildir. Hayata karşı duruşları da bu ortaklıktan dolayı birdir. Aynı kararları alır, uygularlar. Mükemmel bir ortaklık, bütünlük olur. Biri imanlı diğeri imansız evliliğinde ise,bu iki kişinin birlikteliği sadece bedenen olacaktır. Çünkü ikisi de farklı inançlara, ruhsal krala sahiptir. İnanç farkı nedeniyle yaşamda bazı konular için kararları, duruşları da farklı olacaktır. Ayrılık bedenen olmasa bile düşüncede ve kalpde olacaktır.
Ama Rab’bin evlilik tanımı bu değildir. Rab korintlilerde, “iman etmeyenlerin arasından çıkın” diyorsa, daha sonra nasıl iman etmeyenlerle evlenmelerinden hoşnut olabilir.
Bahsettiğim çinli hristiyan adam da bunu gördü ve o kızdan ayrıldı. Çünkü o kız Rab’be ait değildi. Yüreği Rab’be ait olmayan o kızla evlenmesinden Rab hoşnut olmayacaktı. Aradan uzun zaman geçti (15-20 sene), bir kilise toplantısında kaşılaştılar. İkisi de bekar kalmıştı, ve bu süre içinde kız da Rab’be kalbini vermiş, Mesih’i Rab’bi olarak kalbine kabul etmişti. Rab o kadar sene sonra onları bir araya getirdi. Engelleri kaldırdı. Kendisi için uygun bir çift yaptı onları. İkisi de Rab’be ait, aynı Krala hizmet eden, yürekleri de, bedenleri de, düşünceleri de bir olan bir evliliğin (hoşnut olunan evlilik) gerçekleşmesini sağladı Rab. İkisi de Rab’be gözyaşlarıyla teşekkür ettiler. Aradan geçen onca sene için üzülmediler. Rab onları daha mutlu etti. Rab kötü değildir. Ama öncelikle Rab’bi sevgilimiz yapmalıyız. En yüce sevgilimiz o O olmalı . Kalbinde Rab var mı? O’nu tanımak istemez misin? Ebedi hayatının sahibi O’dur. Cennette sonsuz yaşamı sana verecek olan Rab İsa Mesih’tir. O’nu kralın olarak kabul et. O sevdiğin adamdan çok ama çok daha fazla sevgiyi, saygıyı ve değeri hak eder. Ama bu zamana kadar öyle mi oldu? Olmadıysa zamanı boşa harcama, günahlarından tövbe et, seni sevdiğin erkekten çok daha fazla seven Rab’be gel. Geldiğinde Rab ve melekleri çok mutlu olacak.
luka 15
1 Bütün vergi görevlileriyle* günahkârlar İsa`yı dinlemek için O`na akın ediyordu.
2 Ferisiler`le din bilginleri ise, “Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor” diye söyleniyorlardı.
3-4 Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “Sizlerden birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakarak kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi?
5-6 Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır, evine döner; arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, `Benimle birlikte sevinin, kaybolan koyunumu buldum!` der.
7 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe eden tek bir günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için duyulandan daha büyük sevinç duyulacaktır.”
Sen değerlisin, Rab için öylesin. Onun kolları sana her zaman açıktır. Sevgiyle, sabırla seni bekliyor, tıpkı sevdiğin adamı beklediğin gibi.
Rab yüreğine dokunsun. Esenliği bulman dileğiyle….
14. Aralık 2009: 14:39 #34045AnonimPasifKardeş Emaile
Tuba kardeşimizin dediklerine katılıyorum. Dilerim, Rab,bimiz İsa Mesih seni yönlendirir sana dokunur ve yüreğini açar. Belki de Tanrı sevdiğin erkeği ve onun sevgisini kullanıyordur. Çünkü hepimiz, iman ederken Rab,bin bize dokunuşu farklı,farklı oldu. Sitemizin Tanıklıklar kısmına girip okumanı öneririm.Tuba kardeşin de dedigi gibi eğer iman eder, İsa Mesihi Rab ve Kurtarıcı Kabul edersen ancak senin için bir umut doğabilir. Şu an eşimin devam ettigi kilisedeki çok sevdiği bir Koreli kızkardeşimizi, sana anlatmak istıyorum.. Benim eşimle samimi olup herşeyini kilisenin yaz kampında paylaşmış. Daha kilise topluluğuna katılalı 5 Sene olmuş. Minyon, şirin mi şirin, ögrendiği aksanlı türkçesi ve yüzünden eksik etmediği gülümsemesi ile herkese kendini çok sevdirmiş. Yanlız her tapınma ve her duada gözleri aglamaktan kıpkırmızı oluyormuş. İlahilerde ise hıckırıkları yürek parçalıyormuş.
Bu kardeşimiz, (adını degiştirip, yazıyorum) yani Livikim 32 Yaşında (kendi ençok 19,yaşında gösteriyormuş) 2 tane kız evladına sahip, biri beş, digeri 9 yaşında. İngiltere’de okurken eşi ile tanışıyor, eşi müslüman. Tepkiler ve kız tarafının baskısına ramen evleniyorlar (livikim o zaman Hristıyan degilmiş.) Okul ve evlilik birarada yürüyor. Sonra, erkek tarafı okul bitince ,Türkiye’ye dönmelerini istiyor. Çıkıp geliyorlar ve livikim 4 sene sonra İsa Mesihi Rab ve kurtarıcısı olarak kabul ediyor. Eşi Müslüman. Hep uzak duruyor ama, eşine de baskı yapmıyor. Livikim her pazar kiliseye iki kızı ile gelip ibadetini yapıyor.
Benim eşim anlattı, duası ne biliyor musun..? Rabbim ne olur eşimi seviyorum, ama seni daha çok seviyorum. Ondan ayrılmak istemiyorum. Beni duy, eşim de seni tanısın, seni Rabbi olarak kabul etsin. İki sene boyunca bu duayı yapmış. Hıçkırıkları, ağlaması tüm cemaatin yüregini parçalıyormuş…ve eşi bu yaz Kampa katılmış (orman ve denize yakın,dua,tapınma ve dinlenme kampı).. Rabbimiz burada çalışmış, kocası Kutsal kıtap okumaya başlamış.Ve şimdi kiliseye arasıra geliyormuş. Önceleri çok katı olan yüregi yumuşamış. Kiliseden (erkek) kardeşler edinmiş. Livikim ve eşimin ve bayan kardeşlerin duası Rabbimiz’in çalışması ve yüregine dokunması ile onun Rabbe, yavaş yavaş gelişini eşim bana anlattı. Livikim eşini seviyormuş ama mutlu degilmiş.. ama şu an çok mutlu. Gözleri, gülümsemesi pırıl pırıl. Rab’bin onun yanında oldugunu ve dualarına karşılık verdiğini biliyormuş artık, aglamıyormuş..
Başta dediğim gibi, Rabbimiz İsa Mesih belki seni bu şekilde kendisine çağırıyor. Belki de Rabbimiz’e iman edeceksin ve bu aileye gelin olacaksin. Bence sevgin için mücadele et. Dua et ve İsa Mesihi çagır. O hiç bir çağrıyı cevapsız bırakmadı. Eminim seni de bırakmıyacaktır. Rabbim’in, yüregine, dokunması için dua edecegim kardeşim..
Sevgi sabırlıdır,sevgi şevkattır, kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay,kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi herşeye katlanır, herşeye inanır, herşeyi umut eder, herşeye dayanır. Sevgi asla son bulmaz… İşte kalıcı olan üç şey vardır. İman umut, sevgi. Bunların en üstünü de sevgidir. 1. Korintliler 13.14. Aralık 2009: 14:41 #34046AnonimPasifKardeş Emaile
Tuba kardeşimizin dediklerine katılıyorum.Dilerim,Rab,bimiz İsa Mesih seni yönlendirir sana dokunur ve yüreğini açar.belkide Tanrı sevdiğin erkeği ve onun sevgisini kullanıyordur.Çünkü hepimiz, iman ederken Rab,bin bize dokunuşu farklı,farklı oldu.Sitemizin Tanıklıklar kısmına gir ve oku.bunu öneririm.Tuba kardeşinde dedigi gibi eğer iman eder, İsa Mesihi Rab ve Kurtarıcı Kabul edersen ancak senin için belki bir umut doğabilir.
Şu an eşimin devam ettigi Kilise,deki çok sevdiği bir Koreli kız Kardeşimizi, sana anlatmak istıyorum..Benim eşimle samimi olup,herşeyini,Kilisenin yaz kampında, paylaşmış,daha kilise topluluğuna katılalı 5 Sene olmuş.
Minyon, Şirinmi ,şirin ögrendiği aksanlı türkçesi ve yüzünde eksik etmediği gülümsemesi ile herkese, kendini çok sevdirmiş.Yanlız her tapınma ve her duada gözleri aglamaktan kıpkırmızı oluyormuş.İlahilerde ise hıckırıkları yürek parçalıyormuş.
Bu kardeşimiz,(adını degiştirip, yazıyorum)Yani Livikim.32 Yaşında(kendi ençok 19,yaşında gösteriyormuş) 2.tane kiz evladina sahip,biri beş,digeri 9,yaşında,İngilterede okurken, eşi ile tanışıyor,eşi müslüman.Tepkiler ve kız tarafının, baskısına ramen evleniyorlar.(livikim o zaman Hristıyan degilmiş.)Okul ve ,evlilik birarada yürüyor.
sonra,erkek tarafı, Okul bitince ,Türkiyeye dönmelerini istiyor.çıkıp geliyorlar.ve livikim 4 sene sonra İsa Mesihi Rab ve kurtarıcı kabul ediyor.Eşi Müslüman.hep uzak duruyor ama,eşinede baskı yapmıyor livikim her pazar Kiliseye 2,kızın ile gelip ibadetini yapıyor. Benim, eşim anlattı ,Duası ne biliyormusun..? Rabbim ne olur.eşimi seviyorum.ama seni daha çok seviyorum.ondan ayrılmak istemiyorum.beni duy.eşimde seni tanısın.seni Rabbi olarak kabul etsin.2, sene boyunca bu duayı yapmış.hıçkırakları, aglaması tüm Cemaatin yüregini parçalıyormuş…ve eşi bu yaz Kampa katılmış.(orman ve denize yakın,dua,tapınma ve dinlenme kampı).. Rab.bimiz burada çalışmış Kutsal kıtap, okumaya başlamış.Ve şimdi kiliseye arasıra geliyormuş.Önceleri çok katı olan yüregi yumuşamış.Kiliseden (erkek) kardeşler edinmiş.Livikim ve eşimin ve bayan kardeşlerin duası Rabbimizin çalışması ve yüregine dokunması ile onun Rabbe, yavaş yavaş gelişini Eşim bana anlattı.livikim eşini seviyormuş ama mutlu degilmiş..şu an çok mutluymuş.gözleri gülümsemesi pırıl,pırıl.Rab,bin onun yanında oldugunu ve Dualarına karşılık verdiğini biliyormuş,artık aglamıyormuş..
Başta dediğim gibi,Rab,bimiz İsa Mesih belki seni bu şekilde yanına çagırıyor.Belkide Rab.bimize iman edeceksin,ve bu aileye gelin olacaksin bence sevgin için mücadele et.Dua et ve İsa Mesihi çagır.O hiç bir çağrıyı cevapsız bırakmadı.Eminim senide bırakmıyacaktır.
Rabbimin, yüregine, dokunması,için dua edecegim kardeşim..Sevgi sabırlıdır,sevgi şevkattır, kıskanmaz,övünmez,böbürlenmez,Sevgi kaba davranmaz,kendi çıkarını aramaz,kolay,kolay öfkelenmez,kötülüğün hesabını tutmaz.Sevgi haksızlığa sevinmez,gerçek olanla sevinir.Sevgi herşeye katlanır,herşeye inanır,herşeyi umut eder,herşeye dayanır.Sevgi asla son bulmaz…İşte kalıcı olan üç şey vardır.İman unut,sevgi.Bunların en üstünü de sevgidir. 1Korintliler 13:4.5.6.8.13
15. Aralık 2009: 2:09 #34047AnonimPasifCevaplarınız çok teşekkür ederim öncelikle…
Ben Yaratıcıyı seviyorum,yaratılanlarıda ondan dolayı seviyorum.Aslına bakarsanız her dinden kendimde bir parça buluyorum.Ön yargılı değilim,camide kuran da dinliyorum,bazı pazarlar kiliseye gidip ayini dinlemeyide.Hocanın Allahuekber demesinide seviyorum,rahibin Halleluya demesinide…
Belki dediğiniz gibidir,belki onunla birlikte hristiyaligi ögrenmem gerekiyordur… On yargili degilim zamanla gorecegim hayatimda neler olacagini…Sorunu gelip dine dayandirirlarsa Hristiyan olurum ama once kafasindaki yanlis seyleri silmem gerek…
Cunku o benim dinimi hic bir zaman sorun etmedi,senin dinin bu,bu olsun demedi.Haklisiniz annesi sorun etmis olabilir…Fakat soyle bisi soyleyecegim ki onun bana anlattigi kader kavraminin hristiyanlikta olup olmadigini hala tam olarak anlayamadim.
Herkese cok tesekkurler ama “tuba” arkadasima ayrica cok tesekkur ederim cunku kafamdaki soruyu cevaplamaya yonelik seyler yazmis.Oncelikle lutfen cevap yazin gercekten onun dedigi gibi kaderine itaat etmezse basina kotu seyler gelecegini dikte eden bir anlayis var midir hristiyanlikta.
Farkindamisiniz bilmiyorum ama cok ciddi bir sekilde benim onun kaderi olmadigima ve eger benden uzak durmazsa basina kotu seyler gelecegine inaniyor ve bu mantigi cozmus degilim ve benim icin bunu anlamak cok zor gercekten.Cunku cok fazla kaderci bir durum bu…Bisiler ona bilerek yanlis lanse ettiriliyor ayni muslumanliktaki tonlarca olmayan gunahlar ve insanlari kisitlayan kurallar gibi.Annesine saygim sonsuz ama dini kullandigini dusunuyorum benden uzak tutmak icin ve dogrusunu ogrenmeye ihtiyacim var.Ona ispatta bulunmak icin.Incilden verdiginiz bolumleri tek tek cevirip yanlis dusundugunu ona ispatlamam gerek…Bu son sansim!
Lutfen benim icin dualarinizida esirgemeyin.Ben bir senedir bu olay yuzunden ondan ayri kalarak cok aci cektim,cok dua ettim.Artik mutlu olmak istiyorum onunla…Baska istedigim bir sey yok….
Tekrar cok sagolun!….15. Aralık 2009: 12:04 #34050AnonimPasifKardeş Emalie.
Rab İsa Mesihin yüreğine dokunması ümidi ve heyacanı ile tekrar merhaba.
Ben her dini seviyorum ve kendimden bir şeyler buluyorum diyorsunuz.İyide size söylemek zorundayım ki her din’in Tanrıya bakış açısı farklıdır.Eğer öyle olmasa, müslüman ülkelerde Hristiyanlara kafir derlermiydi.Diyeceksinizki ben öyle düşünmüyorum, fakat istisnalar kaideyi bozmaz.genel düşünce bu..!Hristiyan Tanrı Kavramı:
Baba_oğul_kutsal ruh Kavramı Tanrı defalarca insanlara peygamberler gönderdi fakat insanlar, onları dinlemeyerek, Tanrı’ya itaat etmediler.İblisin peşinden gittiler.
Biz Hristiyanlar, Adem’den ötürü, günahlı doğduk,çünkü atamız Adem, günah işleyip, Tanrı’dan uzaklaşmıştı.
Ve Tanrı, sözüne beden (isa) giydirip, yeryüzüne indirdi.Tanrı, aramızda yaşadı ,bizlere kutsal kitap, incil aracılığı ile, yaşam ilkelerini bildirdi .
Mesih İsa, göklere alındıktan sonrada, biz Hristiyan imanlılarına, yaşamımızda, yollarımızı hatasız,günahsız ve isyansız yürüyebilmemiz
için kutsal ruhu’nu, bizlere yardımcı, olarak gönderdi.İsa’nın bizlere vaadi: Onun, kutsallığında (incil kuralları)ve ışığında yaşar isek, cennette sonsuzlara dek ,onunla yaşayacağız.
Biz Hristiyanlar, kendi başarımız ile değil, Tanrı’nın lütfu ile kurtuluyoruz.İslamın Tanrı Kavramı: Tanrı var ve aslında dünyayı yaratmayacaktı fakat Tanrı, İslam peygamberinin, yüzü suyu, hürmetine dünyayı, yarattı.
Müslümanlar İyilik yaparak, çok ibadet ederek yani kendi çabaları ile cennete girebilecekler her şey müslümanın kendi elinde.
Her müslüman günahsız doğar, yaşam içinde günah işler.yaptığı iyi şeylerlede, günahları silinir.
Başarır ise ;İki ucu kılıçtan keskin sırat köprüsünden geçerek cennete girer…!
Açıkcası iki dinin Tanrı’sı farklı ve bunu sizin arkadaşınızın anne’si de biliyor.
Bizlerin hayatı kader ile belirlenmez.Biz hristiyanlarda kader kavramı yoktur.
Günahlı doğduk,İsa Mesih’e iman ettik,İsa Mesihin Çarmıhta biz imanlıları için döktügü kanı aracılığı ile Kurtuluşu aldık.
(Tabiki Kutsal kitabımızdaki, Tanrı buyruklarına uygun bir yaşam ile )Siz hala kavram, kargaşası taşıyorsunuz, diger kardeşlerimde, yazdılar ben Hristiyan oldum demek ile Hristiyan olunmuyor.Biz Hristiyanlar Kutsal Ruh ile yaşıyoruz.Sizler sadece, Hristiyan bir erkek ile evlenmek için göklerdeki İsa’yı kabul ettim derseniz, bu kendinizi aldatmaktan öteye gitmez. Karşınızdaki insan Tanrı’dan aldığı ruh ile sizin gerçekten,
iman edip, etmediğinizi anlar.İsa Mesih İncilde derki; Bana ait olanları meyvelerinden tanıyacaksınız.
Biliyorsunuz sizin, konunuza yakın bi olay olmuştu.Türk manken Tuğçe Kazaz, aşık olduğu Yunanlı sevgilisi, ile evlenebilmek için (yunanlı gencin ailesi dindar hristiyanlardı) Hristiyanlığı seçtim deyip kilisede nikah kıymışlardı.Fakat Rab’bin onayı olmadığı içinde, sonuç hüsrandı.
Çünkü yürekten, degil dünyasal sembolik, bir iman ikrarı vardı. Bu evlilikte berekette olamazdı.
Benim gördüğüm kadarı ile arkadaşınız, zorlama hristiyan olunamayacağını bildiği, için bu konuyu sorun etmemiş.Fakat arkadaşınızın annesi İsa mesih’in kuralları ile yaşayan bir imanlı.
Çünkü ” İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin” 2.korintliler:6.14
ayetini göz önünde bulunduruyor.Bakın Emalie kardeş benimde genç bir oğlum var ve arkadaşınızın annesinin taşıdığı, kaygıları bende, taşıyorum.Nedeni benim kutsal kitabım izin vermiyor.
Diyebilirsiniz ki her yıl onlarca Hristiyan kız ve erkek müslümanlar ile evleniyor.Doğru fakat avrupa’nın, belli bir kesimi, İsa Mesih ve Kutsal kitap kuralları ile yaşıyorlar. Çoğu avrupa’lı sadece, kimlik olarak Hristiyan.
Arkadaşınızın annesinin bu evlilik olursa, kadere karşı gelmiş olursunuz
demesindeki mana şu; bu evlilik olursa ,kutsal kitabımız incil’e karşı gelinmiş olunur ve bereket olmaz.
Size verebilecegim ve o imanlı bayanı ikna edebileceğiniz her hangi bir kutsal kitap ayeti yok.Başka dinden olanlarla evlilik konusunda İncil çok net.Kesin kural ve Rabbin buyrugu,başka dinden evliliği onaylamıyor.
Kardeşim Samimi ,iseniz yakarış ve dua ile Rab İsa Mesih’i hayatına çağır ve tüm yüreğinle iman et..Şunada inan, Rabbin sevgisi, bütün sevgilerin üstündedir.Onun kurtuluşunu aldığında zaten o bütün kapıları sana açaçaktır.Rabbin ışığını bulman, ümiti ile..15. Aralık 2009: 15:35 #34048AnonimPasifİman ve iman etmek nedir……Baba ,Oğul ve Kutsal Ruhun birliğine,İsa Mesihin bakire Meryemden doğduğuna,Platus zamanında, bizim günahlarımıza karşılık çarmıya gerildiğine,Öiüler diyarından, üçüncü gün,dirildiğine,göklere yükselerek,Babanın sağına oturduğuna,Ölüleri ve dirileri yargılamak için yeniden gelecegine,kutsal ruha ve Rabbin kilisesine ,Rab İsa Mesihe iman ederek bütün günahlardan bagışlanmaya, inanmaya denir
İman etmek için öncelikle İsa Mesih,i Rab ve kurtarıcı olarak kabul etmek ve ona inanmak gerekir,daha sonra yapılması gereken bazı kurallar vardır,bunlar..
Günahı itiraf etmek,
İnanmak ve şükretmek.İman umut edilenlere güvenmek,görülmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır..İbraniler.11:1
Bizler yaşamımızı yönetmesini,İsa Mesih,ten istiyorsak ve tövbemizin gerçek tövbe olması için,hayatımızın her anının, yönetimini İsa Mesihe devretmeliyiz.
Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı,nın çocukları olma hakkını verdi..Yunanna.1:2
Oğul,a iman edenin sonsuz yaşamı vardır.Ama Oğul,un sözünü dinlemeyen,yaşamı görmeyecektir.Tanrının gazabı böylesinin üzerinde kalır..Yuhanna.3:36
Sadece, iman etmemiz, kısacasi kurtuluşumuz için yeterli degildir Rab,bimizin bizden istegi ona ve Kutsal Kıtaba uygun davranışlarıda bulunmamızdır.
Günahkar oldugumuzu, kabul edip, Rabbimizden bizi bağışlaması için Günahımızı itiraf etmeliyiz.Günahımı açıkladım sana,suçumu gizlemedim,Rab isyanımı itiraf edecegim deyince,Günahımı suçumu bağışladın…Mez.32.5
Ama günahlarımızı itiraf edersek,güvenilir ve adil olan Tanrı,günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arıtacaktır.1 Yuh1:9
İnanmalıyız ve şükretmeliyiz .İnanmak güvenmektir.Yani Tanrının bize vermiş oldugu kurtuluş vaat,ine güvenmeliyiz,bu konuda en küçük bir kuşku yüregimizde yer almamalı.Kurtuluş vaatı ,bizlerin umut,u oldugu için, İsa Mesihe şükretmeliyiz.
Rab,be övgüler sun,ey gönlüm,
Onun kutsal adına övgüler sun,ey bütün varlığım,
Rabbe övgüler sun,ey canım,
İyiliklerinin hiç birini unutma,
Bütün suçlarını bağışlayan,
Bütün hastalıklarımı iyileştiren….Mez.103:1.2.3Tanrı dünyayı o kadar sevdiki,biricik Oğlunu verdi.Öyleki O,na iman edenlerin hiç biri mahfolmasın sonsuz yaşama kavuşsun..Yuh:3.16
Sen Tanrı,nın bir olduğuna inanıyorsun,iyi ediyorsun.Cinler bile buna inanıyor ve titriyorlar..Yakup.2:19
İman olmadan Tanrıyı hoşnut etmek olanaksızdır.Tanrıya yaklaşan,O,nun var olduguna ve kendisini arayanları, ödüllendireceğine iman etmelidir..İbraniler.11:6
Rabbimiz İsa Mesih,in Tanrısı ve Babası,na övgüler olsun.Çünkü o büyük merhametiyle yeniden dogmamızı sagladı..1 Petrus.1:3
Rabbimiz bize Kutsal Kıtabında kendisine ulaşacagımız yolları ayetleri ile belirtmiş.
Bizler ona gitmek istiyoruz.
Bizler Onun Babaya, giden tek, yol oldugunu biliyoruz.
Bizler iman edene, kadar onsuz,yaşadıgımızı biliyoruz.
Bizler İman edene, kadar Günahkar oldugumuzu bilmiyorduk,şimdi biliyoruz.
Şimdi günahtan özgür kılındığımızı biliyoruz.
İsa Mesihe, İman ettik ve onu tüm yaşamımızda,takıp etmek istediğimizi biliyoruz.
Biz artık özgürüz bunu biliyoruz.
Çünkü Rabbimiz diyorki..Gerçeği bilin gerçek sizi özgür kılacak.15. Aralık 2009: 20:43 #34053AnonimPasifBiz mesih imanlıları için yapılmış olan bir plan zaten var oda Rab’bin
tasarılarıdır.*Eğer sen başka din ve kültürden bir insanla evlenmek istiyor ve evleniyorsan..ve mutsuz oluyorsan bu kader değil senin seçimindir.
*Eğer alkollü iken arabanın direksiyonuna geçip kaza yapıp sakat kalıyorsan …bu senin seçimindir.
*Aylık bütçene dikkat etmez gelir giderini dengelemiyorsan ve icralar ile uğraşıyorsan, ailen dağılmış ise bu kader degil senin dağınıklığındandır.
*Eger üçkağıtcı bir mütehaitin yapmış olduğu binada kontrollerini yapıp oturmuyorsan,ve bina yıkılıp sevdiklerini kaybediyorsan bu kader degil senin vurdum duymazlığından dır.Esenlik olsun
15. Aralık 2009: 23:54 #34049AnonimPasifBenim kafam iyice karıştı….
Hristiyalıkta kader var mı yok mu? Bunun sınırları nerede başlar nerede biter?…
Doğum,ölüm,kaza,eş seçimi vb…Yaratıcının bize yazdığını yaşadığımız bir an hiç mi yok? … Insanin inandiği dinde kader olmasa,konuştuğu dilde de bunun karşılığında niye bir sürü kelime var…
Her şey kaderse insanın özgür iradesi,yanlışı doğrudan ayırma yetisi neden var? Neyin verilip neyin alınacağı belliyse dua niye var?…
Kader yoksa insanları kaderle,Allahın azabıyla korkutanlar niye var? Ağızlarına neyin lafını pelesenk etmişlerde Allahın gazabıyla insanları korkutup emellerine ulaşıyolar?…
Ne olursa olsun ayrımcılık yapıp insanları üzenlerin bu dünyada yeri oldugunu dusunmuyorum.
Tuba arkadasim yazmış :
“Ancak suçluyu cezasız bırakmaz,Babaların işlediği suçun hesabını,üçüncü,dördünçü kuşak çocuklarından sorar.” Sayım14.17
O pek sevgili valideyi koruyup haklı görüyosunuz belki ama sevdiğim insanın ailesi bizi türlü numaralarla ayırıp,kişiliğime ve kim olduğuma bir kere bile değer vermeden ayrımcılık yaparak beni ne üzüntülere sokup ailecek kendilerini de çok derin bir azaba soktular. Dua edip etmediğini bilemem, ama bizi karşılıklı olarak çok yordular.Onu çok sıkıştırdılar,yanıma gelemesin diye bilinçli iş yükleri bindirdiler. Baktılar biz hepsini aştık bu seferde kaderle,Tanrının gazabıyla korkutmaya kalktılar ve başarılı oldular.Ben bu kadar acı çekip yaşamaktan vazgeçmişken,onların mutlu bir sene boyunca mutlu huzurlu yaşayıp oğullarına benim yerime yeni bir gelin bulmaya çalıştıklarını düşünüyordum.Halbuki öğrendim ki başlarını kazalardan ölümlerden,ve mali kayıplardan alamamışlar ve bir çoğuda çocuklarının başına gelmiş…. Asla beddua etmedim bana yaptıklarından dolayı ama ne kadar üzülüp açı çektiğimi bir Tanrı bir ben biliyorum.
Sevdiklerinizi korumaya çalışırken ufak sebeblerle Tanrının yarattıklarını haksiz yere kırip incitmeyin.Birlikte karşılıklı saygı olduktan sonra her şeyin çaresi var yeterki arada sevgi ve iyi niyet olsun…. Farklı dinlere ve dunya görüşlerine sahip olmak demek illa mutsuz olcaksınız demek değildir. Farklılıklarda güzeldir…
16. Aralık 2009: 9:56 #34052AnonimPasifSevgili Emalie,
Ruhsal konularda kafanız çok karışık, sanki de örümcek ağlarına dolanmış, nasıl kurtulabileceğini bilmeden çırpınan bir kurban gibisiniz. Böyle olduğu halde, “Tek kurtuluşunuz ameliyattır” diyen uzman doktorun sözlerini, ta baştan reddettiniz.
“Tek istediğim, erkek arkadaşımla evlenmektir. Başka birşey istemiyorum” demekle, Rab’bin o sevecan yüreğine 20 tane hançer sokar ve yüzüne tükürmüş gibi olursunuz. Ama ameliyatı yapacak tek kişi de O’dur. Ama benim bildiğim Rab’bim, buna rağmen sizi bırakmıyacaktır. Çünkü sizi hakikaten seven ve anlayan tek kişi O’dur.
Bu işin kaderle bir alâkası yok. Bu ‘kader’ olayı bir maskedir. “Seni istemiyoruz” yerine, “Ne yapalım, kısmet değilmiş. Kader bu” demek, daha kolaydır. Kader olmadığını ona kim söylemiş? Siz değil de, karşısına başka bir Müslüman aileden gelen kız (Müslüman kız demedim) çıksa, o zaman kadere ne olur? O kader olabilir mi? Bunu o adamın annesine kim bildirecek?
Müsaade edin de biraz daha açık konuşayım. Erkek arkadaşınızın bir Hristiyan olduğundan şüphe duymaktayım. İsmen Hristiyan olunamaz. Kimse Hristiyan olarak da doğamaz. Ailesi Hristiyan olsa bile, kendisi bilerek, isteyerek İsa Mesih’i kurtarıcısı ve Rabbi olarak seçmediği müddet, asla Hristiyan olamaz. Siz nasıl ki, belirli bir yaşa geldiğinizde, “Hayat arkadaşımı seçtim. Onun falanca kişi olmasını istiyorum. Ben kendimi ona adadım” diyebiliyorsunuz; ayni şekilde, bilerek ve isteyerek, Rab’bi seçmeyenler, O’na ait olamazlar. ‘Hristiyan Doğdum’ anlayışı, bazı Ortodoks ve Katolik’lerde var sadece. Ama bu da Rab’bi bilmediklerinden dolayı kaynaklanıyor. Lütfen bu paragrafı, bir kez daha ve sindire sindire okuyun. Tüm hakikî Hristiyanlar, bu sözlerimle hemfikirdirler. Durumunuzun anahtarı, bu paragraftır.
Erkek arkadaşınız da, bunlardan biri gibi görünüyor. Kutsal Kitab’ı, İncil’i okumuyor. Ne öğrettiği konusunda hiçbir fikri yok. O zaman o, neye inanmış? Okumadığı, bilmediği bir şeye nasıl inanır? Bunu iyice anlamanız ve kavramanız gerekir. Bir insanın doğuşu, milliyetini belirleyebilir ama imanını asla. Çünkü iman, bilinç ve anlayış ister.
“Hristiyanım, seninle evlenemem” diyen erkek arkadaşın, seninle cinsel ilişki yaşadı mı? Bunu burda yanıtlamanız için sormuyorum. Ama yaşadıysa, bu tam bir gâvurluk olur. “Seninle cinsel ilişki yaşamaya ‘Evet’, ama evlenmeye ‘Hayır’. Tanrım kızar” diyen adamın İsa’yla hiçbir alâkası yoktur. Hristiyan değildir. Sizin gibidir. Benliğine ve içgüdüsüne uyar. Tanrı’ya boyun eğmez. Şeytan’ın sunduğu dünya ve duygu zevkleri peşinde koşar. ‘Kendi bildiğini’ yaptığını zannederek, aslında Şeytan’a hizmet eder. Böyle olduğu halde, Rab İsa, her ikinizi de sever ve kurtulmanızı ister. ‘Kurtuluş’ seçimdir. Kadercilik değildir. Yargı günü hiçbir mazaretiniz kabul edilmeyecektir.
Ben şahsen annesinin de hakikî bir imanlı olduğuna inanmıyorum. Hakikî imanlı, ‘kader’ oyununu oynayacağı yerde, “Rab’bin buyruklarına aykırıdır” der. İşte o zaman doğru söylemiş olur. Burada, Hristiyan öğretisi yerine, geleneksel bir anlayış hissediyorum. Yani erkek arkadaşınız da, ailesi de, bir geleneğe hizmet etmektedirler. Rab’bin ne düşüneceği yerine; komşunun veya akrabaların ne düşüneceği onlar için daha önemlidir.
Sonuç: Her ikiniz de imansızsınızdır. Rab’be ait değilsiniz. Halâ Şeytan’a hizmet etmektesiniz. Kurtuluşu kabul etmediniz. Evlenseniz ne yazar, evlenmeseniz ne? Sizin için önemli olabilir. Ama bu, dondurma alamadığı için gözyaşı döken bir çocuğun durumundan farksızdır.
Tavsiye: O da, sen de Rab’be gelin. Rab’be teslim olun. Birlikte, Protestan bir pastör veya protestan bir kilise bulun ve ders alın. Erkek arkadaşınız da yanlışlarını görecektir. Sunduğu behanelerin geçersiz olduğunu anlayacaktır. Hakikaten Rab’de olsa (yani imanlı olsa), sizinle evlenebilmek için, gece gündüz, sizin de iman etmeniz için Rab’be gözyaşları ile yakarır, size hep O’ndan bahsederdi. Bunu yapmadı; çünkü kendisinde de olmayanı, sana veremezdi. Siz ise bunu sevgi zannettiniz. “Beni dinine zorlamadı” dediniz. Ama o sadece sizi kullanmak istemiş olabilir. Çünkü mazareti geçersizdir. Tavsiyem: İman edin, tövbe edin ve Rab’de birleşin. Rab’de birleşmek istemiyorsanız; şunu bilin ki, birleşseniz bile, Şeytan’da birleşmiş olacaksınız. Sözlerim ağır gelmiş olabilir. Ama hepsi doğrudur ve sevgi ile söylenmiştir.
Rab Sizi Aydınlatsın ve Yönlendirsin.
16. Aralık 2009: 15:24 #34059AnonimPasifSevgili emalie, cevaplaması o kadar göreceli sorular soruyorsun ki… “Hristiyanlıkta kadercilik var mıdır?” sorusunu inananlaryüzlerce yıldır tartışıyorlar.
Quote:Biz mesih imanlıları için yapılmış olan bir plan zaten var oda Rab’bin
tasarılarıdır.*Eğer sen başka din ve kültürden bir insanla evlenmek istiyor ve evleniyorsan..ve mutsuz oluyorsan bu kader değil senin seçimindir.
*Eğer alkollü iken arabanın direksiyonuna geçip kaza yapıp sakat kalıyorsan …bu senin seçimindir.
*Aylık bütçene dikkat etmez gelir giderini dengelemiyorsan ve icralar ile uğraşıyorsan, ailen dağılmış ise bu kader degil senin dağınıklığındandır.
*Eger üçkağıtcı bir mütehaitin yapmış olduğu binada kontrollerini yapıp oturmuyorsan,ve bina yıkılıp sevdiklerini kaybediyorsan bu kader degil senin vurdum duymazlığından dır.Esenlik olsun
mutaf böyle bir şey yazmış
Şimdi böyle bir kader anlayışı elbetteki Hristiyanlıkta yoktur.
Keza sadece Hristiyanlıkta değil, (bilgi dahilimde olan) hiç bir inanç sistemi bu şekilde bir kader anlayışını benimsemez.
Hristiyanlıktaki kader anlayışı özellikle “seçilmişlik” konusunda su yüzüne çıkar.
Misal, sen Hristiyanlığı seçeceksin. Acaba bunu kendi araştırmaların, çalışmaların sonucu mu yapacaksın; yoksa Rab mi seni seçecek?
Eğer Hristiyanlığı sen kendi hür iradenle seçebiliyorsan burada kadercilik yoktur.
Eğer Hristiyanlığı sen kendi hür iradenle seçemiyorsan ve Rab seni seçiyorsa burada bir kadercilik vardır.
Başta reform kiliseleri olmak üzere, seçilmişlik konusunda “kader” kavramına inanırlar.
(Markos 13,20; Titus 1,1; 1. Selanikliler 1,4 tarzında ayetler bu kişilerin ‘kader’ kavramına inanmalarına referans olurlar)
Yorumları okudum da… En mantıklı şeyleri Kemal kardeşimiz, hocamız söylemiş…
Sevgili emalie, şuna tüm yüreğinle inan ki hiç bir şey ama hiç bir şey bu kadar basit değildir. Kader kavramının arkasına sığınıp tek bir cümleyle hiç bir şey kestirilip atılamaz. Hele hele evlilik gibi kutsal bir kavram söz konusuysa!
Farzı misal “kader” kavramı hristiyanlıkta gerçekten var ve %100 doğru olan bir şey. Ve bu mantıkla… Sen ne yaparsan yap Rab’bi seçemiyeceksin. ancak ve ancak Rab seni seçebilecek. Ve bu güne kadar da Rab seni seçmedi. Ama erkek arkadaşını seçti. Ve erkek arkadaşın da burada bu konuya noktayı koyuyor.
Böyle bir mantık olabilir mi sence? Rab eğer seni bu güne kadar seçmemişse… Bundan sonra seçmeyeceğini kim, nasıl iddia edebilir? İncil’e bakın… Seçilmişleri görün… 30 lu 40 lı yaşlarında seçilmişlerdir…
Eğer erkek arkadaşın Hristiyanlıktaki “kader” kavramına bu denli sıkı sıkıya sarılacak kadar koyu bir hristiyansa, İncil’deki bu gerçekleri de çok iyi bilirdi. Yani en azından bu güne kadar seçilmemiş olmanı baz alarak tüm bir hayat için yorum yapmazdı.
Dolayısıyla… Bu kader kavramı işin sadece bir bahanesi… Kemal hocam doğru demiş…
Farklı dinden mensup insanların evliliğine gelince…
tuba kardeş çok güzel bir yazı yazmış. %100 doğrudur yazdıkları.
Ama tuba kardeş olması gerekenleri yazmış. Bazen hayatta her şey olması gerektiği gibi gitmiyor…
Dolayısıyla, her şartlar altında, “%100 iki hristiyan evlenmelidir” ya da “bir hristiyan, başka bir dine mensup insanla evleneme” diyemem.
Eğer bir kardeşin karısı iman etmemişse ama kendisiyle yaşamaya razıysa, onu boşamasın. (1.korintililer 7,12)
Bir kadının kocası iman etmemişse ama kendisiyle yaşamaya razıysa, kadın onu boşamasın. (1.korintililer 7,13)
Ayetler çok açık.
Tuba kardeşimin beni yanlış anlamasını istemem. Yazdıklarına kesinlikle karşı değilim.
O, olması gerekenleri yazmıştır. Ve her hristiyanda bu “olması gerekenler”e göre yaşamalıdır. Ama dediğim gibi işte, hayat bu… kimi zamanlar bazı şeyler de olması gereken gibi seyretmiyor.
16. Aralık 2009: 16:45 #34060AnonimPasifmutluluk;16523 wrote:Dolayısıyla, her şartlar altında, “%100 iki hristiyan evlenmelidir” ya da “bir hristiyan, başka bir dine mensup insanla evlenemez” diyemem.Eğer bir kardeşin karısı iman etmemişse ama kendisiyle yaşamaya razıysa, onu boşamasın. (1.korintililer 7,12)
Bir kadının kocası iman etmemişse ama kendisiyle yaşamaya razıysa, kadın onu boşamasın. (1.korintililer 7,13)
Ayetler çok açık.
Tuba kardeşimin beni yanlış anlamasını istemem. Yazdıklarına kesinlikle karşı değilim.
O, olması gerekenleri yazmıştır. Ve her hristiyan da bu “olması gerekenler”e göre yaşamalıdır. Ama dediğim gibi işte, hayat bu… kimi zamanlar bazı şeyler de olması gereken gibi seyretmiyor.
Degerli mutluluk kardesim
Eger Tanri’nin iradesine göre yasarsak hayatta belki hersey istedigimiz gibi gitmeyecek ama Tanri’nin istedigini yerine getirdigimiz icin pisman olmayacagiz.Belki bu dünyada bizim (görünüste) zararimiz olacak ama ruhsal yasantimizda büyük zenginligimiz olacaktir.
Ben de Tuba kardesle ayni düsüncedeyim.Tanri’nin bizlerden istedigi cok aciktir. Kutsal olmamiz ve imansizlarla ayni boyunduruga girmememiz.Hele ki evlilik gibi son derece önemli ve hayati bir karar verdigimizde Rab’bin düsüncesine göre hareket etmeliyiz.Sadece duygularimizi degil aklimizi da kullanmaliyiz.
Yukarida yazmis oldugun Korintlilere mektuptaki ayetlerde evlenmeden önceki durumdan bahsetmiyor.Kari-Koca hayati yasarlarken imana gelmis eslerden birinin durumuyla ilgilidir o ayetler.Böyle bir durumda yapilan evlilik gecerliligini sürdürmektedir ve esler birbirleriyle yasamaya raziysalar bosanmamalari isteniyor.
Fakat evlilik olusmadan karma dinlerle olusacak evliligi Rab uygun bulmamaktadir.Rab herzaman kendi cocuklarinin kendi halkindan(iman anlaminda) biriyle birlesmesini uygun görüyor.(Bakiniz Rut örnegi)
Esenlikler dilerim.16. Aralık 2009: 20:31 #34062AnonimPasifKores;16524 wrote:Degerli mutluluk kardesimEger Tanri’nin iradesine göre yasarsak hayatta belki hersey istedigimiz gibi gitmeyecek ama Tanri’nin istedigini yerine getirdigimiz icin pisman olmayacagiz.Belki bu dünyada bizim (görünüste) zararimiz olacak ama ruhsal yasantimizda büyük zenginligimiz olacaktir.
Ben de Tuba kardesle ayni düsüncedeyim.Tanri’nin bizlerden istedigi cok aciktir. Kutsal olmamiz ve imansizlarla ayni boyunduruga girmememiz.Hele ki evlilik gibi son derece önemli ve hayati bir karar verdigimizde Rab’bin düsüncesine göre hareket etmeliyiz.Sadece duygularimizi degil aklimizi da kullanmaliyiz.
Yukarida yazmis oldugun Korintlilere mektuptaki ayetlerde evlenmeden önceki durumdan bahsetmiyor.Kari-Koca hayati yasarlarken imana gelmis eslerden birinin durumuyla ilgilidir o ayetler.Böyle bir durumda yapilan evlilik gecerliligini sürdürmektedir ve esler birbirleriyle yasamaya raziysalar bosanmamalari isteniyor.
Fakat evlilik olusmadan karma dinlerle olusacak evliligi Rab uygun bulmamaktadir.Rab herzaman kendi cocuklarinin kendi halkindan(iman anlaminda) biriyle birlesmesini uygun görüyor.(Bakiniz Rut örnegi)
Esenlikler dilerim.
Haklısınız Kores kardeşim. Sizin nokta koyduğunuz yere ben virgül koyamam.
Bizleri hep bereketliyorsunuz. Rab’bim bunu hep devam ettirsin…
17. Aralık 2009: 2:07 #34064AnonimPasifCevaplarınızdan dolayı hepinize çok teşekkürler.
Yazdıklarınızın hiç birine kırılmadım hayır,aksine daha çok aydınladım göremediğim kisimlari daha iyi görmüş oldum. Annesinin niye koreli bir kızla evlenmeleri konusunda çocuklarına bu kadar baskı yaptığınıda daha iyi anlamış oldum bir açıdan aslında.Karşı çıkmalarının dinden çok geleneksel olduğunu da kesinlikle sizlerle hem fikirim.Hayır erkek arkadaşımında gerçekten imanli bir Hristiyan olduğunu düşünmüyorum.
Ama bana bu kadar sert yaklaşmalarından önce bana hristiyanlığı tanıtmış olsalardı ya da beni eğitselerdi daha olumlu sonuçlar alırdık,en azından bu kadar acı çekmezdik diye düşünüyorum.Hoşgörü,hoşgörü,hoşgörü . . .
Ama bu sayede açıp incil okumaya başladığımı hristiyanlığı araştırmaya başladığımı da itiraf etmem gerekiyor. Annem bu halimi görse kızım elden gidiyor diye düşünürdü sanırım…
Evet çok özel olacak ama hayır erkek arkadaşım benimle birlikte olmadı ve bana bu konuda hep saygılı oldu, çünkü olmak zorunda. 27 yaşındayım ve bu zamana kadar kimseyle birlikte olmadım çünkü bunun insanin sadece gerçekten sevdiği biriyle yapmasi gerektiğini ve özel olduğunu düşünüyorum. Eğer bir insan o kadar sevecek birinide bulduysada onunlada evlenmeli bence.
Ben kendimi imansız olarak kabul etmiyorum. Tanrıya bütün kalbimle inanıyorum çünkü ve kendimi ifade etmek için ve doğru ve düzgün yaşamak için bir dine ihtiyaç duymadım bu zamana kadar.Zaten dinler insanları doğru yola getirip yaratıcıya inanci sağlamak için dünyaya gönderilmemişler midir?
Müslüman bir aileden geliyorum, zamanında düzenli olarak namazda kıldığım zamanlar oldu. Ruhsal olarak kendimi iyi hissettim ama bişiler eksik kaldı içimde. Hiçbir dini kötülemek istemem ama muslumanlık hristiyanlığın aşmış olduğu cahile devrini henüz aşamadı ve bunun getirisi olarak ortaya konan şeylerde beni ve benim gibi düşünenleri dinden soğutmaktan başka bir işe yaramıyor. Islamiyette kafama oturmayan çok fazla şey olduğundan kendimi bir musluman olarak adlandirmiyorum artık.Hristiyanlığı ise bu zamana kadar müslümanlardan dinlemiştim,bu olaydan sonra kendim incelemeye başladım. Hatta dahada ileri gideyim Turkler şaman olarak kalmalıydı ya da Hristiyan olmalıydı bence. Müslümanlık Türklere uygun bir din değil.
Bir gece çok içim sıkılmıştı ve ağlıyordum erkek arkadaşımdan dolayı. Gecenin bir körü internette gezinirken kenarda bir yazı gördüm.”Kendinizi umutsuz ve mutsuz mu hissediyorsunuz?…” diye bir yazı.Tıkladıktan sonra hristiyanlığı anlatan bir site açıldı önüme. Sabaha kadar oturup okudum o siteyi.Sabahına okuduklarımı annemle paylaştığımda annemin tepkisi üzgün bir suratla, “Kızım,hristiyan mı olucaksın yoksa..!?” şeklindeydi. Suratının o an ki ifadesi beni çok rahatsız ettimişti açıkcası. Erkek arkadaşımın hristiyan olmasını hiç sorun etmedi bu zamana kadar ama kızlarının olası bir din değişikliği (!) onlar için çok büyük sorun olurdu.Zaten anneannemle annem isyankar biri olup Allaha karşı geldiğim için işlerimim rast gitmediğini düşünüyorlar… =) Neyse herkesin düşüncelerine saygılıyım,nasıl olsa kalbimdekini asla bilemezler.
İnsanların ön yargılarını parçalamak; atomu parçalamaktan daha zordur. demis Einstein…
Ön yargıların ve ötekileştirmenin olmadığı sevgi ve barış dolu bir dünya dilerim hepimiz için. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.