Hristiyanlık’da Adalet ?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25087
    Anonim
    Pasif

    merhaba
    Adalet Merhamet ve Lütuf Nedir?

    Adalet, Merhamet ve Lütuf konularında bu güne kadar bildiklerinizin dışında kavramlardır. Esas anlamlarını öğrenebiliriz.

    Hıristiyanlığın en önemli noktalarından birisi, Yasa ve Müjde arasındaki ilişkidir. Bu konuyu anlamak demek, insanlara Tanrı’nın lütfunun gerçekte ne olduğunu daha iyi öğretebilmeniz anlamına gelir.

    Bununla birlikte, bu konuyu öğretmek özellikle hızlıca gerçekleştirmek istiyorsanız kolayca yanlış anlaşılabilir hale gelebilir. Bu konuda bir örnek oldukça faydalı olabilir. Aslında, aşağıdaki iki örnekleme uygun olarak kullanılırsa, gerçekten birilerinin karşılıksız kurtuluş armağanının ne olduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.

    Adalet, Merhamet ve Lütuf

    Adalet hak ettiğimizi almaktır. Merhamet, hak ettiğimizi almamaktır. Lütuf, hak etmediğimizi almaktır.

    İlk senaryo şöyledir: Sizin bir bisikletinizin olduğunu ve benim onu istediğimi farz edin. Ve bir gece, sizin evinize gizlice giriyorum ve onu çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz ve ben hapse giriyorum (Hapis, yasayı çiğneyerek suçumun bedelini ödemem anlamına gelir). Ceza, yerini buluyor ve bu adalettir. Hak ettiğimi alıyorum.
    Sonraki senaryoda, evinize giriyorum ve bisikletinizi çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz. Beni hapse göndermiyorsunuz. Bunun yerine, beni bağışlıyorsunuz ve unutmamı söylüyorsunuz. Ceza (hapis) yerini bulmuyor. Bu merhamettir. Hak ettiğimi almıyorum.

    Son olarak, evinize giriyorum ve bisikletinizi çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz. Hapse göndermiyorsunuz.. Bana bisikleti vermiş oluyorsunuz ve üzerine bir de yüz milyon veriyorsunuz. Bu lütuftur. Ceza yerini buluyor (sizin hasarı ödemenizle) ve ben hak etmediğim şeyleri alıyorum (bisiklet ve yüz milyon).
    Adalet, bedelin ödenmesini talep eder ve bu merhametin gereklerine uymaz. Merhamet bağışlanma arar ve bu adaletin gereklerine uymaz. Fakat Tanrı’nın durumunda, lütuf her ikisini de karşılıyor. Çünkü merhamet bağışlanan kişiye veriliyor ve adalet bağışlamanın gereğidir. Tanrı’ya karşı günahımız yüzünden cezalandırılmamız durumda da bu aynen böyledir. Fakat Tanrı’nın adaleti kendi üzerine düşüyor (İsa) ve bizler merhamet görüyoruz (günahlarımızın bağışlanması). Ek olarak, sonsuz yaşam, Tanrı ile ilişki ve İsa Mesih’in son gelişinde dirilecek bir vücut alıyoruz (lütuf).

    Lamba Örneği
    Günahlarımızın bağışlanması için geldiğinde, Tanrı’nın bağışlayıcı olması ve İsa’nın da günahların bağışlanmasını mümkün kılabilmek için aynı zamanda Tanrı olması gerektiğini resmetmek yerindedir. Bir an için eşimle birlikte evinizde olduğumu düşünelim. Teoloji hakkında konuşuyoruz ve ben kazayla lambalarınızdan birisini deviriyorum. Bu lamba sizin için özel bir lamba. Değerli bir arkadaşınız tarafından hediye edilmiş ve büyük bir manevi değere sahip. Ayrıca tüm bunların yanında, odanızda ışığa ihtiyacınız var. Bir ya da iki dakika sonra lambanın hasar gördüğünü fark ediyorsunuz ve beni bağışlamaya karar veriyorsunuz. Bana diyorsunuz ki, “Olsun Ahmet. Lambayı kırdığın için seni bağışlıyorum fakat bana yüz milyon vermelisin.”

    Beni bağışladıktan sonra, yüz milyon istemeniz gerçek bağışlama mıdır? Bu, anlaşılmazdır. Tanrı günahlarımızı bağışladığında, günahlarımızı bir daha anmayacağını söyledi (Yeremya 31:34). Bağışlamak ve unutmak anlam olarak birbirlerine yakındırlar. Beni bağışlarsanız, para talep edebilir misiniz? Hayır, çünkü bağışlanmış bir borç ortadan kalkmış demektir. Benden yüz milyon istemek yerine, eşime dönüp “Ahmet lambamı kırdı. Bunun için bana yüz milyon ver” dediğinizi düşünelim. Size tekrar soruyorum. Peki, bu bir bağışlama mıdır? Hayır. Sadece olayın aslıyla alakası olmayan, masum başka birisine borcumu transfer ediyorsunuz. Fakat halen bir sorunumuz var: lambanın yenisiyle değiştirilmesi gerekiyor. Gerçek bağışlamada, yenileme bedelini kim öder? (Bu soruya yanıt vermeden önce üzerinde biraz düşünmenizi istiyorum.) Kim öder? Siz ödersiniz! Geriye kalan tek ihtimal sizsinizdir. Hatırlayın, eğer borcumu bağışladıysanız, nasıl benden ödeme isteyebilirsiniz?

    Şimdi, benim hareketim kime karşıydı? Size. Kim bağışladı? Siz. Kim ödedi? Siz. Günah işlediğimizde, kime karşı günah işliyoruz? Tanrı’ya. Kim ödüyor? Tanrı! Anladınız mı? Tanrı ödüyor! Bunu nasıl gerçekleştiriyor? Cevap basit. 2000 yıl önce Yeruşalim kentinin dışındaki bir tepede, bizlerin günahlarını kendi bedenine yüklendi ve çarmıhta öldü (1. Petrus 2:24). Bizim cezamızı kaldırdı:

    “Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
    Acılarımızı o yüklendi.
    Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını,
    Vurulup ezildiğini sandık.
    Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,
    Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.
    Esenliğimiz için gerekli olan ceza
    Ona verildi.
    Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.”
    (Yeşaya 53:4,5).

    Tanrı adaletlidir. Tanrı merhametlidir. Tanrı lütufkârdır. Tanrı’nın adaletinde, Kendisi bizim yerimizi aldı. Tanrı’nın merhametinde bizler cezalandırılmıyoruz. Tanrı’nın lütfunda, O bizlere sonsuz yaşam veriyor.
    Bizler kurtuluşa layık olmasak da, bizler Tanrı’nın sevgisini hak etmesek de, bizler O’nun merhametine layık olmasak da, Tanrı bizleri kurtardı. Bunu biz, biz olduğumuz için değil, kendisi Tanrı olduğu için yaptı. Tanrı sevgidir (1. Yuhanna 4:16). Tanrı kutsaldır (1. Petrus 1:16). Tanrı iyidir (Mezmur 34:8). Bizler asla O’nun saflığının ve şefkatinin derinliğini gerçekten anlayamayız (Romalılar 11:33). Bizler kendi çabalarımızla asla O’na ulaşamayız. Bizlere kalan tek bir şey vardır. O’na tapınmak, O’nu sevmek ve O’na hizmet etmek. O değerli olandır. Rab’bin adına yücelikler olsun.

    Ek olarak bir not: Bazı inanç sistemlerinin yanlış oluşlarının sebebi, yanlış İsa’ya sahip olmalarıdır. Bu lamba örneğinde, ödemek durumunda olan kişi eylemi yapan kişiydi. İnanç sistemlerinde, İsa eylemi yapan kişi değildir. Üçlü birlikte, İsa eylemi gerçekleştirendir, her şeyin ötesinde; beden almış Tanrı’dır. İnanç sistemlerinde, borç eylemle ilgili olmayan başkalarına transfer edilmektedir (örnekteki benim eşim gibi). Çünkü onlara göre İsa Tanrı’dan ayrı bir varlıktır, eylemi gerçekleştiren değildir. Sadece başkalarının günahlarının bedelini ödemesi gereken bir seyirci konumundadır. Bu gerçek bağışlama değildir, değil mi?

    hac5isamesihyasiyor

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.