Hiristiyanlar eski ahite de inaniyor mu?
- Bu konu 10 izleyen ve 27 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
28. Ocak 2009: 9:10 #32083AnonimPasifİSA MESİH NEDEN BEDEN ALDI?
Beden alışın gerçek nedeni “kefarettir”. Beden alış günahkarlar için kefarettir.
“Çünkü boğaların ve erkeçlerin kanı günahları ortadan kaldıramaz. Bunun için Mesih dünyaya gelirken şöyle diyor: «Kurban ve sunu istemedin, ama benim için bir beden hazırladın. Yakılmalık adaklardan ve günah için sunulan kurbanlardan hoşnut olmadın. O zaman dedim ki, “Yasa kitabında benim için yazılmış olduğu gibi, senin isteğini yapmak üzere, ey Tanrım, işte geldim.’» (İb.10:4-7);
“Tanrı’nın bu isteği uyarınca İsa Mesih’in bedeninin ilk ve son kez sunulmasıyla kutsal kılındık” (İb.10:10).
Çünkü kurtuluş Tanrı tarafından gerçekleştirilmelidir. Kusursuz, günahsız, doğru bir kişi olamıyacağından bunu kimse başaramazdı. Günahın üzerimizdeki etkisi kefaretimizi geçersiz kılar.
Kefaret: masum birinin, masum birinin yerine ölmesi değil; Tanrı’nın gazabının yatıştırılmasını sağlayan kurban verilmesi düşüncesini içerir. Adaletin sağlanması için insanın yerini alan Tanrı anlaşılır.
Tanrı, günaha karşı hafif davranamazdı. Adil olmalıydı. Kutsal bir adalet göstermeliydi. Eğer günahı bağışlayacaksa, bir dizi kural değil, tüm yaratılışın ahlaki düzeni olan Kutsal Tanrı Yasasının tatmin edilmesiyle gerçekleştirilmelidir ve bu tatmin oldukça pahalı olmalıdır.
Peki kimin için pahalı olmalı? Günahlı insan için değil. Çünkü bağışlanmak için hiç bir bedel istenmez. Tanrı satmayı değil vermeyi sevmektedir. Bu nedenle Tanrı, bu bedeli ödemeyi bir kurban sunmayı üzerine almıştır. Böylece sevgisini göstermiş ve günahkarları tapınmaya yöneltmiştir.
Bu bedel çarmıhta Tanrı tarafından ödenmiştir. Kendini kurban eden Oğul, günahlarımızı ve günahın lanetini üzerine almıştı. Baba, biricik Oğlunu vermişti. Bu şekilde adil bağışlama oldu ve günaha karşı sonsuz nefretini göstermiş oldu.
“Ama zaman dolunca Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlunu gönderdi. Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım” (Gal. 4:4,5).
Ayetlerden anlaşılacağı gibi Tanrı’nın Oğluydu ve kadından doğduğu için de insan olmuştu. Yani hem Tanrı hem insandı. Bu iki yönünü Celile Gölü’nü geçerken görmekteyiz. Yorgun olarak uyuması insanlığını, rüzgarı ve dalgaları yatıştırması Tanrısal bir davranıştı.
“Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye binerek onlara, “Gölün karşı yakasına geçelim” dedi. Böylece kıyıdan açıldılar. Teknede giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde fırtına koptu. Tekne su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler. Gidip İsa’yı uyandırarak, “Efendimiz, Efendimiz, öleceğiz!” dediler. İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık sütliman oldu. İsa öğrencilerine, “Nerede imanınız?” dedi. Onlar korku ve şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgara, suya bile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!” dediler” (Luk.8: 22-25).
Beden alma aracılığı ile İsa, yaşamın tüm boyutlarını tatmıştı. Sevinçleri, acıları, denemeleri,, ayartıları, hüzünleri…. Böylece bizlere bir örnek teşkil etti, aynı şeyleri yaşamış bir kişi olarak bizleri anladığını bildiğimiz Rabbin örneğini izlememiz gerekir.
“Nitekim bunun için çağrıldınız. Mesih, kendi izinden gidesiniz diye uğrunuza acı çekerek size örnek oldu” (1.Pet.2:21).
Kendisine inanacak olanlar uğruna ölmek için insan olmuştur. Mesih’in dünyadaki varlığı ve işi göksel bir armağan; göksel bir ziyarettir. Tanrı’nın insanlara verdiği bir armağandır. Bu Tanrısal bir yaşamdır.
Hem Tanrı, hem de insan olan bir kişi kurtuluşu mümkün kılar. Beden alma, Tanrı’nın insan hayatına verdiği değeri ortaya koyar. Çünkü günah, insan hayatını ucuzlattı. Tanrı, insanları seviyor ve onların hayatına önem veriyor.
Tanrıya karşı suç işleyen insandır ve bu nedenle yapılan hatayı düzeltmekte insana düşer. Kurallar böyle olunca kurtuluş için hem insana, hem de Tanrı’ya gereksinim vardır. İnsanın bu borcunu ancak Tanrı ödüyebilirdi. Bu kişinin birliğine insanlığı dahil etmesi gerekiyordu. İşte bu insanın hayatı öylesine değerli olmalıydı ki; tüm seçilmişlerin borcunu fazlasıyla ödemeliydi.
Tanrı, sevgisinden ötürü kefaret işini planlamış ve gerçekleştirmiştir. Tanrı, kendi kutsal adaletini göstermeliydi. İnsana bu kefareti bırakamazdı. Çünkü insanın yapısı buna yeterli değildi. Tanrı’nın gazabını dindiremezdi. Yine kendi gazabını kendisi dindirdi. Sevgisi ortaya çıksın ve günah ortadan kaldırılsın.
Benden alış iki şeyi daha gerçekleştirmiştir: 1) Tanrı’nın bizleri anlayabileceğinin bir göstergesidir. 2)Bir kişinin, bu dünyada nasıl yaşaması gerektiğine örnek teşkil etmiştir.Sevgi ve esenlikte kalın!
28. Ocak 2009: 9:56 #32084AnonimPasifSevgili Guvercin:
1)
<>Dogrusu, Tanri’nin size inandiricilik derecesi sizin icin yuksek seyler gostermeye de ihtiyaci yok, Tanri’nin sizin tarafinizdan inanilmaya da ihtiyaci yok. Tanri oyle guclu, kudretli ve buyuktur.
Tanri evreni,dunyayi ve bizleri yaratti. Siz de eminim kabul edersiniz. Peki, buna ihtiyaci mi vardi da yapti? Tanri insan olarak aramiza gelmek istemisse bunun icin size heasp mi verecekti? Gelmisse gelmistir, size de bunu anlamaya calismak, hissetmeye calismak kalir. Tanri’nin neyi neden yapacagini soylemek herhalde size kalmadi.
2)
<<Arkadasimizin dedigine göre "… Kutsal kitab insanlar tarafindan yazilmistir"," …Tanri kitab yazmaz" dedi.
Bilindigi üzre insanlar mükemmel degillerdir, ve hatalari , eksikleri vardir. O halde insanlarin yazmis oldugunu kabul ettiginiz kitabin nasil hatasiz,eksiksiz oldugunu yada yanlis aktarmalari icermedigini kabul edebiliriz daha da önemlisi nasil inanabiliriz?
Insanlarin yazacagi yada yazdigi kitablar bu halde iken, elbette tanri kutsal kitab, yani ayetler gönderecektir.>>µAlintiladiginiz cumlenin alintilamadiginiz gerisinde insanlarin Tanri’nin verdigi kutsal ruhla ve ilhamla yazdiklari soyleniyor. Siz Tanri’nin verdigi ilhamda mi hatalar eksikler oldugunu soyluyorsunuz? Ne haddinize?
3)
Bir kitaba (ornegin Kuran’a) sanki Tanri’yi temsil ediyormus gibi tanrisal bir deger verip tapinmak asil cok tanrililik degil midir? Ona bir kitap degil de tanri gozu ile bakip tapinmak nedir?4)
Musluman inanisina gore Tanri sozlerini Muhammed’e ilham olarak gondermedi mi 23 yil boyunca? Sonra da Muhammed hic bir sey yazmadi ama o oldukten sonra etrafindakiler hatirladiklarini toparlayip yaziya gecirmediler mi? Acin herhangi bir Din Kulturu ve Ahlak Bilgisi ders kitabini okullarda okutulan, aynen boyle yazmaz mi? Simdi, kim neye dayanarak guveniyor Muhammed’in o etrafindakilere, ve onlarin hatirlayip da yazdirmis olduklarinin Tanri’nin sozu oldugunu iddia ediyor, tam olduklarini ve eksiksiz ve degistirilmemis olduklarini…, eger tanrinin verdigi ilham degilse? Ya Muhammed’in Tanri’dan aldigini iddia etmis oldugu sozler (ayetler)? Olsa olsa Tanri’nin verdigi ilham degil de ne olabilir? Biri gormus mu Tanri’nin birsey yazip, ciltleyip asagiya firlattigini? Ya insanlarin sayfalarini basip ciltleyip uzerine de Kuran yazdiklari bir kitabi sanki Tanri’yi temsil ediyormus gibi taparcasina ele almalari, duvara asmalari vesaire de neyin nesidir? Muslumanlikta kacli kaclik var (hadi diyelim hristiyanlikta uclu birlik var iddia ettiginiz gibi, ki kesinlikle yanlis)? Dahasi muslumanlar Kabe’ye dogru tapinmiyorlar mi? Putataparlarin bir put heykelinin onunde ona tapinmalarindan bir farki mi var? Tanri mi insa etti Kabe’yi?Dunya userindeki tum nesneler, kitaplar, binalar, uzerinde Isa heykelcigi olan hac seklinde nesneler, yedi kollu samdanlar, hepsi insanlar tarafindan yapilmadi mi? Tipki yazilan tum kitaplar gibi…
Hristiyanlarin neye inandiklari nereden bileceksiniz ki size musluman fanatizmi ile ogretilmis olanlari ezberden tekrar ettiginiz ve hristiyanlarin kendi ifadelerine gozlerinizi ve kulaklarinizi tikadiginiz surece?
Umarim burada yazilanlari okuyorsunuzdur. Cunku, inanin inanmayin, ve hangi dinden olursaniz olun biz size neye nasil inandigimizi ifade etmeye calisiyoruz burada, sizin zannettiklerinizi hic de onaylamak zorunda degiliz eger dogru degilse. Ve dahasi, eger Tanri aramiza Isa olarak gelmek istemisse, gelmisse, siz neyin Tanri’nin isi neyin insan isi olacagini soyleme ehliyetini nereden buluyorsunuz? Tanri yeni peygamber olarak sizi mi gonderdi de haberimiz yok?
Sevgiler, Tanri’nin kutsamasi uzerinize olsun
28. Ocak 2009: 10:10 #32085AnonimPasifSayın güvercin,
İslamla ilgili olur olmaz şeylerin yayımlanmasına bende sizin kadar tepkiliyim. Hem Chat kanalında hem de Forumlarda sitede bana verilen yetki ölçüsünde belki fark edemediniz ama her seferinde buna karşı duruyorum.
Gelelim istediğiniz açıklamalara:
Mesih’in neden benden aldığı ile ilgili açıklamamı yukarıda vermiştim.
Yahudiler, iman ettikleri kitapta açık olarak geleceği bildirilen Mesih’in hala beklentisi içindeler. Oysa biz Hristiyanlar Mesih’in yeryüzüne geldiğini ve amaçlarını gerçekleştirdiğine iman ediyoruz. Tabiki bu çok büyük bir fark. Bu anlamda onların inançları ile bir karşılaştırma yapmak yersizdir. Tespitiniz doğrudur “ikisi arasinda bir uyusmazlik olduğunugözleyebiliriz”.
Eski Antlaşmada ki Tanrı ile Yeni Antlaşmadaki Tanrı’nın farklı olduğunu dile getirmişsiniz. Bu söyleminize katılmam mümkün değil. Tanrı’nın doğası, karakteri ve planları değişim göstermez. Tanrı değişmezdir ve aynıdır. Size farklı gibi gelmesinin nedeni gerçekleri iyi görememenizden kaynaklanmaktadır.
Kutsal Kitapta “Üçlübirlik” kelimesi geçmemesine rağmen bu ruhsal gerçek ayetlerde açıklanmıştır. Şimdi size Eski Antlaşmadan bazı ayetler aktaracağım. Sanırım Tanrı’nın doğası ile ilgili söylediğimiz “Üçlübirlik” Kutsal Kitabın ilk ayetlerinden başlayarak açıklandığını göreceksiniz.
“Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı`nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.”(Yaratılış 1:1-2)
Dikkat edilirse Tanrı’nın Ruhundan bahsediliyor. Tanrı’nın suların üzerinde dalgalandığından söz etmiyor.
“Tanrı, “İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.”(Yaratılış 1:26).
Sizce Tanrı niye “Kendi suretimde yaratayım” demedi de çoğul bir ifade kullandı. Burada geçen “dedi” kelimesine de dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu sizce kendi kendine bir konuşmayı mı çağrıştırıyor?
“Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü*fı*, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak. Davut`un tahtı ve ülkesi üzerinde egemenlik sürecek. Egemenliğinin ve esenliğinin büyümesi son bulmayacak. Egemenliğini adaletle, doğrulukla kuracak Ve sonsuza dek sürdürecek. Her Şeye Egemen RAB`bin gayreti bunu sağlayacak.” (Yeşaya 9:6-7)
Bu ayetlerde de Oğul Tanrı’dan söz edildiği açıktır. Yeryüzünde bir insane tarafından sosuza dek kalıcı bir egemenlik kurulmadı. Bunu başaranın Tanrı Oğlu olduğuna dikkat çekiyor.
Üçlübirliği oluşturan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u en azından çağrıştıran yüzlerce ayet bulunmaktadır. Bunlar sadece ilk akla gelen ayetlerdi.
Sevgi ile kalın!
28. Ocak 2009: 10:28 #32086AnonimPasifNeden hala yazmis oldugum iki cevap yayinlanmadigi halde, banim yayinlanmamis yazima cevap veriyorsunuz . Anlamis degilim. Önce burda bir yazisma olacaksa bana da esit hak tanimalisiniz. Iki yazimda bu forumda henüz yayinlanmis degil. Resmen burda susturuluyorum .
Benden sonra 3 kisinin yazisi yayinlandigi halde benim onlardan önce yazmis oldugum yazi yayinlanmadi. Bu moderatör kontrollü yayinlanma sekli hic adil degil ve demokratikle özgürlükcülükle de bagdasmiyor.28. Ocak 2009: 12:34 #32092AnonimPasifgüvercin,
Biraz önce yayınlanmadı diye feryat ettiğin mesajları okudum. Size yeteri kadar zaman ayırdığımızı düşünüyorum. Size verilen yanıtlar yeterlidir. Örnek mi istersin: Bu kadar anlatıma rağmen yazdığın bir kaç paragrafla hemen Hristiyanlık inancının mantıksız olduğuna hükmediyorsun. Bak bu yazacaklarım senin sözün: “Bu cok mantiksiz bir inanis.” Eğer yaptığımız açıklamalara rağmen hala mantıksız geliyorsa, niye mesajlarım yayınlanmıyor diye isyan ediyorsun ki? Bizi mi ikna etmek istiyorsun? Bunun yeri bu Forumlar değil. Eğer saygı istiyorsan senin de saygılı olman gerektiğini öğrenmelisin.
Buradkiler seninle aynı şeyleri düşünmek zorunda değil. Üstelik sen “bu doğrudur” dediğinde ne yazık ki bunlar doğru olmuyor! ” Örnek mi sitiyorsun: Gercekten bir insanin baska insanlarin günahlari icin öldügüne inaniyormusunuz? O zaman bir seri katilde, bir hirsizda bir tecavüzcüde Isa onun günahlari icin öldügü yada aci cektigi icin o kadar yaptiklari günahlara nasil kefaret olabilir.?” Bu konu ile ilgili inancımızın ne olduğunu detaylı bir şekilde açıkladım. Gerisi sana kalmış. İster anla; ister anlamak isteme…
Yazdığın tüm yazılar önyargılı ve temeli olmayan şeyler. Verdiğin örnekler de anlamsız. Örnek mi istersin “Spartakusu hemen hemen herkes bilibir. Roma tarihinde kölelerin cikardigi en büyük isyanin basini ceken bir köledir. Öyle ki Italyanin bazi kesimlerine bile hakim olmus ama en sonunda binlerce yandaslariyla yakalanarak Romanin caddelerinin kenarlarinda bileklerinden civilenerek carmiha gerilerek, (aynen Isa gibi) hatta aylarca ibret olsun diye öylece carmihda birakilmistir. Bu insanlarin cektigi aci bile daha fazladir”. Anlatımından anlaşılıyor ki sen hariç herkes Spartaküs’ün ve Mesih’in nasıl öldüğünü senden iyi biliyor.
Temeli olmayan açıklamların bu Forumlarda yer alması uygun değil! Bu tavrını değiştirmen için seni bir haftalığına yasaklıyorum… Dilerim dayatmacı özelliğin biraz olsun törpülenir!
29. Ocak 2009: 17:54 #32102AnonimPasifyasaklamaları ömrümce karşı çıktım ve halada karşıyım.BİR İNSANIN fikri ne ise onu açık açık söylemeli ve eğer karşı tarafında vercek cevabı varise vermeli. Sayın pastör siz bir kilise önderi olarak insanları yasaklayarakmı aydınlatacaksınız? Yoksa fikri ne olursa olsun tezi ne olursa olsun ona mantıklı cevaplar vererekmi? sayın pastör kabul edin yada etmeyin bu ülkede bu arkadaşın sorduğu sorular insanlar tarafından kabul edilen şeylerdir. Bunun doğru olmadığını mantıklı cevaplarınızla çürütmek yerine yasaklama yoluna gidiyorsunuz.
Sayın pastör bakın konun ismi hristiyanlar eski ahitte inanıyormu?
Bende bu başlığı tıkladım ve okumak istedim ama baktımki bu konu ile alakasız bi sürü yazı. Bence her konu kendi konu başlığında değerlendirilmeli
saygılarımla29. Ocak 2009: 21:51 #32112AnonimPasifSayın izmirligizem,
Pastör diye bana mı hitap ediyorsunuz? Eğer banaysa; ben Pastör değilim…
Bir sitenin kuralları ve amaçları olması kadar doğal ne olabilir ki?
Bu sitede herkez kendi düşüncesini ve kendi inancını açıklama özgürlüğüün olduğunu bir an düşünürseniz sanırım site yönetiminin koyduğu kurallara saygı gösterirdiniz. Bu sitede Hristiynalık inancının dışındaki hiç bir sohbete ya da görüşe izin verilmemektedir. Gereksiz, temelsiz açıklamalara ve ardniyetli sorulara ayıracak zamanımız yok! Kusura bakmayın!Katılımcı arkadaşa gerekli açıklama yapılmıştır. Uyarılmayı ve kısa süre uzaklaştırmayı hak edici yazıları vardı. Taktir edersiniz ki buna site yönetimi karar verecektir.
Saygı ve sevgiyle…
29. Ocak 2009: 22:42 #32115AnonimPasifSayın Katılımcılar,
Forumun kuralları ile ilgili kısa bir hatırlatmayı uygun buldum:
Forum, http://www.hristiyanturk.com sitesinin forumudur ve doğal olarak Türkiye ve yurtdışındaki Hristiyan Türklere yönelik hizmet sunmak amacıyla kurulmuştur. Foruma; Hristiyan olmayan, Mesih İnancını öğrenmek isteyen, tartışmalara soru ve yorumlarıyla katılmak isteyen diğer din mensupları veya dinsel bir inancı olmayanlar da üye olabilirler.
Forumumuzda müstehcen yazılar yazmak, müstehcen resimler vermek ya da link vermek; diger dinlere çağrı mesajları yazıp yollamak kesinlikle yasaktır. Hristiyanlığa, İslam’a, diğer herhangi bir dinsel inanca; Türkiye Cumhurriyeti’ne, Türklüğe veya herhangi başka bir etnik kimliğe karşı her türlü saldırgan, küfürlü, tehdit dolu, gerginlik yaratıcı yazılar ve hakaretler kesinlikle yayınlanmaz, bu yazıları yazanların üyeliklerine derhal son verilir.
Forumun işleyiş ve Kurallari konusunda katılımcıları bilgilendirmek adminlerin veya moderatörlerin görevi değildir. Katılımcılar bu kuralları okuyup uymak zorundadır.
Forumun Kurallarına uymayan Katılımcıların Forumda yazı yazması engellenecektir. Bu işlem ihtar verilmeden de yapılabilir.
Bu kurallar konusunda üyeler moderatörlerle tartışamazlar.
Eğer Web sitemizin ve Forumumuzun niteliğini ve uyulması gereken kuralları beğenmiyorsanız, üye olmanız gerekmez.
Foruma üye olan herkes burada belirlenen kuralları baştan kabul etmiştir.
HristiyanTürk Forum Yönetimi1. Şubat 2009: 20:19 #32125klausAnahtar yöneticiArkadaşım İzmirligizem, demişsin ki,
”Bende bu başlığı tıkladım ve okumak istedim ama baktım ki bu konu ile alakasız bi sürü yazı.”
Madem sitemizden siz ve diğer arkadaşlarınız tatmin edici cevap alamıyor neden pazar günleri herhangi bir protestan kilisesine gitmiyor ve sorularınızı orada sormuyorsunuz ? Öyle ya bu sorular ”insanlar tarafından kabul edilen şeyler ” ise siz de yerinde öğrenin, madem site kurallarından rahatsız oluyorsunuz !2. Şubat 2009: 10:48 #32129AnonimPasifsevgili kayram
önereceğin bir kilise varmı acaba?2. Şubat 2009: 21:38 #32133klausAnahtar yöneticiİstediğin herhangi bir protestan kiliseye gidebilirsin arkadaşım.
Pazar sabahı 10 – 13:00 arası ibadet saatimiz. İnternette adreslere bakarak evine en yakın kiliseyi seçebilirsin.
Esenlikle.2. Şubat 2009: 22:43 #32134AnonimPasif@izmirligizem 12155 wrote:
sevgili kayram
önereceğin bir kilise varmı acaba?Mat.7: 7 “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.
Mat.7: 8 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.17. Şubat 2009: 18:50 #32211AnonimPasif@güvercin 12004 wrote:
Duyduguma göre Hiristiyanlar Eski Ahit’e de inaniyormus. Hatta İncil’de Eski Ahit de dahilmis.. Bu dogru mu?
Benim bildigim Incil, Hz. Isanin kitabi, ama Eski Ahit Hz. Musayla basliyor bildigim kadariyla. Eger bu dogruysa , Hristiyanlar yahudilerle aynı inanci paylasmiyor mu? Yani Eski Ahit ortak inandıkları degil mi?
Sorunuzla ilgili çok açıklayacı bir ayet:
Kutsal Yasa`yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.
Matta 5:17 -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.