Gregoryanlık ayrı bir mezhep midir?
- Bu konu 7 izleyen ve 8 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
16. Şubat 2009: 14:56 #25950AnonimPasif
Sevgili kardeşlerim eğer aranızda gregoryan mezhebine mensup kimse varsa gregoryanlık hakkında bilgi verirse çok sevinirim. Bugün (p.tesi) ortodoks diye gittiğim bir kilisedekiler kendini ” biz ortodoks değil gregoryanız ikisi farklı” diye tanımladı bende fazla soramadım tabi şaşırdım. bildiğim kadarıyla Gregoryanlık aslında bir ortodoks mezhebidir. Ama doğru mu biliyorum? Ortodoksluğa bağlı bir mezhep midir yoksa katolik protestanlık gibi farklı bir ekol müdür? İnanç esasları, şekilleri nasıldır daha çok hangi mezhebe benziyor? Vaftiz sistemi nasıl? Ermenilerin dışındaki gruplarda bu mezhebe katılabilir mi? Detaylıca bilgi verirseniz Teşekkürler
17. Şubat 2009: 17:49 #32170AnonimPasifErmeni Apostolik Kilisesi Hristiyanlığın diğer mezhepleri tarafından monofizit bir kilise olarak tanımlanır. Monofizit görüş İsa’nın hem insani hem de tanrısal olmak üzere iki değişik tabiatı bulunduğunu savunan görüştür. 451 yılında toplanan Kadıköy (Khalkedon) Konsili bu görüşü reddetti. Ermeni Apostolik Kilisesi Khalkedon kararlarını tanımayarak Ortodoksluktan ayrılan kiliselerden biridir. Ancak Ermeni Apostolik Kilisesinin kendisi monofizit tanımlamasını reddetmektedir. Anlaşmazlığın İsa’nın insani ve tanrısal tabiatlarının birliği konusunda değil, Kalkedon Konsili’nin verdiği kararın anlatım biçiminden kaynaklandığı görüşündedir.
İstenildiği taktirde vaftiz olunabilir, fakat ilahilerin ve vaazların Ermenice olması sebebiyle bu dili bilmeyenle pek tavsiye etmem. Kapsamlı bilgi için en yakın Ermeni kilisesine veya herhangibir Kiliseye basşvurunuz.17. Şubat 2009: 19:06 #32212AnonimPasifXğristiyan;12391 wrote:Sevgili kardeşlerim eğer aranızda gregoryan mezhebine mensup kimse varsa gregoryanlık hakkında bilgi verirse çok sevinirim. Bugün (p.tesi) ortodoks diye gittiğim bir kilisedekiler kendini ” biz ortodoks değil gregoryanız ikisi farklı” diye tanımladı bende fazla soramadım tabi şaşırdım. bildiğim kadarıyla Gregoryanlık aslında bir ortodoks mezhebidir. Ama doğru mu biliyorum? Ortodoksluğa bağlı bir mezhep midir yoksa katolik protestanlık gibi farklı bir ekol müdür? İnanç esasları, şekilleri nasıldır daha çok hangi mezhebe benziyor? Vaftiz sistemi nasıl? Ermenilerin dışındaki gruplarda bu mezhebe katılabilir mi? Detaylıca bilgi verirseniz TeşekkürlerGregoryanlık,17.ve 18.yüzyıllarda özellikle Rusların Ermenilerin Hristiyanlığını küçümsemek için kullandıkları terimlerdir.Bu düşünceye göre 301 yılında dünyada ilk kez Ermeni ülkesinde devlet inanışı olarak Hristiyanlığın kabul edilmesinde yer almış Aziz Aydınlatıcı Gregor(Ermenicesi Surp Krikor Lusavoriç. S. George İlluminator)un ismi kullanılarak Gregor–yen diye bir lakap takılmış, Ermenilerin aslında Gregorcu oldukları varsayımında bulunmuşlardır. Bu inanışa göre Rab İsa Mesih’in insani tabiatı tanrılık tabiatı arasında bir birleşme söz konusudur. Ve O’nda Tek Tabiat vardır. TANRILIK Tabiatı. Yani İsa Mesih’in hem insan hem mükemmel Tanrı olduğu kabul edilmekle birlikte,Tanrılık Tabiatı ön plana çıkarılır.
28. Aralık 2009: 8:55 #34173AnonimPasifvatikan gregoryanlığı kabul etmiyormuş, gaziantepte günışığına çıkarılan bir gregoryan kilisesinin restorasyonu için yardım istemişler, reddedilmiş sebep olarak da kilisenin gregoryan kilisesi olması öne sürülmüş, bu durumda vatikana göre gregoryanlık mezhep değil, tanrı katında durum nedir bunu da tanrı bilir
28. Aralık 2009: 13:00 #34174AnonimPasif‘Gregoryan’ terimi Ermeniler’in ulus olarak Hristiyan olmasına sebep olduğundan ‘aydınlatıcı’ şereflendirici tanımıyla anılan aziz Gregoryus’dan gelir. Kendilerine ‘Gregoryan’ diyen Ermeniler o eski aziz Gregoryus’un başlattığı cemaatten kopmamış kesimi teşkil ettiklerini ifade etmek isteyen Ermeniler’dir. Nitekim Ermeniler’in bir kısmı zamanla Katolikliğe geçmiştir de ondan. O bugünkü Türkiye’nin coğrafi sınırlarının doğusundaki yerlerde rastlanan konik kubbeli kiliseler hep Gregoryan geleneğine ait kiliselerdir. Ermeniler’in Hristiyanlığı ulus olarak resmi dinleri kabul eden tarhteki ilk ulus oldukları yolunda görüşler de vardır.
Gregoryan’lar kendilerini Ortodoks Ermeniler olarak bilir ama Rum Ortodoks’lardan ayırt edilsinler diye kendilerine Gregoryan demeyi tercih ederler. İtikatları Rum Ortodokslar’ınkilerle çok yakındır ama daha ziyade milli sebeplerden dolayı tarihte yolları ayrılmıştır. Bu son zamanlarda cemaatler arası yapılan (Mısır’lı Kıptiler’in de katıldığı) mülakatlar sonucu itikat konularındaki ayrılıkların daha ziyade dil ve yaklaşım ayrılıklarından kaynaklanan yanlış anlaşılmalardan doğdukları yönünde saptamalar olmuştur.
Aydınlatıcı aziz Gregoryus hem Rum, hem Slav ve bilumum Ortodoks’lar hem de Katolik’ler tarafından azizliği tanınan, tüm Hristiyan dünyasında herkesçe bilinen bir şahsiyettir, tabi.
Yukarıda yazdıklarımda, Ermeni kilise tarihini derinden incelemiş olup herhangi bir yanlış gören bir Ermeni kardeşimiz varsa hatalarımı düzeltir artık… :-)
28. Aralık 2009: 19:07 #34175klausAnahtar yöneticigregoryanlar ortodoksluğun bir mezhebidir
29. Aralık 2009: 16:56 #34177klausAnahtar yöneticiben bir ortodoksum.grogeryan değilim.fakat size grogeryanlık hakkında bilgiler verebilirim bir diğer adı ermeni apostolik kilisesidir.
Ermeni Apostolik Kilisesi
Ermeni Apostolik Kilisesi (Ermenice: ??? ?????????? ???????, Hay Arakelagan Yegeğetzi), ya da Ermeni Ortodoks Kilisesi ya da Gregoryan Kilisesi, dünya Ermenilerinin büyük bir çoğunluğunun üye olduğu dünyanın eski milli Hristiyan kiliselerinden biri olduğu söylenen mezhep. Ermeni Apostolik Kilisesi…
Ermeni Apostolik Kilisesi (Ermenice: ??? ?????????? ???????, Hay Arakelagan Yegeğetzi), ya da Ermeni Ortodoks Kilisesi ya da Gregoryan Kilisesi, dünya Ermenilerinin büyük bir çoğunluğunun üye olduğu dünyanın eski milli Hristiyan kiliselerinden biri olduğu söylenen mezhep. Ermeni Apostolik Kilisesi Hristiyanlığın diğer mezhepleri tarafından monofizit bir kilise olarak tanımlanır. Monofizit görüş İsa’nın hem insani hem de tanrısal olmak üzere iki değişik tabiatı bulunduğunu savunan görüştür. 451 yılında toplanan Kadıköy (Khalkedon) Konsili bu görüşü reddetti. Ermeni Apostolik Kilisesi Khalkedon kararlarını tanımayarak Ortodoksluktan ayrılan kiliselerden biridir. Ancak Ermeni Apostolik Kilisesinin kendisi monofizit tanımlamasını reddetmektedir. Anlaşmazlığın İsa’nın insani ve tanrısal tabiatlarının birliği konusunda değil, Kalkedon Konsili’nin verdiği kararın anlatım biçiminden kaynaklandığı görüşündedir. thumbErmeni Apostolik Kilisesi’nin en büyük ruhani lideri Katolikos’tur. Günümüzde bu görevi Ermenistan’ın Eçmiadzin kentindeki II. Karekin yürütmektedir. Ermenistan dışında Rusya, Gürcistan, Fransa, ABD, Lübnan, Suriye, Kanada, Türkiye ve İran’da Ermeni Ortodoks Kilisesine bağlı toplumlar mevcuttur. Türkiye’deki Ermenilerin ruhani lideri İstanbul Ermeni Patriği’dir. Şu anda bu görevi Mesrob II Mutafyan yürütmektedir2. Ocak 2010: 15:45 #34208AnonimPasif@Nadin 16725 wrote:
vatikan gregoryanlığı kabul etmiyormuş, gaziantepte günışığına çıkarılan bir gregoryan kilisesinin restorasyonu için yardım istemişler, reddedilmiş sebep olarak da kilisenin gregoryan kilisesi olması öne sürülmüş, bu durumda vatikana göre gregoryanlık mezhep değil, tanrı katında durum nedir bunu da tanrı bilir
Gregorian’lar zaten Katolik değil ki? Neden vatikan yardım etsin?halleluya
3. Ocak 2010: 21:29 #34220AnonimPasifVera’dan alıntı: ‘Monofizit görüş İsa’nın hem insani hem de tanrısal olmak üzere iki değişik tabiatı bulunduğunu savunan görüştür.’
Kardeşim yanlış anlamışsınız her halde. ‘Monofisit’ kelimesi Yunanca ‘mono’ (‘sadece’ veya ‘bir’) ve ‘fisi’ (‘doğa’, ‘tabiat’) kelimelerinin bileşiminden oluşan bileşik bir kelimedir ve o dediğinizin tam tersine işaret eder. Rum ve Slav Ortodoks’lar Hz. İsa’nın kişiliğinin iki değişik tabiatın bileşiminden olduğuna inanırlar. Ve bu iki değişik tabiatın birbiriyle eşit ölçüde işbirliğinde olduğunu savunurlar. Yani ne İlahi tabiat insani olana bir zor uygular ne de insani olanda İlahi olana oranla bir eylem önceliği vardır. Bu iki tabiat Hz. İsa’da öyle bir bileşimdedir ki ne özerkliklerini kaybederler ne de ayrılırlar. Altıncı ile Yedinci yüzyıllar arasında Bizans’ta yaşamış olan ve zamanın büyük düşünür ve mistiklerinden olan aziz Maksimus bu birlikteliği kızmış demirdeki alev ile metalin birlikteliğine benzetir. O kadar iç içe bir birlikteliktir bu… ama bu iç içeliğine rağmen alev ile metal özerk hüviyetlerini korurlar yine de.
Bir zamanlar dillerin değişikliği dolayısıyla da Ermeni ve Kıptiler’in bu birliktelikte İlahi yönün ağır bastığı ve insani yönü bir nev’i özerk irade iptaline vardırdığına inandıkları yönünde bir düşünce oluşmuş Rum Ortodoks’larda (Rum’luk terimi burada ırken Yunanlı’lık anlamında değildir, çok uluslu ortak dili Yunanca olan Bizans’lılık anlamındadır). Ondan Ermeniler’i ve Kıptiler’i ‘monofisit’ kelimesiyle tanımlamışlardır. Hz. İsa’nın iki tabiatından birinin öbürünü yok edecek kadar ağır bastığı inancında olanlar anlamında yani. Tabi, bir önceki mesajımda belirttiğim gibi bu son zamanlar bunun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu yönünde bir fikir birliğine varılmıştır, hemen hemen.
Tarihteki bu gibi İlahiyat tartışmaları bugünün insanına garip veya fuzuliymiş izlenimi uyandırabilir kolaylıkla ama olaylara derinlemesine bakılacak olursa hiç de fuzuli olmadıkları saptanır. Fuzuli olmayışlarının nedeni ise Hz. İsa’nın hüviyetiyle ilgili sağlam bir öğretiye sahip olunmasının insanın ferdi düzeydeki Tanrı ile olan ilişkisiyle alakalı olduğundandır. Her gerçek Hristiyan’ın amacı hayatında Hz. İsa’nın hayat tecrübesinin yaşanmasıdır. Her has mümin Hristiyan Tanrı’nın lütfüyle Mesihliği bizzat tadar. Bu yüzden doğru, sapkın olmayan bir öğreti has bir yol göstericiliğinde bulunur. İnsanın bu gibi hassas mı hassas manevi konularda yanlış yollara sapmamasına yardımcı olur. Günlerimizin ‘Yeni Çağ’ akımında maneviyat adına nice şarlatanlıkların yer aldığı aşikar, olup bitenlerden biraz da olsa haberdar olanlara, mesela. İşte doğru bir rehberin olması bu sebepten dolayı çok önemli görülmüştür her zaman kilise azizlerince. Eskilerin riyazet anlatılarında yanlış yola sapıp yüksek mertebelere varmışım diye kafayı üşütenlerin vakaları hep altları çizilmişçesine anlatılır. Tanrı yolu maceraların en büyüğüdür, tehlikeler ve pusularla doludur. Bu tehlike ve tuzaklar ya insanı daha bir pişirip, olgunlaştırıp ileriye götürürler yahut da vehimlerinde kaybolmalarına yol açarlar. Bu sebeptendir ki her zaman iyi bir rehbere ihtiyaç vardır.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.