[Anonim]

Futbol Ateşi
(Yazar: Tomas Cosmades)

Futbol, gol, ünlü oyuncular, şampiyonluk, bol para… Yeryüzünün her yanında yüz milyonlarca insanı futbol ateşi sarmış. Futbol konu edilince ırk, dil, ulus, görüş, inanç ve daha ne varsa her bağlantı bir yana bırakılır, herkes futbol aşkında birleşir. Anlatılar, çalışmalar, kurallar aynı bilgiye dayanır. Keşke ademoğullarının tutumu başka ilişkilerde de böyle olsaydı! Elbette oyunla ilgili anlamsız çatışmalar, sövüp saymalar, çirkin eylemler olmadan.

Her ülkenin çeşitli karşılaşmaları var: Şampiyonlar kupası, Avrupa kupası, Güney Amerika, Asya, Afrika kupası ve tüm dünyanın ilgisini odaklaştıran Dünya Kupası… Kupayı ulusuna taşıyan ulusun halkı uzun süre bayram havası yaşar. Uluslar futbollaştırıldı. Tahmin oyunlarında para yitirenler dürülür, para kıranlar delirir. Şampiyonalar sonucu as oyuncular büyük varlığa konar, yeni yıldızlar parlar, eskiler sönüp gider. Ardından gözler gelecek şampiyonaya çevrilir, bunlara katılabilmek için çeşitli eleme maçları her yanda yoğunluk bulur. Alanlarda tertemiz oyunlarıyla bu sürükleyici sporun tadını kaçıranlar da eksik olmaz.

Yeryüzünün en iyi bilinen, en çok sevilen, ilgi çeken sporu sayısız insanı stadyumlara ya da en azından televizyon ekranına çeker. Futbolcuların yanı sıra amigolar, huliganlar, spor yazarları, televizyon sunucuları, fotoğrafçılar, yöneticiler, doktorlar ve başka ilgilenenler balarısı gibi her spor sahalarına yönelir. Ve bunların yanı sıra güvenlik güçlerine yoğun görevler yüklenir.

İçaçıcılık oyunu olarak bilinen futbolu korkuya, kabusa dönüştüren taşkınlıklar her yanda sırıtıyor. Futbolda terörizm ölüme, yaralanmalara, büyük zararlara yol açmakta. Maç denince köpekli polisin, askeri gücün geniş önlemler alması da son yılların gereksinimlerinden. Yirmi iki genç oyuncuyla üç hakem içerisindeki enerjiyi ince sanatları için harcarken, güvenlik güçleri de her an patlayabilecek yıkıcı enerjiyi bastırabilmek için ondan üstün enerjiyi salıvermeye hazır. Bu da işin çirkin yönü.

Futbolda temel amaç hiç kuşkusuz yengi ve şampiyonluktur. Pas verip şut atarak gol atabilecek duruma gelmek her futbolcunun kovalayışı. Kaleci bile aynı amaca odaklanır. Bu ilginç oyun ne denli evrelerden geçti, daha da geçmekte! Futbol üstatları kitaplar yazar, videolar yayar, seminerler yapar, teknikler tasarlar. Psikologlar, oyuncuların psikoloji sınavına tutulması gereğini vurgular. Örneğin penaltı atışını yitirmenin gerisinde psikolojik gerginlikler zinciri yatar diyorlar. Sahadaki oyuncuların gerginliğini bir düşünün!

Bu sevilen oyunun akımı 7.32X2,44 metrelik kalenin ağlarında sonuçlanmazsa oyun iç açıcı olamaz. Hele kalabalığa, yıkıma kaçınca. Bazı durumlarda sarı kartlar, kırmızı kartlar hiç durmadan uçar, ama oyun var ki hakem tek kart göstermez. Ne denli açıktır temizle kirli oyun arasındaki ayırım! Meraklı ol ya da olma, bu önemli maç seni de koşut bir gerçeğe çeker.

Yaşamın amacını buldun mu? Nereye gidiyorsun? Zafere mi, yenilgiye mi? Yeryüzünde Tanrı’yı ve insanları sevindiren tertemiz bir yaşam oyuncusu olabildin mi? Yenilgiye ulaşmak için çok okumuş, çok kazanmış, başarılarıyla ün salmış, dinselliğiyle övülmüş biri olman gerekmez.

Futbol alanında kazanılan ya da yitirilen oyundan çok daha önemli bir sonucun yolcususun. Milyonları heyecanlandıran sonuçtan daha somut ve kanıtlı sonuç ne olabilir? Yaşamının dönüm noktası sayılan bir aşamada canının kurtarıcısını, arıtıcısını, sonsuz güvencesini sağlayanı tanımak. O, İsa Mesih’tir. En başarılı futbolcunun çalıştırıcısından üstün olan… Çalıştırıcısız futbolcu düşünülemediği gibi, kurtarıcısız insan da düşünülmemeli.

İnsanlığın yaratıcısı güçlü bir kurtarıcı, yengi verici, bozuk düzen varlığa yönetici gönderdi. Öncesiz çağlardan şimdiki dünya çağına inen kurtarıcı Mesih, büründüğü insan bedeniyle günaha karşı kurtulmalık oldu. Yerimize öldü, gömüldü, üçüncü gün ölüm karşısında kesin zaferle dirildi, sonra da göklere yükseldi. Sonsuzlara dek diridir O. Kendisine iman eden günahlı kadını erkeği bir sürü yenilgi ve düş kırıklığıyla yüklü yaşamdan kesin yengiye, sonsuz güvence yükseltilmektedir. Son düdük O’ndadır!

Futbol yöneticileri ünlü, başarılı oyuncular arar, karşılığında bol para sayar. Tersine kurtarıcı Mesih’in her tür düşüklüğün, bozukluğun, çirkinliğin yıpratarak yenik düşürdüğü başarısız insanı arar. O, günahlar yararına ölen günahsız kişidir. Çeşitli kötülüklerin yıprattığı yitik canı kurtulmalığıyla arıtarak yaşam yeniliği verir. O’nun yepyeni yaşama dirilttiği kişi her yerde yaşam koşusunu, sonsuz sınavını başarıyla sürdürmekte. Mesih’in günaha, ölüme, iblise karşı zaferi, O’na iman edenin zaferidir. Yenilgiye götüren yolu bırak, Kurtarıcı İsa Mesih’e iman et. Bu zaferin sevinci sonsuza dek sürer.

[Anonim]

gv
Bugünlerde oynanan Avrupa Kupası maçları yüzünden milyonlarca insan ekran başına kilitlenmiş adeta, heyecan dorukta… Bir de maçları kazanarak finale doğru koşan ülkelerin insanlarının sevinçleri, coşkuları her hallerinden belli oluyor.

Spor ve bu güzel şeyleri yaşamak tabii ki çok hoş kuşkusuz! Ama ne yazık ki bu mutluluk ve sevinç kısa bir süre sonra kayboluyor ve unutuluyor. Yaşam koşuşturması, dünya kaygıları ön plana çıkıyor. İşte dünya ancak bu kadarını verebiliyor insana. Kısa ve buhar gibi kaybolan geçici bir mutluluk! Tanrı bizlere sonsuza dek sürecek ve hiç kimsenin bozamayacağı sevinç ve esenlik sunmaktadır. İsa Mesih’e gerçekte iman eden herkesin sahip olabileceği bir esenlik.. Şöyle dedi İsa Mesih kendisine iman edenlere:

Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın’(Yuhanna 14:27).

İsa Mesih’in verdiği sevinç sonsuza dek sürer. Acılarda, sıkıntılarda, hastalıklarda bile o esenlik içimizdedir. Kutsal Ruh’un verdiği bu esenliği hiçbir güç bizden alamaz!

Esenlikte Kalın

[Anonim]

Sayın suna güzel söylemleriniz için teşekkür ederim. Özellikle de son paragraftaki tümceleriniz; yüreğime bir pınar şırıltısıyla aktı. Rab; sizi ve ailenizi, her an, ışığının sarmalında tutsun.

Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.

Lütuf, İsa mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !suda hamdolsun

[Yazar]

Yazılar