Fark Yok..Aynı Tanrı’ya Tapmıyormuyuz?
- Bu konu 9 izleyen ve 10 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
2. Şubat 2012: 8:58 #27664AnonimPasif
İSA MESİH Ve DİN’LER Arasındaki Fark.
Bize hep şunu derler.
“Ne fark eder, sonuçta hepimiz,(bütün dinler) aynı Tanrı’ya tapıyoruz..öyle değil mi.?”
Bütün dinler aynı Tanrı’ya mı tapıyor..?
İslam,Budizm,Hindizm…
Ve İsa Mesih.Bu gün dünya’da var olan, inançlara baktığımızda,hem tapınma biçimi,hemde Tanrı’yı tanımlamalarında ve öğretilerinde çok fark görülür.
Dinlere bakarsak:HİNDUİZM:
Hindular 300,000 tanrıya inanır. hinduizm çok kapsamlı ve geniş bir dindir. En üstte bulunan Realite’ye tapar ve bütün insanların er geç gerçeği fark edeceğini belirtir. Ebedi bir cehennem ve lanetlenme diye bir şey yoktur.
Tek tanrıcılıktan tanrıya inanan düalizme kadar bütün ruhsal yolları kabul eder. ve her varlık kendi yolunu seçmekte özgürdür düşüncesini savunurlar; bunu ister duayla, ister inzivayla, ister meditasyonla yapar, isterse fedakârca davranışlarla. Tapınaklarda tapınmaya, kutsal metinlere ve guru disiplini geleneğine önem verirler.MÜSLÜMANLIK:
İslam peyganberi,Muhammed in Allah tarafından getirip tebliğ ettiği şeyleri kabul etmek öğretisini kabul ederler. Allah’a ve peygambere itaat ederek bunları kabul ettiğini göstermeki ibadetlerini şekillendirir..İslâm’ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir inancı geçerlidir.BUDİZM:
Budistler tanrı yok der ve farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanır. Budizm’in hedefi, hayattaki acı, ızdırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir. Budizm’de öğretilerinde meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen kavramlar oluşturur.NEW AGE:
New Age (Yeniçağ) takipçileri kendilerini tanrı olarak görür.New Age içinde farklı dünya dinlerin mistik geleneklerinden, kabile inançlarında alınma veya bilimsel kökenli, yeni pratikler bulunmaktadır.Yoğunlaştığı konular,reiki,yoga,meditasyon,sufi dans ve zikirler,biyoenerji konuları kapsamaktadır.HRISTIYANLIK.
Orta doğu kökenli, tek tanrı inancına sahip, Hristiyanlar Kutsal Kitap’a (Eski ve Yeni Anlaşma) inanırlar. Hristiyanlar, İsa’nın Mesih olduğunu kabul eder,İsa Mesih’e ait öğretileri izlerler.Genel olarak dinler hakkında kısa tanımlamalar bunlar ve incelendiği zaman, bütün dinler aynı Tanrı’ya tapar sözü,gerçeği yansıtmaz.
Yeni Çağ öğretisine göre herkesin kozmik bir bilincin parçasıdır; bu görüşün karşısında Hinduizm ise bir den fazla Tanrı’ya işaret eder bunun karşısında Budizm tanrının varlığını reddeder.Dünyanın büyük dinleri olan Hinduizm, New Age (Yeniçağ), Budizm, İslam ve İsa Mesih’i izlemek (Hıristiyanlık) birkaç ortak etik mesaj içerseler de birbirinden tamamen ayrı ve benzersizdirler.
İnancımızda tüm dinlerden farklı olan şudur.Tanrı sevgi doludur ve herkesle ben, sen yada bir başkası,bu hiç ferketmez kişisel kurulan
ilişkiden bahseder.Hinduizmde ise kişi yalnız başına karma ile uğraşır durur.
Yeniçağ akımına kapılmış olanlar ise kişi kendisini tanrılaştırma çabasındadır.
Budizm’de ise kişi arzudan özgür olmayı arar.
İslam’da ise insanlar kendi çabaları ile cennete gidebilmek için bir çok dini kuralı yerine getirmeye çalışır dururlar.
İsa Mesih’in öğretisinde ise Tanrı ile kişisel bir ilişki yaşanmaktadır ve bu ilişki kişiyi bir sonraki yaşama götürür.Genellikle dinlerde, kişiler bir başınadır.Hrıstıyanlıkta Kutsal Ruh her zaman bizimledir,bizi yönlendirir,iyi ve kötü konusunda bizi uyarır,yaşadığımız şey, Tanrı ile yaşanılan, birebir ilişkidir.İnandığımız İman ettiğimiz öğreti,bizim için günahlara karşı, kan bedeli ödeyen günahsız İsa Mesih’tir.
Budizm’de günah kavramı yoktur.
İslam’da ,İslam peyganberi, Muhammed’de bağışlanmaya olan ihtiyacını itiraf etmiştir.
New age inancına sahip olanlar,insan ruhunun derinliklerine inmek için bir sürü şeyle, debellenip dururlar.İnandığımız Tanrı,günahın bedelinin ölüm, kendisinden ayrılık olduğunu söylemiştir. İnandığımız Tanrı bize olan sevgisini göstermiştir.
“Sevginin ne olduğunu, Mesih’in bizim uğrumuza canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz uğruna canımızı vermemiz gerekir.”
1 Yuhanna 3:16İnandığımız Tanrı bizlere şunu der.”İsa Mesih sizin günahlarınıza karşılık kurban kuzusudur,size günahlarınıza karşı sunduğum,bağışlanmayı kabul edin. İsa Mesih sizin için öldü, görün artık,size olan sevgimi anlayın.”
“Tanrı, biricik Oğlunun aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi ve böylece bize olan sevgisini gösterdi.”
1 Yuhanna 4:9Tanrı hepimize, günahlarımızdan ,gerçek özgürlüğe geçişi teklif eder.. Tanrı, kişilerdeki yükü ile ,insanları bir başına bırakmaz,Tanrı hiç bir zaman bizlere boş vaatlerde de bulunmaz.
İsa Mesih aracılığı ile Tanrı insanlığa uzanmıştır, bizim O’nu bilmemiz için bir yol sağlamıştır:“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” Yuhanna 3:16
Tanrı, bizlerin O’nu tanımasını istiyor.
İsa Mesih:
“Yaşam ekmeği ben’im. Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz”diyor.”İsa Mesih, insanları sadece öğretilerini izlemesi için değil kendisini izlemesi için çağırdı:
“İsa ona, ‘Yol, gerçek ve yaşam ben’im’ dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”
Yuhanna 14:6Tanrı’sal SÖZ olan Kutsal Kıtab’ımızda, İsa Mesih gerçeğin kendisi olduğunu dile getirmiştir.
İsa Mesih hem kendisini Tanrı’ya eşit olarak tanıttı hem de bunun kanıtını verdi. İsa Mesih çarmıha gerileceğini, öleceğini ancak ölümünden üç gün sonra yaşama geri döneceğini önceden bildirdi, mezarından dirildi, öğrencilere ve yüzlerce insana göründü, onlarla yemek yedi ve görevler verdi.
Dinler kişilerde.. kişinin ruhsal gayretine odaklanır.Hrıstıyanlıkta ise, Tanrı ve sizin aranızda birebir ilişkidir var olan gerçek.
“RAB kendisini çağıran, İçtenlikle çağıran herkese yakındır.
İsa Mesih tüm inanlılarına, kendisinde olan sıcaklığı ve sevgisini göstermiştir,dokunduğu her yüreği ve dokunduğu her yaşamını değiştirmiştir.. İsa Mesih şöyle demiştir
“
İnsanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.”
Yuhanna 10:10Aklın almadığı her şeyi,her soruya, İSA Mesih ‘in verdiği cevap,geçmişten günümüze, bu gün bile hala sürmektedir .O kendisine sorulan tüm soruları, cevaplamıştır..
Bizim umudumuz, Kendisine olan imanımızdan dolayı, bizim için canını vermiş olan Kurtarıcımıza dayanmaktadır.Esenlikle.
4. Şubat 2012: 19:13 #36780AnonimPasifBiri “sevin” diğeri “öldürün” diyen aynı Tanrı olabilir mi ?
18. Şubat 2012: 16:13 #36825AnonimPasif” O zaman insanoğlunun belirtisi gökte görünecek.Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek.İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemiyle geldiğini görecekler.Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek.Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan,öbür ucuna dek dünya’nın dört bucağından toplayacaklar.”
Matta 24:30İsa Mesih:
“Birinci ve sonuncu,başlangıç ve son Benim “
diyor.
Bizim gerçeğimiz bu.Bu yan tutma değil İnanç’tır.19. Şubat 2012: 21:50 #36831AnonimPasifAynı Tanrıya mı tapınılıyor sorusu var.
Ben dinlerin amacı nedir diye yön değiştiriyorum.
Dinlerde amaç kişiyi iyi bir toplum ferdi yapmak amacı vardır.
Birde görünmeyen bir ana yapı vardırki buda “karanlık,kaos,karmaşalar ile savaştır”
Peki hangi din/dinler bunu ne kadar başarmışdır.Bir bina kurulurken ilk taşın durumu binanın sağlam,düzgün mü yoksa eğikmi olacağını belirlediği gibi ilk örnek alınacak olanın durumuda sonucu belirleyebilir.
Her dinin mensubu kendi dinini beğenecekdir ve yukardaki yazdıklarıma “evet bizde var” diyecekdir.
Bu durumda gerçek nedir ?.Karanlık,kaos,karmaşa ile savaşıpta,kişiyi öznel ve toplumsal iyi bir konuma getirebilen hangisi veya hangileridir.
Belkide bu soruların cevabını herkes kendisi bulacakdır.
Herkes doğru bildiğini yaparken,çoğunluğun doğrusu neden azınlığın doğrusu üzerine hegomanya kursun,ve zarar verme hakkı tanısın.
Yargılamadan anlamak neden hakim olamasın.Kendi gibi düşünmeyen yada olmıyanı neden “öldürme-kesme” hakkı tanısın.Hukuk kurallarında hapis var ama iletmek istediğim neden anlama,anlayış yetimizide aynı anda hapsediyoruz.
İşte çoğu dinlerin bir aydınlık birde karanlık yüzü var.Bu durumda karanlık,kaosla savaşında başarılı olamamışlardır.İnsanın kendisine yüklenmeside çözüm değildir.Bu karmaşada “yol,gerçek ve yaşam benim” sözü çok yerinde ve ince bir sözdür.
24. Şubat 2012: 12:19 #36807AnonimPasifSayın Emrecan;
Objektif olmalısınız derken neyi kastediyorsunuz. Şunu sormak istiyorum; Siz müslüman olarak, hristiyanlar olarak bizim inandığımız kitabımızı ve Mesih inancımızı, bizim inancımızla kabul edebiliyor musunuz, müslüman olarak? Hayır değil mi, çünkü bir müslüman islam inancında ki Mesih karakterini kabul eder ve inandığımız kitabın da ne aptalca ama değiştirip inandığımızı kabul eder. Yani bu konuda objektif olunursa zaten inanç diye birşey kalmaz. Ama bir olayı düşünürkeni veya tartışırken objektif olunabilinir, inançlar savunulduğunda değil. Ama tabii ki biz burda hristiyantürk forumunda kendi inancımızı ele alacağız ve müjdeleyeceğiz. Çünkü burası dinler ya da farklı inançlar forumu değil, ya da ateist forumu değil. Ancak oralarda objektif olabilirsiniz.
Diğer yandan biz, bizim inancımıza katılmayan inanç grubundan olan kişilere tehditler savurmuyoruz (kuranda yer aldığı gibi). Bizim inancımız bu yönden gayet saygılıdır. Ama objektif anlayış söz konusu olamaz, aksi halde biz hristiyan olmazdık, siz de müslüman.3. Nisan 2012: 4:52 #36958AnonimPasifAma mesela ben bi müslümanım inandığım inanç bu her inananda kendi inancının kutsal olduğuna inanır ve herkesin kendi dininden olmasını ister Kitap ehlinin amacıda budur ve Yaratanda kullarını kendi koyduğu dinden gitmesini ister sonuçta biz kuluz olur…
4. Nisan 2012: 12:51 #36964AnonimPasifSelam goldenboy!
Tanrı değişmezdir. Biz buna inanıyoruz çünkü Tanrı kendisini böyle açıklamıştır. Değişmez ve değiştirilmez olduğu için de Tanrı’ya giden TEK bir yol olduğuna inanıyoruz. Bu Yol da Mesih’tir.
Gelin düşünelim:
Tanrı vardır ve konuşmuştur. Tanrı kendisini tanıksız bırakmaz. Sözü ebedidir. Sözünü koruyabilen bir Tanrı’dır. Tanrı sözünü korudu (koruduğu söz de Kutsal Kitap’tır) ve şu an onu okuyoruz.
Ama bir de başka kitaplar var ki, Tanrı sözünden farklı mesajlar bildiriyorlar. Bunların arasında; Kuran, Mormon kitabı gibi kitaplar da var.
Tanrı sözüne ters düşen derken, Kutsal Kitap’a ters düşen demek istiyorum, çünkü Tanrı sözü Kutsal Kitap’tır.Doğrusu budur, Tanrı’ya giden TEK bir Yol vardır. Diğerleri ise taklitlerdir. Tanrı sözünün değiştiğini iddia eden Tanrıtanımaz inançlardır.
Sevgiler.
7. Nisan 2012: 13:59 #36988AnonimPasifSevgili site uyeleri umarim beni hatirlamissinizdir. uzun bir aradan sonra tekrar araniza donuyorum, hepinize esenlikler diliyorum. Bu ayrilik doneminde kendime biraz format atip hakikatin bilgisine bir adim daha yaklasarak artik Rab’bin sahidlerinden birisi oldum ve bu konu ile alakali birseyler eklemek istiyorum.
Evet ne Tanri’miz ne de o’nun kutsal yazilari tarih icinde degismemis ve degismeyecektir. lakin insanlar yasalari farkli yorumlamis, gelenek ve adetlere gore yeni inanc sekilleri olusturmuslardir. Halbuki Yehova’nin temennisi sudur ki insanlar tekrar Kutsal Yazilara donsunler. Kutsal Kitap diyor ki Rab tektir ve herseye kadirdir. Butun insanlarin Rab’bi ve rizkini verendir.
Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten allıkoyacak, büyük sevinç içind lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı`nın olsun! Amin.
Yahuda 1:24-257. Ağustos 2012: 20:52 #37174AnonimPasifSiz Hristiyanları bilmem ama Biz Müslümanlar bizi yaratan Allah’a TAPMAYIZ inanırız…
19. Ağustos 2012: 11:13 #37177AnonimPasif@Koza 23440 wrote:
Siz Hristiyanları bilmem ama Biz Müslümanlar bizi yaratan Allah’a TAPMAYIZ inanırız…
Siz müslümanları bilmem ama ben,
“Ben YHVH’im, adım budur. Onurumu bir başkasına, Övgülerimi putlara bırakmam.” Yeşeya: 42/8
Buyuran İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un (İsrail) Rabbine iman ettim.
Mekke’nin Rabbi El-İlah/Alah’a değil…Tanrı bir ada sahip olamaz.
Çüki tektir.
Yaratılmamış olanı,Tek olanı ayrıd etmeye ihtiyaç yoktur.
Dolayısıyla “Akıl sâhipleri” için başka şeylerle karıştırlması da mümkün değildir.
O kendsini şöyle tanımlar.14 –Tanrı, Ben Ben’im dedi, İsrailliler’e de ki, Beni size Ben Ben’im diyen gönderdi.
15 – İsrailliler’e de ki, Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısı YHVH gönderdi. Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.
Ayrıca İnanmak ile tapmak arasındaki anlam farkına da bir göz atmanızı öneririm.
Tanrıya önce inanılır, sonra tapınılır.
Siz sadece “inandım” deyip bırakıyorsanız, bunu bilemem tabî ki…24. Ağustos 2012: 19:19 #28433AnonimPasifSayın Koza
Zakay kardeşimin dediği gibi ,öncelikle inanma ve tapınma arasındaki farkı öğrenmeniz gerekiyor.
Evet biz Hrıstiyanlar,inandığımız Tanrı’ya tapıyoruz.
Ama önce İman ediyoruz,inanıyoruz,kul olarak ona ibadet edip tapıyoruz.
Yanlız şunu da hatırlatmam gerekiyor.Kutsal Kıtabımızda bir çok ayet’te Tanrı bizlere putlara ve diğer ilahlara tapma ile kendisine tapınma arasındaki farkı da bildiriyor.İnandığımız Tanrı,bizlere :
“Başka ilahlara tapmayacaksınız”
2 Kr17:38“Tanrı’nız Rab’be tapınacaksınız.”
Çıkış 23:25“Rab’be tapınacak yanlızca ona kulluk edeceksınız.”Matta 4:10
Diyor.Bu sadece örnek verdiğim üç ayet bununla ilğili bir çok ayet Kutsal Kıtap’ımızda vardır.
Esenlikle.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.