Fakirliğin Kökü Nerededir?,

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25227
    Anonim
    Pasif



    Fakirliğin Kökü Nerededir? (Yazar: Tomas Cosmades)

    Her yılı insanlık ailesinin başını ateşlere yakan yoğun bunalımlar zincirinden biriyle boğuşmaya ayıran Birleşmiş Milletler Kurulu çok isabetli bir kararla Fakirliği Ortadan Kaldırma Onyılı’nı gündeme aldı. Böyle iyi niyetli, özverili bir tutum gönülden alkışlanmaz mı? Hepimize köklü dertlerden birini anımsatıyor bu asıl uğraş. Yürekler acısı! Fakirlik azalacağına çoğalıyor.

    ‘Ne mutlu yoksullarla ilgilenen insan..’ (Mezmur 41:1).

    ‘Fakire acıyan RABBE ödünç verir’ (Süleyman’ın Özdeyişleri 19:17).

    Hiç duraksamadan kolları paçaları sıvayıp hepimiz bu amaca verilelim! Ah, iyi niyetli insan kardeşler, ademoğlunun en derin yaralarından birine parmak basıyorsunuz.

    ‘Güçsüzün, yetimin davasını görün; düşküne yoksula adalet edin’ (Mezmur 82:3).

    Keşke, keşke bu yüksek amaca ulaşabilseniz! Keşke babayiğit bir pençe atarak sayısız kardeşi yoksulluğun acımasız kenetinden çekip kurtarabilseniz. Keşke insanlığın bu temel derdine kesin çözüm bulabilseniz. Keşke bu acı kökü kazısanız. Kim el ele vermez, bu sağlıklı kovalayışınızla?

    ‘Yanında kapılarının birinde fakir bir insan olursa, yüreğini katılaştırmayacaksın, fakir kardeşine elini kapatmayacaksın’ (Yasanın Tekrarı 15:7b).

    İnsanlık ailesi yaklaşık altı milyar; yeryüzünün her köşesine dağılmış; dağılıyor da. Çevremiz gittikçe zorlanmakta. Nüfus patlamasına çare bulalım derken, değerli ormanlar yerle bir ediliyor, yerine sık konutlu kentler- mahalleler yükseltiliyor. Önceki güzelliğin çekiciliği fakir semtlerine dönüşüyor. Bangladeş, Haiti, Mozambik, Malavi, Bolivya gibi ülkelerde milyonlarca insan gece gündüz fakirlik okyanusunda can çekişmektedir. Başka milyonlar azıcık daha iyi durumda, ama onların da parlak bir yarını yok. Birinci dünya ülkeleri olarak bilinen yerlerde durum sanki daha mı iyi? New York, Londra, Paris, Frankfurt, Berlin, Moskova türünden kentlerde on binlerce erkek ve kadın – çoğu genç- geceleri sokaklarda yatmakta, çöp tenekelerini araştırmakta.

    Her yanda zenginle fakir arasındaki uçurum gitgide derinleşiyor, birçok ülkede sayısız orta gelirli insan kendini fakirler sırasında buluyor. Belirli gelişmelerde bazı varlıkların sert yüreği daha da çok nasırlaşıyor: ‘Fakir insandan komşusu bile yüz çevirir’ (Süleyman’ın Özdeyişleri 14:20). Yoksulları savunan iyi niyetli insanlara karşı, onların yarasına tuz biber eken kötü niyetli sömürücüler, mafyalar çoğalmakta: ‚Yoksulları yollarından çeviriyorlar; ülkenin düşkünleri hep gizlenmekte’ (Eyub 24:4).

    Fakirliğin oluşturucuları arasında neler bulunur? En başta savaş ve savaşseverlik, silah üretimi-satımı, 11 Eylül terörizmi türünden şeytansal cinnet, sömürücülük, savaşın yerinden yurdundan, köyünden, ocağından ettiği sayısız göçmen insan, hiç kuşkusuz işsizlik, siyasetçilerin sakat ve bozuk oyunları, evdeki pazarın çarşıya uymamasıyla kendini yoksullukta bulanlar, herhalde doğa felaketleri, vb.

    Altı milyarın yaklaşık bir milyarı sürekli açlık çekmektedir. Evsizlerin başdöndürücü sayısı bundan geride kalmaz. Bunların doktor, dişçi, hastabakıcı ya da hamam yüzü görmesi oldukça çetin sorun. Ya da eğitimi! Dünya çapında bunalım oluşturan okuryazarsızlığın temel nedenlerinden biri yine yoksulluk, fakirlik. Politikacılar buralara genellikle seçimlerde uğrar, çevreye ilgi saçarlar. Bu hale Allah mı tanıklık edecek? Kutsal Söz buna da değinir: ‘Ben düşkün ve fakirim. Rab beni düşünür’ (Mezmur 40:17).

    Dünyasal bunalıma dönüşen sokak çocuklarının yürekler parçalayıcı durumu nereden kaynaklanmakta? Kuşkusuz fakirlikten. Her gün 50.000 çocuk ölüyor. Ya pek çok ülkede küçücük yavruların güç ve çetin işlerde çalıştırılması? Bu da yoksulluğun acı ürünlerinden. Dahası var… Tayland, Filipinler, Brezilya gibi ülkelerde insanlar öylesine yoksul ki, kızını, oğlunu azıcık para karşılığında satıveriyor. Ve bunların çoğu kendilerini nerede buluveriyorlar? Katı yürekli, granit taşı dokulu seks mafyalarının derinlere dalan sömürü tırnaklarında:

    ‚Bireyler var ki yeryüzünden yoksulları, insanlar arasından fakirleri yutmaya dişleri kılıç, azı dişleri de bıçaktır’ (Süleyman’ın Özdeyişleri 30:14).

    Bunların merhametlerine kalmış çocukların figanı, arş’ı-alaya yükseliyor. Öte yandan, Batı’nın azgın para babalarından sübyancılık kovalayışıyla ülkeden ülkeye koşanlar da var. At izi it izine karışmış bir yer yuvarlağındayız. Kötü niyetlilerin marifeti, iyi niyetlilerin çabalarını kovalayışlarını bastırıyor gibi. Bu yoğunlaşan bunalıma dünya çapında eğilen örgütler için Tanrı’ya şükredelim, var güçle onları destekleyelim. Örneğin, İsa Mesih’in öğretişinden esinlenen World Vision, Save the Childiren, vb.

    Eski Antlaşma’nın eski sosyal adalet peygamberi Amos şu ana dek sesini yükseltmekte: ‚Doğru kişiyi paraya, yoksulu da bir çift çarığa sattılar. Yoksulların başını yerin toprağında çiğnerler; fakirlerin yolunu saptırırlar… Madem ki fakiri ayaklar altında çiğniyorsunuz, ondan buğday sızdırıyorsunuz, yaptığınız yontma taş evlerde oturmayacaksınız, diktiğiniz güzel bağların şarabını içmeyeceksiniz’ (Amos 2:6-7; 5:11). Ah şu fukaralık! İçi kann ağlayan ademoğlunu ne çıkmazlara sokuyor! Ve yoksul insan her tür vurdumduymazın pençesinde inliyor.

    Tanrı neden fakirlerin, yoksulların duasını yanıtlamıyor? Evet, O’nun yanıtı insan bedeni kuşanarak aşırı yoksullukla kavrulan insan soyuna gelmesidir. Tanrı’nın biricik Oğlu Mesih hiçbir insanın bilemeyeceği sevgiyi,ü bir at yemliğinde yoksul bir yavru durumunda dünyaya doğmakla belgeledi. Sevginin tek kaynağı Tanrı, yalnız bunu tadanın bilebileceği göksel sevgiyi somut biçimde yoksula zengine açıklıyor:

    ‚Çünkü Rabbimiz İsa Mesih’in kayrasını biliyorsunuz. O zenginken sizin yararınıza yoksul oldu. Öyle ki, O’nun yoksulluğuyla siz zengin olasınız’ (2.Korintliler 8:9).


1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.