Erken Kilise Tarihi
- Bu konu 3 izleyen ve 62 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
26. Nisan 2007: 12:19 #28148AnonimPasif
sa Mesih’in Tanrı olması da insan olması kadar önemlidir. Eğer İsa Tanrı değilse biz kurtulmadık ve eğer insan değilse yine biz kurtulmadık.
26. Nisan 2007: 12:21 #28149AnonimPasifçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. 2 Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. 3 Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey Onsuz olmadı. 4 Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. 5 Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi. 6 Tanrı'nın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı. 7 Tanıklık amacıyla, ışığa tanıklık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. 8 Kendisi ışık değildi, ama ışığa tanıklık etmeye geldi. 9 Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. 10 O, dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. 11 Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. 12 Kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını verdi. 13 Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular. 14 Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini gördük.
[/i]
26. Nisan 2007: 12:23 #28150AnonimPasifan Marcion aynı zamanda çok yetenekli bir önder ve organizatördü. İzleyicilerini kendi kurduğu kiliselerde toplamış ve üyelerine evlenme ve cinsel ilişki kurma yasağı koymuştur. Hatta önceden karı koca olmuş olan kişilerden de boşanıp bekar olarak yaşamalarını istemiştir. Marcioncular’a göre inançları uğruna şehit olmak üstün bir nitelik olarak görülüyordu. Zor şartlara rağmen Marcion özellikle imparatorluğun doğu kesimlerindeki kiliselerde geni bir izleyiciye sahipti ve 5.yüzyıla kadar yer yer devam etmiştir.
26. Nisan 2007: 12:25 #28151AnonimPasifMontanistler kiliseyi yeterince ruhsal olmamakla suçlamışlardı. Bazı Montanistler de daha sonra Sabellianist yani Modalist olmuşlardır. Tertullian ise Montanist olmasına rağmen Modalizm’e karşıydı.
26. Nisan 2007: 12:26 #28152AnonimPasifnanç bildirgesi belirlenmiş oldu.
26. Nisan 2007: 12:28 #28153AnonimPasifunu ve kilisede olmayan bir kişinin Hıristiyan olmadığını ve kilisenin dışında kurtuluşun bulunmadığını söylemiştir. Böylece gözetmenler giderek kilisenin şeklini belirlemeye başlamıştır.
26. Nisan 2007: 12:30 #28154AnonimPasiflan yöntem Yahudi geleneğinden gelen nehirde, gölde ya da denizde yani duran ya da hareket eden suya tamamen batırmak ve çıkarmak şeklindeydi. İkinci yöntem ise eğer bunu yapamazsanız vaftiz olacak kişinin üzerinden su dökerek de vaftiz edebilirsiniz. Eğer bunu da yapamıyorsanız elinize aldığınız suyu kişiye serperek de vaftiz edebilirsiniz.”
[/i]
26. Nisan 2007: 12:33 #28155AnonimPasifl önce Westminister İnanç Açıklaması’nı kendilerine temel almışlardır. Westminister İnanç Açıklaması da çok önemli bir inanç açıklamasıdır. Çünkü Protestan Kilisesi’nin doğuşunun inanç açıklamasıdır. Protestan Kilisesi Roma Katolik kilisesinden ayrıldığında bu açıklamayı yapmışlardır.
26. Nisan 2007: 12:36 #28156AnonimPasifrasında Novatian ve Dioklation zulmü sırasında da Donatus isimli kilise önderleri inançlarını işkence sırasında inkar edip daha sonra tövbe edenler konusunda çok katı davranmışlar ve böyle kişileri kiliselerden atmışlardır. Bu iki akım geniş kitleleri arkalarından çekerek ciddi ayrılıklara sebep olmuşlardır. özellikle Kuzey Afrika’da bulunan Donatistler bütün birleşme ve barış çabalarına rağmen evrensel kilise ile bağlantılarını koparmış ve kendilerini tek gerçek kilise olarak ilan etmişlerdir.
26. Nisan 2007: 12:38 #28157AnonimPasifunlaşmıştı. Doğu ve batı kilisesi birbirinden ayrıldıktan sonra özellikle doğu Ortodoks Kilisesi batı Katolik Kilisesi gibi gelişim gösterememiştir. Batı kilisesi doktrinlerini geliştirip Kutsal Kitap üzerine daha derin araştırmalar yaparken Doğu kilisesi bazı tarih kaynaklı sebeplerden dolayı olduğu yerde kalmıştır. Özellikle 5.yüzyıldan sonra sanki Ortodoks Kilisesi İsa’nın kimliği ve yaptığı iş ile ilgili doktrinler konusunda donmuştur. Tabi ki kilise ritüelleri konusunda değişiklik göstermiştir. Her şeye rağmen Kutsal Ruh kilisesini özellikle Kutsal Kitap’ı anlamak konusunda adım adım yönlendirmeye ve geliştirmeye devam etmiştir. Kilise tarihinde bazı zamanlar Kutsal Kitap’ı öğrenmeye ve bilgiye, bazı zamanlarda ruhsal olayları deneyimsel olarak yaşamaya daha çok önem verilmiştir. Tabi ki bizim bu ikisine de ihtiyacımız vardır. Hem Kutsal Kitap’ı çok iyi çalışmalı hem de bu çalışmayı hayatımızda deneyim etmeye dikkat etmeliyiz.
26. Nisan 2007: 12:39 #28158AnonimPasiföğrenmek, bugün bize nasıl bir fayda sağlamaktadır? Kiliseye içerden ya da dışardan gelen bu tip saldırılara karşı kilisenin tarihte nasıl savaştığını öğrenmek bizim de günümüzde kiliseye yapılan saldırılara karşı nasıl davranacağımızı bilmek için önemlidir.
26. Nisan 2007: 12:42 #28159AnonimPasifnda Justinus da birçok kilise babası gibi teolojik olarak biraz problemli biriydi. Justinus Grek felsefesinden etkilenmiş bir felsefeci olarak Hıristiyanlığı bir anlamda eski yunan felsefesinin tamamlanışı olarak görmüştü. Justin’e göre; önümüzde bir yap boz bulunmakta ve felsefe bu yap bozun bir bölümünü oluşturmaktadır. Hıristiyanlık ise bu yap bozun esasını oluşturmakta ve tamamlamaktadır.
26. Nisan 2007: 12:43 #28160AnonimPasifnı kullanan ilk teologdur. Ama eller benzetmesinde olduğu gibi teslis kavramında da vurgu çokluktan çok teklikteydi.
26. Nisan 2007: 12:47 #28161AnonimPasiferinin de Kutsal Ruh olduğunu söylemiştir.
26. Nisan 2007: 15:16 #28162AnonimPasifTertullian İsa’da Tanrısal ve insansal özelliklerin karışmadığını da öğretmiştir. Altın ve gümüş karışabilir ve sonuçta elektrum diye başka bir metal elde edilir. Aynı durum İsa’da da gerçekleşmiş olsaydı, o zaman ne insan ne de Tanrı olan üçüncü bir varlık olması gerekirdi. Ama İsa, ne insan, ne Tanrı, ne de başka bir varlıktı. İsa hem Tanrı hem de insandı. İsa Mesih’te tek bir -persone- kişi, ama iki –substantia- makam ya da doğa bulunuyordu. Kartacalı parlak konuşmacı Tertullian yazdıklarıyla inanç açıklamalarına da birçok katkı sağlamıştır.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.