Diri Tanrı İsa Mesih’e Taparız. İkonlara Değil.
- Bu konu 9 izleyen ve 22 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
6. Şubat 2010: 13:41 #34417AnonimPasif
‘Viran dedenin azizini gördük…..’
Keşke görebilseydiniz… :-)
6. Şubat 2010: 13:55 #34418AnonimPasifTUBA Kardeşimin yazdıklarının tümüne katılıyorum,ve bende, diyorumki TANRI ya dualarımızın gitmesi için,biz ,inanlıların aracıya ihtiyacı yok.
TANRI dururken, benim İSA MESİH’im dururken dileklerimi isteklerimi O’nun adını söyleyerek RAB’bimin adını çagırarak ederim.“Baba Oğulda yüceltilsin diye,benim adımla dilediğiniz her şeyi yapacagım.Benim adımla benden ne dilerseniz yapacagım”
Yuhanna14:13.14“Öyleki,benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size versin.”
Yunaqnna 15:16“Size doğrusunu söyleyeyim,benimadımla Baba’danne dilerseniz size verilecektir.Şimdiye kadar benim adımla bir şey dilemediniz.Dileyin alacaksınız.”
Yuhanna 16:23“Babayı size acikça tanıtacağım.O gün dileyeceğinizi benim adımla dileyeceksiniz.”
Yuhanna 16.23“Yanlız,onlar için değil,onların sözüyle bana iman edenler içinde istekte bulunuyorum”
Yuhanna 17.20.21“Hiç kaygılanmayın;her konudaki dileklerinizi,Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin”
Filipeliler 4:6“söylediğiniz yaptığınız herşeyi RAB İsa ‘nın adıyla O’nun aracılığı ile Baba Tanrı’ya şükrederek yapın.”
“ÇÜNKÜ TEK TANRI,VE TANRI’LA İNSANLAR ARASINDA TEK ARACI VARDIR.O DA İNSAN OLAN VE KENDİSİNİ HERKEZ İÇİN FİDYE OLARAK SUNMUŞ BULUNAN,MESİH İSA’DIR”
1Timoteus 2:5.RAB,bim İSA MESİH, gerçeğini tüm yüreklere açıklasın AMİN.
6. Şubat 2010: 15:07 #34419AnonimPasifSaba kardeşim, güzel ve çok insanca mesajına çok teşekkür ederim. Hiç merak etme kimsenin kimseyi zinaya teşvik ettiği yok. Tam tersi oluyor hatta. Bak senin de aktardığın gibi Hz. İsa Mesih efendimiz zina işlemiş, recmedilmeye mahkum edilmiş kadına ‘seni yargılamıyorum’ diyor… Evet, ‘bundan sonra bir daha da günah işleme’ diye de tenbih ediyor. Ama benim o anlatmış olduğum ermiş dede ile ilgili hikayede de kimsenin kimseyi zinaya teşvik ettiği yok. O hikayede büyük bir merhamet anlayışı ve herşeyi Tanrı’ya teslim etme öğretisi yatıyor. Zaten dedenin gösterdiği bu anlayış ve merhamet müridini hala işlediği bozukluk ile ilgili uyandıramıyorsa, sözle nasihatte bulunsa ne yazar. Üstelik, hele bir düşünelim, ne yapsın ki adamcağız… cezalar mı yağdırsın zaten zaaflar içersinde olan gence? Falakaya yatırıp beş gün tek ayağı üzerinde mi yaşatsın, cemaatten mi kovsun? Bir işe mi yarayacağı var öyle bir karşılık verişin? Yeni bir Ahit’e gereksinimin olmasının sebeplerinden biri de bu ‘ceza’ mantığını bir kenara bırakıp da teslimiyet, lütuf ve affediş mantığına geçmek değil mi? Zaten olayın yüzlerce sene evvelsinden kilisenin öğreti kitaplarında yazılı kalmış olmasının nedeni de bu. Hatırlarsınız, Matta 18,21-22 de Petrus sorar Rab’be ‘kaç kere affedeyim suç işlemekte devam eden bir kardeşimi… yedi kere yeter mi?’ diye, Efendimiz de cevap verir ‘yedi değil, yetmiş kere yedi’… Yedi, yetmiş gibi sayılar, bilirisinizdir, Kitab-ı Mukaddes’te bütünlük ifade eden rakkamlardır. Dolayısıyla Efendimiz’in demek istediği ‘hep’tir. Yargı biz insanların işi değildir Yaradan’ın işidir. Biz Hristiyanlar birinin davranışlarından hoşlanmayıp uzaklaştığımızda bile (ki bu hakkımızdır elbet) nihai yargıyı Yaradan’a havale ederiz.
Tuba kardeşimizin sözlerine de biraz ironik cevap verdim ‘keşke görebilseydiniz’ diye… Evet bu sarfettiğim söz içerik itibarıyla dilenesi bir şey ama ironik bir tarzda söylemek yanlış oluyor. Kusuruma bakmasın. Kendisinin ‘Viran dedenin azizini gördük’ şeklinde saldırganca bir şekilde davranması iteleyiverdi öyle bir karşılığa.
Bir de… eğer bu forum bir salt Protestant forumu ise o halde bilelim, bir daha ne Türk azizlerden bahsedelim ne bir şey. Forumun başlığı Hristiyan Türk, başka bir belirtici unsuru yok. Biz Ortodoks, Kıpti, Gregoryan veya Katolikler’e saldırganca davranılacaksa, çekilir, bir daha bir söz etmez, ya gider yahut da uzaktan seyrederiz. Hristiyan’ız dedik, bizde öfke, saldırganlık, başkalarına ders veriş tarzı yok… varsa da olmamalı en azından. Herkesin sorumluluğu Tanrı’ya karşı neticede.8. Şubat 2010: 9:10 #34432AnonimPasifViran Dede,
Umudunuz kimdeyse, Güvenceniz kimse ya da neyse, O Rabbinizdir. Ben tamamen ruhsal konulardan bahsettim. Ruhta yapılan ibadetten bahsettim. Siz ruhta yardım ve şefaat, umut eylemlerinde bulunmanızı, normal yaşamınızda insanların size yaptığı yardımla ilişkilendirdiniz. Benim temelim farklı idi.Bu nedenle cevabınız sözlerime cevap olamaz. Ruhunuzu her türlü puttan korumalısınız. Ruhunuz Rabbe aittir. Ruhta paylaşım, istek, yardım seslenişi, şefaat, yalnızca Rab’be olmalıdır.Azizlere, Meryem’e ya da meleğe, yada başka birine yaparsanız Rab’bin Ruhuyla bir olamazsınız. Koparsınız, bu nedenle tehlikelere daha açık olursunuz ve öyle ki size söylediğim onca sözü anlayamayacak duruma gelirsiniz. Çünkü Rab’bin ruhundan beslenmiyorsunuz. Öyle olsaydı, Ruhta Rab’be sadık kalmadığınızı farkedecektiniz. Ruhunuz Rabbin mi? Aitlik birine olmalıdır. Birçok sahibiniz olamaz.8. Şubat 2010: 11:14 #34428AnonimPasifTuba, siz biz, azizlerle de muhabette olanları putperest sayıyorsunuz… Sapkın olarak niteliyorsunuz. Bu hakkınız. Bir önceki yazdıklarımda belirttim, azizlere ‘taptığımız’ yok, onlarla muhabette bulunduğumuz var, niyesine de gelince, onları da vücuden aramızda olmasalar da diri sayıyor olduğumuz ve bizi beşeri bir lisanla olmasa bile manevi bir lisan yoluyla duyuyor ve karşılık veriyor olduklarını saymamız (ve buna şahsen de şahit olmamız elbet… ‘tadın da görün’ der Rab’bimiz İncil’de… öyle ezber ve papağanlıklarla yola düzülemeyeceğini vurgulayarak).
Hem, eğer öyle her şeyi şıp diye putperestlik sayacak olsaydık bu şurdaki foruma da katılmaz, buraya da yazmaz olurduk. Ne gereği var paylaşımın. Yüce Rab bize yetmez mi… Yeter de artar bile tabi ama… Rab halkedilmişlerin arasındaki birliğin de sağlanmasını istiyor… ‘Birbirinizi sevin’ diyor, ‘sevgi tüm yasanın özeti’dir diyor. Ve bütün, Ortodoks olsun, Katolik olsun, Kıpti, Gregoryan Ermeni, Habeş Ortodoks olsun, iki bin yılı aşkın tarihilerinde, bu tarih boyu kilise cemaatinde göçmüş olan ve hatta doğmamış olanları bile diri ve aramızda sayıyor. Onlarla da diriler arasındaki paylaşım misali bir paylaşımın gayetle mümkün olduğuna inanıyor. Siz Protestantlar ise bunların hepsini aptal, ne yaptığını bilmezler, sapkınlar ve putperestler olarak görüyorsunuz. Şayet bunu makul görüyorsanız yapın, diyecek bir şey yok. Herkesin hesabı kendinden sorulur.
Ama… bir önceki mesajımda belirttiğim gibi, forumun ismi ‘Hristiyan Türk’, ‘Protestant Türk’ değil… Öyle yazsaydı bizlerde yazılanı göz önünde bulundurarak hareket ederdik. Bizleri bu tür tatsız, saldırı mahiyetindeki davranışlara maruz bırakacak davranışlardan kaçınırdık. Her neyse, öğrenmiş bulunuyoruz nihayetinde. Tamam, sorun yok… Buyrun, devam edin, hodri meydan… Kaygımız yok, herşey Tanrı’nın elinde nasıl olsa… :-)
Size bir de, konuştuklarımızla ilgili hafta başı fıkrası: Adamın biri sel bastığından evinin damında kısılı kalmış, kendince de çok inançlı olduğundan Tanrı’dan yardım beklemeye başlamış… Bir ara yakınına şişirme bir botla birileri yaklaşmış, ‘hemşehrim atla gel’ demişler ama adam ‘yoo demiş benim size ihtiyacım yok, beni Tanrı kurtarır’, birazdan su göğsüne kadar yükseldiğinde, bir polis teknesi geçmiş ‘elini uzat, gel’ demişler adam yine kafayı sallamış, red ifadesiyle, ‘beni Tanrı kurtaracak’ demiş… Sular boynuna vardığında, yukarısına varan helikopterden, halat uzatıp seslenmişler ‘yakala şunu’ diye… ‘hayır’ diye inat etmiş adam, ‘ben Tanrı’yı bekliyorum’… Birazdan sular burnuna vardıklarında adam dayanamamış ‘Tanrım’ demiş ‘nerelerdesin, sana bunca inancı olan birinin nasıl olur da boğulmaya terkedersin?’… Yukarılardan ses duyulmuş: ‘Be adam üç kere kurtul diye sana yardım yolladım, bir keresinde bile tenezzül etmedin, şimdi ne diye şikayet ediyorsun’… :-)))
Eh işte bu ille de Tanrı’ya ‘şırk’ koşmayacağız diye çokluğun da birliğin bir tezahürü olduğu konusunda gaflette bulunan, cemaat bilinci sakat bir bireyselliğe hapsolmanın bencilliğinin sonuçlarını resmetmiş güzelce fıkra…
8. Şubat 2010: 12:24 #34442AnonimPasifNe yazık ki yazdığınız fıkrayı ben sizin gibi yorumlamıyorum. Burda bencillik yapmıyorum, ben Rab’den başka birisinden gelen bir görüm bile görsem ona kapılmam. Çünkü cinlerin ve işlerinin farkındayım. Her mucizeye de, her doğaüstü şeye de Rab’dendir demem. Araştırır, düşünür ve Rab’be sorarım. Siz bunu yapmıyorsunuz. Sorun bu ! Söylenecek çok şey var ama başka cevap yazmayacağım size.
8. Şubat 2010: 14:59 #34446AnonimPasif‘Söylenecek çok şey var ama başka cevap yazmayacağım size.’
Zaten bir yerden sonra bu gibi şeylerin anlaşılması sözle anlatılabilir olanların ötesindedir. Tanrı ile olan doğrudan, şahsi ilişkimizin sahasındandır. Ben iyilikler diliyorum tabi, her halükarde…
11. Şubat 2010: 14:00 #34461AnonimPasifAzizlere ve Meryem Ana’ya dua etmek, onların yardımını istemek katolik ve ortodoks kiliselerinin yaptığı uygulamalardır. Ben kendim Kutsal Kitap’ta bununla ilgili bir tek ayet görmedim, çünkü öyle bir ayet yoktur. Kutsal Kitap bu konuda şöyle der:
“O, bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesini ister. Çünkü TEK TANRI ve Tanrı’yla insanlar arasında TEK ARACI vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa`dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.”(1. Timoteos 2:4-6).
Bizlerin de tek kaynağımız Tanrı’nın diri Sözü olan Kutsal Kitap olduğuna göre, söyleyecek söz kalmıyor. Tanrı’nın Sözü elimizde , açıp okuyalım… Eğer Tanrı birşey yapmamızı istiyorsa, itaat edip yapmalıyız. Ama başkalarına Kutsal Kitap’ta bulunmayan şeyleri öğretirsek ve kendimizde uygularsak , Tanrı’nın Sözleri’ne birşeyler katmış oluruz ve günah işleriz.
Birbirimizi kırmadan, incitmeden, daha ileriye gidebilmek icin arastırmamız, sevgiyle birbirimizi uyarmamız gerektiğine inanıyorum.. Rab‘bin bu konuda da her birimize bilgelik ve anlayış vermesi için dua etmeliyiz.
Sevgilerimle -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.