Din değiştirmek kişisel tercih
- Bu konu 10 izleyen ve 17 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
12. Kasım 2008: 8:58 #31580AnonimPasif
İsa Mesih yasayı geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya gelmiştir. Tabi ki; dediğinizde doğruluk payı var fakat gerçek bir imanli Tanrı’nın lütfunu ve sevgisini asla istismar etmez.
Örneğin kendinizi düşünün;babanızı üzecek bir şey yaparmısınız? Bunu yapmamanız gerektiği için değil,onu SEVDİĞİNİZ için yapmazsınız.
Bizde Tanrı’ya olan sevgimizi O’na itaat ederek kanıtlarız. Çünkü RAB der ki; (ayet numarası şu an aklımda yok) en önemli buyruk SEVGİ’dir. Başka bir ayette de der ki; beni seven babamın buyruklarını yerine getirir. Yani itaat sevginin bir göstergesidir.
İman olmadan kurtuluş yoktur fakat,itaat yani sevgi olmadan da iman tek başına yeterli değildir. Çünkü; itaat ve Tanrı ile ilişki içinde bir yaşam sürmeden iman uçar gider. Bunu RAB kendi söylüyor. TOHUM BENZETMESİ’nde (Luka8:4-15)bunu çok açıkça görebiliriz. Orada der ki; müjdeyi duyup sevinçle iman edenler imanda kök salamazlarsa zor bir durumda imanlarından dönerler. Ya da bu yaşamın zevkleri ve sıkıntıları içinde kaybolup Tanrı’dan uzak bir yaşam sürerlerse bu yaşam ve olguları imanlarını boğar öldürür. Yani iman ve itaat tabi ki birbirinden ayrılmaz. Ben zaten bunun aksi bir şey söylemedim sadece RAB’bin geliş amacı iyi ve kötüyü göstermek değildir dedim.Tanrı’nın bizler için çok daha büyük bir planı vardır. O da; KURTULUŞ PLANI’dır.
Evet kimse yasayı tümüyle yerine getiremez. Fakat RAB bunu zaten bilir,işlediğimiz günahlar bizi kirletemez çünkü Mesih’in kanı bizleri akladı. Bu günahlar sınırlı bedenlerimiz yüzünden kaçınılmazdır. Fakat ruhta imanından,sevgisinden ve sadakatinden ödün vermeyenler Tanrı’nın çocuklarıdır
13. Kasım 2008: 20:56 #31589AnonimPasifEternal;10954 wrote:İsa Mesih yasayı geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya gelmiştir. Tabi ki; dediğinizde doğruluk payı var fakat gerçek bir imanli Tanrı’nın lütfunu ve sevgisini asla istismar etmez.Örneğin kendinizi düşünün;babanızı üzecek bir şey yaparmısınız? Bunu yapmamanız gerektiği için değil,onu SEVDİĞİNİZ için yapmazsınız.
Bizde Tanrı’ya olan sevgimizi O’na itaat ederek kanıtlarız. Çünkü RAB der ki; (ayet numarası şu an aklımda yok) en önemli buyruk SEVGİ’dir. Başka bir ayette de der ki; beni seven babamın buyruklarını yerine getirir. Yani itaat sevginin bir göstergesidir.
İman olmadan kurtuluş yoktur fakat,itaat yani sevgi olmadan da iman tek başına yeterli değildir. Çünkü; itaat ve Tanrı ile ilişki içinde bir yaşam sürmeden iman uçar gider. Bunu RAB kendi söylüyor. TOHUM BENZETMESİ’nde (Luka8:4-15)bunu çok açıkça görebiliriz. Orada der ki; müjdeyi duyup sevinçle iman edenler imanda kök salamazlarsa zor bir durumda imanlarından dönerler. Ya da bu yaşamın zevkleri ve sıkıntıları içinde kaybolup Tanrı’dan uzak bir yaşam sürerlerse bu yaşam ve olguları imanlarını boğar öldürür. Yani iman ve itaat tabi ki birbirinden ayrılmaz. Ben zaten bunun aksi bir şey söylemedim sadece RAB’bin geliş amacı iyi ve kötüyü göstermek değildir dedim.Tanrı’nın bizler için çok daha büyük bir planı vardır. O da; KURTULUŞ PLANI’dır.
Evet kimse yasayı tümüyle yerine getiremez. Fakat RAB bunu zaten bilir,işlediğimiz günahlar bizi kirletemez çünkü Mesih’in kanı bizleri akladı. Bu günahlar sınırlı bedenlerimiz yüzünden kaçınılmazdır. Fakat ruhta imanından,sevgisinden ve sadakatinden ödün vermeyenler Tanrı’nın çocuklarıdır
Son paragraf hariç, hemfikiriz. Aynı şeyleri söylediğimizi belirtmiştim.
Ama önceliklerimiz farklı. Siz sevgi boyutunu öne çıkarırken ben (biz diyemiycem çünkü bizde de sadece sevgi yönünü öne çıkaran görüşler çoktur) hem sevgi hem korku boyutunu öne çıkarıyorum. Malum, babanın bütün çocukları aynı karakterde olmuyor. Bazı çocuklar babalarını sevdiğinden dolayı ona itaat ederken, bazıları da ondan korktukları için itaat ediyorlar. Bazıları ise ondan güzel ödüller almak için onun dediklerini yapıyorlar. Elbette sevgiye dayalı itaat daha değerlidir ama diğerlerinin itaati de geçerlidir, babalarına karşı hainlik etmedikleri sürece.Rabb’in geliş amacı iyiyi ve kötüyü göstermek değildir derken yanılmıyor musunuz?
Biliyorsunuz ilk insan, iyilik ve kötülüğü bilme ağacından yiyerek Tanrı’ya asi oldu. Allah’ın bize verdiği vicdan, dış etkilerle kirlenmese belki dediğiniz doğru olabilirdi. Ama dünyanın hali ortada. Allah’ın gönderdiği kutsal kitaplar ve seçtği peygamberler olmasaydı insanlık bugüne kadar gelebilir miydi acaba? Hiç sanmam.
Hangi akıl sahibi bir insan, ”yabancı bir kadına şehvetle bakmak bile zinadır” gibi bir prensibi koyabilirdi, din olmasaydı? Ya da diğer ahlaki kurallar, iman esasları?? Allah yol gösterdiği halde insanların çoğunluğu yoldan çıkıyor. Bir de göstermeseydi halimiz nice olurdu?Ama ben o kanaatteyim ki, biz bu konuda da farklı şeyler söylemiyoruzdur. Sadede gelene kadar biraz lafı uzatmak gerekiyor işte. :)
15. Kasım 2008: 18:26 #31607AnonimPasifdin değiştirmek gerçektende kişisel bir tercihtir. buna karışmaya kimsenin hakkı yoktur. geçtiği din doğru olabilir yalnış olabilir artık o yaradanla onun arasındadır. zira islamda allah kime hidayet ederse artık onu saptıracak yoktur der ve yine kutsal kitapta benzer şeyi söylüyor. hakikat şuki inanç tamamen allahın insana olan lutfu ve merhametidir.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.