Cinsellik Tanrı’dan gelen bir armağan
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
28. Ekim 2008: 8:48 #25733AnonimPasif
Cinsellik Tanrı’dan gelen bir armağan
( Yazarlar: Sjoerd ve Gerdien Poorta)
‘Tanrı, “İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.”
Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu’ (Yaratılış 1:26-28).
Kutsal Yazı’da cinsellik bir tabu değildir. Birçok kitapçık bu konuya açıkça değinir. Hatta bir kitapçık (Ezgilerin Ezgisi/Neşideler Neşidesi) sadece erotik sevgiyle ilgilidir. Ama baştan, yaratılıştan başlamak iyi olur. Kutsal Kitap’ın ilk bölümlerinden cinsellikle ilgili neler öğrenebiliriz?
Cinsellik ruhsal değil midir? Tanrı bizleri erkek ve dişi olarak yaratmıştır. Verimli olun ve çoğalın. Tanrı, erkek ve kadını kutsamıştır. Yaptığı herşeyin çok iyi olduğunu görmüştür. Cinselliğin de buna dahil olduğu açıktır.
Bu gerçek sorumuzu yanıtlıyor. Verimli olma ve çoğalma buyruğu, otomatik olarak çıplaklığı ve cinsel ilişkiyi içermektedir. Tanrı ruhtur, ama maddesel ve fiziksel bir dünya yaratmıştır. Cinselliğimizi de o bağışlamıştır. Cinselliğin yaratıcısı kendisidir. Üstelik, fiziksel dünyanın tümünün çok iyi olduğu onaylanmaktadır.
Bununla birlikte insanların, fiziksel ve ruhsal dünyayı birbirinden ayırma eğilimi çok güçlüdür. Kolaylıkla aşırı uçlara kayarız. Açıkça söylemek gerekirse, Tanrı’yı cinselliğimizden koparırız. Ne var ki biz, insanlar olarak üçlü birliğiz; hepimizin birer ruhu, canı ve bedeni vardır. Bu üç kimliğimiz birbirine aittir ve aralarında çok güçlü bir etkileşim vardır. Yahudi geleneği bedeni, can ve ruhtan hiçbir şekilde ayırmamıştır. Beden ile can arasında ciddi bir ayırım getiren Grek ideolojisi olmuştur. Bu ideolojiden uzak durmalı, ruh, can ve beden arasında uyum aramalıyız. Bunların üçü de birbirine bağlıdır.
Tanrı’yı gerçekten de cinselliğimize dahil edebilir miyiz? Evet! Tanrı bizi bununla kutsar, bunu bir armağan olarak vermiştir. Erkekliğimiz ve dişiliğimiz bize sevme ve sevilme yetisini bağışlamıştır. Bunun, Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış olduğumuz gerçeğiyle çok ilgisi vardır. Tanrı bize, cinsellikle birlikte kendimizi birbirimize sunma yetisini de vermiştir. Utanmadan, çıplak olduğumuz gibi mi? Cinselliğimizi dışa vurmak iyi bir şeydir, çünkü bunu Tanrı böyle ilan etmiştir. Bu, Tanrı’nın fikri, O’nun tasarımıdır. Tanrı insan cinselliğini yaratır, onayla ve kutsar. Bunun için Tanrı’ya şükretmeli ve bizi bu alanda kutsamasını dilemeliyiz.
Cinselliğimiz sayesinde eşimize-birçok başka yöntem aracılığıyla olduğu gibi bedenimiz aracılığıyla da-sevgimizi göstermiş oluruz. Başka bir deyişle cinsellik, kendi içinde bir amaç değil, bir iletişim aracıdır. Amacı araçla karıştırmayalım. Özellikle erkeklerin, bu ayırımı akıllarında bulundurmaları gerekiyor.
Birçok kişi için sadece bedenleriyle gerçekten mutlu olmak zordur. Bununla birlikte bedenlerimiz, cinsellik de dahil olmak üzere Tanrı tarafından tasarlanmış ve yaratılmıştır. Davut Tanrı’ya bedeni için şükrediyor: ‘Sana övgüler sunarım, çünkü müthiş ve harika yaratılmışım. Ne harika işlerin var!’
Üstelik, 1.Korintliler 3’te bedenimizin Tanrı’nın tapınağı olduğunu ve Tanrı Ruhu’nun içimizde yaşadığını okuyoruz. Başka bir deyişle bizler, Tanrı Ruhu’nun konutuyuz. Pavlus şöyle diyor: ‚Kendinizi Tanrı’ya diri, kutsal ve O’nu hoşnut eden kurbanlar olarak sunun. Ruhsal tapınmamız budur’ (Romalılar 12:1). Bedenlerimiz Tanrı’dan bir armağandır. Bu nedenle bedenlerimizi kabullenmeli, onlara saygı göstermeli ve bakımına dikkat etmeliyiz.
Tanrı, İsa aracılığıyla insan bedeni almıştır. İsa bizlerden biri gibi olmuştur. Bu da bedenlerimizin iyi olduğunun başka bir göstergesidir. Bunu anlamak zor olabilir, ama İsa hem tümüyle Tanrı, hem de tümüyle insandı.
İsa yeryüzüne insan bedeninde geldi. Asla evlenmemiş olsa da yetişkin ve eksiksiz bir erkek oldu. Bu bekarlara verilecek önemli derstir: Bekar olmak yarım olmak demek değildir; bekar kişi de evli kişi gibi eksiksizdir.
Elbette yaşlandıkça kusurlar oluşacaktır, ama bedenlerimiz hem Tanrı’yla hem de birbirimizle olan ilişkilerimize şekil vermek için birer araç olmaya devam edecektir. Bedenlerimizi hor görmekten ya da kötü kullanmaktan kaçınmalıyız. Elbette bedenlerimizin terbiye edilmesi ve ruhumuzun kontrolü altında olması gereklidir. Ancak bedenlerimize kötü muamele etmekten ya da ihmal etmekten sakınmalıyız.
Tanrı Adem’in cennette bile yalnız olduğunu biliyordu. Bu nedenle Havva’yı titizlikle Adem’in bedeninden bir parça olarak yarattı. Kutsal Kitap’ta sözü geçen ikl ameliyat! Benim görebildiğim kadarıyla en başarılı ameliyat olmuş bu!
Beni, Yaratan’ın varlığına ikna eden etkenlerden biri erkek ve kadının varlığı olmuştur. O zamanlar Tanrı’nın, Oğlu İsa aracılığıyla tanınabileceğini bilmediğim halde bu böyleydi. Erkek ve kadının tek beden olması Tanrı’ya hayranlıkla şükredebileceğimiz konulardan birisidir. Günaha düşüşten önce cinsellik, Tanrı tarafından onaylanmıştı. Tanrı’nın, cinselliğimizi ve bedenlerimizi kutsadığını hatırlayalım.
Cinselliğin iyi, bereketli ve Tanrı vergisi olduğunu ne kadar kabullenirsek, onu o denli zengin ve sevinçli bir deneyim olarak yaşayabiliriz.
Kendinizle konuşmak için:
1.) Kendinize şöyle sorun: Tanrı’nın beni erkek ya da kadın yarattığını düşündüğümde neler hissediyorum?
2.) Kendinize şöyle sorun: Cinsel ilişki konusunda genel olarak neler hissediyorum?
3.) Bedeniniz için Tanrı’ya teşekkür edebiliyor musunuz? Eşinizin bedeni için Tanrı’ya şükredebiliyor musunuz?
Kendinize şöyle sorun: Cinselliği, sevgimi sana sunmak için ne derece bir iletişim aracı olarak görüyorum? Cinselliğin kendi içinde ne derece bir amacı vardır? (Dürüst olun). -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.