Cinsel taciz : –
- Bu konu 9 izleyen ve 16 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
27. Kasım 2009: 8:16 #26632AnonimPasif
KATOLİK KİLİSESİNDE CİNSEL TACİZ VE KINAMA : –
İrlanda’nın Katolik liderleri, kendilerinin bilip de, bunca yıl sakladıkları ve ancak ortaya çıktıktan sonra, özür diledikleri bu olayda, yalnızca Katolik’lere değil; tüm Hristiyan dünyasına ve hatta Rab’bin kendisine bile leke sürmüşlerdir.
1975-2004 yılları arasında, 320 den fazla yavruya tecavüz eden ve cinsel tacizde bulunan bu papazların, kimler oldukları ve ne yaptıkları bilindiği halde, “Katolik Kilisesinin şerefini koruma” adına göz yumulmuş, ses çıkarılmamış ve yollarına devam etmelerine izin verilmiştir.
Hem o yavrulara, hem yakınlarına ve hem de kiliseye yaptıkları zarar çok büyüktür. Bunların hemen yargılanması ve kesilip atılması gerekmiyormuydu? Kilisenin saf ve tertemiz tutulması gerekmiyor muydu? Bunlara göz yuman önderler, bunları yapanlardan daha az mı suçludurlar? Ya da, “Sen kendi doğruluğunla, kendi eylemlerinle kurtulmaya çalışıyorsun kardeş” öğretilerini yayanlar, daha az mı suçludur? Bu papazlar, “Kutsal Ruh daha içimdeki duyguları değiştirmedi. Ne yapabilirdim. Kendi doğruluğumla da kurtulamadığıma göre?” deyip de aklanılabilirler mi? Bu yüzden öğrendiklerimize ve öğrettiklerimize çok dikkat etmeliyiz.
“İmanlıyım” diyen herkesin, bu olayı kınaması lâzım. ‘Kınamamak’, ‘sessizce onay vermek’ anlamına gelir. Bunu yapmamalıyız. “İşte size Hristiyanlar bunlardır” dedirtmemeliyiz. Burda hem Rab’bimize ve hem de her imanlıya leke sürülmüştür. İsa, bu değildir. Hristiyanlık bu değildir. Bu hepimize ve bilhassa kilise önderlerine bir ders olsun. Kimse, ‘gereğinden fazla temiz’ olamaz.
Artık, şimdi bu çocukların bazılarının 30-40 yaşlarına geldiği ve bazılarının ise halâ 5-10 yaşlarında olduğu bilinen bu zavvallıların yüreklerindeki acıların ve hayal kırıklılığının ve da nefretin silinmesi için; ışık, sevgi ve kurtuluşa kavuşmaları için dua etmeliyiz.
30. Kasım 2009: 16:52 #33965AnonimPasifHiç bir şey, bu günahı işleyen insanlar (!) kadar çirkinleşemezdi.
Cinsel sapıklık başlı başına büyük bir günahtır; ama hele hele küçük çocukların bu tarz günahlara alet edilmesi çok çok daha çirkin ve günah bir şeydir.
Şunu çok açıklıkla söyleyebilirim ki, bu insanlar (!) günahlarını bu temiz çocuklarla işlemek yerine; boyunlarına değirmen taşı bağlayıp kendilerini denize atsalardı, kendileri için çok daha iyi bir seçim yapmış olurlardı.
Bu tarz bir hareket hiç bir mezhebe mal edilemez. Ama katolik yetkililerin bu günahı bilmesine rağmen, kendi menfatleri için bu olayları örtpas etmesi, bu mezhebin hazinesinin nerede (dünyada mı yoksa göklerde mi?) olduğunu göstermektedir.
Gerçekten çok kötü, çok çirkin bir olay.
1. Aralık 2009: 14:58 #33966AnonimPasifKilise demek Mesih’e gerçekten iman etmiş inanlıların bulundugu topluluk demektir. Kilise lekesiz, temiz olmalıdır. Kilise denince, görkemli binalardan söz etmiyoruz. Eğer orada Tanrı’nın seçilmişleri yoksa, orada insanların kurtuluşu ve tövbe vaazedilmiyorsa, orada iğrenç günahların işlenmesine göz yumuluyorsa bu görkemli bina neye yarar?
Bazı manastırlarda, oradaki küçücük masum çocuklara tecavüz eden, aynı zamanda onların bu günahlarını örtbas ederek ruhsallık maskesi takan o iki yüzlü insanlar, gerçekten kurtulmamış, sadece dinsellikleriyle, iyi işleriyle kurtulacaklarını zanneden zavallılardır. Mesih yüreklerinde yoktur, gerçek kurtuluştan, Mesih’in kendileri için ödedikleri bedelden habersizdirler. Mesih’in lütfundan habersiz, lanet altındadırlar. Kör köre yol gösterebilir mi? Bu gibi kişilerin yetiştirdikleri kişiler de aynen kendileri gibi olacaktır. Olan, ne yazık ki, oraya onların ellerine teslim edilen zavallı yavrulara olmaktadır.
Ben şahsen, cocukluklarında katolik manastırlarında kalmış, rahipler ve rahibeler tarafından kendilerine sevgisizce davranılmış, dövülmüş, imansızların bile işlemekten çekindikleri günahları oradaki büyüklerinin işlediklerine gözleriyle tanık olmuş çok kişi tanıdım. Bunların bir kısmı ateist olmuş, bir kısmı başka dinlere ve tarikatlere yönelmiş bir kısmı da Tanrı’ndan nefret etmişlerdir. Onlara Mesih’in sevgisinden sözettiğimizde şiddetle reddedip, kesinlikle dinlemek istemediler. Tabii ki onlara bu konuda hak veriyorum. Onların kurtulmaları, ruhlarındaki yaraların iyileşmesi ve gerçek Tanrı’yı tanımaları için dua ediyoruz. Günahı gözardı etmek, göz yummak o günahı işlemekle eş değerdedir ve Tanrı bu gibilerini asla cezasız bırakmayacaktır. İncil’de Efesliler 5:17′de Pavlus şöyle diyor:
‘Bunun için, sevgili çocukları olarak Tanrı’yı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse, bunun için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı’ya sunduysa, siz de böylece sevgi yolunda yürüyün.
Aranızda fuhuş, pislik ya da açgözlülük anılmasın bile. Kutsallara yaraşmaz bu. Aranızda açık saçıklık, budalaca konuşmalar, bayağı şakalar da olmasın. Bunlar size yakışmaz. Bunun yerine şükredin. Şunu kesinlikle bilin ki, fuhuş yapanın, pisliğe düşkün olanın ya da putperest demek olan açgözlü kişinin, Mesih’in ve Tanrı’nın Egemenliği’nde mirası yoktur. Hiç kimse sizi boş sözlerle aldatmasın. Bu şeylerden ötürü Tanrı’nın gazabı söz dinlemeyenlerin üzerine gelir. Onun için böyleleriyle oturup kalkmayın’.
Sevgilerimle
6. Temmuz 2011: 10:09 #36173AnonimPasifKemal Basaran abimizin dediği gibi günümüzde de geçmişte de bu tür olaylar olmuştur, olmaktadır da. Ruhsallıktan yoksun, kurtuluştan yoksun bu din adamları zaten kendileri karanlıktadırlar. Çocukluklarından manastıra zorla konulan, ya da kimsesiz oldukları için manastıra yerleştirilen, onlara kötü davranılıp cinsel suistimal edilerek büyütülen ve rahip olarak yetiştirilen bu kişilerden başka bir şey beklemek ne kadar doğru olabilir? Onlar da yetiştirdikleri diğer nesillere kendilerinde olanı vereceklerdir. Sevgisiz büyümüş bir kimse sevebilir mi? Kutsallıktan yoksun bir kimse kutsal bir yaşam sürebilir mi? Balık baştan kokar. Rab merhamet etsin!
7. Temmuz 2011: 11:29 #36180AnonimPasif“Sevgili kardeşlerim,size ortak kurtuluşla ilgili yazmaya çok gayret ettim.
Bu arada sizi kutsallara ilk ve son kez emanet edilen iman uğrunda mücadeleyi sürdürmek için yazma gereğini duydum.
Çünkü Tanrı’mızın lütfunu sefahate araç eden,tek efendimiz Ve Rab’bimiz İsa Mesih’i yalanlayan bazı Tanrı’sızlar gizlice aramıza sızdılar.Onların yargılanacakları çoktan beri yazılmıştır.”
Yahuda’nın Mektubu 1:3-4“Aranızda fuhuş olduğu söyleniyor,üstelik putperestler arasında rastlanmayan türden bir fuhuş ! Biri babasının karısını almış.Siz hala böbürleniyorsunuz ! Oysa yas tutup bu işi yapanı aranızdan atmanız gerekmez miydi ?”
1. Korintliler 5:1-2“Günahkarların, Tanrı egemenliğini miras alamayacağını bilmiyor musunuz ? Aldanmayın ! Ne fuhuş yapanlar Tanrı’nın egemenliğini miras alacaktır,ne puta tapanlar,ne zina edenler,ne oğlancılar,ne hırsızlar,ne aç gözlüler,ne ayyaşlar,ne sövücüler,ne de soyguncular”
1.korintliler:9-11Sizi gidi kiliseleri ele geçirmiş iblisin çocukları,sizin iblisin egemenliğine girmiş Tanrı ve Mesih çocuklarının düşmanları olduğunuzu zaten biliyoruz.
Fakat iblis uşaklarından daha tehlikeli olanları,her türlü pisliği görüp de susanlar dır, üç yüz beş yüz Avro avanta veya küçücük dünyasal menfaatler için Tanrı düşmanları sapıklık içinde ki Baba’nın evini kirletirken, sizlerin suça ortak olup seyretmenizdir esas korkulacak olan.Esas korkulacak olan kısacık ki ! galiba imansız sapıkların gözünde 60-70- yıllık sefahatli sapkın yaşantıları çok uzun gibi görüyorlar, fakat Rab’bin gözünde sadece bir anlık camdaki buğudan farklarının olmadığını bilmiyorlar,veya biliyorlar, işlerine gelmiyor gerçek…!
Bazı kiliseleri ele geçirmiş iblise ortaklık yapan fakat gerçek imanlı ile karşılaştığında “amaaaaa kardeşşşşş yargı Rab’bindiiirrrrr” diye kıvıran ” iki yüzlü takkiyeciler.Siz Petrosu,Yuhannayı,Pavlusu bile yalancı durumuna düşürdünüz, ki Rab buyruklarını hiçe saydınız.
Ne diyor Rab Pavlus’un ağzından “Kötü olanı aranızdan kovun”.Öylemi yapıyorsunuz…….
Hayır.Baba’nız iblisin Ruhunuza gösterdiği karanlığın önünde engel dediği” imanlıları” el birliği ile kovdunuz.Ne oldu kovduklarınıza ..? İmandanmı düştüler..!.
Kesinlikle hayır,
Siz dalkavuklardan daha sağlam ögreti ile geliyoruz.
Çünkü tek başına yanmayı da öğrendik… sayenizde.Babanın evine gelemeyeceğimizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz,aslanlar gibi geliriz.Fakat Rab’bimizin orada olmadığını biliyoruz.
Gine söylüyorum gelemezsiniz diyen varsa adres versin gelelim,
Baş köşeye nasıl oturduğumuzu da bu vesile ile görürsünüz,
Haydi İzmir.Tabi ki Rab’de mücadele eden ve iblisin her türlü oyunlarına rağmen ayakta kalmaya çalışan önder kardeşlerimiz var ve onlar bizi zaten hoş sohbet karşılarlar.
Ama ya gariplere tecavüz eden 300-500 sapığı görüp de susan üç,beş ve de onbeş bin katolik gibi susan Protestan’ım diyen,
Martin Luther önderin açtığı dönemi, Katolik zihniyeti ile kirletenler. …….!Bir an önce kötü olanları aranızdan atın isterse kiliseyi ele geçiren önder olsun fark etmez,dik durun,
Kemal Başaran önderin dediği gibi “
“YA GÖRÜP DE SUSANLAR”Bizim egemenlik geldiğinde ne yapacaksınız…..?
Sizin düğününüzün bitip de,bizimki başladığında,ne yapacaksınız.
Farkında olmadan çeliğe su verdiniz “sertleştirdiniz.”
25. Temmuz 2011: 15:39 #36432AnonimPasifTaciz bir kanserdir.Kanser tek bir noktada durmaz tüm vücuda yayılır.Aynen taciz sadece küçük çocuklarda kalmazdı.
Ayrıca küçük çocukların neden seçildiğinide açıklayayım;çocuklar böyle bir durumdan adı üstünde “çocuk” olduğu için etkilenmemekte ve sesini çıkarmamakta. Bu yüzden küçücük çocukları bu pis işlerine bulaştırırlar.
26. Temmuz 2011: 12:50 #36440AnonimPasifNeden “Katolik Kilisesi” ismi düzgün bir yerde geçince sansürlüyorsunuzda pis bir iftirada sansürlemiyorsunuz.
Yahu neden kardeşinizden bu kadar nefret ediyorsunuz ?
Bunu size İsa’mı öğretti,kardeşinizden nefret edin ismini sansürleyin diyen Kutsal Kitap’mıdır ?26. Temmuz 2011: 22:22 #36447AnonimPasifAnglican, katolik kilisesinden de, katolik olan kardeslerimizden de nefret etmiyoruz. Iftira dedigin sey, keske öyle olsaydi, dedigin gibi olmasini cok isterdim. Ne yazik ki, avrupa ülkelerinin her birinde neler yasandigini, adli makamlarin baskin düzenlettigini, yüksek sayilarin her gün, her gün radyodan utanarak dinledigimizi……. Katolik kilisesinde evlenmeden kalma sarti sen söyle Mesih ögretisinin neresinde var. Bu yanlis uygulama(uygun olmayanlara evlilik kapisini acik tutarak) katolik kilisesinde alni ak imanini yasayan kardeslerimizin de varligini, emegini (Rab de degil) dünyada yok ediyor. Ferisiligin dik alasi, Lüteryani kimi kiliseler de avrupada tam inancsizligi temsil ederek saddukiligin dik alasini yasiyorlar. Landes, lüteryan kiliseyi de örnek verdim ki derdimin katolik kilisesini atmak olmadigi göresin
27. Temmuz 2011: 9:52 #36450AnonimPasifKeşke öyle olsaydı değil,zaten öyle.
Ayrıca size soruyorum siz Kutsal Kitap’ı ansiklopedimi sanıyorsunuz ?
Kutsal Kitap’ta iman yazar bilgi ve ayrıntı değil.Kutsal Kitap’ta her şey yazsaydı inanın dünyaya sığmazdı.27. Temmuz 2011: 10:14 #36451AnonimPasifKardeşlerim bilinki gerçek hristiyanlık tam sevgi demektir-yarım yamalak sevgiyse yalanın babası olan şeytana aittir-burda kendimize şunu soralım , ben hangi taraftayım tam sevgi olan tanrıdamı –bir seven bir nefret eden doğru düzgün sevmeyen iblistemi-iki yol, başka yol yok biri tam sevgi olan tanrının gerçek yolu- diğeri beni seversen seni severim diyen ölüm yolu-yani şeytanın yolu.seçim senin.
27. Temmuz 2011: 12:50 #36452AnonimPasifparentez icinde yazdigi( uygun olmayanlara evlilik kapisini acik tutarak) ifadesi yanlis oldu, normalde tutmayarak demek istedim. ifade yanlisligimi düzeltiyorum,anlayisiniz icin tesekkürler.
27. Temmuz 2011: 13:15 #36453AnonimPasifDünya! rabbin İsa gibi sevince-emin ol, ekmeğin aşın bol-ömrün uzun olacak-tüm bunları rabbin sevgisi kazandıracak-öteki yolsa-bundan da emin ol, ekmeğin ve gözyaşın eksik olmayacak-bilki! sevgisiz insan, şeytandan olan karşısındakine yaşam vermez-yaşamı, ben tam olarak rabbim İsa gibi sevmekten yanayım diyen verir.
27. Temmuz 2011: 16:00 #36454AnonimPasifInsan dedigin ne zavalli bir mahluk, böyle cevap verecegini tahmin ediyordum. Ayni kafada devam et sen. Ister katolik , ister ortadoks ister protestan olsun Mesih adina utanc getiren her uygulama ve görüse karsiyiz, böylesini savunanlari Rab azarlasin. Kutsal Kitapta dogru hersey yok, sözkonusu konu var ama. Orada der ki Rab bimiz: icinizde ates varsa evlenin, icin icin yanmaktansa evlenmeniz daha dogrudur. Ve evlenmeden yasayacak kisi bunu kendi gücüyle yapmaya kalkmaz, Kutsal Kitapta Rab bimiz der ki, Tanridan böyle bir hediyesi olanlar böylece yasarlar. Gördügün gibi kutsal kitapta gerekli bilgiler veriliyor, kurum yasalari mi, yoksa Rab bin ögretisi mi? Rab bin ögretisi diyoruz, onu savunuyoruz. Kurum yasasini yasamak istiyorsan yasa, bize gelip sacmalama lütfen. Rab bin önüne ciktiginda neyin Rab den, neyin insandan oldugunu göreceksin. Katolik kilisesinin icinde evlilik serbestligi icin büyük muhalefet var, yöneticiler ,gerekli görmüyorlar, onlar birakmiyorlar. Deneme süresi yapiyorlarmis, o deneme süresini imansiz bir insan bile yerine getirir. Sonuclar ortada , kafalarini kuma görenlerin kafalarini gömdükleri kumdan Rab kurtarsin amiin ve amiin baska ne diyebilirim. Angelican, neye inanirsan inan, lütfen sacmalama ama, git kendi yoluna. Laf yaristirmasi yapmiyoruz.
27. Temmuz 2011: 21:17 #36458AnonimPasifSevgili Anglican
Diyorsunki:
Ayrıca küçük çocukların neden seçildiğinide açıklayayım;çocuklar böyle bir durumdan adı üstünde “çocuk” olduğu için etkilenmemekte ve sesini çıkarmamakta. Bu yüzden küçücük çocukları bu pis işlerine bulaştırırlar.
Sizin Yukarda yazdığınız yazıda, anlatığınız şeye katılmıyorum.“Çocuk olduğu için ETKİLENMEMEKTe ve SESiNİ ÇIKARMAMAKTA”
Yaplan araştırmalar ve elde edilen veriler bu dediğinizin tam tersini söylüyor.
Öncelikle tacize uyrayan yada tecavüz maduru küçük çocuklar öncelikle aileleri tarafında gizli tutuluyor,saklanılıyor..
Birinci yanlış bu ne psikolojik nede başka bir tedavi yöntemine başvuruluyor.Ekonomik yetersizlik ve cehalet en büyük faktor.bana göre.
İkincisi yanlış koruma iç güdüsü.
Aileler cinsel istismara uğramış çocuklarının bir daha asla evlenemeyeceğini, çoluk çocuğa karışamayacağını düşünüyor. Bu incitici vakalar gizlendikçe de yaşananlar yok farz ediliyor.
Oysa bilinmiyor.Çocuk büyüsede ister 30 yaş veya farklı yaş evreleri diyeyim bu içinde yarayan ve hiç unutamıyacağı yara olarak onda ve yaşamında izler birakarak onla büyüyecektir.Eğitimsiz ailelerde durum bu kısaca.Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 1992-2007 yılları arasında çocuklara yönelik 21 bin taciz, tecavüz vakası görülmüş.
Aileler bu meselenin duyulmasını istemiyor, yaşananların üstünü örtüyor. .Çevre faktoru.Çocuğun Psikolojik durumunun önüne geçiyor.yani burda çocuğu hiç düşünmüyorlar.burdada Bencillik ve eğitimsizlik , baş faktor.Bu rakamlara bir de duygusal taciz eklendiğinde sayılar dehşet verecek nitelikte büyüyor.
Şüphesiz hiçbir ebeveyn yavrusunun başkaları tarafından hem maddeten hem manen istismar edilmesini istemez. Fakat taciz gibi etkisi yıllar süren bir olguyu, ailelerin tüm korumacılığına rağmen görmezden gelmesi ne durumun vahametini ortadan kaldırıyor ne de çocuklar bu afetten sakınmayı öğrenebiliyor.
Cinsel içerikli söz ve davranışları normallerinden ayıramayan miniklerin korunması yine ebeveyne düşüyor. Çocuklara yönelik taciz’ meselesini bir de anne-baba açısından incelemek gerekiyor. Çünkü uzmanlara göre çocuklar cinsel istismarlara karşı eğitilebilir, tacize karşı koyabilir.
Yani bilinçlendirme ve eğitim.
Cinsellik içeren her türlü söz, fiil ve materyalle bir çocuğa yakınlık kurmaya çalışmak anlamına gelen taciz, duygusal ve fiziksel olarak ikiye ayrılıyor.Duygusal taciz, çocuğun duygularının cinselliğe alet edilmesine deniyor. Mesela cinsellik içeren konuşma, görsel malzeme, fıkra, oyun, film ya da mütecavizin ‘bana dokun’ gibi yönlendirmeleri bu kapsama giriyor.
Fiziksel taciz, halk arasında daha çok tanınıyor. Cinsel içerik taşıyan dokunmalar da dâhil, tecavüze giden tüm saldırgan davranışlar bu bölüme giriyor.
3-6 yaş arasındaki çocuklar eğer özel bir eğitim almadıysa cinsel tacize uğradığının farkına varamıyor.
Cinsel içerikli davranışlardan rahatsız olsa da bunu anne-babasına söylemiyor.
FAKAT.!
Tepkilerini farklı biçimlerde dile getiriyor. Örneğin altını ıslatmaya başlıyor.
Yabancıları gördüğünde korkuyor. Yalnız kalmak istemiyor. Geceleri ağlayarak uyanıyor.
Arkadaşlarından uzaklaşıyor. Daha önce çok sevdiği, konuştuğu birinden ağlayarak kaçıyor.
Ona taciz yapanı hatırlatacak objeleri görünce korkuyor.
Dikkat eksikliği ve dalgınlık başlıyor.Sanıyorum,burda en büyük eksiklik eğitim,ve Ailelerin duyarlılığı ve dikkat.Yani kısaca Etkilenmeme diye bir konu kesinlikle söz konusu değildir.Yıllarca etkilerini hayatında yaşar .
28. Temmuz 2011: 9:05 #36460AnonimPasifAhh saba birde mesajımın yayınlanmayan tarafını görseydin.Bakın yayınlamayacağınız biliyorum çünkü İsa’dan gelen bir kininiz var(!).
Bakın Katolik Kilisesi dünyadaki en büyük dini kuruluştur.Diğer büyük siyasi kuruluşlar bir şey yapmasını istedikleri ve yapmadıkları zaman ne yazıkki böyle iftiralara maruz kalıyorlar.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.