Cehennem azabı…

  • Bu konu 12 izleyen ve 23 yanıt içeriyor.
9 yazı görüntüleniyor - 16 ile 24 arası (toplam 24)
  • Yazar
    Yazılar
  • #32383
    Anonim
    Pasif
    getsemani;12783 wrote:
    Sevgili Sorgu,
    İnanın sizi gerçekten çok iyi anlıyorum. Sizin kafanızdaki soruların üç aşağı beş yukarı aynılarıydı beni Rabbe getiren. En çok sorguladığım şeyse kaderdi. Ben katil olacaksam ve bu benim kaderimdiyse ben mi yazdım neden cehenneme gidiyorum diyordum. Üstelik tıpkı siz gibi dünya üzerinde onlarca inanışın olması da Tanrı’nın dengesiz olduğunu düşünmeme neden oluyordu. Biri öyle diyor biri böyle diyor, iyi de kardeşim nedir doğrusu, doğru dediğin 1 tane olur, bu ne 4 büyük kitap daha bir sürü din ve inanış…. Tıpkı siz gibi Tanrı’nın eline adeta oyuncak olduğumuzu düşünüyordum. Bu çok uzun bir konu ama yine de ben burada kısaca anlatmak istiyorum.
    Bizim bu dünyaya gelmemizin amacı diye birşey yok, dünyaya gelmemizin bir nedeni var. Bu da Adem ve Havva’nın ilk günahı. İlk günah işlenmeden önce Tanrı’yla aramızda bir problem yoktu. Bizim Tanrı ile olan ilişkimiz GÜNAH ile bozuldu. Ve bu günahın nedeni inanın Tanrı değildi. Ve Tanrı aramızdaki bu günahı kaldırmak için bedelini yine kendisi ödedi.
    Şimdiyse Yasa’dan bağımsız olarak Tanrı’nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı. Yasa ve peygamberler buna tanıklık etti. 22Tanrı, insanları İsa Mesih’e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. 23Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. 24İnsanlar, İsa Mesih’te olan kurtuluşla[d], Tanrı’nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. 25-26Tanrı, Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabrederek, daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa’ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptıRom.3:21-26
    Tanrı günahların bedelini çarmıhta kendi oğluna yükleyip bedeli ödetti ve bizlere İMAN YOLUYLA AKLANMA şansını verdi. Evet söylediğiniz doğru, diğer dinlere inananlar yargılancaklar, çünkü:
    19Çünkü Tanrı’ya dair bilinen ne varsa, gözlerinin önündedir. Tanrı hepsini gözlerinin önüne serdi. 20Dünyanın yaratılışından beri, Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri, yani sonsuz gücü ve Tanrılığı, O’nun yaptıklarıyla anlaşılarak açıkça görülüyor. Bu nedenle özürleri yoktur. 21Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na şükretmediler. Ama düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü.Rom.1:19-21
    Tanrı kurtuluş için tek bir yol gösterdi, bu da çarmıha olan iman… Ve bunu laf olsun diye değil, tamamen bizlere olan sevgisinden dolayı yaptı. Ben incili ilk okuduğumda tüylerimi diken diken yapan, kalbimin sıkışmasına neden olan bir bölüm var. Tıpkı siz gibi Tanrı’nın bizleri hiç sevmediğini , kullarıyla oyun oynadığını düşünen ben, Tanrı’nın sevgisini ilk o zaman hissettim içimde. Önyargıdan uzak okumanızı ve anlayamaya çalışmanızı rica ediyorum.
    9Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğin kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir. 10Benim olan her şey senindir, seninkiler de benimdir. Benonlarda yüceltildim. 11Ben artık dünyada değilim, ama onlar dünyadalar. Ben sana geliyorum. Kutsal Baba, onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar. 12Kendileriyle birlikte olduğum sürece, bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum. Kutsal Yazı yerine gelsin diye, mahva giden adamdan[bb] başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı.
    13«İşte şimdi sana geliyorum. Sevincimin onlarda tamamlanması için bunları ben dünyadayken söylüyorum. 14Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. Çünkü ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. 15Onları dünyadan uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. 16Ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. 17Onları gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. 18Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim. 19Onlar da gerçekle kutsal kılınsınlar diye kendimi onların uğruna adıyorum[cc].
    20-21«Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin. 22Bana verdiğin yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar. 23Ben onlarda, sen bende olmak üzere tam bir birlik içinde bulunsunlar ki, dünya beni senin gönderdiğini, beni sevdiğin gibi onları da sevdiğini anlasın. 24Baba, bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını ve benim yüceliğimi, bana verdiğin yüceliği görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanın kuruluşundan önce sen beni sevdin. 25Adil Baba, dünya seni tanımıyor, ama ben seni tanıyorum. Bunlar da beni senin gönderdiğini biliyorlar. 26Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.»
    Esenlikler dilerim.

    Sevğili getsemani ve A’raf arkadaşlarım.
    Benimle paylaşmış oldugunuz hayat hikayeniz için sizlere teşekkürü bir borç biliyorum.

    Sizlerle paylaşmak istediğim çok konu var aslında,kafamı karıştıran,birtürlü işin için’den çıkamadıgım sorular bunlar.Sorgulamayı ve araştırmayı sevevn bir insanım,bu dogrudur.Ama sorguladıgım ve araştırdığım şey tam anlamıyla beni tatmin etmiyorsa onu kabul etmem,diger yazımdada bundan size bahsetmiştim.Doğrulugundan emin olduğum birşeyi ise tereddüt etmeden kabul eder ve doğrulugunu onaylarım.Simdi size anlatmak istediğim,kafamdan çıkmayan ve birtürlü çıkış yolu bulamadığım bir soruya gelelim:

    Ben ailesini seven bir insan olarak, arkadaşlarımla çok iyi ğeçinmeye çalışan, bir şahıs olarak hayatımı yaşıyorum. Arkadaşlarım ve ailem, islamı benimseyen müslüman kişilerdir. Ne ailemi ne de arkadaşlarımı inandıkları değerlerden dolayı yadırgıyor ve de aşagılıyorum. Dediğim ğibi onları çok seviyorum, onlarsız bir hayat benim için manevi yönden zorluklar getirirdi. Size verdiğim bu bilgilerle yola çıkarak bir hipotez yapmak ğerekirse, şöyle bir şey ortaya çıkar.

    Dinleri a,b,c,d,e diye şıklandıralım ve bu şıkların içinden dogru olanı a şıkkını işaretliyelim. İşaretlediğim şık’tan hariç diğer şıklar da mecburen yanlış şık oluyor. Şimdi bu yanlış şıkkı işaretliyen ailem ve arkadaşlarım var diyelim. Ben ise doğru olan şıkı yani ‘a’ şıkkını işaretledim farzedelim. Peki şimdi ne olacak, ailem ve arkadaşlarım cehennemde yanarken, ben cennette zevki sefamı edeceğim?Ailem ve arkadaşlarım türlü, türlü işkencelere maruz kalırken, ben cennette bunları düşünmeden nasıl yaşayaçagım? Ben aileme hiristiyanlığın hak din olduğunu söylesem, bana nasıl tepki verirler kim bilir! Arkadaşlarım da aynı, onlara da bu şekilde söylesem onlarda bana tavır alarak konuşmaya başlarlar. Burda ben ne yapabilirim? Burda hiç inanmıyaçak arkadaşlarım ve ailem için ne gibi bir çözüm üretsem onların inancının degişmiyeçegine adım gibi eminim. Burda benim yapabileçeğim bir tek şey kalıyor,oda dogru bildiğim şıktan vezgeçip, ailem ve arkadaşlarımla cehennemde yanmaktır.

    Saygılar

    #32385
    Anonim
    Pasif

    Quote:
    Peki şimdi ne olacak, ailem ve arkadaşlarım cehennemde yanarken, ben cennette zevki sefamı edeceğim?Ailem ve arkadaşlarım türlü, türlü işkencelere maruz kalırken, ben cennette bunları düşünmeden nasıl yaşayaçagım? Ben aileme hiristiyanlığın hak din olduğunu söylesem, bana nasıl tepki verirler kim bilir! Arkadaşlarım da aynı, onlara da bu şekilde söylesem onlarda bana tavır alarak konuşmaya başlarlar. Burda ben ne yapabilirim? Burda hiç inanmıyaçak arkadaşlarım ve ailem için ne gibi bir çözüm üretsem onların inancının degişmiyeçegine adım gibi eminim. Burda benim yapabileçeğim bir tek şey kalıyor,oda dogru bildiğim şıktan vezgeçip, ailem ve arkadaşlarımla cehennemde yanmaktır.

    Sevgili Sorgu,
    Tanrı tüm insanları çok seviyor ve her birini kurtarmak istiyor. Önlerine iki yol sunuyor ve seçimi onlara bırakıyor:

    a.) Yaşama giden yol.
    b.) Ölüme giden pek çok irili ufaklı yollar.

    Siz a şıkkını, arkadaşlarınız ve aileniz için reddedip diğer yoldan gitmeyi kabul ediyorsanız, seçim yine sizindir. Tanrı herkesi bu kararında özgür bırakmıştır ve asla zorlamaz. Anladığım kadarıyla siz arkadaşlarınızı ve ailenizi Rab’den çok seviyorsunuz ve onlar uğruna cehennemi bile göze alıyorsunuz. Oysa ilk sırayı Rab’be vermeniz gerekirdi. O’nun sunduğu kurtuluş çağrısını reddetmekle zaten kendi yargınızı imzalamışsınız. Rab diyor ki: ‘Ailesini, ana-babasını benden çok seven bana layık değildir!’ Tanrı bunu derken, ‘aileni sevme’ demiyor kesinlikle, ama ilkönce bizi yaratan Tanrı’yı seveceğiz, daha sonra da ailemizi anne babamızı, yakınlarımızı ve arkadaşlarmızı….

    ‘Benim ismim yüzünden herkes sizden nefret edecek, ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır’ (Matta 10:22).

    Ama sevgili sorgu henüz geç değil, bu düşünceleriniz için Rab’den özür dileyerek tövbe edebilirsiniz. Kendiniz karanlıkta kalırsanız, ışığa gelmezseniz ve çevrenizdekilere nasıl ışık olabilirsiniz? İsa Mesih’e iman edenlerin hepsi zor yolu seçtiler ve sonsuz yaşama, sonsuz mutluluğa kavuştular. Aileleri, çevreleri tarafından dışlandılar, hakaretlere uğradılar, dövüldüler ve aşağılandılar. Ama onlar, kendilerini dışlayanları her zaman affettiler, ve sevgi gösterdiler. Onların yaşamlarındaki değişikliği ve ışığı gören aileleri ve yakınları Rab’be iman ettiler ve kurtuldular. Eğer onlar da sizin gibi kolay yolu seçmiş olsalardı, hem kendileri hem de aileleri sonsuz karanlıkta kalacaklar ve kurtulmayacaklardı.

    Tanrı’nın bu yönde ruhsal gözlerinizi açmasını ve sizi uyandırmasını diliyorum.

    Sevgiler
    Suna

    #32390
    Anonim
    Pasif
    Suna;12793 wrote:
    Sevgili Sorgu,
    Tanrı tüm insanları çok seviyor ve her birini kurtarmak istiyor. Önlerine iki yol sunuyor ve seçimi onlara bırakıyor:

    a.) Yaşama giden yol.
    b.) Ölüme giden pek çok irili ufaklı yollar.

    Siz a şıkkını, arkadaşlarınız ve aileniz için reddedip diğer yoldan gitmeyi kabul ediyorsanız, seçim yine sizindir. Tanrı herkesi bu kararında özgür bırakmıştır ve asla zorlamaz. Anladığım kadarıyla siz arkadaşlarınızı ve ailenizi Rab’den çok seviyorsunuz ve onlar uğruna cehennemi bile göze alıyorsunuz. Oysa ilk sırayı Rab’be vermeniz gerekirdi. O’nun sunduğu kurtuluş çağrısını reddetmekle zaten kendi yargınızı imzalamışsınız. Rab diyor ki:

    ‘Ailesini, ana-babasını benden çok seven bana layık değildir!’

    ‘Benim ismim yüzünden herkes sizden nefret edecek, ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır’ (Matta 10:22).

    Ama sevgili sorgu henüz geç değil, bu düşünceleriniz için Rab’den özür dileyerek tövbe edebilirsiniz. Kendiniz karanlıkta kalırsanız, ışığa gelmezseniz ve çevrenizdekilere nasıl ışık olabilirsiniz? İsa Mesih’e iman edenlerin hepsi zor yolu seçtiler ve sonsuz yaşama, sonsuz mutluluğa kavuştular. Aileleri, çevreleri tarafından dışlandılar, hakaretlere uğradılar, dövüldüler ve aşağılandılar. Ama onlar, kendilerini dışlayanları her zaman affettiler, ve sevgi gösterdiler. Onların yaşamlarındaki değişikliği ve ışığı gören aileleri ve yakınları Rab’be iman ettiler ve kurtuldular. Eğer onlar da sizin gibi kolay yolu seçmiş olsalardı, hem kendileri hem de aileleri sonsuz karanlıkta kalacaklar ve kurtulmayacaklardı.

    Tanrı’nın bu yönde ruhsal gözlerinizi açmasını ve sizi uyandırmasını diliyorum.

    Sevgiler
    Suna

    Sevgili suna,
    Ben daha doğru dürüst doğrunun hanğisinin olduğunu bilmiyorum. Eğer gün gelir doğruyu bulursam, bunu aileme kabullendiremessem o doğrudan vazğeçerim. Nedeni açıkça bellidir, ailemin cehennemde yanmasına göz yumup cennete girmek istemem. Ben inandığım doğruları karalamam,öyle bir kişiliğe sahip bir insan değilim. Ama inandığım doğruları uyğulamayıp cehennemde ailemle yanmayı tercih ederrim. Ben tanrıya ne cennet, nede cehennem için inanır ve ibadet ederim. Eğer ben bir tanrıya inanıyorsam, eğerki tanrı benden birşeyler istiyorsa,onu sırf cennete veya cehenneme girmek ve girmemek için uyğulamam. Eğer uygularsam zaten,bu tanrıyı sevdiğimden dolayı değil,ondan cehennem azabı için korktugumdan veya cenneti arzuladıgımdan uygulamış olurum.

    Burda da karşılıklı sevmek olayı meydana geliyor, çıkar uğruna inanma durumu oluyor. Bunu uygulayan insanda tanrıyı degil,diğer tefarruatları takılı kalarak içinde bir oğlu oluşturup iman eder,buda saf duyğu olmaz bence. Ben’de istemem cehennemde yanmayı, kimsenin cehennemde yanmasını istemem,neden birileri cehennemde yanacak? Adem ve Havva’nın günahını neden tüm insanlık çekeçek? Benim yaptığım bir hatayı kardeşime yükleyip onu benim hatamdan dolayı sorğulamak ne kadar doğru ve adaletli. Ben bir yaratıcının varlığını hissediyorum, ama bir yaratıcının cennet ve cehennem kavramlarını anlıyamıyorum. Ben inandığım ve hissediğim Tanrı’yı,cehennem azabını uyğulamayacak gibi görüp, onu cehennem kavramından uzak tutuyorum. Ben böyle inanmak istiyorum aslında, ben böyle alğılamak istiyorum. İnsanlar günah mı işliyor dünyada, cezası dünyada verilir, dünyanın kanunlarına göre. Ama dünyada şuç işleyip gözden kaçanlar ne olacak diyebilirsiniz bana. Bunlarında cezası verilir,bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada.İnsan ne yaparsa yapsın, ne kadar kötü olursa olsun, ebedi cehennem azabını hak etmez.Bu çok kötü bir cezadır.Bunlar benim düşünçelerim tabiinde.Neyin ne olduğu kesinlikle belli değil,eğer belli olsaydı,bütün insanlar o doğruya inanırlardı.Kimse inat uğruna inançını devam ettirip doğrudan vazğeçmez bençe..Doğruyu ama saf olan doğruyu kimse çürütemez.Ama dinler öyle olmadığı için insanlar tarafından ayrımcılıklar olup tek bir doğru olacak yere bir çok doğruya inanmaktalar.Neden kaynaklandığı bariz belli,doğrunun tam anlamıyla hanğisinin olduğu bellirsiz,ortada dogruda yoktur belki, belki biz de yalanız, bizim yalan olmadığımızı kim ıspat edebilir ki,rüyada olmadığımı bana kim kanıtlayabilir?

    Sevgiler..

    #32401
    klaus
    Anahtar yönetici

    Selam,

    Sevgili Sorgu,Cehennemi görmedik ki daha,öyle hemen karar verme bence.Belki orayı görünce anne babayı göz görmeyecek,kendi canımızın derdine düşecez.Rabbin adaletini görecez ve cehennemliklere hiç acımayacaz,çünkü Rab bizden daha merhametli,daha adil değil midir?

    Aslında ben bunlardan geçtim de,Tek olan İlaha inanmakla birlikte,doğru yol hangisidir buna karar veremedim.İncil ve Tevrattan sorularım olacak,sizin yardınlarınızı bekliyorum.

    Dua ile

    #32404
    klaus
    Anahtar yönetici

    Sevgili Sorgu, düşüncelerinizi ilgiyle takip edip okudum. Anlamaya çalıştım. Demişsiniz;

    ”…Ben inandığım ve hissediğim Tanrı’yı,cehennem azabını uyğulamayacak gibi görüp, onu cehennem kavramından uzak tutuyorum. Ben böyle inanmak istiyorum aslında, ben böyle alğılamak istiyorum…”

    Sizi anladığım kadarıyla, Tanrının cehennem azabını uygulayacak kadar merhametsiz olamayacağına inanmak isiyorsunuz.
    Ama sonra da şöyle demişsiniz;

    ”…İnsanlar günah mı işliyor dünyada, cezası dünyada verilir, dünyanın kanunlarına göre…”

    Sizin deyiminizle insanın cezasını Tanrının eliyle başka bir insan verimeli ! Örneğin bir katil veya tecavüzcü, ilahi takdir sonucu! bir kişi tarafından öldürülüp cezası verilmeli. Kim veriyor cezayı Tanrı mı insan eli mi ? Yada bu katil kimin çoçuğunu öldürdüyse onun da çoçuğu öldürülecek, öyle mi olmalı !
    Peki Tanrımız bu kadar mı kötü ? Hani ” Tanrım cehennem uygulamayacak kadar merhametlidir ” diyordunuz ? Sizce Tanrı dünyada böyle bir kargaşa ister mi ? O zaman Yargı günü olur muydu ? Tanrı Yargı günü yapamayacak kadar aciz mi ki herşeyi dünyada insan eliyle halletsin ! Yada günah işleyen birini durduk yerde ağzını burnunu çarpıtsın ! Tanrımız doğa üstü korku salan bir varlık mı ?

    ”…Ama dünyada şuç işleyip gözden kaçanlar ne olacak diyebilirsiniz bana. Bunlarında cezası verilir, bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada…” demişsiniz.

    Bu dünyanın kanunlarına göre değil Tanrının yargısına göre olacak. Dediğiniz öteki dünyada ama nerde ! işte o yer zaten cehennem ! siz kendi ağzınızla söylediniz bakın. Tanrı cennetin içinde insanları cezalandıracak bir yer mi ayarlar sizce ! Tanrı bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada nasıl ceza vermeli sizce ? Anlamakta zorluk çekiyorum kusura bakmayın.

    Dediğiniz gibi herkes herkesin cezasını bu dünyada verecekse herkes eline silah alıp vicdanını mı rahatlatsın ? Veya ilahi adelet diye mi yapsın ne yapacaksa ? Bunu yapan insanlar cennetlik mi olacak !

    Bazen günümüzde kötü olan, ama hastalık bulan insanlar için ” oh iyi oldu ilahi adalet ” denir. Ama şu var ki o kişi, hastalığı sürecinde yaptıklarından dolayı tövbe edip günbe gün Tanrıya yaklaşabilir. Bunu kim bilecek ? O kişinin tövbe etmesi için, bu durum belki bir fırsat !
    O kişi belki kurtulacak. Dışardan bakan insanlar boşuna ilahi takdir deyip dursa bile kul ile Tanrı arasındakini kim bilebilir?

    Ama sizin düşüncenize göre ailenizden biri bir günah işlerse cezası dünyada bir insan eliyle verilsin! O zaman bütün aileler kan davasıyla yaşasın dursun ! Sizde mi ?

    Tanrı diyor ki tek yol oğlum İsa Mesih. Tanrı insan önüne bir seçenek koyar. Bakın o kadar merhametsiz değil. Seçim bizlerin. Yargı günü yargılanacağız seçimlerimiz ve imanımız sonucu. Günümüzde artık İsa Mesihi bilmeyen duymayan kalmadı.Bizlerin de ailelerinde İsayı kabul etmeyenler var. Onlar için sürekli dua ediyoruz. Gelin sizde onu tanımak için kendinize bir şans verin. İsa Mesihi tanıyın. İncil okuyun ve dünyevi kaygılarınızdan kurtulun. Ailenize de anlatın. Onlar kendi seçimlerinden sorumludur. Herkes kendi seçimlerinden sorumludur.

    İsam sizi de kurtarsın. Esenlikle kalın.

    #32406
    Anonim
    Pasif

    @KAYRAM 12823 wrote:

    Sevgili Sorgu, düşüncelerinizi ilgiyle takip edip okudum. Anlamaya çalıştım. Demişsiniz;

    ”…Ben inandığım ve hissediğim Tanrı’yı,cehennem azabını uyğulamayacak gibi görüp, onu cehennem kavramından uzak tutuyorum. Ben böyle inanmak istiyorum aslında, ben böyle alğılamak istiyorum…”

    Sizi anladığım kadarıyla, Tanrının cehennem azabını uygulayacak kadar merhametsiz olamayacağına inanmak isiyorsunuz.
    Ama sonra da şöyle demişsiniz;

    ”…İnsanlar günah mı işliyor dünyada, cezası dünyada verilir, dünyanın kanunlarına göre…”

    Sizin deyiminizle insanın cezasını Tanrının eliyle başka bir insan verimeli ! Örneğin bir katil veya tecavüzcü, ilahi takdir sonucu! bir kişi tarafından öldürülüp cezası verilmeli. Kim veriyor cezayı Tanrı mı insan eli mi ? Yada bu katil kimin çoçuğunu öldürdüyse onun da çoçuğu öldürülecek, öyle mi olmalı !
    Peki Tanrımız bu kadar mı kötü ? Hani ” Tanrım cehennem uygulamayacak kadar merhametlidir ” diyordunuz ? Sizce Tanrı dünyada böyle bir kargaşa ister mi ? O zaman Yargı günü olur muydu ? Tanrı Yargı günü yapamayacak kadar aciz mi ki herşeyi dünyada insan eliyle halletsin ! Yada günah işleyen birini durduk yerde ağzını burnunu çarpıtsın ! Tanrımız doğa üstü korku salan bir varlık mı ?

    ”…Ama dünyada şuç işleyip gözden kaçanlar ne olacak diyebilirsiniz bana. Bunlarında cezası verilir, bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada…” demişsiniz.

    Bu dünyanın kanunlarına göre değil Tanrının yargısına göre olacak. Dediğiniz öteki dünyada ama nerde ! işte o yer zaten cehennem ! siz kendi ağzınızla söylediniz bakın. Tanrı cennetin içinde insanları cezalandıracak bir yer mi ayarlar sizce ! Tanrı bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada nasıl ceza vermeli sizce ? Anlamakta zorluk çekiyorum kusura bakmayın.

    Dediğiniz gibi herkes herkesin cezasını bu dünyada verecekse herkes eline silah alıp vicdanını mı rahatlatsın ? Veya ilahi adelet diye mi yapsın ne yapacaksa ? Bunu yapan insanlar cennetlik mi olacak !

    Bazen günümüzde kötü olan, ama hastalık bulan insanlar için ” oh iyi oldu ilahi adalet ” denir. Ama şu var ki o kişi, hastalığı sürecinde yaptıklarından dolayı tövbe edip günbe gün Tanrıya yaklaşabilir. Bunu kim bilecek ? O kişinin tövbe etmesi için, bu durum belki bir fırsat !
    O kişi belki kurtulacak. Dışardan bakan insanlar boşuna ilahi takdir deyip dursa bile kul ile Tanrı arasındakini kim bilebilir?

    Ama sizin düşüncenize göre ailenizden biri bir günah işlerse cezası dünyada bir insan eliyle verilsin! O zaman bütün aileler kan davasıyla yaşasın dursun ! Sizde mi ?

    Tanrı diyor ki tek yol oğlum İsa Mesih. Tanrı insan önüne bir seçenek koyar. Bakın o kadar merhametsiz değil. Seçim bizlerin. Yargı günü yargılanacağız seçimlerimiz ve imanımız sonucu. Günümüzde artık İsa Mesihi bilmeyen duymayan kalmadı.Bizlerin de ailelerinde İsayı kabul etmeyenler var. Onlar için sürekli dua ediyoruz. Gelin sizde onu tanımak için kendinize bir şans verin. İsa Mesihi tanıyın. İncil okuyun ve dünyevi kaygılarınızdan kurtulun. Ailenize de anlatın. Onlar kendi seçimlerinden sorumludur. Herkes kendi seçimlerinden sorumludur.

    İsam sizi de kurtarsın. Esenlikle kalın.

    Sevğili Kayram,
    Benim demek istedğimi yanlış algılamışsınız herhalde,yada ben yannış anlattım.Demek istediğim şuydu:İnsanlar dünyada yaşıyor ve dünyada yaşamları dahilinde iyi ve kötü faaliyetleri oluyor.Karşı tarafın özğürlüğünü kısıtlayıcı herhanği bir kötülükte bulunup karşı tarafı rahatsız eden insanları anayasamızın belirledği kanunlarla,kamunun belirlediği ve onayladığı hükümlerle cezasının verilmesi lazım.Benim anlatmak isteğim buydu,siz ise benim anlattığım konuyu yannış anlamışsınız,insanlar kendi kafalarına ğöre ceza kesmelerine ben’de karşıyım zaten.Yaşadıgımız çağda eskiden uyğulanan orman kanunlarını uyğulamak saçma olur zaten.Dünyada istiyen insan cenneti,istemeyen insan ise cehennemi yaşayabilir.Herşey insanın elindedir,kötü ve iyi yaşamak insana kalır.İyi yaşayan insan huzurlu ve güzel bir yaşama sahip olurken,kötü yaşayan insan ise,kötü ve huzursuz bir yaşama sahip ömrünü geçirir.Sonuçta bu dünyaya kimse isteğinle ğelmedi,kimse tanrıya bir dilekçe yazıp beni yaratırmısın diye bir iletide bulunmadı,dolayısıyla isteğimiz olmadan ğeldiğimiz şu dünyada,cenneti ve cehennemi biz belirleyelim.İnsan isterse cenneti,istemesse cehennemi yaşar,bunu kendi isteği doğrultusunda yapabilir.Kendi isteği dogrultusunda olmayan bir şey ise,oda istemeden dünyaya ğelip tanrının insanları sınava sokması,burdada adelet yoktur.Var diyenin tez’ini hertürlü çürütürüm.Saygılar..

    #32409
    Anonim
    Pasif

    @Sorgu 12801 wrote:

    Sevgili suna,
    Ben daha doğru dürüst doğrunun hanğisinin olduğunu bilmiyorum. Eğer gün gelir doğruyu bulursam, bunu aileme kabullendiremessem o doğrudan vazğeçerim. Nedeni açıkça bellidir, ailemin cehennemde yanmasına göz yumup cennete girmek istemem. Ben inandığım doğruları karalamam,öyle bir kişiliğe sahip bir insan değilim. Ama inandığım doğruları uyğulamayıp cehennemde ailemle yanmayı tercih ederrim. Ben tanrıya ne cennet, nede cehennem için inanır ve ibadet ederim. Eğer ben bir tanrıya inanıyorsam, eğerki tanrı benden birşeyler istiyorsa,onu sırf cennete veya cehenneme girmek ve girmemek için uyğulamam. Eğer uygularsam zaten,bu tanrıyı sevdiğimden dolayı değil,ondan cehennem azabı için korktugumdan veya cenneti arzuladıgımdan uygulamış olurum.

    Burda da karşılıklı sevmek olayı meydana geliyor, çıkar uğruna inanma durumu oluyor. Bunu uygulayan insanda tanrıyı degil,diğer tefarruatları takılı kalarak içinde bir oğlu oluşturup iman eder,buda saf duyğu olmaz bence. Ben’de istemem cehennemde yanmayı, kimsenin cehennemde yanmasını istemem,neden birileri cehennemde yanacak? Adem ve Havva’nın günahını neden tüm insanlık çekeçek? Benim yaptığım bir hatayı kardeşime yükleyip onu benim hatamdan dolayı sorğulamak ne kadar doğru ve adaletli. Ben bir yaratıcının varlığını hissediyorum, ama bir yaratıcının cennet ve cehennem kavramlarını anlıyamıyorum. Ben inandığım ve hissediğim Tanrı’yı,cehennem azabını uyğulamayacak gibi görüp, onu cehennem kavramından uzak tutuyorum. Ben böyle inanmak istiyorum aslında, ben böyle alğılamak istiyorum. İnsanlar günah mı işliyor dünyada, cezası dünyada verilir, dünyanın kanunlarına göre. Ama dünyada şuç işleyip gözden kaçanlar ne olacak diyebilirsiniz bana. Bunlarında cezası verilir,bu dünyanın kanunlarına göre öteki dünyada.İnsan ne yaparsa yapsın, ne kadar kötü olursa olsun, ebedi cehennem azabını hak etmez.Bu çok kötü bir cezadır.Bunlar benim düşünçelerim tabiinde.Neyin ne olduğu kesinlikle belli değil,eğer belli olsaydı,bütün insanlar o doğruya inanırlardı.Kimse inat uğruna inançını devam ettirip doğrudan vazğeçmez bençe..Doğruyu ama saf olan doğruyu kimse çürütemez.Ama dinler öyle olmadığı için insanlar tarafından ayrımcılıklar olup tek bir doğru olacak yere bir çok doğruya inanmaktalar.Neden kaynaklandığı bariz belli,doğrunun tam anlamıyla hanğisinin olduğu bellirsiz,ortada dogruda yoktur belki, belki biz de yalanız, bizim yalan olmadığımızı kim ıspat edebilir ki,rüyada olmadığımı bana kim kanıtlayabilir?

    Sevgiler..

    Sevgili Sorgu; Rüyadamıyız, evet doğruyu bulamadığımız zevk sefa içinde yaşadığımız yarını belki ama göklerdeki egemenliği düşünmediğimiz her an aslında rüyadayız. ne zaman ki gerçeği bulursan ki bulacaksın umuyorum. o zaman artık rüyada değilsindir. Anne- Baba yanmasın ben yanarım onlar seçmezze ben seçerim.. Sence Tanrı bu kadar rahmetsiz mi kendisine koşanı kovalar mı dersin… Ayrıca sana yaşadığınrüyadan örnek vereyim.. annen baban cezaevine düşse hayır benide alın onlar tek ceza çekmesin bende onlarla cezaevine gireceğim demiş olsan hakim savcı cezaevi müdürü iyi sende onlarla yat ceza çek der mi? Peki insanın etten bedenden bir yargıcın kabul etmıyecegını nasıl olur da Yaratıcından istersin… Sen Ailem seçmezse değil bence onlar içinde dua ederek hep beraber doğru yola geçmeyi dilemelisin. arayacaksın ve bulacaksın yanındakilerinde aramalarını sağlayıp onlarında yolarını bulmalarını sağlayacaksın..Esenlik İçinde Kal Sevgili Kardeşim.

    #32442
    Anonim
    Pasif

    Yuhanna İncili
    Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
    Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O’nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.
    O’na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı’nın biricik Oğlunun adına iman etmemiştir.
    Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü.
    Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez.
    Ama gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı’ya dayanarak yaptığı belli olsun diye ışığa gelir.

    #32487
    Anonim
    Pasif
    eray;12722 wrote:
    Sevgili Sorgu kardeşim Tanrı bizlere birşey sormadan veya kendi egosunu tatmin etmek amacıyla bizi b,r sınava veya bir çeşit denenmeye tabi tutmuyor.
    Tanrı başlangıçta insnaı kusursuz olarak yarattı. Başlangıçta Tanrı ile insan arasında tam bir sevgi bağı vardı fakat bu insanın işlediği günah sonucunda bozuldu ve Tanrı ile insan arasındaki o mükemmle ilişki bir anda kopuverdi ama merhameti ve sevgisi bol olan Tanrı insandan vazgeçmek istemedi yarattığı varlıklardan ayrı düşmek Tnarının doğasına aykırıdır tanrı insanlarla her an ilişki içinde olmak ister.
    Tanrı insanla kendi arasında bozulan bu mükemmmel lişkiyi yeniden kurmak için önce kutsal yasayı ve peygamberleri gönderdi kutsal yasa aracılığıyla günahın doğrunun ve yanlışın ne olduğunu gösterdi bize ve daha sonra eski antlaşmada müjdelediği gibi İsa Mesihi gönderdi ve yasasını yürekelrimize koydu ruhsal yasa kuruldu.
    İsa MESİH çarmıhını golgotoya doğru taşırken annesdiyle gözgöze geldi ve “Anne görüyormusun herşeyi yeniliyorum ” dedi isa mesih tanrıyla kaybolan o ilişikimzii yeniden kurdu artık tanrının dostlarıyız o bizimle oyun oynamıyor egosunuda tatmin etmiyor.
    Tanrı senin için kaygılanıyor senin için endişeleniyor ve seni seviyor seni kazanmak istiyor sevgili kardeşim tanrının sesine kulak ver

    Son yazmış olduğunuz Tanrı kaygılanıyor ve endişeleniyor cümlelerine katılmadığımı belirtmek isterim.. Kaygılanmak, çaresizlikten elde olmayan imkanlardan dolayı çıkan bir sonuçtur.. Tanrı hiçbir zaman çaresiz kalmaz, çarelerin sahibi O’dur. onları yaratan kendisidir. Aynı şekilde endişeleniyor kelimesi de, korkmak anlamına gelmektedir.. Tanrı hiçbir şeyden korkmaz.. Lütfen kullanacağımız kelimelere dikkat edelim..

    sevgilerimle..

9 yazı görüntüleniyor - 16 ile 24 arası (toplam 24)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.