[Anonim]

Hayatımızın cok uzun sürelerini tahta kalem kullanarak kara tahta karşısında geçirdik ve uzun ca bir zamanda siz gelecegin doktoru mühendisi, bilim adamı cumhurbaşkanı ve başbakanı olacaksınız cümlesini duyduk, o zamanlar anlamasakta gelecek için birer umut ve aydınlık için birer mumduk.. şimdi geldi sıra yavaş yavaş tebeşir kokan sıralardan kalkmaya.. peki şimdi ne degişti.. şimdi neden ögrencinin düşünme hakkı yok, gelecegin doktoru mühendisi bu masadan cıkacakta başbakanı gökten mi inecek? hadi geçtim başbakanını bakanını da gelecegin herşeyiyiz sözde ama düşünce tarzı yüzünden zencileştirilen ve dışlanan pozisyonuna girmemizin sebebi ne ? sadece orta okuldamıydı bu umutlar ve umutlananlar? üniversitede büyük bir mağazanın vitirin eşyası olmak size dokunmuyor mu? yazdıklarım olayların sadece üzerinden birer damla alarak ilerliyor farkındayım ama o kadar cok şey varki anlatılacak ve düşünülecek buna ne cümle yeter nede vakit, eger bugün pro. doc. ünvanı ile gezen bir insan bir ögrenciyi kendi okulundan atmaya çalışıyorsa artık konuşmak yersiz birşeyler yapmak gerekir diye düşünüyorum, prof.doc. dedim cünkü kişinin adını bilmiyorum bilsem söylerdim Smile … gelecegin mimarlarının vitrine cıkarılarak satıldıgı bir ülkede gelecek te satın alan kişiye ait olmaz mı? bizi umut olarak gören hala binlerce kişi var sessiz kalmak onlara ihanet olmaz mı? ya sessiz kalıp ihanet edicez yada düşünerek tartışarak gelecege umut olacagız, olamasakta umut bırakacağız… ha diger taraftan işe somut olarak bakacak olursak bu ülkenin halkı her zaman çalışacak üretecek… ürettileni yönetmeye birileri bulunur elbet diyenler çarpık fikirlerini ve imajlarını yine çarpık bir medya yolu ile insanlara düzgün göstermeye devam ederek insan beynine görünmez bir kelepçe vurmak yolunda usulca ilerleyecekler.

madem gelecek bizim ve gelecek biziz neden hala sessiziz.. bu çelişki neden? ben soruyorum arkadaşlar ne yapmamız lazım ??

[Anonim]

Ey delikanlı, gençliğinle sevin,
Bırak gençlik günlerinde yüreğin sevinç duysun.
Gönlünün isteklerini, gözünün gördüklerini izle,
Ama bil ki, bütün bunlar için Tanrı seni yargılayacaktır. 10 Öyleyse at tasayı yüreğinden,
Uzaklaştır derdi bedeninden.
Çünkü gençlik de dinçlik de boştur.
Bu yüzden zor günler gelmeden,
‹‹Zevk almıyorum›› diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
Güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan
Ve yağmurdan sonra bulutlar geri dönmeden,
Gençlik günlerinde seni yaratanı anımsa. 2 3 O gün, evi bekleyenler titreyecek,
Güçlüler eğilecek,
Öğütücüler azaldığı için duracak,
Pencereden bakanlar kararacak. 4 Değirmen sesi yavaşlayınca,
Sokağa açılan çift kapı kapanacak,
İnsanlar kuş sesiyle uyanacak,
Ama şarkıların sesini duyamayacaklar. 5 Dahası yüksek yerden,
Sokaktaki tehlikelerden korkacaklar;
Badem ağacı çiçek açacak,
Çekirge ağırlaşacak,
Tutku zayıflayacak.
Çünkü insan sonsuzluk evine gidecek,
Yas tutanlar sokakta dolaşacak. kuş gibi yükselecek››. 6 Gümüş tel kopmadan,
Altın tas kırılmadan,
Testi çeşmede parçalanmadan,
Kuyu makarası kırılmadan, 7 Toprak geldiği yere dönmeden,
Ruh onu veren Tanrıya dönmeden,
Seni yaratanı anımsa. 8 ‹‹Her şey boş›› diyor Vaiz, ‹‹Bomboş!››

Vaiz 11:9-10 ; 12:1-8

[Anonim]

@safter 10328 wrote:

Hayatımızın cok uzun sürelerini tahta kalem kullanarak kara tahta karşısında geçirdik ve uzun ca bir zamanda siz gelecegin doktoru mühendisi, bilim adamı cumhurbaşkanı ve başbakanı olacaksınız cümlesini duyduk, o zamanlar anlamasakta gelecek için birer umut ve aydınlık için birer mumduk.. şimdi geldi sıra yavaş yavaş tebeşir kokan sıralardan kalkmaya.. peki şimdi ne degişti.. şimdi neden ögrencinin düşünme hakkı yok, gelecegin doktoru mühendisi bu masadan cıkacakta başbakanı gökten mi inecek? hadi geçtim başbakanını bakanını da gelecegin herşeyiyiz sözde ama düşünce tarzı yüzünden zencileştirilen ve dışlanan pozisyonuna girmemizin sebebi ne ? sadece orta okuldamıydı bu umutlar ve umutlananlar? üniversitede büyük bir mağazanın vitirin eşyası olmak size dokunmuyor mu? yazdıklarım olayların sadece üzerinden birer damla alarak ilerliyor farkındayım ama o kadar cok şey varki anlatılacak ve düşünülecek buna ne cümle yeter nede vakit, eger bugün pro. doc. ünvanı ile gezen bir insan bir ögrenciyi kendi okulundan atmaya çalışıyorsa artık konuşmak yersiz birşeyler yapmak gerekir diye düşünüyorum, prof.doc. dedim cünkü kişinin adını bilmiyorum bilsem söylerdim Smile … gelecegin mimarlarının vitrine cıkarılarak satıldıgı bir ülkede gelecek te satın alan kişiye ait olmaz mı? bizi umut olarak gören hala binlerce kişi var sessiz kalmak onlara ihanet olmaz mı? ya sessiz kalıp ihanet edicez yada düşünerek tartışarak gelecege umut olacagız, olamasakta umut bırakacağız… ha diger taraftan işe somut olarak bakacak olursak bu ülkenin halkı her zaman çalışacak üretecek… ürettileni yönetmeye birileri bulunur elbet diyenler çarpık fikirlerini ve imajlarını yine çarpık bir medya yolu ile insanlara düzgün göstermeye devam ederek insan beynine görünmez bir kelepçe vurmak yolunda usulca ilerleyecekler.

Çok Güzel yazmışsın kardeşim ama malesef ki öyle biz düzenin içerisindeyiz ki herşey sözde kalmış…

Daha dün tarih dersinde tamı tamına 7 tane arkadaşım ikişer tane tokat yediler sırf soruyu bilemedikleri için… Küçük düşürülmek bir yana, böyle bir ortamda eğitim gören gençlerden neler bekleyebiliriz ya da birşeyler beklemeye hakkımız var mı düşünmek gerek…

Düşündüğünü söylediğin zaman cezalandırılan, hatta dayak yiyen, zincirlerin içinde sıkışan bir gençlik… Bir Atatürkçü olarak utanç ve üzüntü duyuyorum her geçen gün…hayirolmaz

”Düşünce uzayın bir kuşudur, sözcüklerden yapılmış bir kafese konduğunda belki kanatlarını açabilir, ama uçamaz.” Mesih inanlısı Halil Cibranın Haika bir sözü…a-isa su üstünde

RAB’be Hamd Olsun..

[Yazar]

Yazılar