Başlangiçtaki sevgi

  • Bu konu 3 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25748
    Anonim
    Pasif

    ANKARA ATEŞ TOPLANTISI
    Yer : Batıkent Protestan Kilisesi
    Tarih : 31/10/2008 Cuma
    Vaiz : İsmail SERİNKEN ( Mesih’in Kilisesi Pastörü)

    BAŞLANGIÇTAKİ SEVGİ

    “Ne varki, bir konuda sana karşıyım: Başlangıçtaki sevgiden uzaklaştın” (Vahiy 2:4)

    İlk baştaki Sevgi… hangi sevgi.
    Ayetlerdeki sevgiye baktığımız zaman günahkar ifadesinde agapedos vardı kardeşler.
    Bu sevgi bizim sevgimiz degil aslında, birçok kez yalnış anlıyoruz.
    Daha çok Tanrı’yı sevmeliyiz, daha çok dua etmeliyiz,daha çok adanmalıyız, daha çok oruç tutmalıyız.
    Bununla ilgili birşey degil kardeşler, ayetleri yalnış anlıyoruz.
    Tanrı diyorki; Benimle ilk karşılaştığında, başlangıçta, hani seni koşulsuz sevmiştim yaa, bütün günahlarını bağışlamıştım yaa, ne olursan ol, ne kadar kötü olursan ol, seni sevmeye devam etmiştim yaa, o sevgiyi anımsaaa, o benim sevgim, agapedos sevgisi.

    İnsan sevgisi değil kardeşler, Tanrısal sevgi.

    Bilirsiniz, her biriniz aynı süreçten geçtiniz.
    İlk iman ettiğiniz zamanlarda, ilk imanlı çok bilinçlidir. Hiç kaygınız yok gibidir, ama zaman ilerlemeye başlar, birkaç ay sonra imanlı yavaş yavaş sevincini kaybetmeye başlar. Sevgisini kaybetmeye başlar. Acaba bu imanlıya ne oluyor?
    Bu ayetlerde Tanrı diyorki kardeşler; Başlangıçtaki o koşulsuz sevgimi hatırla.

    Şunu ifade etmek istiyorum.
    Sizin yapacağınız veya yapmış olduğunuz hiçbir şey, kötü veya iyi, Tanrı’nın sevgisini ne bir adım öteye götürüyor, nede bir adım geriye getiriyor. Yapabileceğiniz en kötü şey kardeşler bu sevgiyi asla etkilemiyor.
    Dikkat edin… çok iddalı bir ifade;
    Tanrı’nın sevgisini ne geriye getiriyor, nede ileri götürüyor. Tanrı sevgisi değişmez, değişken değildir. Anlıyormusunuz kardeşler, O’nun sevgisi koşulsuz sevgidir. Ve Tanrı anlatmak istiyor; ben sizi nasıl sevdim, Benimle ilk tanıştığınız zamanı hatırla, Nasıl yanık bir sevgiyle bana yaklaşmıştın, Günahlarını bağışlamıştım, Tanrısal sevgi böylesi bir sevgi kardeşler.
    Bu yüzden ilk imanlıların, ilk farkettikleri şey ne oluyor?
    Benim bütün günahlarım bağışlandı. Ben yeni bir yaşama başlıyorum. Tanrı beni seviyor, koşulsuz sevgisiylee. Hamdolsun ki biz ilk zamanlarımızı bu şekilde anımsıyoruz kardeşler.
    Tanrı sevgidir, Tanrı seni seviyor.

    Bazan bazı kardeşler eleştirebilirler,
    Herzaman sevgiden bahsetmeyin.. biraz yargıdan bahsedin. Kardeşler… İsa Mesih dünyayı yargılamaya gelmedi, hatırlayalım. İsa Mesih ‘’Ben yargılamaya gelmedim, ben kurtarmaya geldim’’ dedi. Bizim mesajımız iyi mesaj kardeşler, İnsanları cehennemle tehtid etmeyecek, Gerçek yaşayan, sevgi olan Tanrı ile insanları karşı karşıya getirecek, Çünkü cehennem ve korkular insanları değiştiremez. İnsanları değiştirecektek bir güç var. O da O’nun koşulsuz sevgisi kardeşler.
    İnsanların tanrısal sevgiyle karşı karşıya gelmesi gerekiyor.

    Pekiya biz, biz imanlılar ne görüyor, bu şekilde tanrısal sevgiyi görüyor, Coşku ve sevinçle yürümeye başlıyor. Ve ardındannn…
    İyi Hristiyan olmak istiyorsan, şuraya gitmelisin, şu kadar dua etmelisin, şu kadar zaman geçirmelisin, şunu yapmalısın , bunu yapmalısın…. Birsürü listeee.
    Birden bire kendisini yasa altında görüyor. Ve ardından koşturmaya başlıyor.
    İşlerin o kadarda kolay olmadığını farkediyor. Diyor ki.. Bu çorbada benimde tuzum olması gerekiyor. Kurtuluş bu kadar basit olmasa gerek.. Benimde çalışmam gerekiyor, uğraşmam gerekiyor.

    Hayırrrrr…
    Kurtuluşa hiçbir katkımız olamaz. Tanrı koşulsuz olarak, lütufla kurtardı kardeşler. Bizim hiçbir katkımız yokkk.
    Bu yüzden, bunu farkettikçe ne olacak biliyormusunuz, İsa gözümüzde büyüyecek.
    Hiçbir katkımız yok, koşulsuz sevgisiyle bizi çağırdı, Bizi akladı, sonsuz yaşam verdi. Yasa altında, ne kadar çok hata yaparsak yapalım, Yaşamda ne kadar çok çuvallarsak çuvallayalım,
    O’nun sevgisini hiçbir şey değiştiremez.

    Bizler O’na aitiz.
    Ne olursa olsun.. her zaman Tanrı’ya gidebiliriz. Bizi yargılayan bir Tanrı yok kardeşler..
    Bizi seven, kurtaran, aklayan bir Tanrı var. Bu yüzden biz imanlılar, aklanma sevincini kaybediyoruz. Bazan, on yıllık, yirmi yıllık, otuz yıllık imanlı kardeşler, kendilerini yasa altında buluyorlar.

    Galatyalılar kitabını okursanız…
    Galatyalılar kitabı bir azar kitabıdır kardeşler. Pavlus azarlar, kimleri biliyormusunuz? Yasacıları.. Lütufla başlamıştık, karşılıksız başlamıştık, nolduu? Şimdi iyi işlerlemi kurtulmaya çalışıyorsunuz. Biz yargılamaya başlarız, biz yeni insanlara buyruklar vermeye başlarız.
    Oysa Tanrı bunu yapmıyor, bu ayetlerdu bizi uyarıyor. Halkını nasıl kurtardığını, sevgisinin degişmediğini ve aynı sevgiyle seni seviyorum, o sevgiyi hatırla, özkür kılan sevgiyi, lütuf olan sevgiyi.

    Bu yüzden hatırlarsanız kardeşler Luka kitabında.
    Luka kitabında hikayeler ard ardadır ve çok özeldir, bütün Kutsal Kitap’taki hikayeler özellikle konulmuştur biliyorsunuz.
    Luka kitabında bir adam vardı… Zengin genç bir adam… Bu adam isaya gelir. Merhametli ol biraz iyi ögretmen, Sonsuz yaşama kavuşmam için ne yapmam gerektiğini sorar. Ve ardından derki.. ben bütün buyrukları yerine getirdim.
    Bir kimse İsa’ya derseki ben bütün buyrukları yerine getirdim, İsa herzaman şunu söyleyecektir; İade, eksiktir. Çünkü hiçbir zaman, hiçkimse bu buyrukları tam olarak yerine getirememiştir.
    Buyruklar kime verildi? Musa’ya verildi. Musa buyrukları yerine getirebildimi kardeşler.
    Musa vadedilen topraklara giremedi. Tanrı diyor ki; ‘’Size verdiğim buyrukları tamamen yerine getirirseniz, vaadedilen topraklara gireceksiniz.’’
    İsrailoğulları hiçbirzaman bu buyrukları tamamen yerine getirebildimi kardeşler?
    Elbette hayır.
    Peki buyruklar ne için var? Niçin var biliyormusunuz kardeşler. Tanrı, kendi standartlarını ortaya koyuyor, benim standardım bu arkadaş diyor, kimse bu standarda ulaşamaz diyor, önce bunu farket diyor, ondan sonra lütfunu sunuyor, öyleki lütfun yüceliği daha derinden kavransınnn.

    İsa mesih bu yüzden, Çarmıh üzerinde ‘’tamamlandı’’ diye haykırdı kardeşler.
    İsa ; ‘’ben buyrukları geçersiz kılmaya gelmedim, tamanlamaya geldim’’ diyor.
    Ve İsa Çarmıh üzerinde tüm buyrukları tamamladı. Kimin için kardeşler?
    Bizim için. Bizim.
    Bizim için İsa, herşeyi tamamladı, tüm buyrukları tamamladı. Bunun için İsa’ya hayran olmalıyız. Hoşnutluk veren, Sonsuzluk veren, kendisini feda etmiş olan, sevgi olan Rab’be hayran olmalıyız. İşte bunu farkettiğimizde, özgürleştiğimizde, daha derin bir şekilde sevildiğimizde nolacak kardeşler biliyormusunuz?
    Yasaya ihtiyaç yokk. Biz doğal bir şekilde İsa’yı sevmeye başlayacağız. İsa’da dinlenmeye başlayacagız, O’na hayran olmaya başlayacağız kardeşler.
    İbraniler 12 bölüm 2 ayette diyorki; İmanın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa Mesih’tir.
    Filipililerde diyor ki; ‘’iman etmenizi hem yüreğinize koyuyorum, hemde bunu yapmanız için size güç veriyorum.’’ Herşeyi tapan Tanrıdır.
    Öncüsüde O, tamamlayıcısıda O’dur.
    Yüregimizdeki imanın ve gücün kaynagı O’dur.
    Bizin gerçekten çorbada tuzumuz yok kardeşler.
    Bu harika birşey kardeşler.
    Rab’be övgüler olsun.

    ( DEVAM EDECEK )

    #31501
    Anonim
    Pasif

    Zengin adama dönelim.
    Zengin adama ilginç birşey söylüyor İSA Mesih; ’’Herşeyini sat ve ardımdan gel’’
    İsa bunu herkese söylemez kardeşler.
    Zengin adam üzülüyor ve terkedip gidiyor, Yasaya güvenen adam. Kendi doğruluğuna güvenen adam,
    Dikkat edin kardeşler, hemen bölümün devamında, enteresan bir karakter ortaya çıkıyor.
    Zakkay.
    Vergi görevlilerinin başı Zakkay. Çok zengin biri, ayetlerde yazılı.
    İsa mesih Zakkay ı görüyor, ona gülümseyerek, Zakkay, günahkar zakkay, bugün senin evine geliyorum. Herkez şaşırıyor. Bu günahkarın evinde ne işi var İsa’nın diye.
    İsa Zakkayın evine gidiyor. İsa Mesih, Zakkaya bişey söylemiyor kardeşler, Zakkay lütfu görüyor, sevgi tanrısını görüyor ve diyor ki; ‘’Neyim varsa yarısını yoksullara veriyorum gönüllü olarak. Kimden haksız aldıysam dört kat fazlasıyla geri verecegim.’’ Niye bunu yapıyor Zakkay kardeşler? Diğer zengin adam İsa’yı terketmişti, kendi iyi işlerine güvenmişti. Ama Zakkay lutfu gördü, koşulduz sevgi, koşulsuz Tanrı.

    Bizlerde aynı şekilde bunu görmekteyiz.
    Aynı zamanda şunu hatırlıyorum kardeşler. İki oğul vardı.. biri Baba nın yanında iteatkardı, diğer oğul, nerde olduğunu biliyorsunuz. Evdeki oğul ve kaybolan oğul. Kaybolan oğul eve geri döndüğünde, bunu iyi dinleyin kardeşler. Kaybolan oğul eve geri döndüğünde, Baba yı henüz tanımıyordu. Babayı görmüş olsaydı evden asla ayrılmazdı kardeşler. Baba yı gerçekten tanımıyordu. Tanrı’yı gerçekten tanımıyordu. Bu yüzden babasından payına düşen bütün mirası aldı ve gitti.
    Ve ardından eve geri döndüğünde, yoldayken hala babasını sevmiyordu, babasının evinde bir hizmetkar olmayı umuyordu, ona dönüyordu. Eve döndüğünde, babası onu kucakladığnda, babasının kucağına atıldığında, oğlumsun dediğinde, sarıldığında.. İşte o zaman Baba’yla, gerçek Tanrı ile karşı karşıya geldi. Koşulsuz seven Tanrı. Oğlunu, çocuğunu seven Tanrı.
    Ve orada oğula dediki Baba; (türkçe karlılıgı tam çevirisinde) olgun oğul, büyümüş, akıllı, birikimli. Kaybolan oğula Baba bu şekilde hitab etti, seslendi.
    Ardından diğer oğul geldi.
    Hizmetkarlar ona kardeşinin geldiğini söylediler. Babanın sevincinden, Babanın ona gösterdiği yakınlıktan bahsettiler, tören hazırlığı içersinde olduklarını açıkladılar. Şu an şölendeyiz dediler. Evdeki oğul çok öfkelendi, oğul hep evdeydi, Babaya itaat etmeye çalışıyordu, herşeyi doğru bir şekilde yapmaya çalışıyordu. Baba ya geldi ve sordu; nedir bu yaptığın?
    Baba orada oğul diyor; (türkçe tam karşılığı) çocuk, sen her zaman yanımdaydın. Bunların hepsi senin degilmi? Sen hangi gün bunları benden istedin? Benimle ilişkin yok, bana yakın degilsin, beni tanımıyorsun, ben senden hoşnut değilim. Baba bunları söylüyordu kardeşler. Diğer oğul, Baba Tanrıyla karşı karşıya geliyordu ki, sevgi olan Tanrı’ya, koşulsuz sevgi olan Tanrı’ya geliyordu.
    Ama diğer oğul Baba’yı tanımamıştı. O’na yakın olmamıştı.

    Bizlerde öyle olabiliriz kardeşler. İşte bu yüzden dikkatli olmalıyız kardeşler.
    Kiliselere gidiyoruz, dua toplantılarına katılıyoruz, birsürü etkinlikler ardında koşuyoruz. Ama gerçekten Baba’yla, O’nun koşulsuz sevgisiyle iç içe olabilmektemiyiz. Babayı hoşnut edebilmektemiyiz kardeşler. Baba Tanrı tek bir şey istiyor bizlerden.
    Gerçek bir ilişki. Bu yüzden başlangıçtaki sevgiye geri dönmemizi istemektedir.
    Tanrı’ya ondalık, sunu verebiliriz, bazan ibadetimizi tam olarak yapabiliriz, bazan dua etkinliklerine katılabiliriz, bazan oruç tutabiliriz. Eger içtenlikle yapmıyorsanız, hiç gerek yok kardeşler. Baba Tanrı hoşnut değil. Ondalık vermenize gerek yok, sunu vermeniz gereksiz.
    Aynı zamanda kiliseye gitmenizde gerekmiyor. Eger gerçekten evdeki oğul gibi iseniz, itaatkar görünebilirsiniz. Tanrı ile diri bir ilişkiniz yok ise, Baba Tanrı hoşnut değil.
    Baba’ını bunlara ihtiyacı yok kardeşler. Baba Tanrı o yüzden, yaşamda çuvallamış olan oğluna, Oğlum diyor, sarılıyor, sarmaş dolaş oluyor. Günahkar bir oğul kardeşler, sarıldığı oğul. Dikkat edin. Günahkarrr.

    Zakkay da bir günahkardı. İsa Mesih onu onurlandırdı. Evine gitmişti. Ama diğer adam, şu zengin olan, yasayı yerine getirmeye çalışıyordu. Kutsal olmaya çalışıyordu.
    Şunu farketmeye çalışın kardeşler…
    Bizler koşulsuz bir şekilde sevildik,koşulsuz olarak kabul edildik ve bu gerçeği kimse değiştiremez. Yapmamız gereken tek bir şey var kardeşler. İmanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı olan İsa Mesih’te kalmaktır. Ondan zevk almaktır. Gerçek Şabat’ı yaşamaktır. Nedir gerçek Şabat biliyormusunuz? Rab’den zevk almaktır. Rab’be hayran olmaktır. Beni bu şekilde seven Tanrı ile karşılaşmak ve O’nu izlemektir.
    Bunu yaptığımızda ne olacak biliyormusunuz kardeşler, iyi işlerin peşinden koşmanıza gerek.

    İyi sandığımız işlerimiz, kötü işler olabilir kardeşler. İyi işler nedir kardeşler?
    İlginç bir hikaye…
    Başlangıçta Adem ve Havva… Adem Havva ile yattığında ilginç bir ifade var. ‘’Adem Havva’yı bildi’’ der. Ve bu birliktelikten ilk meyve ortaya çıkmıştır. Meyvenin var olabilmesi için bilmek gereklidir. Duymak değil, görmek değil, bilmek gerekmektedir.
    Bizim de aynı şekilde İsa’yı bilmemiz gerekmektedir. Olağanüstü Kral’ı tanınamız gerekiyor. O’nu bildiğimizde, O’na baktığımızda, O’nu izlediğimizde bizlerde meyveler vereceğiz kardeşler.
    Doğal bir biçimde…, iyi olmaya çalışmayacağız, kutsallaşmaya çalışmayacağız, verimli olmaya çalışmayacağız, iyi birşeyler yapmaya çalışmayacağız kardeşler… O’na bakacağız, O’nun koşulsuz sevgisine hayran olacağız. Doğal bir şekilde O’na bakarken meyveler vermeye başlayacağız. İşte Rab bunu yapmaya çalışıyor kardeşler.
    Buna giden tek bir yol var kardeşler. Başlangıçtaki… ilk başladığımız yer varya, İsa’yı o ilk tanıdığımız zamanlar varya, koşulsuz O’nun sevgisiyle karşılaştığımız zamanlar varya… O sevgiye dönmek. Bizler sanıyoruz ki, O sevgiye dönmek bizimle ilgili bir şey. Hayır kardeşler, bizimle ilgili değildir. Yapmamız gereken, koşulsuz olana bakmak, İsa’ya bakmak. O gereken herşeyi yapacaktır.
    Bu yüzden sevgili Tanrı Halkı.. KRAL’INIZLA SEVİNİN.
    O sizden hoşnut. Tekrar ediyorum O SİZDEN HOŞNUT.

    Baba Tanrı neden hoşnut biliyormusunuz kardeşler?
    İbadetlerden değil, yaptığımız sözde kutsallıklardan değil, Baba Tanrı tek bir şeyden hoşnut kardeşler. OĞLU İSA MESİH’TEN.
    Her kim Oğlu İsa Mesih’e iman ederse Baba Tanrı ondan hoşnut kardeşler.
    Halleluyaaaa
    Yalnızca imanla, bizim kendi bildiklerimizle değil, kendi yaptıklarımızla değil, ibadetlerimizle değil.
    Bu nedenle tüm bunlardan özgür olun kardeşler. Doğru yürekle yapılmadıkça, hiçbir değer taşımamaktadır. Her ne yapıyorsanız, sevgi ile yapmanız gerekmektedir. Gönüllü yapmanız gereklidir. O sevginin kaynağıdır.
    Sevgi ile yapılmayan herşey, bize hiçbirşey kazandırmayacaktır.
    Sevgi sihirli bir değnek gibidir. Sevgi ile neye dokunursanız, sonsuzluğa taşırsınız. Bu yüzden iman, umut, sevgi vardır. Sonsuzluğa geçeceksek kardeşler, her ne yapıyorsak sevgiylee..
    İsa’da kalmadan sevgiyle birşey yapmak mümkün degildir.
    Asma ile çubukları hatırlayın, İsa’da kalmak gereklidir. İsa’da kalmadan yapılan her iş insan işidir. Ama İsada kalarak her ne yapıyorsak, sihirli bir şeydir, direkt sonsuzluğa taşınıyor. Bizin hesabımıza konuluyor kardeşler.

    Bu yüzden değerli Tanrı Halkı; Baba Tanrı bizlerden hoşnut. Bugün yaşamlarımızda birçok sorunlar olabilir. Baba Tanrı sizden hala hoşnut. Çünkü İsa’ya imanınız var.
    Bizler kutsal olalım diye kurtarılmadık. Bizler tanrıda kutsalız.
    Önemli birşey daha söylemek istiyorum kardeşler;
    Kendinize bakmayın, kendinizi düzeltmeye çalışmayın. Bu boş bir uğraştır. Sizi çok yorar, çok yorulursunuz, bazıları bu yolda kaybolur gider, bazıları iflas eder kardeşler.
    Kendinize bakmayın, kendi eksiklerinize bakmayın. Yapmanız gereken şeyse kendimizi sorgulamaktır. Bizler Mesihte neye sahibiz, ben Mesih’te neyim, ben Mesih’te neye sahibim, ben Mesih’te kimim.
    Buna baktıkça kardeşler Tanrı’yı tanıyacaksınız. Oğul’la birleşeceksiniz, O’na gebe kalacaksınız, meyveler vereceksiniz, çocuklar doğuracaksınız kardeşler.
    Sadece Rab’be bakmalıyız.
    Tüm bunlar yalnızca Rab’den gelecek, İsa’dan gelecek kardeşler.

    Rab hepinizi bereketlesin.
    AMİN
    a-rabbe hamdolsun

    #31503
    Anonim
    Pasif

    Tek kelimeyle “HARİKA!” paylaşımınız için çok teşekkürler sevgili Halleluya. RAB sizi, İsmail Bey’i ve tüm kiliseleri bereketlesin.

    “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü.” Romalılar 5:8

    #33370
    Anonim
    Pasif

    Doğal bir biçimde…, iyi olmaya çalışmayacağız, kutsallaşmaya çalışmayacağız, verimli olmaya çalışmayacağız, iyi birşeyler yapmaya çalışmayacağız kardeşler… O’na bakacağız, O’nun koşulsuz sevgisine hayran olacağız. Doğal bir şekilde O’na bakarken meyveler vermeye başlayacağız. İşte Rab bunu yapmaya çalışıyor kardeşler.

    Okurken gözlerimden yaş geldi.

    Tanrı yüreğinizi korusun.

    Sevgilerimle.

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.