Bana..Tanrı’yı Anlat.

  • Bu konu 7 izleyen ve 7 yanıt içeriyor.
8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27772
    Anonim
    Pasif


    TANRI..?

    HRISTIYAN GÖRÜŞE GÖRE TANRI.?
    Biri size ,” BANA TANRI’YI ANLAT derse..?
    Genelde vereceğimiz cevaplar benzerdir.
    Bana “TANRI’NIN ÖZELLİKLERİ’nden bahset, diye devam ederse..

    Diri ve gerçek olan, varlıkta ve yetkinlikte sınırsız,tümüyle pak olan Ruh,gözle görülemeyen; bedeni ya da farklı kısımları olmayan, doğasında tutkularına göre farklılık göstermeyen;sınırsız, değişmeyen, ebedi,sonsuz kavranılamayan, her şeye gücü yeten bilgeliği sınırsız,kutsal, özgür, mutlak olan; her şeyi doğru ve değişmez olan, isteğine göre kendi yüceliği için yönlendiren; sevecen, lütufkar,merhametli,sabırlı olan, iyilikte ve gerçekte bol olan, günahları, suçları ve kötülükleri bağışlayan; kendisini arayanları, ödüllendiren; hükümlerinde adil,gerektiğinde günah’a karşı korkunç olan, her türlü günahtan nefret eden,suçluyu asla haklı çıkarmayan, yalnızca tek bir Tanrı vardır.

    “Ya Rab Tanrım,
    Harikaların,düşüncelerin ne çoktur bizim için,
    Sana eş koşulmaz.!
    Duyurmak anlatmak istesem yaptıklarını,
    Saymakla bitmez.”
    Mezmur 40:5


    Tanrı, tüm yaşamı,yüceliği, iyiliği ve bereketi kendi içersinde bulundurur. Tanrı tümüyle kendine yeterlidir; yarattığı hiçbir şeye gereksinimi olmadığı gibi,onlardan hiçbir yücelik de almaz; fakat sadece kendi yüceliğini onlarda, onların aracılığıyla, onlara ve onların üzerinde gösterir. Tanrı, herşeyin Kendisinden, Kendisi aracılığıyla ve Kendisi için yaratıldığı tüm varoluşun tek kaynağıdır; onlar aracılığıyla, onlar için ya da onlar üzerinde yapmaktan hoşnut olduğu herşeyi gerçekleştirecek en kudretli hükme sahiptir. O’nun gözünde her şey apaçık ve ortadadır; bilgisi sınırsız, yanlışsız ve yaratıklardan bağımsızdır, öyle ki Tanrı hiçbir olaya bağımlı değildir ne de Onun için herhangi bir şey belirsizdir, tüm sözlerinde, işlerinde, ve buyruklarında kutsaldır. Meleklerden, insanlardan ve tüm diğer yaratıklardan istemekten hoşnut olduğu her türlü tapınma, hizmet ve itaat Kendisine verilmelidir.

    “Kalbim kırıldığında,
    İçim acı dolduğunda,
    Akılsız ve bilgisizdim,
    Karşında bir hayvan gibi,
    Yine de sürekli senin leyim,
    Sağ elimden tutarsın beni,
    Öğütlerinle yol gösterir,
    Beni sonunda yüceliğe eriştirir sin.
    Senden başka kimim var göklerde.?
    Bedenim ve yüreğim tükenebilir,
    Ama TANRI yüreğimde güç,
    Bana düşen paydır.. sonsuza dek.
    Mezmur 73:21 .26

    #37078
    Anonim
    Pasif

    @Saba 23290 wrote:


    TANRI..?

    HRISTIYAN GÖRÜŞE GÖRE TANRI.?

    Diri ve gerçek olan, varlıkta ve yetkinlikte [B]sınırsız[/B],tümüyle pak olan Ruh,gözle görülemeyen; bedeni ya da farklı kısımları olmayan, doğasında tutkularına göre farklılık göstermeyen;sınırsız, değişmeyen, ebedi,sonsuz kavranılamayan, her şeye gücü yeten bilgeliği sınırsız,

    Tanrı gerçekten “sonsuz ve sınırsız” mıdır ?
    Eğer bir “mekân”ın içinde sonsuz ve sınırsız ise, o mekanın da sonsuz ve sınırsız olması iktizâ eder.
    Tanrı dışında hiç bir şey yok ve kendisi de bir mekâna ihtiyaç duymuyorsa; neden, niçin, nerede ve neye göre sonsuz ve sınırsızdır.

    Zekâ ve gücünün sınırı yoksa Tanrı kendi kendini nasıl kontrol edebiliyor ?
    Neler yapabileceğini, gücünün farkında ise, o zaman bunların bir sınırı olması gerekmez mi ?

    Ben bu “sonsuz-sınırsız” muhabbetini pek ciddi bulmuyorum.
    Yanlış anlaşılmasın.
    Söyleyen ve inanan; söyleminde samimidir, ciddidir.
    Fakat bu söylem kendi içinde mantıklı ve tutarlı görünmüyor.
    Bu iddia, Tanrı’yı kendi ölçülerimizde tanımaktan çok, Tanrı’nın varlığı hakkında aklımıza gelen, zihnimizi meşgûl edip bizi rahatsız eden, imanımızı zayıflatan sorulardan kurtulmak için geliştirdiğimiz savunma mekanizmasından başka bir şey değil.

    Deniyor ki; “Tanrı her şeyi yoktan yarattı”
    “Yok” kime göredir ?
    Tanrı için “yok” olur mu.
    Olmayan şey bilinemeyeceğine göre, Tanrı var olmayanı nasıl bilmektedir ?

    Her şey Tanrının ilmi içerisinde vardır deniyorsa o “şey”lerin yokluğu şeklî değil midir ?
    Gerçekten tam bir yokluk söz konusu olabilir mi ?

    Misâl; veba hastalığını tedâvi edecek ilacın eczanede kalmamış olması da bir yokluktur; bu ilacın henüz keşfedilmemiş olması da… İlacın eczanede kalmamış olması sorun değildir. Çünki, o ilacın bileşimini ihtivâ eden bilgi vardır. O bilgi kullanılarak tekrar üretilebilir.

    Bu durumda, veba hastalığını tedavi edecek ilacın eczânede kalmamış olması durumunu, Tanrının her şeyi “yok”tan var ettiğini ileri südüğümüzde ortaya koyduğumuz argümana benzetebilir miyiz ?

    Bence bu mümkün görünmüyor ?

    Meselâ Kur’anda şöyle bir bilgi verilir.

    “…Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece ‘ol!’ der, o da hemen oluverir.” Âl-i İmran. 47

    Eğer Tanrı “Ol” dediği şeyin ne olduğunu zâten biliyorsa, o şey yok değildir.
    Bilmiyorsa, bilmediği bir şey için nasıl ‘ol’ diyebilir ?
    “Yok” belki biz insanlara göre ‘yok’ tur.
    Meselâ, sınıfta öğretmen öğrencilere bir problem sormuş olsun.
    Bir kişi hâriç, hiç kimse o problemi çözemese, cevabı bulamayanlar için “çözüm” yok, ama bulan tek öğrenci için vardır.

    Demem o ki; göreceli bir “yokluk” kavrmından hareketle yaratılışı açıklayamayız.

    Benim anlayıp/kabul edebileceğim “yok”luk; Tanrı dışında mümkün olmama hâlidir
    Tanrı dışında hiç bir şey mümkün olamıyorsa, Tanrının da sonsuz ve sınırsız olması gerekmez.
    Sonsuz-sınırsız olan hiç bir şey – Bu Tanrı dahi olsa – kendi içinde kontrol edilemez, düzen sağlanamaz.

    Yaratılmış her varlığın bir varoluş sebebi, işleyişi ve kapasitesi vardır. Bu durum bütünüyle mükevvenatın varoluşu, dengesi ve çalışmasıyla alâkalıdır. Sınırlar ihlâl edildiğinde denge bozulur. Sınırı olmayan hiç bir şeyin kendi iç dengesi de olmaz.

    Tanrının güc ve yapabildikleri kendi yüceliği ile sınırlıdır.
    Tanrıya sınırsızlık vehmederseniz; o zaman, “Tanrı kendisinden ağır bir taşı kaldırabilir mi ?” ya da “Tanrı kendisinden daha mükemmel bir varlık yaratabilri mi ?” gibi abuk-subuk sorulara cevap bulmakta zorlanırsınız

    Bu sorulara “Hayır” derseniz Tanrının “sınırsızlığı” iddianızla çelişirsiniz.
    “Evet” derseniz; Tanrıdan daha mükemmel bir varlığın, Tanrıdan daha “ağır” bir taşın olabileceğini kabul etmek durumunda kalırsınız.

    Bazı şeyleri Tanrı yapmaz/yap(a)maz.
    Bunun sebebi, ‘âciz’ olması değil, o bir takım şeylerin yapılmasına kendi yüceliğinin engel olmasıdır.

    Tanrıdan daha mükemmel hiç bir şey olamaz.
    Olmasına kendi yüceliği engeldir.
    “Tanrıdan ağır taş” olamaz; çünki, Tanrının maddesel ağırlığı yoktur.
    Olmaması zaafiyeti değil, yüceliğidir.

    Tanrı âdem’e “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” dedi.”Ölürsün” hükmü bir kesinlik ifâde ediyor ancak, sınırsızlık içermiyor. Eğer Söz Tanrı gibi sınırsız ise, hükümün de sınırsız olması ikitzâ eder. Çünki bakıldığında aslolan hüküm, söz ise araç gibi görünmekte.

    Burada cevap bulması gereken soru şu.

    Denir ki; bir şeyin sonsuzla çarpımı sönsuzdur hükmünden hareketle, aslında şeklen sınırlı ve fakat Tanrı’ya karşı gelindiği için sınırsız olan günahlarımızın yine bir sınırsız varlığın kefâreti ödemesiyle kurtulabiliriz

    Ölçülerini, kapasitesini bildiğimiz şeyleri birbirleriyle mukâyese edebilir; bunlardan birini diğerine “kefâret” kabul edebiliriz. 50 Tl borç, 50 TL verilmesiyle ödenir. Çocuğunuz, mahallede top oynarken, komşunuzun camını kırmışsa, yensini, taktırıp ödersiniz. Ama sınırsız olanı sınırsızla nasıl ölçüyorsunuz ? Cümle içinde bunları biribirine alternatif tutmak mümkün de, gerçekte bu nasıl olabilir ? “Kefâret”i ödenen şey, nasıl olur da ‘sınırsız’ olur ?

    Buradaki “ölürsün” hükmü kesinlik bildirir; sınırsızlık değil.
    Bu sebepole de, Tanrı kefâreti bizzat kendisi ödeyerek hem sözünden dönmemiş, hem adâleti sağlamış, hem de merhametini tecelli ettirmiştir. Sınırsızlık durumunda bunun olması mantıken mümkün görünmüyor. Mümkün olacağına inanan kişilere benim müdâhele etmem, hem ahlâken hem de fiilen söz konusu olamaz.

    Rab Tanrı koyduğu prensipleri bir anda terk etmez. Hükmünden dönmez. Bu gün yazdığını yarın silmez. Çünki ne demiş veya yapmışsa, bütün bunlar kendi şanı ve yüceliğinin yansımasıdır. Bunlardan en “ufak” bir husûsu bile silerse, aslında kendisini silmiş olur.

    Sözün özü ;Tanrı kendi yüceliği ve şânına yakışmayan bir tutum sergile(ye)mez. Nelerin “iyi” nelerin “kötü” olduğunu bildirdikten sonra, “Vazgeçiyorum. Bütün iyileri kötü, bütün kötüleri de iyi yaptım” diyemez. Çünki, iyi kendisidir. Bizim için ‘iyi’ de Tanrı ile beraber yürümektir. Bizi Tanrı’nın lütfu ve sevgisinden uzaklaştıran her şey ise kötüdür.

    Tanrısal prensipler asla değişmezler. Zannımca “Ruh” denen de, asla değişmeyen ve hayâtın kayanağını teşkil eden prensiplerdir. Bu prensiplerden uzaklaştığımızda, iyi olan Tanrıdan da uzaklaşırız . Tanrı’nın var olmak için bir mekâna ihtiyaç duymaması sebebiyle, bizim de mekânsal anlamda O’ndan uzaklaşmamız veya yakınlaşmamız söz konusu değildir.

    İşte “iyi” ve ‘kötü” nün anlamı budur.

    Tanrının kendi koyduğu prensipleri değiştir(e)memesi, kendisinin aczinden değil, o prensiplerin kaynağı olan yüceliğinin gücünden kaynaklanır.

    Tanrı dışında hiç bir şey mümkün olamıyorsa, o zaman Tanrı için “sınır/sinir” muhabbeti üretmenin de bir anlamı yoktur.

    #37091
    Anonim
    Pasif

    Zakay kardesim, ben de senin gibi ” sonsuz” kelimesine, kavramina biraz benzer yaklasiyorum. Bilim adamlari” uzay sonsuz”dediklerinde, bilim nasil olur da kavrayamadigi bir seyi tanimlamada kullanir, diye yüregimde karsi cikiyorum. Kutsal Kitapta, Rab kendi varligini bilmeleri icin, insanlara sonsuzluk düsüncesini, kavramini verdigini söylüyor.( öyle hatirliyorum) Gercekten de sonsuzluk kavrami, bizim boyutumuza ait birsey degil, Tanrisal boyuttan bizim boyutumuza sizmis, varligini duyurmus birsey. Bu yüzden algilayamiyoruz. Nasil tam algilayabiliriz ki, kavrayisimizin icine alamadigimiz seyi. Bilim bunu rahatca yapiyor, adet yerini bulsun babindan. Gercekte “uzay sonsuz” demek, baska bir boyutla karsi karsiyayiz, demekten baska birsey degil.

    #37108
    Anonim
    Pasif

    “Ya Rab Tanrım,
    Harikaların,düşüncelerin ne çoktur bizim için,
    Sana eş koşulmaz.!
    Duyurmak anlatmak istesem yaptıklarını,
    Saymakla bitmez.”
    Mezmur 40:5 halleluya

    #37122
    Anonim
    Pasif

    Tanri gunahlilar icin mi gelmistir yoksa bulundugu toplumun kurallarina göre yasayanlar icin mi gelmistir?

    #37124
    Anonim
    Pasif
    Emel;23364 wrote:
    Tanri gunahlilar icin mi gelmistir yoksa bulundugu toplumun kurallarina göre yasayanlar icin mi gelmistir?

    Sevgili Emel,
    Tanrı, günahlı insanı sonsuz ölüm yargısından kurtarmak için insan bedenine bürünerek dünyamıza gelmiştir. Çünkü insan günahlıdır ve günahın yargısı sonsuz cehennemdir. Kutsal Kitap ‘Günah işleyen can ölecektir!’ demektedir. Günahlar için kesilen kurbanlar geçici bir süre için günahları temizlemeye yetmiştir. Bu yüzden lekesiz, günahsız ve mükemmel bir kurban gerekmektedir insan günahının tamamen affedilmesi için. Günahlı insanın sonsuza dek cehennemde yanmasını istemeyen Tanrı, kendi yaratmış olduğu bu insanları kurtarmak için bir plan hazırlamıştır. Tanrı’nın özünden olan İsa Mesih, tüm yüceliğini, görkemini bırakarak beden alıp dünyamiza gelmiş, kendisini çarmıhta kurbanlık sunu olarak sunmuştur. Kutsal Kitap Galatyalılar 3:13′de şöyle der:

    ‘Bizler vaat edilen Ruh`u imanla alalım diye, Mesih bizim için lanetlenerek bizi Yasa`nın lanetinden kurtardı‘.

    Biz O’nda Tanrı’nın doğruluğu olalım diye günahı bilmeyen Mesih bizim yerimize günah oldu. Aslında o çarmıha Mesih değil, ama biz gitmeliydik, günahlı insanın kendisi gitmeliydi. Çünkü bizler sonsuz ölümü haketmiştik, lanet altındaydık, Tanrı’dan uzaktık. Ait olduğumuz din, dinsel işlerimiz, yaptığımız iyilikler, sevaplar kurtuluşumuzu sağlayamazdı, günah borcumuzu ödeyemezdi. 1. Petrus 1:18-19. ayetlerde şöyle okuyoruz:

    Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan altın ya da gümüş gibi geçici şeylerle değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih`in değerli kanının fidyesiyle kurtuldunuz!’

    İsa Mesih, cennete gidebilmemiz için herşeyi tamamlamıştır. Yerimize çarmıha gerilerek kanını akıtmış, ölmüş, bizlerin ödememiz gereken günah borcunu ödemiştir, üzerimizdeki laneti kaldırmış ve bizleri Tanrı ile barıştırmıştır. Üç gün sonra görkemle ölümden dirilmiş, yeryüzündeki misyonunu tamamladıktan sonra tekrar gökteki yüceliğine geri dönmüştür. İsa Mesih YAŞIYOR sevgili Emel… O’nun çarmıhta sağladığı bu kurtuluş, kendisini kabul eden herkes için geçerlidir ve bu da sadece imanla elde edilebilir. Kendi dinsel çabalarıyla bu kurtuluşa erişemez kimse… İsa Mesih’in çarmıhta senin de günahlarının cezasını ödediğine iman eder ve bu kurtuluş armağanını imanla kabul edersen sen de kurtulursun.

    Sevgilerimle

    #37129
    Anonim
    Pasif

    Bizler, Tanrı’nın düşünceleri miyiz?.Her şey onun düşüncesinin bir ürünüdür, eğer tanrı anladığımız insanın düşünmesi gibi düşünüyorsa, O’nun suretinde yaratıldığımıza göre ve O’na ulaşabilmek için de arada bir köprü olabilmeli ki Tanrı’yı anlıyabilelim. Bu köprüde duygular, hisler, sezgiler ve düşünceler midir`?

    Eğer ben Tanrı’nın zihninde bir düşünce isem, Tanrı da benim zihnimde bir düşüncedir. Düşünüyorum, öyleyse varım denilebilirse o zaman Tanrı da ben de gerçeğim demektir.

    #37141
    Anonim
    Pasif
    datatip;23374 wrote:
    Bizler, Tanrı’nın düşünceleri miyiz?.Her şey onun düşüncesinin bir ürünüdür, eğer tanrı anladığımız insanın düşünmesi gibi düşünüyorsa, O’nun suretinde yaratıldığımıza göre ve O’na ulaşabilmek için de arada bir köprü olabilmeli ki Tanrı’yı anlıyabilelim. Bu köprüde duygular, hisler, sezgiler ve düşünceler midir? Eğer ben Tanrı’nın zihninde bir düşünce isem, Tanrı da benim zihnimde bir düşüncedir. Düşünüyorum, öyleyse varım denilebilirse o zaman Tanrı da ben de gerçeğim demektir.

    Sevili datatip,
    Tanrı, ilk atamız olan Adem ve Havva’yı onlarla sonsuza dek sürecek, sevgiye dayalı kişisel bir ilişki kurmak için yarattı. Dünyayı da tüm güzelliğiyle, insanların yaşaması için yarattı. Tabii ki herşey O’nun düşüncesinin ürünüdür. Tanrı herşeyi planladı ve yaşama geçirdi. Doğal insan olarak düşüncelerimiz ve yollarımız Tanrı’nın düşüncelerine ve yollarına benzemez. Ancak aklımızla ve yüreğimizle Tanrı’yı aradığımız ve yenilendiğimiz zaman Tanrı gibi düşünebiliriz. Yeşeya 55:9′da şöyle diyor Tanrı:

    ‘Çünkü gökler nasıl yeryoüzünden yüksekse, yollarım da sizin yollarınızdan; düşüncelerim sizin düşüncelerinizden yüksektir.

    Ayrıca Romalılar 12:1-2′de Elçi Pavlus şöyle diyor:

    ‘Öyleyse kardeşlerim, Tanrı’nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, Kutsal Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsl tapınmanız budur. Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı’nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunru ayırt edebilmek için DÜŞÜNCELERİNİZİN YENİLENMESİYLE değişin!’.

    Tanrı’yı hoşnut etmek için bu çağın gidişine, dünyaya ve bedenin işlerine uymayıp, Tanrı’nın nelerden hoşnut olduğunu ve O’nun isteklerinin ne olduğunu anlayabilmemiz için düşüncelerimizin yenilenmesi gerekir. O zaman düşüncelerimiz Tanrı’nın düşüncelerine benzeyecektir.
     

    datatip;23374 wrote:
    O’nun suretinde yaratıldığımıza göre ve O’na ulaşabilmek için de arada bir köprü olabilmeli ki Tanrı’yı anlıyabilelim. Bu köprüde duygular, hisler, sezgiler ve düşünceler midir?

    datatip;23374 wrote:
    Tanrı, kendisini anlayabilmemiz ve O’na ulaşabilmemiz için İsa Mesih’i dünyamıza göndermiştir. İsa Mesih, çarmıha giderek günahlı insanı Tanrı ile barıştırmak için KÖPRÜ olmuştur. O, aynı zamanda Tanrı’nın özünden ve doğasındandır ve dünyamıza gelerek Tanrı’nın bizler için olan düşüncelerini anlamamızı sağlamıştır. Tanrı seni, beni ve tüm insanları çok seviyor ve sonsuz cehennem yargısından kurtarmak istiyor. O’nun, bizler için harika tasarıları var, bizler için en iyi, en doğru ve güzel olanıdır. Kutsal Kitap’ta Tanrı, Yeremya 29:11-13‘te şöyle diyor bizlere:

    ‘Çünkü sizin düşündüğüm tasarıları biliyorum’ diyor Rab. ‘Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar. O zaman beni çağıracak , gelip bana yakaracaksınız. Ben de sizi işiteceğim. Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız. Kendimi size buldurtacağım diyor Rab!’

    Sevgili datatip, seni çok seven ve Kendisiyle kişisel bir ilişkiye girmeni isteyen Tanrı, Kendisini İsa Mesih’te açıklamıştır. O’nun, senin için güzel planları ve tasarıları var. Bu tasarı senin sonsuz yaşama kavuşabilmen ve bu dünyadan ayrıldıktan sonra sonsuza dek Tanrı ile birlikte yaşamandır. O senin sonsuz cehenneme gitmeni istemiyor. Tanrı’yı bugün yüreğine çağırabilirsin ve İsa Mesih’in çarmıhta senin günahlarının bedelini ödediğine iman ederek, ve O’nu yaşamına RAB ve KURTARICI olarak davet edebilirsin . O zaman kurtulacaksın, o zaman Tanrı senin yaşamına girecek, düşüncelerini yenileyecek ve O’nu tanımanı sağlayacaktır.

    Sevgilerimle

8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.