Ayakkabicinin önündeki çocuk

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25764
    Anonim
    Pasif

    AYAKKABICININ ÖNÜNDEKİ ÇOCUK

    Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir
    çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor
    ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir
    dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini öntarafa koyunca, çocuk
    vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği
    kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona bir kez daha göz attı.
    Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu
    yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu
    kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola
    koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
    – Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller
    bir harika!.
    Çocuk, ona dönerek:
    – Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım
    doğuştan eksik.
    – Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan
    yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da
    vicdanı.
    Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
    – Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
    Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
    – Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?
    – Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar
    yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat
    insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler…
    Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar,
    hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
    – Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
    Çocuk, başını yanlara sallayıp:
    – Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.
    -İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20
    liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.
    Çocuk biraz düşünüp:
    – Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?
    – Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir
    çocuğa satarım.
    Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
    – Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
    – İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
    – Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5
    lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım
    gitti!.
    Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki
    raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı
    çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni
    ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek
    – Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun
    olurum.
    – Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere.
    Eski bir ayakkabı, para eder mi?
    – Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan
    haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar.
    Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
    Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
    değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya.
    Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz
    gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
    – Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..
    Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
    Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa,
    böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki
    koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür
    edip:
    – Babam haklıymış!. dedi. ‘Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!’
    demişti.
    * Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
    * Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
    * Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
    * Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir

    Sevgiyleeee

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.