Arkadaşlar Lütfen Yardım…
- Bu konu 16 izleyen ve 20 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
8. Haziran 2011: 19:18 #36351AnonimPasif
@AtakanBey 14437 wrote:
Arkadaşlar Ben Müslümanım . Ama Artık Müslümanlığa inanmıyorum . Hristiyan olmak istiyorum . Ne yapmam lazım
18 yasindaki bir kisi olarak hicbirsey icin acele etme derim. Bir gun gelir yanildigini hissedersen kendine guvenin azalabilir, hayal kirikligina ugrayabilirsin.
Bu tip seyleri zamana birakmak, acele etmemek gerekir. Tanri insana dogru yolu gosterir; yeter ki o insan bunu istesin ve iyi bir insan olsun.
Hayatta bazi seyler vardi ki dinin bile uzerindedir.10. Haziran 2011: 19:50 #36344AnonimPasifAtakanBey´isimli üyeden Alıntı
Arkadaşlar Ben Müslümanım . Ama Artık Müslümanlığa inanmıyorum . Hristiyan olmak istiyorum . Ne yapmam lazım.
Sevgili Simon sizin yazdıklarınıza katılamıyorum.
Nedeni.
Türkiyede reşit olma yaşı 18.dır.yasalarda bile bu geçerlidir.konunun bir yanı bu diğer yan ise,maneviyat ‘tır.bizi ayakta tutar,güç verir,inanç,insanı ruhsal yönden diri tutar.Doğduk,yaşıyoruz,ölümü çoğu zaman bize çok uzak sanıyoruz,ama gerçek bu değildir.yaşamlarımız,Kutsal Kıtap’ımızda yazıldığı gibi “Cam’daki bir buğu”gibi,hangimiz,yarınımızı çıkaracağımızdan emin olabiliriz ki,yarın bazen çok şey için.. çok geç olabilir.
“Kutsal kıtap’ımızda:
“Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni,
Bana ayrılan günlerin hiç bir gelmeden
hepsi senin kitap’ında yazılmıştı,
Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam,
Uyanıyorum,hala seninleyim.” Mezmur139:13.18Der,
Uyanma gerçekleşmezse,boşlukta inançsiz,biri olarak mı diğer tarafa geçiş olacak.konuyu birde bu yönüyle düşünün.İmansız ölüm sonsuz yaşam ‘a giden yolun kapanışıdır.Bence Atakan bey isimli kardeş için,hem İslamı hemde Hrıstiyanlığı araştırma,inceleme,tahlil etme ve karar verme için uygun bir yaş evresidir.
Esenlik ve sevgiyle.
10. Haziran 2011: 22:30 #35404AnonimPasifsakin ol kardeşim.önce kendi inancını bir araştır.bilerek iman etmek başkadır.
24. Şubat 2012: 11:53 #36837AnonimPasif@Admin 14544 wrote:
Sevgili AtakanBey,
‘Her koyun kendi bacagından asılır’ derler ya, işte siz de aynen böyle, kendi geleceğiniz için kendiniz karar vereceksiniz. Türkiye’de değil de Çin’de doğsaydınız bugün bir Budist veya ateist olacaktınız. İsveç’te doğsaydınız bir hristiyan olacaktınız. Bize doğum yoluyla dayatılan din bizim tercihimiz degildir. Tesadüfen müslüman bir ailede doğdunuz. Tesadüfen bir putperest ailede de doğmuş olabilirdiniz. Bu nedenle Tanrı’yı ve O’nun gerçeğinin ne pahasına olursa olsun aramak ve bulmak durumundayız.
diye soruyorsunuz. Böyle bir korku Tanrı’dan değil, şeytandandır. Korkuda işkence vardır. Ama mükemmel sevgi korkuyu dışarıya atar.
Aynı mantık karşı cepheden bakanlar için de geçerlidir. ‘Ya müslümanlık Tanrı’dan değilse ne yapacaksınız? Ya bir aldatmacaysa sonunuz ne olacak?
Ben de sizin gibi müslüman bir ailede doğdum, büyüdüm. Ancak, cesurca sorguladım ve araştırdım. Gerçeğin İsa Mesih olduğunu ve O’nun beni çok sevip kurtulmam için her şeyi Kendisinin yaptığını gördüm. Tanrı’yı ve O’nun gerçeğini aramaya cıktığınız bu yolda yalnız değilsiniz. Seven Tanrımız Kendisini arayanlara çok yakındır ve tüm yürekle arayanların hepsi O’nu bulurlar. Bakın Tanrı sizi ne kadar çok seviyor ve kurtarmak istiyor:Kusura bakmayın konuşmanıza mani oluyorum ama siz yazınızda insanların doğduğu yerin belirlenmesini “teadüf” olarak açıklıyorsunuz şimdi size soruyorum;Eğer her şeyi tanrı yaratmışsa ve eğer yarattığı bu aleme sadece tanrı hakimse onun bilgisinden habersiz hiç bir şey gerçekleşmiyorsa onun yarattığı bu dünyada her şeyi yine o belirliyorsa neden bizim doğacağımız yeri tanrı değil de tesadüfler belirliyor açıkçası sizin bu tesadüfi doğum anlayışınız ateistlerin görüşlerine benziyor
24. Şubat 2012: 12:59 #36805AnonimPasifTabii ki Tanrı kimin nerede doğacağını bilir. Burada dikkat çekmek istenilen şey, Tanrı bize hangi ailede, şehirde, kültürde, coğrafyada yer verse bile biz tüm bu koşullardan bağımsız olarak, kendi irademizle, kişisel bir arayışla, asıl sahibimiz, yarimiz olan Tanrı’yı aramamız gerektiği ve bunun için vakit kaybetmemek gerektiğini işaret etmektedir. Tesadüf kelimesi sanırım yanlış bir seçim olmuş ama zaten genel anlama bakarsanız ne olduğunu anlayabilirsiniz. Biz hristiyanlar olarak her insanın doğmadan önce yaşamıyla ilgili bazı şeylerin Rab tarafında belirlenmiş olduğunu kabul ederiz. Ama bunlar islam anlayışında ki kör bir kader gibi değildir. Seçimlerimizle bir kaderimizi de yönlendiririz. Ancak doğduğumuz aile, şehir gibi şeyler Rab’bin belirlemesidir.
27. Şubat 2012: 9:57 #36862AnonimPasifSayın Emrecan,
Kutsal Kitabımıza göre Tanrımız bizim doğacağımız yeri, aileyi belirlemiş olduğunuz ve bunların tesadüf olmadığını söyler. Ama inancımıza göre yine islamda ki kader anlayışına benzer mutlak kader anlayışı da yoktur. Biz yaşamlarımızda ki seçimlerimizle, hayatlarımızı şekillendirmeye de katkıda bulunuruz. Ama bu da tamamen bizim payımızla olmaz, tabii Rab’bin kendi işleri de etkilidir.
Ama burda admin kardeşin vurgulamak istediği şey, hangi ailede, kültürde, coğrafyada doğmuş olursak olalım, farketmez; Herkes kendi yargı gününden ve sonsuz yaşamından mesuldür. Dolayısıyla hiçbir bahaneye sarılmadan, “Gerçeğin” arayıcısı olmalıyız, bu dünyada ki zamanımız tükenmeden önce… -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.