Re: İncile Dayalı Protestanlarla Katolik ve Ortodokslar Arasıdaki Farklılıklar Nelerdir?

#34972
Anonim
Pasif

Esenlik, lütuf, bereket Rab İsa Mesih’e iman eden kardeşlerimle olsun.
Birkaç gündür sitemizde katolik, ortadoks ve protestan mazhepleri arasındaki kutsal kitap yorum ve uygulamaları, farklılıkları paylaşılıyor.

Katoliklik ile Protestanlığı ayıran, temel noktalar. Temel farklılıklar.

*..Kurtuluş

*..Meryem ve azizler

*..Papalık

*..Vaftiz

*..Kutsal Kitap yorum farklılıkları.

*..Kutsal Kitap ve Gelenekler

*..Sakramentler

Temel farklılıklar:

*..1) Kurtuluş farklılıkları
Kurtuluş; sadece imanla mı, sakrament ile mi yoksa her ikisi ile mi..?

Hayatın, en önemli sorusuna yanıtlar, çeşitli şekillerde olabilir.
Örneğin. Eski Antlaşma’da Eyüp bölümünde, şu soru soruldu:
“İnsan,Tanrı’nın önünde, nasıl doğru olabilir..?’ (Eyüp 25:4)

Kutsal Yasa uzmanı, İsa’ya şunu sordu: ‘Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne, yapmalıyım..?’ (Luka 10:25)
Ve zindancı Pavlus ve Silas’a şunu, sordu:
“Efendiler, kurtulmak için ne yapmam gerek..?’ (Elç. İşleri 16:30).

Bu sorulara verilen yanıt, Cennete veya Cehenneme girmemizi belirleyecektir. Sonsuza dek Cennette veya Cehennemde olmamıza neden olacak, bu soruya yanıt:

“Martin Luther, kilisenin Sadece İman ile aklanma olmadan bir saat bile ayakta kalamayacağını söylemiştir.”

*..Roma,Katolik Kilisesine göre Kurtuluş:

Yüzyıllar boyunca,günahlarından dolayı, pişmanlık duyan insanlar kilisenin, Sakramentlerine, yönlendirildi ve teşvik edildi.
Bunun nedeni de şuydu:
Mesih İsa, ölmeden önce, kendi yetkisini kilise piskoposlarına vermişti. Özellikle de bu Roma Piskoposuydu. Böylece doğal olarak insanların günahlarını bağlayan ve çözen inanılmaz güce sahip oldular. Piskoposlarda, doğal olarak bu gücü rahiplere Sakramentleri kontrol etmeleri için aktardı.

Katoliklere göre Kurtuluş, sadece iman ile değil, aynı zamanda iyi işlerle tamamlanmalıdır..!
Katoliklere göre bir kişi İsa’ya iman ettiğinde imanı, tek başına tüm günahları için, yeterli değildir. İmanının Tanrı’nın tüm lütfunu alabilmesi için,kilisenin direktiflerine uymalı ve böylece Tanrı, tarafından kiliseye verilmiş olan lütfun kanalları aracılığı ile daha fazla lütfa, kavuşmalıdır. Tanrı’nın kiliseye verdiği lütfun ana merkez kanalı, Sakramentlerdir.
Özellikle, Rabbin Sofrası (Komünyon veya Şarap Ekmek) bir Mesih İnanlısının, Mesih ve Kilise ile ilişkisinde can alıcı role sahiptir

Tüm işlenmiş günahlar, bağışlansa bile geçici, cezaya uğrayacaktı. Geçici cezanın verildiği, yerin ismi Araf idi.
Hristiyanlar olarak ölenler önce Araf’ta geçici cezaya uğrayacaklar ve sonra Cennete gidebileceklerdi.
Endülüjanslar (cennetten arsa satın alma) Araf’taki süreyi kısaltmak için satılmaya başlandı. Akrabaları ölmüş olan bir çok kişi kilisenin ‘iyi işler hazinesi’nden, doğruluklar veya iyi işler satın olarak Araf’ta bulunan, akrabalarının daha az acı çekmesini ve Araf’ta kalma sürelerini kısaltmayı, amaçlayan Endülüjanslar, satın almaya başladılar. Kilise azizlerin, kurtuluşları için gerekenden fazla, doğru işlerini kendi ‘doğru işler veya iyi işler hazinesi’nde topladı.
Toplanan bu ‘doğru ve iyi işler’ halka ölmüş akrabalarının Araf’ta daha az kalması için satılmaya başlandı. Artık Tanrısal yardım satın alınabiliyordu.

İşte Martin Luther’i rahatsız eden noktalardan biri de Endülüjanslardı.

Gerek bilerek veya bilmeyerek, Roma Katolik Kilisesi, kurtuluşu Tanrı’nın lütfu ve insan gücü ile birleşti. Teologlara göre tamamen Tanrı’nın lütfuna dayanmayan her öğretiş, insan gücüyle kurtuluşu öğretir.
Katolik öğretişine göre, insan kendi doğruluğuyla iyi işler yaparak kendini kurtarmaktadır.

*..Protestan inancında kurtuluş:

Mesih çarmıhta öldüğünde onun son sözleri ‘tamamlandı’ idi (Yuhanna 19:30).
Buradaki ‘tamamlandı’ kelimesinin Yunancası tetelestai dir. Yunanca’da bu kelime, ticarette paranın hesaba aktarılmasında kullanılır. Örneğin, paranın hesabınıza tam olarak yatırıldığında ‘ödeme tamamlandı’ kelimesi içinde aynı Yunanca kelime kullanılır.
Sadece Mesih’e iman edenler için, Mesih’in çarmıhtaki ölümü tamamen yeterlidir.

Martin Luther, kendisinin ne kadar tövbe ederse etsin, içinde günah olduğunu biliyordu. Problemin ciddiyetini, çok iyi bilen Luther bir gün Romalılar 1.bölüm 17. ayeti okudu ve gözleri açıldı:

Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, ‘İmanla aklanan insan yaşayacaktır.’

Luther’in aradığı kurtuluş, Tanrı’nın yapacağı eylem ile geçmiş, şimdiki ve gelecekteki tüm günahlarımızın bağışlanması idi.

Nitekim aradığını Romalılar 1.bölüm 17. Ayette buldu.
Luther aklanmanın iman ile mümkün olduğunu anladı ve aklanma, Günahlarımızı Tanrı’nın önüne getirip,bağış dilememizdir.

Örneğin Romalılar 4.bölüm 3.ayette şöyle yazar: ‘ Kutsal Yazı ne diyor? «İbrahim Tanrı’ya iman etti ve böylece aklanmış sayıldı.»’ Buradaki sayıldı kelimesi, birinin banka hesabına, para yatırdığınızda kullanılan kelimedir.
Yani sizin doğruluk hesabınız, Tanrı’nın huzurunda sıfır iken Mesih İsa’ya iman ettiğinizde Mesih’in doğruluk banka hesabındaki tüm doğruluk sizin hesabınıza aktarıldı.

Pavlus şöyle yazdı:
“Oysa çalışmayan, ama Tanrı’sızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde aklanmış sayılır.” (Romalılar 4:5).

Aklanma geçmiş, şimdiki ve gelecek tüm günahlarımızı kapsar. Günahkar bir kez bağışlandığında, artık bir daha geçmişteki günahlarını hatırlamak zorunda değildir.
Tanrı’nın huzurunda kutsal ilan edilmiştir. Artık günahkar Tanrı’ya doğruluk veya iyi işler borçlu değildir.
Artık tamamen ve sonsuza dek doğru sayılmıştır.

Hristiyanlar aklanmalarına rağmen günah işlediklerinde tövbe etmeleri gerektiği doğrudur (1.Yuhanna 1:9). Fakat bu tövbe Tanrı’yla birebir dostluk ilişkimizi yenilememiz içindir, kurtuluş ilişkisini yenilemek için değildir. Hala günah işlememize rağmen, Tanrı’nın huzurunda Mesih’in doğruluk giysisi üzerimizdedir.

Aklanma kişinin geçmiş, şimdiki ve gelecek tüm günahlarını kapsadığı için, artık o kişinin Cennete gitme güvencesi olanaklı hale gelmiştir.

Ancak, eğer Roma Katolik Kilisesinin öğretişindeki gibi kurtuluş lütuf toplamakla mümkün olsaydı, kişinin kurtuluş güvencesine sahip olması için tüm yaşamı boyunca uğraşması gerekirdi. Sadece Mesih’in çarmıhta yaptığı işe bağlı kalmakla, tamamen bağışlanma ve kabul edilme mümkün hale gelmiştir.

Luka 18:9-14 ayetlerine bakalım:

Kendi doğruluklarına güvenip, başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı:
“Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıkmış. Ferisi ayakta dikilip kendi kendine şöyle dua etmiş:
“Tanrım, diğer insanlar gibi soyguncu, hak yiyici ve zina edici olmadığım için, hatta şu vergi görevlisi gibi olmadığım için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.”

“Vergi görevlisi ise uzakta durmuş, gözlerini göğe doğru kaldırmak bile istemiyor, ancak göğsünü döverek,”Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyormuş.”

Size şunu söyleyeyim, Ferisi’den çok, bu adam aklanmış olarak evine dönmüş. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.

Ferisi dini liderdi ve konumu çok önemliydi. Vergi görevlisi ise o zamana göre alt tabakadan, değersiz bir kişiydi. Ferisi kendi iyi işlerini ve ne kadar doğru olduğunu Tanrı’ya anlattı ve vergi görevlisi gibi olmadığı için şükretti. Orucunu, duasını ve ondalığını (Tanrı’ya teşekkür için verilen bir miktar para, tüm kazancının 1/10’unu vermek) iyi işler olarak sıraladı.

Fakat vergi görevlisi kendisinin günahkar olduğunu biliyordu. Kendi işlerinin herhangi birinin iyi olmadığını bildiği için Tanrı’ya tek tek sıralamadı. Bu kendisinin hiç iyi iş yapmadığı anlamına gelmemelidir. Asıl gerçek kendisinin tüm işlerinin Tanrı’nın kutsal huzurunda ‘kirli’, ‘pis’ olduğunu biliyordu ve neye ihtiyacı olduğunu da biliyordu.

Hangisi Tanrı’nın huzurunda aklandı..?
Tanrı’nın lütfuna yanıt olarak Ferisi’nin yaptığı iyi işler Ferisi’yi aklamadı. Vergi görevlisi aklandı çünkü.. yaptığı hiçbir iyi işin kendisini aklayamayacağını biliyordu.

Bu benzetme Yeşaya’daki şu ayetleri de desteklemektedir:
“Hepimiz murdar olana benzedik, Bütün doğru işlerimiz kirli âdet bezi gibi. Yaprak gibi soluyoruz, Suçlarımız rüzgar gibi sürükleyip götürüyor bizi.” (Yeşaya 64:6, Kutsal Kitap Yeni Çeviri, 2001).

İnsanın hiçbir işi.. Tanrı’nın huzurunda aklanmamız için.. kabul edilemez. Sadece Mesih’in kendi işini imanla kabul edebiliriz ve böylece aklanabiliriz. Bunun için Romalılar 11:6’da şöyle yazar:
“Ama bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Aksi halde lütuf artık lütuf olmaz!
Aynı şekilde yaşamın en önemli sorusuna yanıt şöyle olmuştur:

“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir. (Efesliler 2:8-9).

…Kurtuluş sadece.. Mesih’e iman.. ile mümkündür.

Esenlikle kalın.