Re: İncile Dayalı Protestanlarla Katolik ve Ortodokslar Arasıdaki Farklılıklar Nelerdir?

#34996
Anonim
Pasif
Viran dede;18193 wrote:
Canım Rüzgar kardeşim… İnciller’in kendilerinden evvel varolan bir cemaatte yani Kilise’de derlendiğinin (hem de çok büyük bir hassasiyetle yanaşılarak) farkında mısın? Kilise’nin en önde gelen orijinallik onayı İnciller metinlerine dayalı değildir, Ruh’ul Kudüs’ün esinine dayalıdır. Öyle olmasaydı Yeni Ahit metni diye bir metin de olmazdı elimizde. Kim hangi kıstas ile seçebilirdi orijinal olanını, ortalıkta gezinen bunca gnostik (bugünlerde genellikle ‘apokrif’ olarak bilinen) İncil olduğunu iddia eden metinler arasında… Kilise Mesih’in tarih içinde yaşayan dirilmiş vücududur zaten, bir bakıma. Nasıl yetkili olmasın ki… Uluslar havarisi olarak bilinen, yazılarının elimizdeki Yeni Ahit metninin önemli bir bölümünü oluşturan, Havari Paulus’un zamanında İnciller metin olarak yoktu bile daha. Üstelik kendisinin Hz. İsa Mesih’i bizzat tanımış olduğu da yoktu. Madem Kutsal Kitap’sız olmuyorsa, o nerden buldu tüm bu öğretide bulunacak yetkiyi… :-)

Yeni Ahit metni öyle durup dururken gökten düşmüş bir metin değildir… bir cemaat içersindeki tanıklıklardan derlenmiş bir metindir. Pastör Sarkis Paşaoğlu diye tutturmuş gidiyorsun. Tanrı iyiliğini versin adamın ama… canım benim, inan, havarilerden bu yana Kilise tarihinde öyle kişilikler geçmiştir ki… bir Sarkis Paşaoğlu’nun ne diyeceğine takılmamız komik olur bir yerden sonra :-)))

Kilise gelişen bir ağaç gibidir, her gelişim safhası değerli, olmazsa olmazlığı olan, dolayısıyla da kayda değer bir süreçtir. Kilise canlıdır, bir kitaba dayalı bir tekrar değildir. Ruh’ul Kudüs’ün her tarihi devirdeki esininin yönlendirimi ile hareket eder. Kitab-ı Mukaddes sadece bir dümendir… Dümeni ise öyle kaskatı tutarsan kayalara düşer parçalanırsın. Dümen gereklidir elbet ama hareketli, işlek, ‘canlı’ olması için vardır.

Bunlar bir yana… eğer ‘peki nerde Ortodokslar’ın bugünkü havarilik geleneğini sürdürmeleri, nerde Türk insanına kendi dilinde seslenmeleri’ türünden şikayetlerin varsa… o konuda sana secde getirir, ayaklarını öperim (ciddiyim bu dediğimde)… Ama bir konu başka, öbür konu başka…

Rab beraberinde olsun…

Viran dede;18193 wrote:
Pastör Sarkis Paşaoğlu diye tutturmuş gidiyorsun. Tanrı iyiliğini versin adamın ama… canım benim, inan, havarilerden bu yana Kilise tarihinde öyle kişilikler geçmiştir ki… bir Sarkis Paşaoğlu’nun ne diyeceğine takılmamız komik olur bir yerden sonra :-))) …


Sarkis Pasaoglu’nun yazdigi yazilarin hepsine imzami atarim.Aslinda tutmus Pastör Sarkis Pasaoglu diye gidiyorsun demissiniz ama bu konuda sadece yazan ve düsünen tek kisi Sarkis degildir.Evet dogru Kilise tarihinde gercekten cok kisilikler gelip gecmistir ve gecmeye de devam edecektir.Rab’be sadik olarak hizmet etmeye ve Kutsal Kitab’a sadik olmaya devam eden kücük,büyük taninmis veya taninmayan cok sayida inanli olmustur ve olmaya da devam edecektir.Onun icin sizin Sarkis Pasaoglu’nun ne diyecegine takilmamiz komik olur yorumunuzu anlamis degilim.Sarkis Pasaogluna kücümseyici bir tavirla yaklasacaginiza siz de karsi bir durusla yazdiklarina paragraf paragraf cevap vermeyi deneyebilirsiniz.Bu konuda rüzgar kardesimiz cevap hakki bulunmasina ragmen kendim de cevap verme konusunda borclu hissettim.

Rab’bin lütfu ve isigi üzerimizde parlasin.

Sevgiler.