Re: Herşey iyiliğimiz için : –

#34805
Anonim
Pasif

@Kemal Başaran 17837 wrote:

HERŞEY İYİLİĞİMİZ İÇİN : –

Bugün, mükemmel bir gün olacak. Göreceksiniz. Dün de mükemmel bir gündü. Görmediniz mi? Yarın da mükemmel bir gün olacak. Çünkü, her günü Rab yapıyor. Bizim için özel hazırlıyor. Evet, bizim günümüz, bize özel hazırlanmıştır. Sevgiyle ve özenerek ve de ‘En İyisi’.

Rab herşeyi yarattığında, baktı ve “Mükemmel” (çok iyi) dedi. Kedi de mükemmel, köpek de, domuz da, su aygırı da, at da. At bizlere güzel görünüyor diye, o ‘mükemmel’; ama su aygırı veya domuz, bize güzel gözükmüyor diye, onlar ‘mükemmel değil’ demiyor. Herşey güzel, herşey mükemmel diyor. Her çiçek, her bitki, her meyve. Hepsi de mükemmel. Tanrı sadece mükemmel yaratır. Yarattığı herşey mükemmeldir. “Bazı ayetleri iptal eder, yerine daha mükemmellerini veririz” demez. Her şeyi, ta başından mükemmel verir. Yani, ‘daha iyisi’ olamaz. Yaratılamaz. Tiksindiğimiz o salyangoz, o sümüklüböcek bile, mükemmel yaratılmıştır.

Günlerimiz de böyledir. Her gün özeldir ve her gün mükemmeldir. Tam senin için hazırlanmıştır senin günün. Benim için hazırlanmıştır, benim günüm. Daha iyisi olma imkânı olsa, Rab’bimiz daha değişik bir gün hazırlardı. Ama durumumuza göre en iyi gün, hazırlamış olduğu gündür. Herşey ‘En iyisi’ ve ‘En uygunu’dur. Rab’be bu yüzden şükretmeliyiz. İlâhide olduğu gibi, “Budur Rab’bin Yarattığı Gün, Sevinelim Coşalım Onda”.

“Nasıl böyle diyebiliyorsun kardeş yahu? Hastayım. Yerimden kımıldayamıyorum. Bu da yetmezmiş gibi, eşim bir araba kazası geçirdi. Bacağını kırdı. İşimi kaybettim. Aylarca iş bulamıyorum. Bugün ne yiyeceğimizi bile bilmiyorum. Sen ise tutturmuşsun, bugün mükemmel bir gündür diye. Nasıl mükemmel bir gün olabilir ki?”

Ben de “İman et kardeş” diyorum. Öyle görünse de, iman et. Zor durumlardaki iman, rahat durumlardaki imandan daha kıymetlidir. Şeytan toplamış bütün delilleri Rab’bimizin aleyhine, “Bak bu durumuna! Sevecan Tanrı böyle mi yapar?” diyor habire. Rab ise, sen ne diyeceksin diye, ruhunu okuyor. Ağzından çıkmasa bile, ruhunun derinliklerinde söylediklerin var. Rab bunları dinliyor. “Gördüğün şeylere göre değil, imanla yaşa” diyor Rab.

Açtığını kimsenin kapayamadığı ve kapadığını kimsenin açamadığı, o Rab şöyle diyor: “Artık anlayın ki, ben, evet ben O’yum. Benden başka Tanrı yoktur! Öldüren de, yaşatan da, yaralayan da, iyileştiren de benim. Kimse elimden kurtaramaz” (Yasanın Tekrarı 32:39).

Bu günün olaylarını Rab hazırladı. Dünün de. Bunu bilmek, kabul etmek ve doğru olduğuna inanmak, büyük bir başlangıçtır. Çünkü günlük olaylarla, Tanrı bize konuşmaktadır. “Acaba bu niçin oldu? Başıma bu niye geldi?” gibi sorular sormamız, anlamaya çalışmamız ve Rab’den araştırmamız, her anımızı Rab’le yaşamayı öğrenmenin bir başlangıcıdır. Rab’le konuşmak, her anı Rab’le yaşamak, her an Rab’bin varlığını hissetmektir. Her olay, Rab’bin sana konuşması, birşeyler bildirmesidir.

Arabanın sigortası, seyrü-seferi, muayenesi tamam değilse, Rab seni mutlaka yakalatacaktır. Önce belki ikâz edecektir. Polis, diğerlerini durduracak ama seni durdurmayacaktır. Geçip gideceksin, ama “Kurtulduk” deyip de coşma. Bu Rab’bin bir ikâzı idi. Düzeltmezsen, sonunda yakalanacaksın ve bu sefer de, “Ne kader be!” diyeceksin. Murdar olan hiçbirşey ve hiçbir kimse, Rab’bin evine, Rab’bin huzuruna giremez. Tövbe edip de vaz geçmediğin tek bir günah bile, seni murdar kılar, Rab’den ayırır.

Arabanı çarpmışsan, milyarlarca liralık hasar oluşmuşsa veya malî sıkıntılar içerisinde iken, buz dolabın yanmışsa veya çamaşır makinen bozulmuşsa, yine, “Ne kader be!” deme. Sadece Rab’be danışarak düşün, “Birinin hakkını yemiş miyim? Haksız kazanç sağlamış mıyım? Borçlanıp da veya söz verdiğim halde ödemedim mi? Rab’den çalıyor muyum? Ondalıklarımı, hatta fazlasını veriyor muyum?”

Bugün kime öfke duydum? Bu öfke duyduğum kişinin yaptığını veya benzerini, ben hiç yapmadım mı? Affetmediğim biri var mı? Benden alacaklı olan var mı. Alacaklın varsa, sen kölesin. Yemeyip, içmeyip, hemen bu borçlarını ödemelisin. “Ama benim de alacaklarım var ve vermiyorlar” diyebilirsin. Ama olsun. Mazaret değil. Onlar ödemese bile, sen ödeyeceksin. İmanın için bedel ödemelisin. Ödediğin bedel, imanının büyüklüğünün veya küçüklüğünün göstergesidir. Rab, her zaman, “İmanını göreyim” diyecek ve bunun tek göstergesi de, ‘bedeli’dir. Herşeyin mükemmel olduğu bir durumda, imanlı olmak kolay. Ama Şeytan’ın, “Tanrı yoktur. Dualarını duymuyor. Seninle ilgilenmiyor. Şu haline bak!” dediği durumlarda, hâlâ Tanrı’ya iman edecek misin? O durumu, sırf seni imtihan etmek için, Tanrı’nın yarattığını biliyor musun? Buna inanıyor musun?

Her gün, her şey, imanımızı geliştirmek ve bizleri ‘İsa’ gibi yapmak için, bilinerek, istenerek, planlanarak, Tanrı tarafından ve sonsuz bir sevgi, şefkat ve anlayışla hazırlanmıştır. Çünkü, Tanrı’nın bize buyruğu, “Gözle görülene değil, imana dayanarak yaşamamızdır” (2 Kor.5:7). Çünkü, “Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyen şeylere çevirmeliyiz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır” (2 Kor.4:18). Ve yine çünkü, “Doğru kişi imanla yaşayacaktır” (Gal.3:11) ve “İman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır” (İbraniler 11:6).

Bugün gördüklerine, hissettiklerine göre mi yaşayacaksın kardeş, yoksa senin için canını bile esirgememiş olan Yüce Rab’bin sözlerine imanla mı? Bu gün sana Rab’bin mesajı ne idi? Ne öğretmeye çalıştı? Seni bugün nasıl yonttu? Nasıl kazıdı bu Heykeltraş? Nasıl şekillendirdi seni bu çömlekçi? Budadı mı seni? Kökünü azacık çapaladı mı? Gübreledi mi birazcık? Güneşin yakmasına, fırtınanın sarsmasına izin verdi mi?

Vermedi mi diyorsun? Bunları yapmadığını mı sanıyorsun? Trafikte önüne çıkan, bir türlü geçemediğin o yavaş aracı, önüne kim çıkardı sanıyorsun? İş yerindeki o geçimsiz şahsı veya eşinin bugünkü tavırlarını kim hazırladı sanıyorsun? Sana karşı yapılan o kabaca hareketler, kabaca davranışı kim düzenledi? Başarılarını kim sağladı? Huzurunu kim verdi? Bunların hepsini Rab yaptı. O istemedikçe, önünden karınca bile geçemez.

Ama, hepsi de senin iyiliğin için. Güçlenmen için. İsa’ya benzemen için. Altından çok daha değerli olan imanını sınamak için. Hepsi de, seni sevdiğinden dolayı. Hiçbiri intikam için değil. Hiçbiri kötülük getirmek için, zarar vermek, yıpratmak için değil. İnan artık. Anla artık. “Ben O’yum” diyor. “Bunları başına getiren O, Ben’im” diyor. Başka biri yok. “Öldüren de, yaşatan da, yaralayan da, iyileştiren de Ben’im. Kimse elimden kurtaramaz”. “Seni imanla yaşamaya çağırdım”. Haleluya.

kemal bey! herzaman olduğu gibi yazınızla yine bereketlesin hamdolsun. ben Önümüzdeki pazar olacak olan diriliş bayramı ile ilgili bir yazı yazmanızı istiyorum …şimdiden teşekürler…