Re: TÜRKLER DE HRİSTİYANDIR
Sevgili Yakamoz,
“İslâm’a ‘Alıntı’ damgası vuruyorsunuz” diyorsunuz. Ama sanki da, siz de İslâm’ı savunuyorsunuz. “Hristiyanlık da bu konuda masum değildir” diyorsunuz. Ben ise, bu soruların, Rab’be iman etmiş birinin soruları olduğunu zannetmiyorum. Biz sizin gibi düşünsek, inançlarımızdan dolayı, 40 yıldır niye cefa çekiyoruz? Ama yeni iman etmiş ve şüpheye düşmüş kişilerde bu böyle olabiliyor. Yine de sorduğun için çok mutluyum, çünkü bu soruları cevaplamakla imanda güçleneceksiniz.
Önce genel bir bilgi paylaşmak istiyorum. Ne Müsevilik (Tevrat ve Zebur), ne de Hristiyanlık hiçbirşeyin kopyası, hiçbirşeyin alıntısı değildir. Ama her öğretisi direk Tanrı’dandır. Tanrı’ya ait olmayanlardan, Tanrı hakkında bilgi alınır mı? Onlar yaşayan Tanrı’yı çoktan terk etmişler ve diğer tanrılara (şeytanlara) kucak açmışlarken; Rab’bin seçmiş olduğu ve kendisini bildirdiği, dünya üzerindeki tek halkı olan İsrailoğulları, gidip de Yahova hakkında, putpereslere mi sormuşlar?
Dünya üzerinde ‘Kutsal Kitap’tan başka, adım-adım, tarih-tarih, nesilden-nesile bizleri taaa Adem ve Havva’ya götürecek başka hiçbir kitap yoktur. Tanrı’nın insanoğlu ile ilişkisini ta Adem ve Havva’dan alıp, şimdiye kadar getiren, hangi tarihte ne oldu, kimler Tanrı’ya, kimler Şeytan’a taptı; uluslar nerede ve nasıl oluştu, kimlerden oluştu vs. gibi bilgiler veren başka hiçbir kitap yoktur.
Yani Tanrı İsrailoğullarına konuşur ve “Ben senin Tanrın olacağım, sana her şeyi öğreteceğim; yalnız diğer ulusların yaptıklarını yapmayacak ve bir tek bana tapacaksın” der ve onlar da gider ve putpereslere Yahova’ya nasıl ibadet edecekleri hakkında bilgi sorar veya onların adet ve törenlerinden çalar. Olacak şey mi bu?
Ama şunu unutmamak lâzım: Musa’nın Firavun önünde yaptığı bütün mucizelerin, neredeyse aynisini, onun büyücüleri de yaptı. Şeytan, Rab’be değil, kendisine tapılmasını istiyor. Şeytan’a tapanların da, kanlı et yediklerini, hatta kan içtiklerini bildiği için Kutsal Kitap bunu yasaklıyor. Boğulmuş veya kanı akıtılmamış eti yemiyeceksin. Kan içmeyeceksin, çünkü can(yaşam) kandadır diyor. Hatta 50 yıl evveline kadar, yamyamlar da, güçlerine güç, canlarına can katmak için, öldürdükleri insanların veya düşmanlarının, hem etini yer ve hem de kanını içerlerdi. Şeytan’a ve cinlerine tapan bütün uluslar, binlerce yıldır bunu yaptılar ve yapıyorlardı. Hatta bugünkü Satanistler bile gizli gizli bunu yapıyorlar. Yunanlıların putları ve değişik tanrıları da karanlık güçlerden oluşur. Hal böyle iken, ve Hristiyanlar ile Yahudiler bu uygulamayı binlerce yıldır reddederken; şimdi bunu ‘Yunanlılardan bir alıntı’ olarak takdim etmek ne kadar doğru olur? Şeytan’a tapan hiçbir ırk, benim kutsal imanıma katkıda bulunamaz.
Farkındamısın Yakamoz kardeş, yeni ahitte de ‘kan içmeyeceksin’ buyruğu, en önemli buyruklardan bir tanesi olarak öne çıkmıştır. Elçilerin işleri 15:22-29 bölümünde, diğer uluslardan olan imanlılara bir mektup yazılıyor ve burda uyulması gereken kurallardan (yasalardan) bahsediyor. Yüzlerce yasa varken, sadece 4 tanesi öne çıkarılıyor. Ve bunların 3 tanesi de, et ve kanla ilgilidir. Ayet 29: “Putlara sunulan kurbanların etinden, kandan, boğularak öldürülen hayvanların etinden ve fuhuştan sakınmalısınız”. Niye acaba? Niye bu kadar ısrar? Niye bu kadar önemli? Hiçbir kanı içmeye ve kanı akıtılmamış eti yemeye, binlerce yıldır ısrarla müsade etmeyen Kutsal Kelâm, şimdi de niye: “Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu’nun bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz” (Yuhanna 6:53) diyor? Çünkü “Yaşam Kandadır”. Mesih’in Yaşamı. Hayvanların, Şeytanların değil. Kutsal Yaşam. O bizim Yaşam Ekmeğimizdir. Hallelujah! Tanrı’nın “Ye ve iç” dediği, onay verdiği tek ‘kan ve et’, Mesih’in kanı ve Mesih’in bedenidir. Öyle, “Yunanlılardan gördük de yaptık” düşüncesi çok gülünç kalıyor. İlhan Arsel’in dinlere uzaklığı eşit olabilir; ama kesinlikle Tanrı aleyhtarıdır. Tarafsız değildir.
‘Yahudi dininden alıntı’ dersen, hiç şikâyetim olmaz. Çünkü Tevrat da, Zebur da, İncil de Tanrı Kelâmı’dır. Tabii ki uyum içerisinde olacak. Ama başka dinler de kan içerlerdi veya suya batırıp vaftiz ederlerdi ve Hristiyanlık onlardan alıntıdır konusunda hemfikir olamayız. Şeytan’a tapanlar, bazı şeylerin benzerlerini, karanlıklara ibadet için yapabilirler; ama Tanrı’ya tapanlar asla onları kopyalamazlar. Şeytan hep kopyadır. Dillerde konuşmayı kopyalar, Kutsal Ruh ile vaftizi kopyalar, hatta Kutsal Ruhun gücüyle peygamberlikte bulunmayı ve şifa vermeyi kopyalar. Şimdi de, Tanrı Oğlu’nun beden alıp dünyaya gelmiş olmasını kopyalıyor. Mesih Karşıtı (Anti-Christ) denen kişi, beden almış Şeytan olacaktır.
İlhan Arsel’in iddiaları çok zayıf ve mantıksız. Kendisi de kabul ediyor ki İsa birçok mucizeler gerçekleştirdi. Sadece o değil, Pavlus ve diğer havarileri de öyle yaptı. İsrail’de çarmıh’a gerilmektense, Mısır’da veya Yunanistan’da İlâh olmak daha iyi değilmiydi? Mucize gerçekleştiren herkesi hemen ‘ilâh’ eder ve onlara taparlardı zaten bu ülkelerde. Başka birşeyler yapmaya da gerek yoktu. Nitekim Pavlus’a aynen öyle yaptılar. Birini şifalayınca, ona İlâh diye tapmaya çalıştılar. Rab’bimiz İsa’nın veya Pavlus’un böyle dünyalı bir gizli istek veya arzusu olsa, çoktan yaparlardı, hem de hiç zorlanmadan. Ama “Kudüs’e girerken yeniden fikir değişti de kendisini kral ilân etmek istedi düşüncesine” ben “Ayıptır” derim. Onlar bu dünyadan medet umsalar, hem Mısır’da, hem de Yunanistan’da onlara tapmaya hazır büyük kitleler vardı. İsteseler, krallardan öte yaşarlardı.
Yunanlılar’ın, Esav soyundan gelmiş oldukları söylenmektedir. Yani, İbrahim’in oğlu İshak’ın iki oğlundan bir tanesi. Diğeri Yakup (yani İsrael) idi. Esav, Tanrı’nın ona lütfettiği tüm ruhsal hakları reddetti, değer vermedi ve bir tabak çorba karşılığında onu sattı. Sonra da yaptığını anlayınca, ne kadar ağlayıp yakardıysa da, duaları kabul edilmedi ve ‘lanetli’ biri olarak yaşadı. İbrahim, İshak, Yakup ve İsrail’in 12 kavmi ise Rab Tanrı Yahova ile yaşadı ve O’na hizmet etti. Esav’ın soyu da Yunanlıları oluşturdu ve Şeytan’lara hizmet etti. Şimdi nasıl olur da, Rab’bin soyu gelir de, Şeytan’ın soyundan Tanrı’ya tapma konusunda akıl danışır? Yani sanki da Esav’ın soyu çok önceden vardı da, çoook eskilere dayanırdı da, ondan sonra gelenler, onun bildiklerini kopyaladılar. Halbuki Yahudiler ve Hristiyanlar, binlerce yıldır bildikleri bu Şeytan’a tapma yöntem ve törelerini reddetmişler, ‘iğrenç’ olarak görmüşler, yapanları da dışlamışlardır. Hakikî imanlılar da bunlara hiçbir zaman da özenmemişlerdir.
Bir kez daha sorduğun için sana teşekkür etmek istiyorum. İleride de takıldığın herhangi bir konu varsa lütfen çekinmeden bizimle paylaş ve unutma ki aklına gelen her soru, başkaları tarafından da binlerce kez sorulmuş ve cevaplandırılmıştır.
Sevgi ve Dualarımla.